• Sonuç bulunamadı

Tarafsız Mahkeme

2. MUHAKEME USULÜ HUKUKUNDA SAVUNMA HAKKINI KORUYAN

2.1. Mahkemenin Yetkili, Tarafsız ve Bağımsız Olması

2.1.2. Tarafsız Mahkeme

Adaletli hükme ulaşmadaki en önemli etkenlerden biri hâkimin tarafsız olmasıdır. Tarafsızlık, hâkimin kendi fikirlerinden, kendi düşünce ve ön yargılarından hariç, yalnızca somut delillere göre hükme varmasıdır.317 İslam hukukunda hâkim,

kesinlikle kendi duygu ve düşüncelerinden arî şekilde ve hiçbir menfaat gözetmeyerek, tarafsız ve eşitlik ilkesine uygun hüküm vermelidir.318

Mahkemenin bağımsızlığı ilkesine göre mahkeme ve hüküm; daha çok dış etkenlerden, diğer hâkimlerden ve bilhassa devlet idarecilerinin emir ve etkilerinden ayrı tutulmaya, korunmaya çalışılırken, mahkemenin tarafsızlığı ilkesi ile hâkimin iç dünyasında oluşan kanaatten, ön yargılarından, o anki fiziksel ya da ruhsal sıkıntılarından, inanç ve ideolojilerinden ayrı tutulması sağlanır. Ayrıca mahkemenin bağımsızlığı en çok, hâkimin taraflara eşitlik ilkesine riayet ederek davranması ile sağlanır. Bu anlamda hâkimin taraflara eşit davranması ile ilgili bütün usul kaideleri, mahkemenin tarafsızlığına yönelik kaidelerdir.

314 Mecelle, md. 1801 315 Mecelle, md. 1803.

316 İbn Rüşd, a.g.e, IV, s. 353,354. 317 Atar, İslam Yargılama…, s.45. 318 Mecelle, md. 1799.

Tarafsızlık hususuna açık şekilde aykırılık teşkil eden rüşvet almak hakkında pek çok kez şiddetli uyarılar yapılmıştır.319 Hatta bazı hukukçular, hâkimin kapısındaki

görevlilerin, içeriye birinin diğerlerinden önce buyur edilmesi hususunda yardımcı olmak için rüşvet ya da hediye alması da hâkimin rüşvet alması gibidir demişlerdir.320 Hâkimin para değeri olan somut-fiziksel şeyler dışında, manevî

menfaat sağlayacak herhangi bir şey karşılığında birine iltimas geçmesi de rüşvet sayılır.321

Hâkimin tarafsızlığını etkileyebilecek/etkileme ihtimali olan fiiller de mahkemenin tarafsızlığını korumak amacıyla yasaklanmıştır. Hediye kabul etme, duruşma esnasında kendisi için taraflardan birinden ticaret yapma,322 taraflardan biri ile

duruşma esnasında samimi sohbet etme-şakalaşma, tarafsız yargılamayı etkileyecek kadar aşırı sosyalleşme gibi hâkimin tarafsız olduğu algısına zarar verebilecek hal ve hareketlerden hâkimin kaçınması gerekir.323 Mecelle’de de benzer hükümler ile mahkemenin tarafsızlığını koruyucu tedbirler alınmıştır.324 Buna göre, hâkim bir

yerdeki özel davetlere katılamaz, taraflardan birini diğer taraf olmadan evinde ağırlayamaz.325

Hâkimin tarafsız olması ile mahkemenin tarafsız olmasının netice ve amaç itibariyle aynı ve fakat farklı şeyler olduğu hususuna dikkat etmek gerekir. Bir kere mahkemenin tarafsızlığı, hâkimin tarafsızlığını kapsar ve hüküm veren kişinin tarafsızlığından daha geniş bir anlam ifade eder. Mahkemenin tarafsız olması sadece hâkimin kararında tarafsız olması değil; kâtibin tutanaklara geçirdiği beyanlarda eşit ve adil olması, davaların mübaşir tarafından adil ve tarafsız şekilde sıraya konması,

319 “…İnsanların mallarından bir kısmını, bile bile haksız yere yemek için, mallarınızı hâkimlere rüşvet olarak vermeyin.” Bakara, 2/188; “Allah'ın laneti rüşvet verenin ve rüşvet alanın üzerindedir.”, İbn Mâce, Ahkâm, 2. 320 Mehmet Ümitli, “İslam Hukukunda Rüşvet Suçu ve Hukuki Sonuçları”, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara 2006, s. 58-60; Hâkim akrabasından ya da hâkim olmadan evvel hediyeleştiği kişiden gelen hediyeyi, şayet o kimsenin görülecek bir davası yok ise, kabul edebilir. Bunun dışındakiler rüşvet gibidir. Bkz. Zuhaylî, a.g.e, s. 254; Yıldırım, a.g.e, IV, 328; el-İhtiyar’da kâtip, Müslüman ve adaletli bir kimseden seçilir, bu kişi adaletsiz bir iş yapmasın diye hâkimin görebileceği bir yere oturtulur denilmiştir. Bkz. el- Mavsılî, a.g.e, II, s. 105-106.

