• Sonuç bulunamadı

İdarenin Taşıtlarının Yaptığı Trafik Kazalarından Doğan Davalar

Belgede İdari yargının görev alanı (sayfa 125-129)

1. Adli Yargının Görev Alanına Giren Davalar

2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85 ve 87 nci maddelerinde, bir motorlu aracın işletilmesinin bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesi halinde, motorlu aracı işletenin bu zarardan genel hükümlere göre sorumlu olacağı belirtilmiş ve bu suretle yasa, hukuki sorumluluk bakımından özel gerçek ve tüzel kişilerle, kamu tüzel kişileri arasında bir ayrım

yargı yerinde çözümlenmesinin gerektiği” hakkında karar E: 1996/12 K: 1996/57 Hukuk Bölümü (R.G.10.04.1996-22607)

327 Uyuşmazlık Mahkemesi 15.61977 gün E .77/10 K. 77/45 sayılı kararı nakleden YENİCE, Kazım, ESİN, Yüksel, a.g.e., s. 326, 327.

328 DURAN, Lütfi, “Türk Kamu Personelinin Mali Sorumluluğu”, Prof. Dr. Tahsin Bekir Balta’ya Armağan, AÜSBF Sevinç Matbaası, Ankara 1974, s .98.

yapmaksızın bunların her ikisini de aynı genel hükümlere, yani Borçlar Kanunu’nun haksız fiile ilişkin hükümlerine tabi tutmuş bulunmaktadır329.

Trafik kazalarında kamu görevlisinin kusurlu ve haksız davranışının bir haksız fiil olarak değerlendirilmesi nedeniyle zarara uğrayanın, zararını tazmin etmek amacıyla açacağı dava Borçlar Kanunu’nun 41-60 ncı maddelerindeki hükümlere göre değerlendirileceğinden adli yargıda görülecektir.

“Yönetimin araçlarının yaptığı kazalardan doğan davalara bakmanın, ilke olarak yönetsel yargının görevi içinde olduğu savunulabilir. Ancak uygulama yönünden, bu gibi davalara adli yargıda bakılması, gereksinmelere uygun düşmekte, sorumluluk ve zarar tutarının saptanmasını kolaylaştırmaktadır. Nitekim Fransa’da, 1957 yılında çıkarılan bir yasa ile, bu gibi davalara bakma görevi adli yargıya verilmiştir” 330.

Türk hukuk sisteminde de trafik kazaları sonucu uğranılan zararların tazminine ilişkin davaların adli yargının görevine girdiği görüşü Uyuşmazlık Mahkemesi’nin içtihatlarında dile getirilmiş ve uygulamada da bu yönde görüş birliği sağlanmıştır.

“Uyuşmazlık Mahkemesi’ne göre, trafik kurallarına uyma yönünden bireylerle, kamu kuruluşları arasında Karayolları Trafik Kanunu’nda bir ayrım yapılmamıştır” 331.

“1982 Anayasasının 129 ncu maddesi ile getirilmiş olan, kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken işledikleri kusurlardan doğan tazminat davaları, ancak idareye karşı açılabilir kuralının, kamuya ilişkin taşıt araçlarının yaptığı kazalardan doğan tazminat davalarına bir etkisi olmamıştır. Bu gibi davalara yine adliye mahkemelerinde bakılmaktadır” 332.

Ancak burada çok önemli bir konunun altını çizmek gerekir. Buraya kadarki açıklamalarımız kusurun aracı kullanan kamu görevlisinde olduğu durumlar için geçerlidir. Çünkü bazen kazaların sebebi aracı kullananların fiil ve hareketlerinden ileri gelmemekte, yolların standartlara uygun olmaması, trafik işaret ve işaretçilerinin yetersiz olması gibi sebeplerle de kazalar meydana gelmektedir. Peki bu halde açılacak dava hangi yargı kolunda açılacaktır. Ya da zarar gören kişi üçüncü kişi değil de bizzat aracı kullanan kamu görevlisi ise durum ne olacaktır. Tabi ki bu sorulara verilecek

329 DURAN, Lütfi, “Türk Kamu Personelinin Mali Sorumluluğu”, s. 98.

330 DURAN, Lütfi, “Türk Kamu Personelinin Mali Sorumluluğu”, s. 98.

331 DURAN, Lütfi, “Türk Kamu Personelinin Mali Sorumluluğu”, s. 98.

332 DURAN, Lütfi, “Türk Kamu Personelinin Mali Sorumluluğu”, s. 98.

cevap yukarıdaki açıklamalardan başka olacaktır. Şimdi bu soruların cevaplarını aşağıda ele almaya çalışalım.

2. İdari Yargının Görev Alanına Giren Davalar

a. Aracı Kullanan Kamu Görevlisinin Zarar Görmesi Durumu

Kamuya ait araçların sürücüsünün hatalarıyla yaptığı kaza sonucu, kamu görevlisi dışındaki bir kişinin uğradığı zararların tazminin adli yargı yerinden isteneceği noktasında bir duraksama yoktur. Buna karşılık “kamu görevlisinin kamu görevi sırasında bizzat kullandığı aracın trafik kazası yapması sonucu bu kişinin ölümü veya yaralanmasıyla uğranılan zararların tazmini istemiyle açılacak davaların görüm ve çözümü idari yargının görevinde olur. Bunun nedeni, resmi aracın sahibi ve işleteni durumunda olan idare ile onun ajanı (kamu görevlisi) arasındaki ilişkinin bir kamu hukuku ilişkisi olması ve bu ilişki sürecinde kamu görevlisinin uğradığı zarardan idarenin, hizmet kusuru veya objektif sorumluluk esaslarına göre sorumlu olup olmayacağının tespit ve takdirinin idarî yargı yerine ait olmasıdır” 333.

