• Sonuç bulunamadı

Kendisinden Rapor Alınan Uzman Kişinin Davet Edildiği Duruşmaya Katılma ve Soruları Cevaplandırma Zorunluluğu

KISALTMALAR CETVELİ ÖZET

G) Uzmanın Çağrıldığı Duruşmaya Geçerli Bir Özrü Yoksa Gelmesi

II- Kendisinden Rapor Alınan Uzman Kişinin Davet Edildiği Duruşmaya Katılma ve Soruları Cevaplandırma Zorunluluğu

Uzman kişinin çağrıldığı duruşmaya gelmesi zorunludur. Uz-man kişinin mahkeme veya hakem önündeki duruşmaya katılması için, iş sahibinden ilâve ücret isteme hakkı olmamakla beraber, seyahat ve konaklama masraflarını isteme hakkı vardır84 (TBK m. 510, 1).

Uzman kişi çağrıldığı duruşmaya geçerli bir özrü olmadan gel-mezse, hazırlamış olduğu rapor mahkemece değerlendirmeye tâbi tu-tulamaz. Dolayısıyla böyle bir rapor, delil değerlendirme vasıtası olma kabiliyetini yitirir ve kabule şayanlığını kaybeder (HMK m. 293, 3).

Uzman kişinin çağrıldığı duruşmaya gelmemesinin müeyyidesi çok ağır olup, uzman raporunun doğrudan delil değerlendirme vasıtası olmakabiliyetini etkilemekte ve kabule şayanlığını hükümden düşür-mektedir. Tahkim yargılamasında çağrıldığı duruşmaya gelmeyen uz-man kişilerin raporları bakımından Kanunda böyle bir yaptırım öngö-rülmemesine karşılık, mahkemeler önünde yürütülen yargılamalarda, uzman kişinin çağrıldığı duruşmaya gelmemesine büyük değer atfedil-miş ve uzmanın çağrıldığı duruşmaya gelmeyerek hazırladığı raporu savunmaması, çapraz sorgu altında sunduğu raporla ilgili sorulara ce-vap vermemesi, müphem ve şüpheli hususları açıklığa kavuşturmayı reddetmesi durumunda, hâkimin hazırlanan raporu delil değerlendirme vasıtası olarak dikkate alamayacağı hükme bağlanmıştır. Bu durumda uzman raporu, doğrudan delil değerlendirme vasıtası olma kabiliyetini kaybetmekte ve hükme esas alınamamaktadır. Madde gerekçesinde bu hususta şu açıklamaya yer verilmiştir:

“Uzman kişinin çağrıldığı duruşmaya geçerli bir özrü olmaksı-zın gelmemesi hâlinde, yargılamanın gecikmesini önlemek amacıyla hâkimin hazırlanan raporu değerlendirmeyeceği hususuna da bir vurgu yapılmıştır. Ayrıca hazırlanan raporla ilgili şüpheler ancak ilgili uzman dinlenerek giderilebileceğinden ve kendisi de gelmediğinde bu rapora dayanmak doğru olmayacağından böyle bir yaptırım düzenlen-miştir”85.

84 Aral/Ayrancı s. 410; Eren s.741; Tandoğans. 577-587; Yavuz s. 1181.

85 Arslan/Yılmaz/Taşpınar Ayvaz/Hanağası s. 312, dn. 392; Budak s. 378-379;

Yılmaz-Şerh s. 1313, dn. 1.

Madde gerekçesinde haklı olarak belirtildiği gibi kanun koyucu, uzman kişinin çağrıldığı duruşmaya gelmemesi hâlinde yargılamanın sürüncemede kalmasını önlemeyi amaçlamıştır. Hazırlanan uzman ra-poruyla ilgili tereddütler, ancak raporu hazırlayan uzman kişinin (özel bilirkişinin), tarafların ve vekillerinin de hazır olduğu bir duruşmada dinlenmesi ve raporun tartışılması yoluyla giderilebilir86.

Raporunu hazırlayarak dava konusu olayla ilgili bilimsel görüş ortaya koyan uzman kişi, çağrıldığı duruşmaya katılarak raporu hak-kında gerekli izahatı vermeli, tarafların anlamadığı veya hatalı bulduğu noktalarda yönelteceği soruları yanıtlamalı, gerektiğinde sözlü olarak, anlaşılamayan veya varsa değerlendirme dışı bırakılan (atlanan) konu-larda onları aydınlatarak daha ayrıntılı bilgiler vermelidir.

