• Sonuç bulunamadı

TARİH DENEME SINAVI • 24

Belgede TARİH DENEME SINAVI 1 (sayfa 93-97)

K O Z M İ K O D A Y A Y I N C I L I K

www.kozmikoda.com.trwww.kozmikoda.com.tr

11. Osmanlı Devleti ilk kez 21 Temmuz 1774’te imzala-nan Küçük Kaynarca Antlaşması ile savaş tazmina-tı ödemeye mahkum olmuştur. 1768-1774 Osmanlı- Rus Savaşı sonunda imzalanan bu antlaşma ile bir çok ilk yaşanmıştır. Örneğin ilk kez Kırım gibi Müs-lüman ve Türk çoğunluğu olan bir bölge elden çık-mıştır.

(Cevap D)

12. Lale Devri 1718–1730 yılları arasında padişah III.

Ahmet Dönemi’nde yaşanmıştır. Lale devri Osman-lı Devleti’nde Batı’nın üstünlüğünün kabul edildiği ve Batı tarzı yeniliklerin başladığı dönemdir. Bu dönem-de kültürel ve toplumsal alanda yenilikler yapılmak-la birlikte askeri ayapılmak-landa düzenlemeler yapılmamıştır.

Nizam-ı Cedid Dönemi ise 1789-1807 yılları arasın-da padişah III. Selim Dönemi’nde yaşanmıştır. Bu dönem ilk planlı programlı ve köklü yeniliklerin baş-ladığı dönemdir. Bu dönemde kültürel, toplumsal, as-keri alanda yenilikler yapılmakla birlikte; hukuki alan-da düzenlemeler yapılmamıştır.

(Cevap C)

13. Soruda verilen her üç isim de Türkçülük fikir akımı-nın savunucuları arasında yer almaktadır. Ahmet Ve-fik Paşa’nın Türkçülüğü eserlerine yansımıştır. Bu eserler arasında Türkçe atasözlerini topladığı Mün-tehabat-ı Durub-ı Emsal ve ilk Türkçe sözlüklerden olan Lehçe-i Osmanî yer almaktadır. Hamdullah Sup-hi de Millî Edebiyat içerisinde yer almış bir Türkçü-dür. Ömer Seyfettin ise Türkçülük akımının en önde gelen kalemlerinden biridir.

(Cevap E)

14. A, B, D ve E seçeneklerinde yer alan faaliyetler Mus-tafa Kemal Paşa’nın Türk milletini örgütlemek ama-cıyla yaptığı girişimlerdir. Fakat Felah-ı Vatan Gru-bu’nu oluşturmak Mebusan Meclisindeki milletvekil-lerinin faaliyetidir.

(Cevap C) 9. Altınordu Devleti’nin yıkılmasından sonra güçlenen

Rusya I. Petro’dan itibaren açık denizlere inme poli-tikası izlemeye başlamıştır. Bunun sonucu olarak da Osmanlı Devleti ile mücadele etmek zorunda kalmış-tır. Bundan dolayı lehine olan hiçbir şeyi kullanmak-tan çekinmemiştir. Ancak Berlin Antlaşması’nda Bos-na-Hersek’in yönetimi Rusya’ya değil, Avusturya’ya bırakılmıştır.

(Cevap E)

10. Osmanlı Devleti’nin Gerileme Dönemi’nin 1699 Kar-lofça Antlaşması’ndan 1792 Yaş Antlaşması’na ka-dar sürdüğü kabul edilmektedir. Gerileme dönemi, Osmanlı Devleti’nin kendisini Avrupa’nın gerisinde görmeye başladığı ve bu sebeple Batılılaşma çalış-malarına hız verdiği bir dönemdir.

(Cevap A) 8. Devşirme sisteminin bozulması, askerlerin maaşla-rının zamanında ödenmemesi veya ayarı düşük ak-çeyle ödenmesi gibi sebeplerden dolayı Osmanlı Devleti zaman zaman yeniçeri isyanlarıyla uğraşmak zorunda kalmıştır. Özellikle XVII. yüzyıl boyunca bu tür isyanlara sıkça rastlamak mümkündür.

Bunlardan bazılarını şu şekilde sıralayabiliriz:

• III. Murat Dönemi’nde ayarı düşük akçeyle öde-me yapılması sebebiyle çıkan yeniçeri isyanı

• II. Osman’ın yeniçeri Ocağını kaldırma girişimi-ne karşı çıkan yeniçeri isyanı

• IV. Murat’ın küçük yaşta tahta çıkması üzerine çıkan yeniçeri isyanı

• IV. Mehmet Dönemi’nde yaşanan ve otuz kadar devlet adamının idamıyla sonuçlanan Çınar Va-kası (Vaka-i Vakvakiye).

