• Sonuç bulunamadı

3 2 TARİH ÖĞRETİMİNDE KANITIN GÜNDEME GELİŞİ

Amerika’da ilk olarak Lucy Maynard Salmon isimli bayan tarih eğitimcisi “ hands –on” yaklaşımını 19. yüzyılın sonuna doğru dile getirmiştir. Bu yaklaşım modeline göre orijinal belgeler çocuklara öğretim materyali olarak verilmeliydi. 1902 yılında ders kitabını bir destekleyici materyal olarak kullanmayı önerirken daha belirgin olarak ön plana birincil kaynakların konulmasını savunmuştur (Hopkins, 2001). Tarih öğretiminde kaynak kullanımıyla ilgili en eski çalışmalardan birisi Amerikan Tarih Kurumunun raporudur. 1903 yılında yayınlanan bu raporda çocuklar için birinci elden kaynakların sınırlı olarak kullanılmasını öneriyordu. (Osborne; 25)

Yukarıdaki ilk girişimden itibaren 20. yüzyıla kadar, tarihî bilginin mahiyetine dâir yapılan tartışmalar bu bilginin öğretimine yansıtılmamıştır. Çünkü bu yüzyıla kadar tarihi bilginin mahiyetinin yalnızca tarihçiyi ilgilendirdiği düşünülmüştür. Oysa tarihçinin ortaya çıkardığı tarih bilgisi ile tarih öğrencisinin sahip olduğu tarih bilgisi aynı mahiyettedir. Ve tarihî bilginin mahiyeti, bu bilgiye yönelen herkesin, bilginin temel kaynaklarıyla yüzleştirilmesini gerekli kılmaktadır (Collingwood 1990:74). Bu gereklilik, tarih öğretiminde "Kanıta Dayalı Tarih Öğretimi" adıyla yeni bir yaklaşımın doğmasına yol açmıştır. Bu tarz tarih öğretiminde öğrencilerin tarihî belgelerden, ilk elden kaynaklardan yararlanmaları öngörülmüştür.

Tarih öğretiminde kaynak kullanımını savunan en eskilerden birisi M.W. Keatinge’dir. 1910’da Keatinge, Studies in the Teaching of History, çalışmasıyla ortaya koymuştur. Keatinge tarih öğretimi için problem yaklaşımının istekli savunuculuğunu üstlenmişti. Bu yüzden sınıfta kaynak belgelerin kullanımını şu ifadeleriyle öneriyordu:

“Çocuklarımıza üzerinde bolca çalışmaları için materyaller verilmelidir. Tarihin yazılı belgelerinden sorular sorulmalıdır. Bundan sonra bizim konumuz problem oluşumu için azaltılmalıdır ve çocuklar belgelerle yüzleşmelidir ve belgeleri zihinlerinde tutmak için alıştırmaları zorunlu olarak yapmalıdırlar” (Akt. Osborne; 25). Bugün dahi büyük kaynak analizi öncüsünden öğrenilecek çok şey olduğu düşünülmektedir. Keatinge sınıf içinde kaynak temelli etkinlikler tasarlamış ve uygulamaya çalışmıştır. Bugün de bu etkinlik modelleri kullanılmaktadır.

Keatinge’nin kullanmış olduğu etkinliklerden bazıları aşağıda sunulmuştur: Kaynaktaki iç kanıtı kullanmak: Bir sınıf II. Richard’ın dönemini ve o dönemde çıkmış köylü isyanını işliyordu. Keatinge öğrencilere ünlü kronikçi Froissart’ın köylü isyanının anlatımını verdi. O kasten öğrencilere yazar hakkında hiçbir şey söylememişti. Fakat öğrencilerden yazarla ilgili her şeyi yazmalarını istemiş ve onlar bunu kaynaktaki kanıttan yapabilmişlerdi. Keatinge’nin örnek olarak gösterdiği yanıtlar gerçek çıkarımsal becerilerdir.