321 Ömer Düzbakar, ‘’İslâm-Osmanlı Ceza Hukukunda Rüşvet ve Bursa Şer’iyye Sicillerine Yansıyan Örnekler’’, e-Journal of New World Sciences Academy Social Sciences, sayı 3, C 0074, 2008, s. 535.

322 Ebu Hanife hâkimin duruşma dışında bile, davası olan kimselerden alışveriş yapmasını mekruh saymıştır, buna göre hâkim ancak tanımadığı ve bir iltimas görme ihtimalinin olmadığı kimselerden alışveriş yapabilir denmiştir. el- Mavsılî, a.g.e, II, s. 107-108.

323 Hayreddin Karaman, İslam Hukuk Tarihi, İz Yayıncılık, İstanbul, 2001, s. 121. 324 Mecelle, md. 1795, 1796, 1797, 1798, 1799.

325 es-Serahsî, a.g.e, XVI, s. 123, Zuhaylî, a.g.e, VIII, s. 255; Kadı gerektiğinde cenaze ve hasta ziyaretlerine gider ancak buralarda davalar hakkında konuşmaz. Bkz. el- Mavsılî, a.g.e, II, s. 106-107.

tercümanın adil ve eşit olması gibi, muhakemenin bütün aşamalarını ve bütün süjelerini ilgilendiren bir ilkedir. Elbette hâkim bir mahkemenin yöneticisi olarak, tarafsız bir şekilde muhakemenin yürütülmesini sağlayabilecek, diğer mahkeme çalışanlarını bu noktada denetleyebilecek en önemli kişidir. Elbette hâkim tarafsız olmadan mahkeme tarafsız olamaz. Ancak, az bir ihtimalde olsa, hâkimin töhmete sebep olabilecek fiiller işlese bile, davada adaletli ve tarafsız hüküm vermesi mümkün olabilir. Örneğin davanın taraflarından birisi hâkimin dostu olsa ve hâkim bu kişinin hediyesini kabul etse, ya da duruşma esnasında bu kişi ile şakalaşıp sohbet etse, bunlara rağmen, hükmü verirken tarafsız davranabilmesi ve adalete uygun hüküm vermesi mümkündür. Bu durumda hüküm esasen tarafsız bir hüküm olabilir ancak hâkim hareketi ile mahkemenin tarafsızlığı algısına zarar vermiştir. Bu gibi mahkemeyi töhmet altında bırakacak fiiller neticesinde, hâkim dirayetini ve karar otoritesini koruyacak olsa ve bu fiillerden hiç etkilenmeden kararını verebilecek olsa dahi, karşı taraf hâkimin tarafsız davranmadığını düşünecektir. Böylece verdiği hükme yanlı bir hüküm olarak bakılacak, mahkemenin saygınlığı yitirilecektir. Bu nedenle, hâkim kendi otoritesine ve kararına güvense bile, bu kurallara uyarak mahkemenin itibarını korumakla mükelleftir. Dolayısıyla hâkimin mahkemenin tarafsızlık algısına zarar verecek benzeri fiillerden kaçınma görevi vardır.326

Fiziksel ve ruhsal sıkıntılar insanın karar verme yetisini ve karardaki tarafsızlığı etkiler. Bu nedenle, öfke, aşırı sevinç, açlık, susuzluk, uykusuzluk gibi etkenler mevcutsa, hâkimin o hal geçinceye kadar hüküm vermemesi gerekir.327

Hâkim muhakeme esnasındaki tavırları ile de tarafsızlık ilkesine uygun davranmalıdır. Oturuşunun şeklinden, bakışına, yönelişine ve sesinin tonuna kadar bu tarafsızlığını yansıtmalı, taraflara çehresini çatmamalı, kızgın davranıp korkutmamalıdır.328 Mahkeme esnasında taraflardan biri sözü gereksiz yere

uzatabilir, fakat hâkim buna karşı bıkkınlık, yorgunluk hislerini yansıtmamalıdır çünkü bu durum o kişinin delillerini sunmasına engel olabilir.329

326 Hâkimin töhmeti engellemek görevi bahsi için bkz. Zuhaylî, a.g.e, VII, s. 466.

327 “Kimse, öfkeli iken, iki kişi arasında hüküm vermesin.” Buhârî, Ahkâm, 13; Müslim, Akziye 16; Tirmizî, Ahkâm 7; İbn Mâce, Ahkâm, 4.

328 es-Serahsî, a.g.e, XVI, s. 119; Zuhaylî, a.g.e, VIII, s. 252, Yıldırım, a.g.e, IV, s. 326-327. 329 es-Serahsî, a.g.e, XVI, s. 118.

Hâkim taraflardan birine delilini hatırlatıcı soru soramaz.330 Örneğin, davacıya, davalıdan yemin talep edebileceğini hatırlatmak, delili hatırlatmak kapsamındandır. Hâkimin taraflardan birisiyle mahkemede gizli konuşmaması gerekir.331 Bu hâkimi töhmet altında bırakır. Diğer taraf bunun bir rüşvet konuşması olduğunu sanabilir, nitekim herhangi bir mecliste iki kişinin gizli konuşması diğer kişileri rahatsız eder.332Tüm bu usul kaideleri hâkimin ve mahkemenin tarafsızlık sıfatını koruması ve hükmünü tarafsız vermesini sağlamak içindir. Tarafsız mahkeme adaletin en temel şartlarından biridir.