(Cevap E)

K O Z M İ K O D A Y A Y I N C I L I K

www.kozmikoda.com.trwww.kozmikoda.com.tr

KPSS TARİH DENEME SINAVI • 24

16. 1921 yılı başlarındaki Çerkez Ethem ayaklanması’nı fırsat bilen İngiltere, Sevr Antlaşması’nı bir an önce TBMM’ye kabul ettirmek ve antlaşmaya işlerlik ka-zandırmak için Yunanları saldırıya sevk etmiştir. 6 Ocak 1921’de başlayan Yunan saldırısına karşı, Ba-tı Cephesi Komutanı İsmet Paşa karşı koymuş ve düzenli ordunun ilk zaferini kazanmıştır. Bu başarı-sından sonra İsmet Bey, mirliva (tuğgeneral) rütbe-sine yükseltilmiştir. Osmanlı askeri isteminde asker-lere mirliva rütbesinden sonra Paşa’lık unvanı veri-lirdi. Bu doğrultuda İsmet Bey de kazandığı zaferle paşalık derecesine yükselmiştir.

(Cevap A) 15. Milli varlığa düşman cemiyetlerin, ulusal bilinci yok

etmeye çalışmaları işgallere tepki gösterilmesini en-gellemeye yöneliktir. Cemiyetlerin manda ve hima-yeyi savunmaları ise zaten bu amaçla Anadolu’ya gelmiş olan İtilaf Devletlerine karşı tepkisiz kalacak-larının göstergesidir. Saltanat ve hilafet yanlısı bir tu-tum içinde olan bu cemiyetler İstanbul hükümetini ör-nek alarak işgallere tepkisiz kalmışlardır.

(Cevap E)

17. Türk Büyük Taaruz savaşında büyük bir zafer kazan-mış ve bu durum İngiltere’nin siyasal olarak yalnız-laşmasına neden olmuştur. İngiltere, İstanbul ve Do-ğu Trakya’yı Türklere vermek bir yana buraları silah-la savunmayı psilah-lanlıyordu. Ancak bu konuda sömür-gelerinden askeri destek alamayınca antlaşma yap-maya mecbur kalmıştır. Tüm bu etkenler Mudanya Ateşkes Antlaşması’na ortam hazırlamıştır. Bu sıra-larda İstanbul Hükûmeti ile Ankara Hükûmeti arasın-da bir yakınlaşma söz konusu değildir.

(Cevap C)

18. Lozan’da Türk tarafı açısından en olumsuz sonuç Boğazlar konusunda olmuştur. Çünkü Lozan’da Bo-ğazların yönetimi uluslar arası bir komisyona bırakıl-mıştır. Sınırlar içinde kalan bir bölgenin özerkliği ma-nasına gelen bu durum Türkiye’nin bağımsızlığını ve egemenliğini sınırlandırmıştır.

(Cevap E)

19. Cevat Abbas Gürer Mustafa Kemal Paşa ile ilgili ha-tıralarını “Ebedi Şef Kurtarıcı Atatürk’ün Zengin Ta-rihinden Birkaç Yaprak” isimli kitapta toplamıştır. Ce-vat Abbas Gürer (1887–1943), 1908’de Harp okulu-nu bitirdikten sonra İtalya, Balkan ve I. Dünya Sa-vaşlarında görev yapmıştır. Atatürk ile beraber baş-yaveri olarak Samsun’a gitmiştir. Son Osmanlı Me-busan meclisinde ve ilk TBMM’de Bolu milletvekili olarak yer almıştır. Yozgat isyanının bastırılmasında ve Kurtuluş savaşında mücadele etmiştir.

(Cevap E)

20. Musul Meselesi Lozan Konferansı’nda bir sonuca bağlanamamış ve İngiltere ile Türkiye arasında ya-pılacak ikili görüşmelere bırakılmıştı. Boğazların yö-netim yetkisi ise uluslararası bir komisyona geçmiş-ti. Lozan Antlaşmasından sonra bu meseleler ile il-gili yeni düzenlemeler yapılması, Lozan’dan kalma sorunların çözüme kavuşturulmak istendiğini göster-mektedir. Ancak paragrafta Ankara Antlaşması’nın içeriğinden bahsetmediği için, Misakımilli’den ödün verildiği yargısı çıkarılamaz. Boğazlar gibi stratejik bir noktanın tekrar Türk egemenliğine geçmesi ise Türkiye’nin uluslararası saygınlığını elbette ki artır-mıştır.

