• Sonuç bulunamadı

TARİH DENEME SINAVI • 23

Belgede TARİH DENEME SINAVI 1 (sayfa 89-93)

K O Z M İ K O D A Y A Y I N C I L I K

www.kozmikoda.com.trwww.kozmikoda.com.tr

11. Osmanlı Devleti, dağılma döneminde bir kısım top-raklarını sömürgecilik anlayışına teslim etmiş, bir kı-sım topraklarını da stratejik öneminden dolayı baş-ka devletlere bırakmıştır. Bu çerçevede Cezayir 1830’da, Kıbrıs 1878’de, Mısır ise 1882’de elden çık-mıştır.

(Cevap E)

12. İstanbul’a girişleri kontrol altında tutmak amacıyla uy-gulanan Mürur Tezkeresi II. Mahmut Dönemi geliş-mesidir. Tanzimat Fermanı 1839’da sultan Abdülme-cit Dönemi’nde ilan edilmiştir. Ercümen-i Daniş ise Fransız İlimler Akademisi örnek alınarak 1851’de ku-rulan bilim kuruludur. Bu tarihte Osmanlı padişahı Abdülaziz değil, Abdülmecit’tir.

(Cevap D)

13. Mekteb-i Harbiye 1834’te Kara Subayı yetiştirmek amacıyla II. Mahmut Dönemi’nde kurulmuştur. Yine II. Mahmut Dönemi’nde Fen ve Teknik kitaplarının çevirisi için Batı dillerinde tercüme büroları kurulmuş-tur. İlk özel gazete olan Tercüman-ı Ahval Gazetesi ise 1860-1866 yılları arasında Sultan Abdülmecit Dö-neminde Şinasi ve Agah Efendi tarafından çıkarıl-mıştır.

(Cevap D)

14. Osmanlı Devleti 19. yüzyılda iyice zayıflayarak siya-si anlamda dağılma dönemine girmiştir. Bu dönem-de yaşanan küçük sanayilerin kapatılması, Düyun-u Umumiye’nin kurulması, Avrupa devletlerine kapitü-lasyonlar verilmesi ve Avrupa ürünlerinin Osmanlı pazarına hâkim olması Osmanlı ekonomisini dışa ba-ğımlı hâle getirmiştir. Bunun sonucunda Osmanlı Devleti 19. yy. Avrupa’nın yarı sömürgesi konumuna düşmüştür. Âyanlar meselesi ise merkezi otoritenin zayıflamasına sebep olan bir unsurdur dışa bağımlı olmakla ilgisi yoktur.

(Cevap A) 9. Osmanlı Devleti 1683 yılında Viyana üzerine sefer

düzenlemiş ancak başarısız olmuştur. Osmanlı Dev-leti’nin zayıfladığını gören Avrupalı devletler bu se-ferden sonra bir haçlı ittifakı oluşturarak birden çok cephede Osmanlıya saldırmıştır. Yaklaşık on altı yıl süren bu savaşlar sonunda Osmanlı Devleti mağlup olmuş ve 1699 yılında Karlofça Antlaşmasını imza-lamıştır. Bu anlaşma ile Osmanlı Devleti ilk kez ge-niş çapta toprak kaybı yaşamıştır.

(Cevap C)

10. Osmanlı Devleti XVIII. yüzyıla büyük toprak kayıpla-rı ile girmiştir. 1699 Karlofça Antlaşması ile Venedik, Avusturya ve Rusya’ya büyük topraklar vermiştir. Bu sebeple XVIII. yüzyıl dış politikasını bu toprakları ge-ri almak üzege-rine kurmuştur. Nitekim bu amaçla 1711 yılında Rusya ile Prut Savaşında; 1715 yılında Ve-nedik ile, 1716 yılında da Avusturya ile karşı karşıya gelmiştir.

(Cevap E) 8. Osmanlı Devleti, 1699 Karlofça Antlaşmasıyla çok

büyük toprak kayıpları yaşamıştır. Bu çerçevede Mo-ra Yarımadası’nı da Venedik’e bıMo-rakmak zorunda kal-mıştır. Ancak 1715’te başlayan Osmanlı – Venedik savaşları sonucunda imzalanan Pasarofça Antlaş-ması (1718) ile Mora Yarımadası Venedik’ten geri alınmıştır.

