• Sonuç bulunamadı

3.6 İDDİA ANLAŞMASININ TEMEL NİTELİKLERİ

3.6.2 Taraflar Anlaşma ile Bağlıdır

(a) İddia anlaşmaları genellikle diğer yargılamaları bağlayıcı özellik taşımazlar.

Savcılar Birleşik Devletleri temsilen iddia anlaşmasında yer almakta iseler de yapılan iddia anlaşması, bu anlaşmada yer almayan diğer devlet kuruluşları açısından

bağlayıcılık taşımamaktadır483. Bu nedenle yalnızca iddia anlaşmasında imzası

bulunan savcılık ofisi yapılan iddia anlaşması hükümleri ile bağlıdır. Bazı iddia anlaşmalarında bu durumu ortaya koyan ifadelere rastlamak mümkündür:

“Bu teklif yalnızca savcılık ofisi açısından bağlayıcıdır. İddia anlaşması teklifi diğer savcılık ofislerini, Adalet Bakanlığı Vergi Dairesini, Hazine Bakanlığı Gelir İdaresini bağlayıcı hükümler içermemektedir ve bu kuruluşlar kendi özel yargılama yetkileri dâhilinde bulunduğu sürece sanık hakkında gerekli işlemleri yürütme yetkisini kullanabileceklerdir.”

481

US. v. Robison, 924 F.2d 612, 613–614 (6th Cir. 1991).

482

US. v. Clark, 55 F.3d 9, 12 (1st Cir. 1995), US. v. McQueen, 108 F.3d 64, 66 (4th Cir. 1997), US. v. Johnston, 199 F.3d 1015, 1020 (9th Cir. 1999).

483

US. v. Flemmi, 225 F.3d 78, 87 (1st Cir. 2000); US. v. Williamsburg Check Cashing Corporation, 905 F.2d 25, 28 (2nd Cir. 1990); US. v. Igbonwa, 120 F.3d 437, 443 (3rd Cir. 1997).

Birleşik Devletler v. Johnston kararına konu olayda; sanık dolandırıcılık suçu nedeniyle Eastern District of Michigan Savcılık Ofisi ile iddia pazarlığı yapmıştır. Yapılan anlaşmada, bu anlaşma hükümlerinin Eastern District of Michigan Savcılık Ofisi haricinde başka herhangi bir devlet kuruluşunu bağlayıcı bir etkiye sahip olmadığı açık bir şekilde ifade edilmiştir. Bu anlaşmanın hemen sonrasında sanık bu kez komplo, şantaj ve dolandırıcılık suçları nedeniyle Nevada Bölge Savcılığı tarafından suçlanmıştır. Bu suçlamada yer alan dolandırıcılık suçu, komplo ve şantaj suçları ile bir arada gerçekleştirilen bir eylem olduğu gibi, Michigan Savcılık Ofisi tarafından sanığa yöneltilen dolandırıcılık suçu ile aynı suçtur. Sanık, Nevada Savcılık Ofisi tarafından kendisine yöneltilen suçlamalar nedeniyle iddia anlaşmasını kabul etmiştir. Daha sonra temyiz müracaatında bulunan sanık bu müracaatında Michigan’da yaptığı iddia anlaşmasının Nevada’da yaptığı iddia anlaşmasına konu olan suçlamaların kendisine yöneltilmesini engeller nitelikte olduğunu ileri sürmüştür. Mahkeme gerekçeli kararında sanığın iddialarını “yapılan iddia anlaşmasının, anlaşmayı yapan savcılık ofisinden başka bir devlet kuruluşunu bağlamadığının açık olarak anlaşma metninde yer aldığı” gerekçesiyle

reddetmiştir484. İddia anlaşmalarının açık olarak diğer yargılamalar bakımından da

bağlayıcı oldukları yönünde ifadeler içermesi halinde ya da diğer yargılamalar bakımından bağlayıcı olup olmadıkları konusunda şüphe içermeleri halinde diğer yargılamalar bakımından geçerli oldukları kabul edilebilmektedir. Mahkemeler iddia anlaşmasında yer alan ifadelerin yorumunda sanık lehine ve iddia makamı aleyhine

tavır sergilemektedirler485.

