• Sonuç bulunamadı

Tam Yargı Davaları

Belgede İdari yargının görev alanı (sayfa 101-104)

B. İdari İşlemlerden Doğan Davalar

2. Tam Yargı Davaları

İdari dava türlerinden bir tanesi de tam yargı davasıdır. Tam yargı davası nitelik itibariyle hukuk yargılamasındaki edim davalarına benzemektedir. Bu dava türü ile, idare hukuku alanında ihlal edilmiş hakkın yerine getirilmesi veya uğranılan zararın giderilmesi sağlanır256.

İdari işlemin tam yargı davasına konu olabilmesi için, kararın alınmış olması her zaman yeterli değildir. Kararın bireyin hakkını etkiler nitelikte olması, bir zarar doğurması da gerekir. Eğer hakkın etkilenmesi, kararın uygulanmasını gerektiriyorsa, bu gibi durumlarda tam yargı davası açabilmek için, kararın uygulanması beklenir257.

Tam yargı davaları yalnızca idari işlemlerden de doğmaz. İdari eylemlerden ve idari sözleşmelerden de tam yargı davası doğabilir; hatta, tam yargı davasının asıl kaynakları idari eylemler ve idari sözleşmelerdir.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “’İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı” başlıklı 2 nci maddesinde, tam yargı davaları; idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan davalar olarak tanımlanmıştır.

Bu tanımdan da anlaşılacağı gibi tam yargı davalarının konusu idari işlemler olabileceği gibi idari eylemler de olabilir.

Biz bu başlık altında idari işlemlerden doğan tam yargı davalarını inceleyeceğiz.

İdari işlemlerden kaynaklanan tam yargı davalarını düzenleyen hükümler 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 12 nci maddesinde düzenlenmiştir.

Bu maddede; ilgililerin haklarını ihlal eden bir idari işlem dolayısıyla Danıştay’a ya da idare ve vergi mahkemelerine doğrudan doğruya tam yargı davası veya iptal ve tam yargı davalarını birlikte açabilecekleri gibi ilk önce iptal davası açarak bu davanın karara bağlanması üzerine, bu husustaki kararın veya kanun yollarına başvurulması halinde verilecek kararın tebliği veya bir işlemin icrası sebebiyle doğan zararlardan

256 GÖZÜBÜYÜK / DİNÇER, a.g.e., s. 164.

257 GÖZÜBÜYÜK, Yönetim Hukuku, s. 376.

dolayı icra tarihinden itibaren dava süresi içinde tam yargı davası açabileceklerini öngörülmektedir.

a. İdari İşlem Nedeniyle Doğrudan Doğruya Tam Yargı Davası Açılması İdari bir işlemden hakkı etkilenen bir kimse bu işlemin iptali için bir iptal davası açmadan da doğrudan doğruya tam yargı davası açabilmektedir. Böyle bir davada hak ihlaline sebep olan idari işlemin hukuka uygun olup olmadığı incelenir ancak hukuka aykırı olduğu sonucuna varılsa bile açılan dava bir iptal davası olmadığı için işlem iptal edilmeksizin yalnızca hukuka aykırılığı tespit edilir ve davacının bu işlemden kaynaklanan zararlarının tazminine karar verilir.

Ancak bu noktada farklı hukuki görüşlerin de varlığı belirtilerek şu ifade edilebilir. İhlal edilen bir hakkın tazminine karar verilebilmesi için işlemin hukuka aykırı olması gerekmez. Hukuka uygun bir işlemden de zarar meydana gelmiş olabilir.

Kararın hukuka uygun olması davacının uğradığı zararın karşılanmasına engel değildir258.

Sanırım bu husus davacının şahsıyla ilgili bireysel işlemlerden ziyade genel düzenleyici işlemlerden ya da tüm toplumu ilgilendiren ancak genel düzenleyici niteliği bulunmayan, belirli bir durum nedeniyle tesis edilen işlemler için geçerlidir.

İfade edilmesi gereken bir başka husus hukuka aykırı her işlemin tazminat hakkı doğurmadığıdır. Danıştay’a göre işlem içtihada mütehammil ise yani yargı kararlarına göre tartışmalı bir konuya ilişkin ise ilgilinin bir zararı doğmuş olsa bile tazmin kararı verilmeyebilir259.

b. İptal Davası İle Tam Yargı Davasının Birlikte Açılması

Yukarda yasa maddesinde de açıkça belirtildiği gibi ilgili, hem işlemin iptalini hem de bu işlemden kaynaklanan bir zararı sözkonusu ise bu zararın tazmini aynı dava

258 AKURAL / ZİLYAN, Danıştay Sekizinci Daire Kararları, s. 227, sıra no: 329; Danıştay Sekizinci Dairesinin 17.07.1962 gün ve E: 60/1863, K: 62/3423 sayılı kararı (GÖZÜBÜYÜK, Yönetim Hukuku, s. 377).

259 Danıştay 6. D., 27.04.1967 gün ve E: 66/2636, K: 67/1388 sayılı kararı, Danıştay Kararları Dergisi, S. 115-118, s. 278; Danıştay 8. D., 10.10.1991 gün ve E: 91/785, K: 91/1587 sayılı kararı, Danıştay Dergisi, S. 84-85, s. 600,1992 (GÖZÜBÜYÜK / DİNÇER, a.g.e., s. 187-188).

kapsamında isteyebilir. Başka bir deyişle ilgili, iptal ve tam yargı davasını birlikte açabilir260.

c. İptal Davası Sonuçlandıktan Sonra Tam Yargı Davası Açılması

Bazı durumlarda işlemden kaynaklanan zararların miktar ve kapsamının hemen belli olması mümkün olmayabilir. İşle bu durumda önce iptal davası açıp, kararın iptali sağlandıktan sonra işlemden kaynaklanan zararın tazmini için ayrıca bir tam yargı davası açma olanağı mevcuttur.

d. İdari İşlemin İcrasından (Uygulanmasından) Kaynaklanan Zararların Tazmini İçin Tam Yargı Davası Açılması

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 12. maddesine göre, bizatihi idari işlemin kendisinden değil icrasından (uygulamasından) kaynaklanan bir zarar söz konusu ise bunun tazmini için de tam yargı davası açılabileceğini öngörülmektedir.

Aslında bu dört alt başlık altında incelenen durumların hepsinde davanın niteliği aynıdır. Her birinde ihlal edilen bir hakkın iadesi istenir. Aralarındaki tek bir fark davanın açılış usulü ve tabi olacağı dava açma sürelerinin farklılığıdır.

İdari bir işlemin icrasından kaynaklanan zararların tazmini ile ilgili davaların idari yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği yönündeki Uyuşmazlık Mahkemesi kararında261; davacılara ait ve kaçak olarak nitelendirilen yapıların, Revizyon İmar Planında imar yolu üzerinde kalması nedeniyle yıktırılmasından dolayı bir bedel ödenip ödenmeyeceği noktasından kaynaklanan davanın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2/1-b. maddesinde yer alan “İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları” kapsamında idari yargı yerince çözümlenmesi gerektiği ifade edilmiştir.

260 GÖZÜBÜYÜK, Yönetim Hukuku, s. 376.

261 Uyuşmazlık Mahkemesinin 11.12.2006 tarih ve E: 2006/113, K: 2006/216 sayılı kararı (R.G.-21.07.2007-26589).

Belgede İdari yargının görev alanı (sayfa 101-104)