Bir uyarıcı kaynağı yorumlamada bağlamsal bilgiyi kullanmak: Keatinge, Mary Tudor döneminin önemi hakkında öğrencilerle bir çalışma yapmıştı. Öğrenciler önceden Kral Henry ve Edward’ın yaptıkları bazı reformları biliyorlardı. Keatinge öğrencilere Mary’nin bir konuşmasını dağıtmıştı. Bu konuşmada Mary, kiliseden alınmış toprakların tekrar kendilerine geri verileceğine dair söz veriyordu. Çocuklardan soylu sınıfın bir üyesi olarak hayali bir karşı konuşma yazmalarını istemişti. Çünkü çocukların soyluların kilisenin zenginliği üzerine saldırı yapmaktan fayda çıkardığı bilgisini göstermelerine ihtiyaç vardı. Bu etkinlik çocukları, Mary’nin önerisi içindeki bağlamı anlamalarını göstermeye zorluyordu. Keatinge’nin gösterdiği öğrenci yazısında şöyle denmişti: “ Kraliçe Mary kendi topraklarını önemsiyor fakat bizim sahip olduğumuz toprakların da bizim için önemli olduğunu unutuyor. O toprakları geri vermenin haklı olduğunu düşünüyor. Fakat bütün insanlar aynı şeyi düşünmüyor. Biz topraklarımızı elimizde tutmak istiyoruz. Kraliçe Mary sadece sana ait olan toprakları kiliseye geri ver” (McAleavy: 9-10).

Keatinge’nin dışında 1900’lü yılların başında bilimsel bir yayın olan History Teacher’s Magazine dergisinin (Bu dergi daha sonra The Social Studies adını almış ve ulusal sosyal bilgiler konseyi (NCSS) tarafından günümüzde de yayınlanmaya devam etmektedir) 1910 yılında yayınlanan makalelerinden bazıları tarih öğretiminde kaynak kullanımının kavramsal ve uygulamalı boyutlarını değerlendiren çalışmalardır. Bu çalışmaların Keatinge’yle aynı döneme denk gelmesi önemlidir. Örneğin Nebraska Üniversitesinden, Fled Morrow Fling 1909 yılında “Tarih Öğretiminde Kaynakların Kullanımı” isimli makalesinde lise öğrencileri için tarih öğretiminde kaynak kullanılmasının bilimsel gerekçelerini sunmuş ve bunun uygulanmasında özellikle Fen bilimleriyle ilgili öğrencilerin kullanımı mümkün olan bir laboratuvarın benzerini tarih öğretimi içinde önemli bulmuştur. Fling’in bu makalesi yaklaşık 85 yıl sonra “The Social Studies” dergisinin 1994 yılı Eylül- Ekim sayısında tekrar yayınlanması ne kadar önemli olduğunu ortaya koymaktadır.

Fling, özellikle şunu vurgulamıştır (1909:5); öğretim metodlarıyla ilgili olarak eğitimciler neden tarihin doğasından ve kullandığı yöntemlerden faydalanmıyorlar? Bu sorunun cevabını vermeye kendisi ortaya koymaya çalıştığı modelle çalışmıştır. Bugün tarih yapma denilen düşünceyi, geçmişin tanığı olan kaynaklardan tarihi

öğretme yaklaşımını yaklaşık yüz yıl önce açıklamıştır. Örneğin eleştirel düşünmeyi geliştirmesi bakımından kanıtın tarih öğretiminde kullanılması ve günlük hayatta doğru bilgiye ulaşmasında önemli olduğunu belirtmiştir. Fling tarihsel metodu tarihçinin çalışmalarından esinlenerek öğrenciler için öğretim yöntemine dönüştürme olarak anlatmaya çalışmıştır. Keatinge, çocuklar için kaynak kullanımını ısrarla savunurken Fling özellikle tarih öğretiminde çoklu kaynak kullanımını örnek etkinliklerle ortaya koymuştur. Bu açıdan bir öncü olduğu söylenebilir. Örneğin Eski Yunan tarihinde Salamis Savaşıyla ilgili konuyu, Herodot’un “Tarihi”, Eschylus’un “Persliler” ve Plutarch’ın “Themistocles’in Yaşamı” eserlerinden öğrencilerin eleştirerek öğrenmelerini istemiştir. Özellikle kaynak kritiğini karşılaştırmalı olarak kullanmaya özen göstermiştir. Ayrıca Fling, “Yunan Tarihinin Kaynak Kitabı” adlı çalışmasında aynı olaylarla ilgili pek çok kaynağı yorum yapmadan yer verdiğini ifade etmiştir.(1909;7) Fling’in düşünceleri bir süre daha “The History Teacher Magazine” dergisinde destek görecek ve eğitimde kaynak kullanımıyla ilgili yayınlar dergide kabul görecektir (Elson, 1910: 218). Yine 20. yüzyılın ilk çeyreğinde Keatinge’nin ve Fling’in yanında Hazen, Brown ve Robinson’un tartışmaları tarih öğretiminde kaynak kullanımını ilerisi için sağlam bir zemine oturtacaktır (Osborn, 2003).

Benzer Belgeler