Uzman raporunun duruşmada tartışılmasının amacı, uzmanın görüşünün doğruluğunun saptanabilmesi ve tarafların da muhakemeye katılabilmelerinin sağlanmasıdır. Uzmanın dinlenmesi sûretiyle takvi-ye edilen rapor, mahkeme veya hakemler ve taraflar nezdinde daha ikna edici olacak, hâkim veya hakemde bir kanaat uyandırabilecek, bu ra-pora dayanılarak hüküm kurulabilecek, varsa uzman raporu üzerindeki şüpheler dağıtılabilecektir. Uzman kişi duruşmada dinlendiğinde, rapo-ru mahkeme veya hakemce değerlendirme dışı tutulmayarak, taraflarla birlikte ve dosyada mevcut olan tüm delillerle bir bütün olarak hâkim veya hakemce serbestçe ve sağlıklı şekilde değerlendirilecek, böylece delillerin müşterekliği ilkesi hayata geçirilebilecektir87.

Doktrinde, uzman kişinin tarafsızlığı ve güvenilirliği konusunda hasım taraf ve mahkeme veya hakemlerde oluşabilecek şüphelerin orta-dan kaldırılmasının en uygun yolunun, doğruorta-danlık ilkesi olduğu belir-tilerek uzman kişiye, sunduğu yazılı raporunu duruşmada savunma ve açıklama imkânı tanınması gerektiği vurgulanmıştır. Doğrudanlık ilke-si, uzman kişinin duruşmada taraflar, vekilleri, hâkim veya hakemlerin

86 Sarısözen-Özel Bilirkişi s. 1718-1722; Sarısözen-Çapraz Sorgu s. 348; Tanrı-ver-Bilirkişilik s. 34; Tanrıver-Usûl s. 972.

87 Arslan/Yılmaz/Taşpınar Ayvaz s. 455; Atalay-Pekcanıtez-Usûl s. 1961-1962;

Aydın, Devrim: Ceza Muhakemesinde Deliller, Ankara 2014, s. 51-52, 163; Gör-gün s. 398; Karslı s. 577; Kuru/Arslan/Yılmaz s. 439; Öztek s. 205; Pekcanıtez s. 412; Tanrıver-Bilirkişilik s. 34; Tanrıver-Usûl s. 972-973; Yazıcı Tıktık s. 96.

huzurunda bizzat dinlenmesi yoluyla hayata geçirilecektir. Bu sayede taraflar ve mahkeme veya hakemler, bilgisine başvurulan uzman kişi-nin tarafsızlığı ve güvenilirliği hakkında şahsî gözlemlerine dayanarak doğrudan kanaat sahibi olacaklardır88.

Uzman kişinin sunduğu raporun güvenilirliği, duruşmada doğ-rudan veya çapraz sorgu yoluyla89 test edilebilir ve raporda savunulan görüş itibarsızlaştırılmaya çalışılabilir. Uzmandan görüş alan davacıy-sa, davalının yapacağı sorgulama çapraz sorgu; davacının uzmana sora-cağı sorular ise doğrudan sorgu şeklinde olacaktır. Bunun gibi, uzman-dan görüş alan davalıysa, davacının yapacağı sorgulama çapraz sorgu;

davalının kendi uzmanına soracağı sorular ise doğrudan soru sorma olacaktır90.

Doktrinde, uzman kişinin duruşmada çapraz sorguya alınması-nın, Anglo-Amerikan hukuk sisteminden ithal edildiği ve hukuk yargı-lama usûlü kültürümüze yabancı olduğu gerekçesiyle isabetli olmadığı yönünde eleştiriler de vardır91.

Anglo-Amerikan hukuk yargılama sisteminde bilirkişi tanıkla-rın ve uzman kişilerin sorgulanmasında avukatlatanıkla-rın geniş yetkileri var-dır92.Uzman kişiye duruşmada hazır olacağı, uzman görüşü alan tarafça bildirilmemişse, uzman kişinin raporu yazılı veya sözlü olarak avukatça sorgulanabilir ve uzman kişinin yeminli beyanı delil keşfi93 (discovery) yoluyla alınabilir.

88 Arslan-Doğrudanlık İlkesi s. 40-41.

89 Uzman kişinin hâkim, taraflar veya avukatlarınca yapılan doğrudan veya çapraz sorgu usûlü hakkında geniş bilgi için bkz. Sarısözen-Özel Bilirkişi s. 1722-1726;

Sarısözen-Çapraz Sorgu s. 325 vd.