484

US. v. Johnston, 199 F.3d 1017, 1021 (9th Cir. 1999).

485

US. v. Fitch, 282 F.3d 364, 368 (6th Cir. 2002), (İddia anlaşmalarında yer alan ve net olarak ne ifade ettiği belli olmayan hükümlerin iddia makamının aleyhine yorumlanması uygundur.); US. v. Clark, 218 F.3d 1092, 1095 (9th Cir. 2000), (İddia anlaşmalarında yer alan belirsizlikler sanığın lehine yorum ile çözümlenmelidir.); US. v. Peterson, 225 F.3d 1167, 1171 (10th Cir. 2000); (İddia anlaşmalarında yer alan belirsizlikler bu anlaşmanın hazırlayıcısı olması sebebiyle iddia makamı aleyhine yorum ile çözümlenmelidir.).

Federal savcılar eyalet savcılarını ya da eyalet savcıları federal savcıları

bağlamazlar486. Bununla birlikte federal iddia anlaşmaları aşağıdaki hallerde eyalet

iddia anlaşmalarını (ya da tersi) bağlayıcı nitelik taşıyabilmektedirler487:

1. Eyalet, sanık ile yapılan iddia anlaşması müzakerelerinde yer aldı ise,

2. Federal ve eyalet savcılık ofisleri arasında işbirliği ya da bağlantı mevcut ise,

3. Eyalet hükümetinin, federal hükümetin soruşturmasını yürütmesi bakımından, araç görevi görmekte ise.

Birleşik Devletler mahkemeleri, savcıların iddia anlaşmasındaki bağlayıcı beyanda bulunma yetkilerini oldukça kısıtlamışlardır. Federal ve eyalet mahkemeleri, şartlı tahliye görevlilerinin, savcıların iddia anlaşması esnasında davanın sonucu

hakkında sanığa verdikleri sözler ile bağlı olmadıklarına hükmetmişlerdir488. Benzer

şekilde federal ve eyalet kuruluşları savcıların yaptıkları iddia anlaşmaları ile bağlı değildirler489.

(b) İddia anlaşmaları diğer federal kuruluşları bağlamaz.

Federal Gelir İdaresi gibi kuruluşlar federal savcılar tarafından iddia anlaşmasında sanığa verilen sözler ile bağlı değildirler. Bu kapsamda savcılar Federal Gelir İdaresi tarafından vergi kanunu ihlalleri nedeniyle bu kuruluşun kendisini takip etmeyeceği yönünde sanığa söz veremezler.

Birleşik Devletler savcıları ilgili kurumların onayı olmadıkça sanığa vergi muafiyetleri konusunda söz veremezler. Bu tür sözlerin verilmesi Birleşik Devletler

486

US. v. Christmas, 222 F.3d 141, 145 (4th Cir. 2000), (Çifte Egemenlik Kuralı gereğince federal soruşturmalar aynı ya da benzer eylemler nedeniyle daha önce yapılan eyalet soruşturmalarından dolayı engellenemez.); US. v. Glauning, 211 F.3d 1085, 1087 (8th Cir. 2000), (Eyalet ve yerel görevlilerin federal hükümet görevlilerini engelleme yetkileri bulunmamaktadır.).

487

US. v. Fuzer, 18 F.3d 517, 520 (7th Cir. 1994); US. V. Cordova-Perez, 65 F.3d 1552, 1554 (9th Cir. 1995).

488

US. v. Saxena, 229 F.3d 1, 7 (1st Cir. 2000); US. v. Nutter, 61 F.3d 10–12 (2nd Cir. 1995); US. v. Lambey, 974 F.2d 1389, 1396 (4th Cir. 1992); US. v. Turner, 203 F.3d 1010, 1014 (7th Cir. 2000).

489

US. v. Igbonwa, 120 F.3d 437, 443 (3rd Cir. 1997); State v. Haris, 6 P.3d 1218, 1225 (Washington Ct. App. 2000); State v. Thurston, 781 P.2d 1296, 1300–1301 (Utah Ct. App. 1989).

