• Sonuç bulunamadı

C. Kaynaklar ve Araştırmalar

1. Kaynaklar

2.4. Tapınak İnşa Ritüelleri

Tapınak inşasına dair tam bir ritüel metni bulunamamasına rağmen birçok parçanın birleştirilmesiyle ne kadar detaylı ve özenli bir ritüel olduğu anlaşılmaktadır411. Mezopotamya’da ritüellerin sistemli bir hale gelişi ile tapınakların gelişimi, birbirine bağlı durumlardır. İnşa ritüelleri arasında en çok önem verilen tapınak yapımıydı. Buna rağmen inşa ritüel uygulama teknikleri diğer yapılarla da bağlantılıydı. Kuyu kazmak için bile bir ritüel gerektiğini gösteren metinler mevcuttur412.

Farber’ın belirttiğine göre, tapınak inşa ritüelleri, Mezopotamya dini açısından büyük önem taşımaktaydı. Tapınak inşasının her aşamasına (inşa yeri seçiminden ilk ve son tuğlanın yerleştirilişine kadar) büyük bir özen gösterilmekteydi. Büyük bir yapı inşa etmek için harcanan emek, ilahları şereflendirmek ya da toplumun yararına çalışmak şeklinde sunulurdu ve bu, Mezopotamya halkını maddi beklenti olmadan özveriyle çalışmaya yönlendirmişti413.

Mezopotamya’da yapılar, yılın bazı ayları kerpiç tuğla üretimi için daha elverişli olduğundan belirli dönemlerde inşa edilmekteydi. Üretim, bahar yağmurlarının ve sellerin ardından suyun ve sertleştirme malzemesi olarak samanın yeterli miktarda bulunduğu Mayıs ve Haziran aylarında yoğunlaşmaktaydı ve Temmuz ile Ağustos ayları mevsimsel olarak işgücünden en çok yararlanılan inşaat zamanıydı414.

Yukarıda da bahsedildiği gibi Mezopotamya’da yenilik, sapma olarak algılanmaktaydı ve kozmik ahengin bozulması anlamına gelmekteydi. Özü korumak, düzeni korumak demekti ve yenilik, bilinmeyeni getirirdi. Bu nedenle zarar görmüş bir tapınağın onarımı ve yeniden yapılışına dair özellikle Asur ve Babil dönemlerinde kralların yıllıkları gibi birçok metin kopyasında bu durum yer almaktadır; çünkü bir tapınağın yeniden inşası önceki yapının yıkımını gerektirirdi ki bu, potansiyel kutsala saygısızlık anlamına gelmekteydi.

Mezopotamya’da özellikle tapınak inşa etmek, tanrıları hoş tutma ihtiyacıyla meşru

410 Butler 2017, 173.

411 Oppenheim 1977, 106., Driel 1973, 68., Boden 1998, 82., Pollock 2017, 209. 412 Buna dair bilgilere, yukarıda ‘ritüel ve nesne’ bölümünde yer verilmiştir. 413 Pollock 2017, 209.

150

kılınabilirdi ve kralların tapınak inşa ritüellerinde bizzat yer alması, bu ritüel uygulamasının ideolojik açıdan da önemini göstermektedir. Mezopotamya kralları, tapınakları belirli bir ilah ya da ilahe için inşa ettiklerini ve yıpranan tapınakların tadilatını yaptırdıklarını kendilerine ait yıllıklarda, stellerde, resmi yazılarda ve hatta mühürlerinde dahi vurgulamışlardır415. (Resim 6) Bunun yanı sıra, görsel verilerde de sepetlerle toprak taşıyan kral figürlerine rastlanmıştır. Bazı yazıtlarda da kralın tapınakların ilk tuğlalarını yaptığına dair kanıtlar mevcuttur (Resim 7).

Bir tapınağın ölçüsü ve planı, tanrı tarafından krala bildirilirdi. Örneğin; Yeni Bbail kralı Nabopolassar (M.Ö. 626-605), Etemenanki tapınak kulesinin ölçülerini Šamaš, Adad ve Marduk’tan aldığını ve hafızasında bir hazine gibi sakladığını belirtmiştir416. Bunun yanı sıra tapınak inşa ritüelinin en belirgin metinlerinden biri olan Gudea silindirinde Gudea’nın Ningirsu tapınak planının bir lapis lazuli tabletinin üzerinde kendisine gösterildiğini ve inşada kullanılacak olan tuğlaları içeren kutsal tuğla kalıbının da kendisine sunulduğu anlatılmıştır417.