(Cevap B)

K O Z M İ K O D A Y A Y I N C I L I K

www.kozmikoda.com.trwww.kozmikoda.com.tr

KPSS TARİH DENEME SINAVI • 23

16. A, C, D ve E seçeneklerinde yer alan eşleştirmeler doğrudur. Fakat Yenihan Ayaklanması Yıldızeli/Si-vas’’ta çıkmıştır. Yozgat’ta çıkan ayaklanma ise Ça-panoğlu İsyanı’dır.

(Cevap B) 15. Osmanlı Devleti Avrupa’da açtığı Galiçya, Romanya

ve Makedonya Cepheleri ile müttefikleri olan Alman-ya, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu ve Bulga-ristan ordularına yardım etmiştir. Osmanlı askeri sı-nırlar dışındaki bu topraklarda Rusya, Romanya ve Fransa kuvvetlerine karşı mücadele etmiştir.

(Cevap E)

17. Sevr Anlaşması için I. II ve IV. öncüller doğru olup III.

öncül yanlıştır. Çünkü Sevr Antlaşması’nda kapitü-lasyonların kaldırılması değil bütün devletlere açık hale getirilmesi hükmü yer almıştır.

(Cevap A)

18. Mustafa Kemal Paşa öncülde verilen sözü ile TBMM ordularının Yunan saldırısına karşı olanca gücüyle savunma yapması gerektiğini belirtmiştir. Ancak bu savunmanın eskiden olduğu belli bir hat üzerinde de-ğil tüm cepheye yayılarak yapılması öngörülmüştür.

Böylece Yunan ordusu belli bir hat üzerinde başarı-lı olunca Türk ordusu, hattı geriye çekerek savaşa devam etmiştir. Bu durum Yunan ordusunun saldırı gücünün kırılmasına sebep olmuş ve savaş kazanıl-mıştır.

(Cevap D)

19. Kapitülasyonların kaldırılmasıyla ekonomik bağım-sızlık sağlanmıştır. Sanayileşme için elverişli bir or-tam kurulmuş, böylece milli sanayi kurulmuştur. Ya-bancı tüccarlara tanınan imtiyazlar kalktığı için tüc-car rahat etmiş ve titüc-caret gelirleri artmıştır. Kapitü-lasyonların kaldırılmasıyla istediğini ve umduğunu bulamayan yabancı şirketler Türk Devleti tarafından satın alınmıştır.

(Cevap E)

20. “Ben de Yazdım” adlı kitap Celal Bayar’ın kaleme al-dığı 8 ciltlik bir eserdir. İçerisinde milli mücadeleye ilişkin Osmanlıca belgelere sıkça değinilmiştir. Bilin-diği gibi Celal Bayar milletvekillik, bakanlık görevle-rinde bulunmuştur. Atatürk döneminin son başbaka-nı ayrıca Türkiye Cumhuriyeti’nin üçüncü Cumhur-başkanı’dır.

(Cevap C)

21. Laik bir devlette kanunlar, akla ve bilime göre düzen-lenir. Toplumda ve devlet yapısında dinin etkileri az-dır ya da yoktur. Laiklik, dini bir vicdani mesele ola-rak kabul eder yani din, kul ve tanrı arasında kalma-lıdır. Laik toplum ya da devletlerde vatandaşlar dini ayrım söz konusu olmadan yönetime katılırlar. Laik sistemlerde tüm vatandaşların aynı inancı paylaşma-ları söz konusu değildir. Bu laikliğin özüne aykırıdır.

(Cevap E)

22. Türk Dil Kurumu (TDK) Türkçenin kökenini araştır-mak, Türk dilinin özelliklerini ortaya koyaraştır-mak, Türkçe-yi yabancı dillerin etkisinden kurtarmak amacıyla 2 Temmuz 1932’te kurulmuştur. TDK dilde sadeleşme-yi ve millileşmesadeleşme-yi sağlama, dil çalışmalarını planlı ha-le getirme yönünde çalışmalar yürütmüştür. Bu yö-nüyle Türk Dil Kurumunun kurulması, milliyetçilik dü-şüncesiyle yapılmış bir inkılaptır.

