• Sonuç bulunamadı

Taraflarca Getirilme İlkesi Kapsamında Uzman Görüşünün Sunulması

KISALTMALAR CETVELİ ÖZET

B) Uzman Görüşünün Taraflarca Getirilme İlkesine Uygunluğu

I- Taraflarca Getirilme İlkesi Kapsamında Uzman Görüşünün Sunulması

Hukuk yargılama usûlüne egemen olan taraflarca getirilme (ha-zırlama) ilkesi (Beibringungsgrundsatz, Verhandlungsgrundsatz) uya-rınca, Kanunda öngörülen istisnalar dışında hâkim, iki taraftan birinin söylemediği şeyi veya vakıaları kendiliğinden dikkate alamaz ve onları hatırlatabilecek davranışlarda dahi bulunamaz (HMK m. 25). Taraflar-ca getirilme (dermeyan) ilkesinin anlamı, bir davada mahkemeye yö-neltilen her bir talebi destekleyen bütün maddî olayların (vakıaların) ve delillerin (yani dava malzemesinin) sâdece taraflarca ile ri sürülebilece-ğidir. Böylece taraflar, taraflarca getirilme ilkesi kapsamında uzman gö-rüşünü de, delil aydınlatma vasıtası olarak mahkemeye sunabilirler128.

125 Tanrıver, Süha: Bilirkişinin Hukukî Statüsü, Yükümlülükleri, Yetkileri ve Sorum-luluğu, Ankara 2002, s. 56-57.

126 Meraklı s. 356; Pekcanıtez s. 400, 415; Tanrıver-Usûl s. 974-976. Doktrinde hak-lı olarak belirtildiği gibi uzman kişi dava açmadan önce veya kanun yolu aşama-sında da rapor verebileceğinden, uzman kişiye bilirkişiye ilişkin kanun hükümleri (HMK m. 271) uygulanarak mahkemece yemin verdirilemez. Uzman kişi derdest bir davada görüş verse bile, kanunda (HMK m. 293, 2) uzman kişinin her durumda mutlaka duruşmaya çağrılması zorunlu tutulmamış olup, duruşmaya gelmeyen uz-man kişinin zorla getirtilmesine karar verilemez (Sarısözen-Özel Bilirkişi s. 1727;

Tanrıver-Bilirkişilik s. 38; Tanrıver-Usûl s. 976; Tutumlu s. 257-258).

127 Özbay s. 357; Sarısözen-Özel Bilirkişi s. 1729-1730; Tanrıver-Bilirkişilik s. 37-38; Tanrıver-Usûl s. 976; Tutumlu s. 258.

128 “Tasarruf ilkesi, hâkimin kendiliğinden bir davaya bakamayacağını, ancak talep üzerine davaya bakabileceğini, tarafların dava konusu üzerinde tasarruf yetkisi bulunduğunu ve hâkimin tarafların talepleri ile bağlı olduğunu ifade eder. Ken-diliğinden ( re’sen ) harekete geçme ilkesi gereğince kamu yararı düşüncesi ile hakim bazı hallerde tarafların talebi olmadan da kendiliğinden harekete geçebilir

Mahkeme sâdece kendisine taraflarca bildirilmiş olan dava malze mesini esas alarak karar vermelidir129. Mahkemenin taraflarca ileri sürülmeyen vakıaları ve bunların delillerini kendiliğinden (re’sen, exofficio) araştırma yetkisi çok sınırlıdır. Mahkeme, belli konuların tatminkâr ölçüde açıklanmadığı veya görüşülmediği kanısına varırsa, hâkimin taraflara soru sormak ve taraflardan açıklama almak sûretiyle belirsiz konuları aydınlatma yetkisi vardır.