Konuyu Uyuşmazlık Mahkemesinin bir kararı ile örneklendirelim.

Görevli olarak bulunduğu kamu taşıtının karıştığı trafik kazası sonucu yaralanan polis memurunun uğradığı zararın tazmini istemiyle açılan davanın idari yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği yönündeki Uyuşmazlık Mahkemesi kararında; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun “85. maddedeki işletenin hukuki sorumluluğunun zarar gören üçüncü kişiler bakımından ele alınmış olması karşısında, işleten veya teşebbüs sahibi ile hizmet ilişkisi içinde bulunan araç sürücüsü veya diğer görevlilerin uğradıkları zararlardan dolayı hukuki sorumluluğun genel hükümlere tabi olması doğaldır.

Nitekim, Karayolları Trafik Kanunu’nun hukuki sorumluluğa ilişkin diğer hükümlerinde, 85 nci madde kapsamı dışında kalan hallerde genel hükümlerin uygulanacağına işaret edilmiştir.

Belirtilen duruma göre, kamu kurumuna ait motorlu aracın kamu hizmetinin yürütülmesi amacıyla işletilmesi sırasında bir kamu görevlisinin yaralanması ya da

333 DURAN, Lütfi, “Türk Kamu Personelinin Mali Sorumluluğu”, s. 98.

ölmesi nedeniyle uğranılan zararlardan dolayı, idarenin hizmet kusuru ya da objektif sorumluluk esasları çerçevesinde sorumlu olup olmadığının yargısal denetiminin, idari işlem ve eylemden doğan zararların giderilmesi için 2577 sayılı İ.Y.U.K.’nun 2/1-b.

maddesine göre açılacak bir tam yargı davası kapsamında idari yargı yerlerince yapılacağı açıktır.”334 ifadeleri kullanılmaktadır.

Danıştay da, zarar gören kişi ile idare arasında kamusal bir ilişkinin bulunması halinde, zarar ajanın taksirli suç sayılabilecek bir eyleminden doğmuş olsa dahi, kişisel kusurun varlığını kabul etmeme eğiliminde olup, bu durumda idari yargıyı görevli görürken, zarar gören kişinin üçüncü kişi olması durumunda adli yargıyı görevli kabul etmektedir335.

b. Kazanın Sebebinin Sürücü Hataları Dışındaki Bir Sebepten İleri Gelmesi Durumu

Karayolu üzerindeki trafik kazasının, kazaya karışan araçların teknik kusurundan veya bu araçların sürücülerinin kusurundan değil, kısmen veya tamamen karayolunun yanlış planlanmasından, bakımsızlığından, yol kenarına bariyer yapılmamasından, yol çizgi ve işaretlerinin bulunmamasından, hatta normal hayatta sıkça karşılaşılan kanalizasyon vb amaçlarla yollara konan rögar kapaklarının zemine yeterince iyi sabitlenmemesinden kaynaklanmış olabilir. Bu durumda ortaya çıkan zarardan kısmen veya tamamen hizmet kusuru esasına dayalı olarak, idare hukuku kurallarına göre yolların bakımından sorumlu olan Karayolları Genel Müdürlüğü ya da ilgisine göre belediyeler, su ve kanalizasyon idareleri sorumlu olacaktır.

Yani zarara uğrayan kişilerin ilgili idarelere karşı açılacak davalar Karayolları Trafik Kanunu ya da Borçlar Kanunu çerçevesinde değil idare hukukunun genel sorumluluk sebepleri -ki en önemlisi hizmet kusuru ilkesidir- çerçevesinde ele alınarak çözümlenecektir. Bunun doğal sonucu olarak da görevli yargı yeri idari yargı yerleri olacaktır336.

Çünkü ele alınan bu örneklerde trafik kurallarına aykırılık sorunu bulunmamaktadır. Bir yönüyle trafikle ilgili olmakla birlikte, uğranılan zararın

334 Uyuşmazlık Mahkemesinin 14.11.2005 tarih ve E: 2005/68, K: 2005/86 sayılı kararı (R.G.-21.07.2007-26589).

335 DURAN, Lütfi, “Türk Kamu Personelinin Mali Sorumluluğu”, s. 98.

336 DURAN, Lütfi, “Türk Kamu Personelinin Mali Sorumluluğu”, s. 98.

yönetimin hizmet kusurundan doğması hali söz konusudur. Bu durumunda, genel kurallara uygun olarak tazminat davasının idari yargıda açılması gerekir. Örneğin, bir trafik kazasından dolayı, kusurun belli bir oranda, yolun dar virajlı olması, tehlikeleri önlemek için yönetimce gerekli önlemlerin alınmamış bulunması gibi nedenlerle, yönetimin hizmet kusuruna dayanarak açılan davalara idari yargıda bakılır337.

D. İdarenin “Haksız Fiil-Fiili Yol” Etkinliklerinden Doğan Uyuşmazlıklar

Belgede İdari yargının görev alanı (sayfa 125-129)