• Sonuç bulunamadı

C. ĠSLAM ÖNCESĠ TÜRK DEVLETLERĠNDE GĠYĠM-KUġAM

2. Gök-Türklerde Giyim-KuĢam

a. Yazılı Kaynaklarda Gök-Türk Giyimleri

ÇeĢitli tarihi metinlerde Gök-Türk kıyafetlerinden bahsedilir. Çinli Budist rahip Hsüan-tsang 玄 奘 630 yılları baĢlarında bugünkü Tokmak Ģehri civarında bulunan Suyab Ģehri yakınındayken karĢılaĢtığı, avlanmakta olan Batı Gök-Türk hanının kıyafetini tasvir etmektedir: “Kağan yeşil atlastan bir kaftan giymişti ve

saçları tamamen örtülmemişti (başı açıktı). Alnını çevreleyen ipek şeritle saçlarını tutturmuş ve omuzlarına salmıştı. Ancak alnına dolanmış on adım uzunluğunda, arkadan sarkan bir bağ gözüküyordu. Çevresinde işlemeli giysiler içinde, hepsinin de saçları örgülü yaklaşık iki yüz kadar subay vardı. Birliklerinin öbür kısmı deveye ve ata binmiş süvarilerdi. Üzerlerine kürk veya ince yün giymişlerdi. Ellerinde uzun kargılar, mızraklar ve yaylar vardı. Öyle kalabalıktılar ki, ordunun ucu bucağı gözükmüyordu.” Yine Ortaçağ kaynaklarına göre, önceki çağlarda Çin‟deki kıyafet

reformunda kullanılan Hun kıyafetleri gibi T‟ang 唐 dönemindeki (M.S. 616-907) Türk kıyafetleri de Çin‟de bir Türk modası yaratmıĢtı. Türk kıyafetleri Çin devlet erkanı ve halk tarafından büyük rağbet görmüĢtü. Gumiliev‟in bahsettiği gibi yeĢil ve kahverengi renklerde, yakası olan, soldan açılan ve belinde kuĢağı bulunan giysiler T‟ang döneminde günlük giysi haline geldi.98

97 Aynı eser, s. 60.

98

b. Kurgan Kalıntılarında Gök-Türk Giyimleri

Gök-Türk kıyafetlerini araĢtırırken, Gök-Türk döneminden kalan çeĢitli kurganları ve bazı verileri değerlendirmek uygun olacaktır.

Gök-Türk devrine ait elbiselerin en önemlileri Katanda'da bulunan giysi parçalarıdır. Bu kurgandaki elbiseleri, ipekli ve kürklü olarak ikiye ayırmamız gerekir. Elbiselerin tamamlayıcısı olan pantolonların kürklerle süslenmesi Türklere has bir özellik olarak karĢımıza çıkıyor. Katanda kurganında ele geçen kürklü cübbe veya kaftanlar uzun boylu idiler. Daha ziyade tunik Ģeklinde kısa olan Hun kıyafetleri, yavaĢ yavaĢ Gök-Türklerdeki yerleĢimin etkisiyle olsa gerek, boyda bir uzamayla karĢımıza çıkıyor. Uzun kollu kaftanın kolları da dardır. Elbisenin arka robası ve ön taraftaki klapası (mostrası) kürklerle süslenmiĢtir. Yakası olmayan elbisenin dikiĢ yerleri kaytanla tutturulmuĢtur.

Bilge Kağan Külliyesi'nde yapılan kazılar sonucunda pek çok eser de ele geçmiĢtir. Hun geleneğindeki gibi değerli eĢyaları ve atıyla gömülen Bilge Kağan mezarından Anka kuĢu motifiyle bezeli altın taç, altın kemer tokaları, tamamı altın elbise kopçaları çıkarılmıĢtır. Bunların yanı sıra, giyim kuĢama ait çeĢitli parçalar, çeĢitli tekstil kalıntıları ele geçmiĢtir.

Kudırge kurganında da kenarları kürklerle süslenmiĢ bir prense ait elbiseyle karĢılaĢırız. Orhun'daki heykellere baktığımızda kaftanların daha uzun olduğunu görürüz. Fakat bu heykellerde yakalar belirli Ģekilde kıvrık olarak yapılmıĢtır. 99

c. Kabartmalarda Gök-Türk Giyimleri

Gök menĢeli atıyla birlikte bir Türk beyinin tasviri bulunmaktadır. 649 yılında ölen Çin hükümdarı Tai Tsung'un mezarında bulunan bu kabartma, Fikri Salman‟a göre Hunlara da mal edilmekle beraber daha çok Gök-Türk dönemi etkiler yansıtmaktadır. Ancak biz bu süvarinin Hun dönemine ait olma ihtimaline katılmıyoruz. Tarih olarak 7. yy‟a rast gelen bu kabartma bir Hun varlığı için çok geç

