• Sonuç bulunamadı

İslam Ceza Muhakemesi Usul Hukukuna İlişkin Bilgiler

2. İSLAM CEZA HUKUKUNDA SAVUNMA HAKKININ MEVCUDİYETİ VE

1.1. İslam Ceza Muhakemesi Usul Hukukuna İlişkin Bilgiler

Savunmanın usulü konusu, usul hukukunun çalışma alanındadır. Savunmanın usulüne ilişkin esaslara geçilmeden önce usul bilgisine, bilhassa “dava” kavramına, dava sürecini açıklayan “muhakeme” kavramına ve muhakeme usullerini açıklayan “muhakeme usul hukuku” tanımına ve bu hukuk dalına ilişkin bazı temel bilgilere değinilmesi lazım gelmektedir.

Ceza yargılaması bir iddia ve bu iddianın görüleceği davanın varlığı ile başlar. Sözlükte dava, insanın iddia ettiği şey olarak tanımlanmıştır.79 Dava, Mecelle'de şu

şekilde yer almıştır: "Dava, bir kimse, diğer bir kimseden huzur-i hâkimde hakkını talep etmektir."80 Buradaki “hak” kelimesiyle hem hakkın tespiti ve temini, hem de haksız taleplere karşı kişinin hukuken korunması ve hakkının ihlâlinin önlenmesi kastedilir.81

İnsan, bir başkası tarafından ihlal edilen veya tehlikeye sokulan haklarını elde edebilmek için mahkemeye başvurmak veya haksız bir talep yahut haksız bir muamele ile karşı karşıya kalması halinde hukuk kuralları çerçevesinde mahkemeden koruma istemek hakkına sahiptir, bu hakka dava hakkı denilir. Dava hakkı, en temel insan haklarındandır.82 Bu hakkın kullanılarak davanın açılması sonrasında dava

sürecinin sağlıklı olarak işlemesi, adaletli bir yargılama için elzemdir. Bir davanın mahkemede dinlenip sonuca bağlanması işlemine murâfaa, muhâsame ve daha yaygın bir tabirle muhakeme adı verilir.83 Muhakemenin sağlıklı ve adaletli şekilde

işlemesi belli bir takım objektif ve sistematik kurallar ile sağlanır. Bu objektif ve sistematik kurallar Muhakeme Usulü Hukukunu oluşturur. Kısaca, yargılama (muhakeme), hukukî bir çekişme içindeki iki tarafın mahkeme önünde talep ve delillerini serdetmesi, bir dava sırasında mahkemelerin uymak zorunda olduğu usul kurallarının tamamı ise yargılama usulüdür. Klasik fıkıh kitaplarında yargılama, yani muhakeme için Türkçe’ de “kaza” şeklinde telaffuz edilen “kadâ” kelimesi kullanılmıştır. Kaza kelimesi, bir fıkıh terimi olarak ibadet ve muâmelât alanlarında farklı anlamlarda kullanılır. Muâmelât alanında kaza, “yargı kararı” ve “yargılama hukuku” anlamına gelir.84 Mecelle’de ise “hüküm ve hâkimlik” şeklinde tanımlanır.85

Klasik fıkıh literatüründe yargılama yapmak ve karar vermek üzere tayin edilen memura “kadı” verdiği karara “kazâ”, kadının yargılama esnasında uymakla yükümlü olduğu yargılama usulü kurallarına “edebü’-kâdî” veya “edebü’l-kazâ”

79 İbn Manzur, Ebu'l-Fadl Cemaluddin Muhammed, Lisanu'l-'Arab, Daru Sadr, Bulak 1308, XIV, 257.

80 Ali Himmet Berki, Açıklamalı Mecelle (Mecelle-i Ahkâm-ı Adliye), Hikmet Yayınları, İstanbul 1978, Mecelle md. 1613.

81 Cevdet Yavuz, ''Dava'', D.İ.A, Cilt: 9, İstanbul 1994, s. 12-16.

82 Davanın İslam Hukukunda kabul edilen en temel haklardan olması ile ilgili deliller için bkz. Atar, İslam Adliye…, s. 34- 40