Mukayeseli hukukta Alman mahkemeleri bu yetkilerini kullanır-ken, taraflardan birine yardım etmek sûretiyle “taraf tutan bir izlenim”

vermekten sakınmak amacıyla son derece tedbirli davranmaktadırlar130.

ve gerekli inceleme ve araştırmalarda bulunabilir. -Taraflarca hazırlama ilkesi, da-vanın ve savunmanın dayanağı olan vakıaların ve bunların delillerinin taraf-larca mahkemeye bildirilmesi demektir. Bu ilke tasarruf ilkesinin doğal bir tamamlayıcısıdır. Hâkim, incelemesini taraflarca kendisine bildirilmiş olan dava malzemesi üzerinde yapar. Hâkim, tarafların bildirmediği vakıaları kendiliğinden inceleyemez ve onları hatırlatabilecek hallerde dahi bulunamaz. Hâkim, taraf-ların kendisine bildirdikleri vakıalara göre, dava konusu olayı tespit eder ve ona göre gerekli hukuk kuralını uygular. Hâkim, sadece kendisine usulüne uygun biçimde bildirilmiş olan vakıaları inceleme konusu yapabilir ve bu vakıa-lardan anlaşılan itiraz sebeplerini kendiliğinden gözetmekle yükümlüdür. Buna karşılık hâkim, kendisine usulüne uygun biçimde bildirilmemiş itiraz sebeplerini kendiliğinden gözetemez. Kendiliğinden (re’sen) araştırma ilkesi dava malzeme-sinin hazırlanmasında, tarafların yanında, hâkimin de görevli olması hali olup, bu ilke kamu yararı gerekçesine dayanır ve taraflarca hazırlama ilkesinin istisnasıdır”

(HGK 26.03.2014, 13-637/397: İBD 2015/4, s. 272-276).

129 Alangoya-İlkeler s. 2-3; Alangoya, H. Yavuz : Dava Temeli, Hakimin Dava Malzemesinin Toplanmasındaki Rolü ve Bu Konudaki Gelişmeler Hakkın-da (KHD 2005/9, s. 83-113), s. 106; Alangoya/Yıldırım/Deren-Yıldırım-Usul s.

184; Becker-Eberhard, Ekkehard: Dava Malzemesinin Taraflarca Getirilmesi İl-kesinin Esasları ve Sınırları (Çev. M. Kamil Yıldırım) (İlkeler Işığı Altında Medeni Yargılama Hukuku, İstanbul 2012, s. 17-38), s. 23; Fisher, Howard: TheGerman Legal Systemand Legal Language, London 2002,s. 174; Karslı s. 246-259; Koch, Harald/Diedrich, Frank: CivilProcedure in Germany, München 1998, s. 28; Me-riç, Nedim: Medeni Yargılama Hukukunda Tasarruf ve Taleple Bağlılık İlkesinin Kapsamı ve Bazı Güncel Kararların Değerlendirilmesi (Medenî Usûl ve İcra-İflâs Hukukçuları Toplantısı XII, HMK Çerçevesinde Yargılamaya Hakim Olan İlkeler, Isparta, 18-19 Ekim 2014, SDÜHFD 2014/2, s. 23-63), s. 29-30; Schilken, Eber-hard: Medeni Yargılamada Hakimin Rolü (Çev. Nevhis Deren-Yıldırım) (İlkeler Işığı Altında Medeni Yargılama Hukuku, İstanbul 2012, s. 39-59), s. 52; Tanrı-ver-Usûl s. 354-356; Yıldırım-Bilirkişi s. 834; Yıldırım-Hukuk Muhakemeleri Kanunu Tasarısı’ndaki İlkeler s. 40.

130 Becker-Eberhard, Ekkehard: Alman Medeni Usûl Hukuku Reformu Hakkında (Çev. Nevhis Deren-Yıldırım) (21. Yüzyıl Usûl Hukuku Sorunları, İstanbul 2003, s. 59-77), s. 68; Becker-Eberhard-Dava Malzemesi s. 30-31; Borris, Christian:

Commonlaw and civil law: fundamental differences and their impact on arbitration

Zîrâ mücâdeleci sistemde mahkemenin pasifliği, aynı zamanda hâkimin tarafsızlığının da bir belirtisi olarak görülmektedir. Bu nedenle, hâkimi aktif hâle getiren131 (tarafların iddialarıyla sı nırlı kal mak şartıyla taraf-lardan belli ölçüde delil ibrazını istemek, müphem ve çelişkili olay-ları taraflara açıklattırmak gibi) bâzı yetkilerin hâkime verilmesinde çekingen davranılmakta, bu yetkilerin kullanılması sûretiyle hâkimin ta raflardan birine yardım eden bir duruma girmemesi istenmektedir.