(Cevap A)

K O Z M İ K O D A Y A Y I N C I L I K

www.kozmikoda.com.trwww.kozmikoda.com.tr

25. Avrupa Birliği’ne tam üyelik koşulları 22 Haziran 1993’te yapılan Kopenhag Zirvesi’nde belirlenmiştir.

Bu toplantıda adaylık için başvuran ülkelerin tam üye-liğe kabul edilmeden önce karşılaması gereken kri-terler belirlenmiştir. Tarihe Kopenhag krikri-terleri olarak geçen bu şartlar siyasi, ekonomik ve topluluk mev-zuatı olmak üzere üç başlıkta toplanmıştır.

(Cevap A) 24. Atatürk, millî siyasetin en başta milliyetçi olması ge-rektiğini vurgulamıştır. Ayrıca millî siyasetin barışçı ve bağımsız olmasını, yani hiçbir devlet ya da kuru-luşun etkisi altında kalmadan yürütülmesi gerektiği-ni vurgulamıştır. Milleti gerçekleşmesi mümkün ol-mayan hedefler peşinde koşturarak yıpratmamak ge-rektğini vurgulayan Atatürk böylece millî siyaseti ger-çekçi temeller üzerine oturtmuştur. Fakat Atatürk millî siyasetle ilgili gelenekçi bir anlayışı hiçbir zaman be-nimsememiştir daima yeniliklere açık olmayı öngör-müştür.

(Cevap D)

26. II. Dünya Savaşı yıllarında Türkiye kamu güven-liğini sağlamak amacıyla;

• Hava saldırısı riskine karşı tüm illerde karartma uygulamış,

• Askeri harcamaları artırmış,

• Belli başlı bölgelere gece 23.00’ten itibaren so-kağa çıkma yasağı koymuş,

• Özellikle Karadeniz’de gemi seferlerini durdur-muştur. Ancak Millî Güvenlik Kurulu 1961 Ana-yasası ile kurulmuş bir kurumdur.

(Cevap E)

27. • TÜBİTAK’ın kurulması – 1963’te

• İlk televizyon yayını – 1966’da

• İlk internet bağlantısı – 1993’te

• İlk canlı radyo yayını – 1933’te

• İlk organ nakli – 1963’te gerçekleştirilmiştir.

Ancak Türkiye’de ilk radyo stüdyosu 1927 yılında İs-tanbul’da kurulmuştur. İlk canlı radyo yayını ise 1933’te bir futbol karşılaşması ile başlamıştır.

(Cevap B) 21. Türkiye’nin öncülüğünde 8 Temmuz 1937’de

imzala-nan Sadabat Paktı Türkiye, Afganistan, İran ve Irak arasında yapılmıştır. Pakta göre; taraflar barışı koru-maya yönelik Briand-Kellog Antlaşması’na uyacak-lar, ortak sınırlarını koruyacaklar ve birbirlerine kar-şı saldırıya geçmeyeceklerdi. Ayrıca bu antlaşmay-la tarafantlaşmay-lar ortak çıkarantlaşmay-larını ilgilendiren konuantlaşmay-larda bir-birlerine danışacaklarına ve birbirlerinin iç işlerine ka-rışmayacaklarına dair güvence vermişlerdir. Suriye Türkiye ile Hatay Sorunu ve Irak ile yaşadığı sınır an-laşmazlığı sorunu nedeniyle antlaşmaya dahil olma-mıştır.

(Cevap B)

22. Atatürk öncülde verilen sözüyle hiçbir insana düş-manlığın söz konusu olmadığını, fakat insanlığa za-rar veren, insanlığa düşman olan şeylere karşı oldu-ğunu belirtmiştir. Dünyada insanlığın karşısında olan her türlü zararlı olay yada kişi Atatürk tarafından ger-çek düşman olarak kabul edilmiştir. Bu da Atatürk’ün insan ve insanlık sevgisini göstermektedir.

(Cevap D)

23. Kongrelerde vatanın geleceği ile ilgili kararların hal-kın temsilcileri ile alınması cumhuriyetçilik ilkesine ortam hazırlamıştır. Çünkü cumhuriyetçilikte temel il-ke seçimdir. Vatanın geleceği gibi bir konuda halkın seçtiği temsilcileri aracılığıyla görüşlerini bildirmesi egemenliğin yavaş yavaş millete geçmesine ve do-layısıyla cumhuriyete ortam hazırlamıştır.

(Cevap C)

Belgede TARİH DENEME SINAVI 1 (sayfa 93-97)