90 Sarısözen-Çapraz Sorgu s. 349.

91 Alangoya/Yıldırım/Deren-Yıldırım-Değerlendirme ve Öneriler s. 157; Yıldı-rım-Hukuk Muhakemeleri Kanunu Tasarısı’ndaki İlkeler s. 54; Yüksel, Kemalet-tin: Hukuk Muhakemeleri Kanunu Tasarısı Hakkındaki İncelemeler (Bankacılar Dergisi, 2008/67, s. 94-110), s. 102.

92 Çelikoğlu s. 179; Özsunay, Ergun: Amerikan Hukukunda Bilirkişi Tanık (Expert Witness) (Mukayeseli Hukukta Bilirkişilik ve Sorunları, Yargıtay’ın Kuruluşunun 125. Yılı, s. 97-104), s. 100.

93 FRCP r. 26 (b) (4) (B) (Federal Civil Judicial Procedure and Rules, West Group, 2001, s. 136).

Anglo-Amerikan hukuk yargılama sisteminde uzman kişiye du-ruşmada doğrudan soru yöneltme esnasında genelde şu konularda so-rular sorulur94:

1) Uzman görüşünün konusu,

2) Uzmanlık alanını ve raporda ileri sürülen görüşü destekleyen teoriler ve ilkeler,

3) Uzman kişi tarafından verilen bilginin dayandığı kaynaklar, 4) Davada kullanılan standart testler veya olağan usûller, 5) Uzman kişinin görüşünün diğer dayanakları,

6) Uzman kişinin yaptığı tespitler ve vardığı sonuçlar,

7) Uzman kişinin görüşü ve vardığı sonuçlar hakkında açıkla-malar yapması.

Rapor veren uzman kişiye, dinlendiği duruşmada taraflar veya vekilleri gerekli soruları sorabilir (HMK m. 293, 2). Doktrinde, Kanun-daki bu hükmün, tarafın uzman kişiye doğrudan soru soramayacağı, ancak sorulacak soruyu hâkime yönelterek soru sorabileceği; taraf avu-katlarının ise uzman kişiye doğrudan soru sorabileceği şeklinde anlaşıl-ması gerektiği haklı olarak belirtilmiştir95.

Uzman kişinin dinlendiği duruşmaya katılan taraf avukatları, duruşmaya çağrılan uzmana, duruşma disiplinine uygun olarak doğru-dan soru yöneltebilirler. Taraflar ise uzmana hâkim aracılığıyla soru sorabilirler. Uzmana yöneltilen soruya taraflarca itiraz edildiğinde, so-runun yöneltilmesinin gerekip gerekmediğine hâkim karar verir (HMK m. 152, 1).

Uzman kişinin sözlü olarak açıklamalarda bulunduğu duruşma-da uzmana doğruduruşma-dan veya hâkim yahut hakem kanalıyla yöneltilecek soruların, hiç kuşkusuz duruşmayı yöneten hâkim veya hakemin

süzge-94 Haydock/Sonsteng s. 419-420.

95 Sarısözen-Çapraz Sorgu s. 347.

cinden geçmesi ve sorulan sorunun gerekli veya yararlı olup olmadığını denetlemesi, duruşmanın sevk ve idaresi kapsamında faydasız soruların sorulmasını men etmesi gerekir.

Hâkim, uzman kişinin duruşmada yaptığı sözlü açıklamalarını, beyanda bulunan uzmana okunmak kaydıyla zabıt kâtibi aracılığıyla tu-tanağa kaydettirir (HMK m. 154, 3/d).

Ceza yargılaması hukukunda da uzman kişiye soru sorulmasında aynı esaslar geçerli olup, Cumhuriyet savcısı, hâkim, müdafi veya vekil sıfatıyla duruşmaya katılan avukat; duruşmaya çağrılmış uzman kişiye, duruşma disiplinine uygun olarak doğrudan soru yöneltebilir. Sanık ve katılan da mahkeme başkanı veya hâkim aracılığı ile uzman kişiye soru sorabilir. Yöneltilen soruya itiraz edildiğinde sorunun yöneltilmesinin gerekip gerekmediğine, mahkeme başkanı karar verir. Gerektiğinde il-gililer yeniden soru sorabilir (CMK m.201).

5. UZMAN GÖRÜŞÜNÜN İSPAT HUKUKUNDA TAŞIDIĞI DEĞER

A) Uzman Görüşünün Delil Değerlendirme Vasıtası Olması