M.Ö. III. binyılın geç dönemine ait Lagaş’da bulunan ve oldukça uzun olan Sumerce yazılmış Gudea silindirinde, Gudea’nın bir tapınak yaptırmak ve bu tapınağa dair uyguladığı adak ritüelleri için ne kadar çaba harcadığı görülmektedir418. Bu kaynak, hem bir tapınak inşa ritüelinin tam metnini vermesi açısından hem de önemli bir sosyal ve dini belge olması açısından oldukça farklı bir değere sahiptir419. Bu metinden anlaşıldığı kadarıyla tapınak inşa ritüelleri, oldukça kapsamlı ve özen isteyen bir ritüel türüydü:

“Gudea, krallık yaptığı kentin halkına buyruklar verdi, halk da bu buyruklara coşkuyla ve tek bir yürek gibi karşılık verdi. Gudea, önce kenti ahlaksal ve etik olarak arındırdı. Temiz olmayan herkes kentten uzaklaştırıldı. Belirli kehanet, fal, kurban ve tören dizisinin ardından, Gudea cesaretle tapınağı inşa etmeye başladı.”420

Tapınak inşası esnasında kullanılan yazılı belgelerde sıklıkla rastlanan adak objeleri ve temele konulan emanetler, bu ritüeli özel yapan bir başka özelliktir. Metinler, genellikle kralın daha eski emanetleri ortaya çıkarması, tekrar gömmesi ve inşaatı onların üzerine kurması ile ilgiliydi. Tahrip olan bir tapınak duvarlarının hasar tespitinde bārȗ rahibi

415 Pollock 2017, 213. 416 Lundquist 1983,34. 417 Lundquist 1983,34. 418 Boden 1998, 86. 419 Lundquist 1983, 26 420 Kramer 2002, 185.

151

görevliydi. Kalu rahibi ise ağıt yakan, sunuları ve kurbanları hazırlayan yetkiliydi.

Tapınağı yapmakla yetkili olan kişi, öncelikle hasar görmüş bölge için yas tutar ve ardından inşa için gerekli olan eylemleri başlatırdı. Yapı sorumlusu da (çoğunlukla kral) ‘temel tuğlayı’ kaldırır ve onu gizli bir yere koyardı. Daha sonra Kalu gökyüzüne, ilksel su Absu’ya ve tapınağın yenilenmesi için uygun olan Absu’nun derinliklerinden gelen kile adanan duaları okurdu421. Jastrow, Nebopolassar’ın tapınak duvarlarının altına tatlı baharatları yerleştirdiğini ve Nabonnedos’un kapılara, kapı sürgülerine ve Sippar’daki Šamaš tapınağının eşiğine yağ döktüğünden bahsetmektedir422. Tapınak duvarlarına ve temellerine gömülen nesneler423, tapınak inşa ritüellerinin temel unsurunu oluşturmuşlardır.

Mezopotamya’da tapınaklar, genellikle kerpiçten yapılmaktaydı ve yapıları itibariyle oldukça çabuk ve kolay tahrip olabilirlerdi. Ancak bir tapınak, ne kadar hasar görürse görsün kutsallığını asla kaybetmezdi. Paul, Jacobsen ve Hallo’dan alıntılar yaparak ilginç bir iddia ortaya koymuştur: ‘Ur Ağıtı’ gibi şehirlerin tahribatını anlatan M.Ö. II. binyılın başlangıcına ait Sumerce ağıtların sadece edebi bir kompozisyon olmadığını, onların bir tapınağın yeniden yapılışına eşlik eden tanrılardan özür dilemek için ritüel amacıyla yazılmış bir metin türü olduğunu ileri sürmüştür424.

Tapınakla ilişkili nesnelerin tanımları ve bu nesnelerle bağlantılı ritüeller oldukça çeşitlilik gösterirdi. Tapınakla ilişkili nesnelere dair uygulamalar, hayvan kurbanlarının hazırlanması ve kurban edilmeleri, sunu ve adak nesnelerinin tapınağa yerleştirilmeleri, meşale ve tütsülerin yakım aşamaları, yağ ve su libasyon uygulamaları, emanetlerin tapınak temeline gömülmesi gibi çok çeşitli uygulamaları kapsamaktaydı. Ancak bu uygulamalardan çok daha kapsamlı ve kült nesneleri ile doğrudan bağlantılı özellikle üç ritüel, Mezopotamya tapınakla bağlantılı ritüel eylemeleri arasında oldukça önemli bir yere sahiplerdi. Bunlar, ‘‘Mis-Pi’’ ve ‘Pit-Pi’ olarak adlandırılan tanrı heykellerini canlandırmakla ilgili ritüeller ve ‘lilissu’ yani ‘tapınak davulunu’ yapma ritüeliydi.