83 Yavuz, ''Dava'', DİA, s. 12. 84 Atar, İslam Yargılama…, s. .21. 85 Mecelle, md. 1784.

denilir.86 Usul hukuku, klasik fıkıh kitaplarında “dava, deâvî, beyyinât, kazâ, akziye” gibi başlıklarla ayrı bölümler halinde ve bu alanda “edebü’l-kâdî - âdâbü’l-kazâ” türünde yazılan müstakil eserlerde incelenmiştir. Hanefî mezhebinde: Hassâf ve Cessâs’ın Edebü’l Kâdî adlı eserleri ile Trablusî’nin Muînü’l hükkâm adlı eseri, Şâfiî fakihi Mâverdî’nin Edebü’l Kâdî adlı eseri, Malikî fakihi İbn Ferhûn’un Tabsıratü’l Hükkâm adlı eseri, Hanbelî fakihi İbn Kayyim el- Cevziyye’nin et- Turuku’l hukmiyye fi’s siyâseti’ş şer’iyye adlı eseri yargılama hukuku alanında en meşhur eserlerdir.87

Muhakeme usulü hukuku esas itibariyle elbette Kur’an’a ve Hz. Peygamber'in (s.a.v) uygulamasına dayanır. Kur’an-ı Kerim'de yargılama hukukuna dair bazı genel ilke ve amaçlar belirlenmiştir.88 Buna göre yargılama ve hüküm vermede temel amaç hak ve

adaletin tesisidir ki bu amaçla bir takım ilke ve tedbirlerden bahsedilmiştir.89 Ancak

muhakeme usulüne ilişkin ayrıntılı hükümler getirilmemiştir. Zira bir mahkemenin nasıl işleyeceği hususu hukuk ilminin bir alt dalı olarak, yalnızca hüküm verme yetkisine ve hukuk ilmine sahip kişilerin muhatap ve sorumlu olacağı bir konudur. Dolayısıyla İslam muhakeme usulü hukukunun kurallarının geniş ve kapsamlı kaynağı Hz. Peygamber'in sünnetidir. Zira, Hz. Peygamber’in sünnetinde dava, ispat, savunma ve hükme varma ile ilgili birçok uygulama örneği bulmak mümkündür. Çünkü Resul-i Ekrem’in bir peygamber ve devlet başkanı olarak özellikle Medine döneminde yargılamada bulunduğu bilinmektedir. Devlet başkanı, hâkim, üst yargı mercii sıfatlarıyla birçok dava dinlemiş, hükme bağlamış, ihtilâfları gidermiştir. Elbette bu yargılamalar esnasında pek çok usul ilkesini uygulayıp ortaya koymuştur. Hz. Peygamber'in uygulamasına göre İslam ceza muhakemesi usulünde, hâkimin davada iki tarafı da dinlemesi, açık ve eşit şartlarda yargılaması, objektif verileri ve tarafların mahkemede ileri sürdükleri delil ve izahları esas alması gibi birtakım ilke ve tedbirler mevcuttur90.

Usul hukukunun en önemli öğelerinden birisi olan dava ve onunla başlayan muhakeme süreci, fıkıh kaynaklarında ilk dönemlerden itibaren ele alınmış ve

86 Fahrettin Atar, “Kaza”, D.İ.A, Cilt: 25, yıl: 2002, s. 113-117.

87 Edebü’l-kâdî türündeki eserler hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. Atar, İslam Yargılama…, s.62. 88 Bkz. Nisâ 4/58; Mâide 5/8, 42; Şûrâ 42/15

89 Bkz. Bakara 2/188, 282

incelenmiştir. Ayrıca İslamiyet'in yayılması ile geniş bir coğrafyada İslam hukukçuları yetişmiş ve çalışmalar yapmıştır. Bu çalışmalar sayesinde, coğrafyalar büyüyüp, devletler değiştikçe genişleyen bir hukuk doktrini oluşmuştur. İçtihat ve doktrin, bu hukuk dalının, Kur’an ve Sünnetten sonra gelen diğer kaynaklarıdır. Geçerli bir dava olabilmesi için davada bulunması gereken şartlar, davanın açılması, iddia ve savunmanın ne şekilde olacağı, tarafların beyan ve delillerinin değerlendirilmesi gibi muhakeme sürecine ilişkin esaslar Muhakeme Usulü Hukukunun en önemli konularıdır. Dolayısıyla muhakeme usulü hukukunu bilmek, kaynaklarını ve tarihi gelişimini, hangi tür eserlerde bulunabileceğini bilmek demek, savunma müessesesinin usulünü, kaynaklarını ve hangi eserlerde bulunabileceğini bilmek demektir.

1.2. İslam Ceza Muhakemesi Usul Hukukunda Savunma Hakkının Yeri ve