Adalet Bakanlığı Savcılık İşlemleri Kılavuzu (United States Attorney Manual-

USAM) tarafından da yasaklanmıştır490.

Örneğin Minkoff davasında491, sanık yanlış vergi iadesi formu doldurmak

suçundan “suçluyum “kabulünde bulunarak Birleşik Devletler Missouri Batı Bölgesi Federal Bölge Mahkemesinde iddia anlaşması yapmıştır. Yapılan anlaşmada devlet, sanık hakkında söz konusu suç nedeniyle ceza soruşturması yapmayacağını kabul etmiştir. İddia anlaşmasının yalnızca sanık, Birleşik Devletler Missouri Batı Bölgesi Savcılık Ofisi ve Organize Suç Ofisi açısından bağlayıcı olduğu ve anlaşmanın sayılanların dışındaki herhangi bir federal, eyalet ya da yerel otoriteyi bağlamadığı da anlaşma metninde yer almıştır.

İddia makamının talebi ve mahkemenin uygun bulması sonucunda sanığa herhangi bir vergi ödemesi çıkarılmamıştır. Bununla birlikte sanığın cezasının tespiti sonrasında Federal Gelir İdaresinin yeniden yaptığı hesaplamalarda sanığın bir önceki yıla dair ödemesi gereken vergi borcunun bulunduğu tespit edilmiştir. Sanık ile iddia anlaşmasının icrası yönünde çıkan uyuşmazlık sonucunda mahkeme, Federal Gelir İdaresinin yapılan iddia anlaşması ile bağlı olmadığını, dolayısıyla sanığın, Federal Gelir İdaresi tarafından belirtilen vergi borcunu ödemesine karar vermiştir. Benzer bir kararda iddia makamının oluşan maddi kaybın ödenmesinden

sorumlu olmadığına hükmedilmiştir 492.

(c) Belirli Sözlerin Yürürlüğe Girmesi İçin İlave Onaylamalara ihtiyaç Duyulabilir.

Savcının sanığa sınırdışı edilmemesi ile ilgili verdiği söz Federal Göçmen Bürosu (Immigration and Netralization Service-INS) tarafından yazılı olarak

onaylanmadıkça geçerli bir söz olarak kabul edilmemektedir493.

490

USAM 9—27.630.

491

In re Minkoff. 1999 Bankr. LEXIS 1721 (Bankr. D. Kan. Dec. 6, 1999).

492

US. v. Spencer, 178 F.3d 1365, 1368 (10th Cir. 1999).

493

US. v. Flemmi, 225 F.3d 78, 87 (1st Cir. 2000), (Verilen sözün yürülüğe girebilmesi için sözü verenin, söz verebilme konusunda yetkili otorite olması zorunludur.); US. v. Igbonwa, 120 F.3d 437, 443 (3rd Cir. 1997), (INS’nin onay vermesi zorunludur.).

San Pedro v. US. davasında494, Küba’lı olan sanık federal büyük jüri tarafından federal görevliye rüşvet vermek suçundan itham edilmiş ve sanık “suçluyum” kabulünde bulunarak iddia anlaşması yapmıştır. Sanık iddia anlaşmasında yer alan ve anlaşmanın tarafı olan savcının iddia anlaşmasının bir maddesi olarak kendisinin sınır dışı edileceği yönünde bir işlem başlatmadığını ileri sürmüştür. Bunun üzerine INS sanığa bir form göndererek neden sınır dışı edilmemesi gerektiğini tespit etmek istemiştir. Sanık doldurduğu formda sınır dışı edilmesinin iddia anlaşmasına aykırı olacağını belirtmiştir. 11. Bölge Mahkemesi iddia anlaşmasında yer alan devlet temsilcisi olan savcının sınır dışı edilmeme ile ilgili olarak gerçek yetkili otorite olmadığını ve bu nedenle savcının verdiği ya da ima ettiği bir sözün gerçek yetkili

olan INS’yi bağlamayacağına hükmetmiştir495.

3.6.3 Diğer Suç ya da Eylemler Nedeniyle Yapılacak Soruşturmalardan