Hâkimin pasifliği onun tarafsız kalmasını da sağlamaktadır. An-cak, Alman Medenî Usûl Kanunu’nda ve Hukuk Muhakemeleri Kanu-numuzda kurulan denge ile hâkimin aşırı pasif kalmasından doğabile-cek sakıncalar giderilmiş, davada zayıf olan tarafın ezilmesi önlenmiş-tir. Alman Medenî Usûl Kanunu’nun (Zivilprozessordnung, ZPO) 136, 137, 138 ve 139. paragraflarında düzenlenen bu ilkeler Türk hukukunda da geçerli olup, hâkimin davayı aydınlatma ödevi Hukuk Muhakemele-ri Kanunu’nun 31. maddesinde açıkça belirtilmiştir132.

(ADRLJ 1995/June, s. 92-103), s. 93; Koch, Harald/Diedrich, Frank: Germany (International Encyclopedia of Laws Civil Procedure, Vol. 2, Alphenaan den Rijn 2006) s. 29; Rechberger, Walter H.: Avusturya Medeni Yargılamasında Yargıla-manın Hızlan dırılması (Çev. M. Kamil Yıldırım) (İlkeler Işığı Altında Medeni Yar-gılama Hukuku, İstanbul 2012, s. 1-15), s. 7; Schilken s. 55.

131 Medenî usul hukukunda son yıllarda hâkimin pasifliği yerine, belli ölçüde hâkimin aktifliği ilkesi kabul edilmektedir. Anglo-Amerikan hukuk sisteminin “aşırı pasif mahkeme” anlayışının yetersizlikleri nedeniyle, Kıta Avrupası hukuk sisteminin

“aktif mahkeme” yöntemine doğru bir yöneliş göze çarpmaktadır (Konuralp, Halûk: Adil Yargılanma Hakkı Açısından Hukuk Usulünde Çözüm Arayışları, Hu-kuk Felsefesi ve Sosyolojisi Arkivi, 2005/14, s. 65-79, s. 71). Avrupa Konseyi Ba-kanlar Komitesinin “adalete ulaşmayı kolaylaştırıcı tedbirler hakkındaki” R (81) 7 sayılı tavsiye kararında, davaların sür’atle sonuçlandırılması için hâkimin yetkile-rinin genişletilmesi gerektiği savunulmuştur. Bakanlar Komitesine göre, hâkimin tarafsızlığına zarar vermemek şartıyla aktifliğinden anlaşılması gerekenler şun-lardır: Muhakemeyi idare etmek; muhakemenin akışını hızlandırmak; en azından tarafların uyuşmazlığın esası üzerinde serbestçe tasarruf edemeyecekleri davalarda delilleri araştırmak; delillerin gösterilmesini sağlamak; uyuşmazlığın temel un-surlarını açıklığa kavuşturmak üzere hukukî sebepler ve maddî vakıalar hakkında sorular sormak; tanıklara sorulacak soruları hazırlamak ve gerekirse, uyuşmazlığın çözümü için önemli olan tanıkların çağrılmasına ve tarafların haklarının korunma-sına dikkat ederek tanıkların sayısını sınırlandırabilmek (Öztek, Selçuk: Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesinin “Adaletin İşleyişini İyileştirmeye Yönelik Medenî Usul İlkeleri” Konulu Tavsiye Kararı, Hukuk Araştırmaları 1986/1, s. 9-20, s. 13).

132 Karaaslan, Varol: Medenî Usûl Hukukunda Hâkimin Davayı Aydınlatma Ödevi, Ankara 2013, s. 76-83; Karaaslan, Varol: Hâkimin Tarafsızlığı İlkesi ve Hâkimin Davayı Aydınlatma Ödevi Arasındaki İlişki (Medenî Usûl ve İcra-İflâs Hukukçu-ları Toplantısı XII, HMK Çerçevesinde Yargılamaya Hakim Olan İlkeler, Isparta,

II- Uzman Görüşünün Mahkemece Diğer Delillerle Birlikte