(Cevap B)

K O Z M İ K O D A Y A Y I N C I L I K

www.kozmikoda.com.trwww.kozmikoda.com.tr

25. Ulusal egemenlik tek kişinin mutlak otoritesini redde-den ve halkın kendi kendini yönetmesini ifade eredde-den bir anlayıştır. Buna göre Osmanlı halkını tek başına yönetme yetkisini elinde bulunduran saltanat ve hi-lafet makamlarının kaldırılması doğrudan ulusal ege-menlik anlayışıyla ilgili uygulamalardır. Kadınların milletvekili seçimlerine katılması ise ulusu oluşturan kadın unsurunun devlet yönetimine katılması ve ulu-sal egemenlik anlayışının tam olarak uygulanması amacına yöneliktir. Dolayısıyla 1922’de saltanat ma-kamının, 1924’te hilafet makamının kaldırılması ve 1934’te de kadınların devlet yönetimine katılması ulu-sal egemenlik anlayışının doğal sonuçlarıdır.

(Cevap E)

26. Arap Birliği 22 Mart 1945’te kurulmuş ve bünyesin-de yirmi iki Arap bünyesin-devleti barındıran uluslar arası bir örgütlenmedir. Örgüt Arap ülkeleri arasında ekono-mik, siyasi, sosyal ve kültürel işbirliğini sağlamak amacıyla kurulmuştur. Bu doğrultuda A, B, C, D se-çeneklerinde verilen ifadeler doğrudur. Ancak örgü-tün, çoğunluğu monarşi ile ya da diktatörlükle yöne-tilen Arap ülkelerinde demokratik yönetimleri işbaşı-na getirmek gibi bir amacı yoktur.

(Cevap E)

27. • Lazerin icadı – 1953

• İlk nükleer reaktörün kurulması – 1942

• Çocuk felci aşısı – 1955

• DNA’nın kimyasal yapısının çözülmesi – 1953 yı-lında gerçekleşmiştir.

İnsandan insana ilk başarılı kalp nakli ise 1967 yılın-da Güney Afrika’yılın-da Cape Town kentinde doktor Ch-ristiaan Barnard tarafından gerçekleştirilmiştir.

(Cevap C) 23. İnkılapçılık, çağın gerisinde kalmış kurumların

orta-dan kaldırılması ve bunların yerine çağa uygun ku-rumların getirilmesi esasına dayanır. Batılılaşma ve çağdaşlaşma yolunda daima ileri gitmeyi ve inkılap-ları çağdaş hayatın gereklerine uydurmayı hedef ha-lan İnkılapçılık, Atatürkçülük anlayışını durağanlık-tan kurmaktadır.

(Cevap D)

24. ll. Lozan Antlaşması ile hangi devlette kalacağı belirlenemeyen Musul 1926 yılında İngiltere ile yapılan Ankara Antlaşması’yla, İngiliz mandasın-daki Irak’a bırakılmıştır.

lll. Balkan Antantı, Almanya ve İtalya’nın saldırgan tutumlarına karşı sınırlarını güvenceye almak is-teyen Yunanistan, Yugoslavya, Romanya ve Tür-kiye tarafından 1934’te kurulmuştur.

l. Lozan Antlaşması’nda uluslararası bir komisyo-na bırakılan Boğazlar, 1936 Montrö Sözleşmesi ile Türk egemenliğine girmiştir.

lV. Kore Savaşı 1950–1953 yılları arasında SSCB’nin desteklediği Kuzey Kore ile ABD’nin destekledi-ği Güney Kore arasında yaşanmıştır. Türkiye’de 1950–1953 yılları arasında Kore Savaşı’na as-ker göndermiştir.

(Cevap B)

Belgede TARİH DENEME SINAVI 1 (sayfa 89-93)