99

bir tarihtir. Gök-Türk savaĢçısı gibi giyinmiĢ bir Çinli süvari olma ihtimalinin yanı sıra, bir Türk süvarisini de canlandırabilecek olan bu kabartmada, süvarinin uzun bir kaftan giymiĢ olduğu görülür. BaĢında bir Ģapka bulunan figürün kaftanı boyu ve özellikleri itibariyle, Gök-Türk kaftanlarına çok benzemektedir. Kaftanın uzun boyu, Gök-Türk heykellerinde karĢılaĢtığımız kaftanlarla tıpatıp aynıdır. Belindeki deri kemere bir ok sadağı asılmıĢtır. Bunların dıĢında Gök-Türklerin, kemerlerine tagar (dagar/dagarcık) adı verilen ve çok amaçlı kullanılan torbalar astıkları da heykeller üzerinde görülür. Çinlilerin giyim tarzına uzak olan bu kıyafet anlayıĢı, Türk kıyafet geleneğini yansıtmaktadır. Bu yüzden figürün direkt olarak bir Türkü canlandırma ihtimali yüksektir. Gerçi Çinlilerin Hunlar döneminde Türklere benzer kıyafetler giyerek, daha rahat ata binmeyi ve Türkler gibi savaĢmayı tercih ettikleri de bilinmektedir. Böyle bile olsa Türk kıyafetinin bir numunesini sunma açısından da bu kabartma değerlendirilebilir. Zaten ayaklarındaki deri çizmeler, Ġskit ve Hunların çizmelerini çağrıĢtırmakta ve onlara tıpatıp uyarak büyük benzerlikler göstermektedir.100

(Bkz. Figür 11)

Ayrıca Kudırge petroglifindeki Umay tasvirleri, iç elbise üzerine kürkten veya deriden elbiseler, dilimli taç veya baĢlıklar giyildiğini göstermektedir. Bazen de Kül Tegin‟in baĢının betimlendiği heykelde olduğu gibi üstü dilimli keçeden börkler de kullanılmıĢtı. AĢat lahdindeki kompozisyonda görülen baĢlıklarla benzerlikler ve farklılıklar gösteren baĢlıklar da söz konusuydu. AĢat lahdinde ortada oturan büyük figürün iki yanında ona dönük olarak bulunan, kısmen profilden gösterilen kabartma figürlerde olduğu gibi dıĢarı doğru yönelip alın kısmında içbükey Ģekil oluĢturan, baĢın arkasında geniĢleyen ve kulakları da kapatan sivri uçlu bir baĢlık tipi de söz konusuydu. Bunlar Hun devrinin bazı baĢlık tiplerini andırıyor.101 (Bkz. Figür 12)

d. Resimlerde Gök-Türk Giyimleri

Gök-Türk kıyafetlerinin değerlendirmesini yapabileceğimiz bir diğer materyal, dönemin duvar resimleri olacaktır. Uygur duvar resminin de temelini

100 Aynı makale, s. 19.

101

oluĢturan çeĢitli duvar resimleri, Gök-Türk kıyafetlerinin tasvirleri açısından önemlidir. Doğu Türkistan duvar resimlerinin bir kısmı Gök-Türk dönemine aittir. Ayrıca Batı Orta Asya'daki Afrasyab Sarayı (VI-VII. yy), BuncikeĢ Sarayı (burada kurttan türeyiĢ efsanesine dair bir fresko vardır), Pencikent (VII-VIII. yy), Açina Tepe (VIII. yy) ve Balalıktepe (V-VI. yy) gibi merkezlerde yapılan ünlü duvar resimlerinin de, kısmen Gök-Türklerle bağlantılı olduğu, ya da en azından bir kısmının bu bölgelerde Gök-Türk egemenliği altında olan Türk boylarıyla iliĢkili olduğu sanılmaktadır.102

Bunların yanında mezar yatakları üzerinde de çeĢitli Gök-Türk tasvirleri bulunmaktadır.

Türkistan resmi görevlisi An Ch‟ieh103

ve eĢinin granit mezar yatağı, Türk giysiler içinde, üzerindeki figürlerin bolluğu, renklendirmedeki zenginlik ve detayları bakımından önemli bir yere sahiptir. Türkler mezarın dört paneli üzerinde temsil olunmaktadır. Bu görüntülerde Türkler ve Soğdlularla birlikte, tasvir edilmekle birlikte Soğdlular çoğunlukla sağ tarafta tasvir edilmektedirler. Türkler ise sol tarafta yer almaktadırlar.

Birinci tasvirde, An Ch‟ieh‟yi iki Türk‟le birlikte avda görmekteyiz. Av boyunca kendisine iki yardımcısı eĢlik etmektedir. Sanatçı detayların üzerinden yeniden geçmiĢtir. Ana kemer üzerinde toka yoktur. Biz sarkık altın varaklı yarı- oval ve altın varaklı dikdörtgen kopçalı tokalar görmekteyiz. Ġkinci kemerde (Bu bir ok kılıfı kemeridir) sadece iki kemer tokası tasviri görülmektedir. Bir tanesi dikdörtgen Ģeklinde diğeri de muhtemelen kalp Ģeklindedir. Küçük yuvarlak bir çantanın, sağ taraftan asılı olduğunu görürüz. Her iki Türk de muhtemelen diz boyuna kadar, yakasız silik renkli kaftan giymektedir. Yardımcı statüsündekilerin mintanları, yatay biçimde yakalıdır. Daha az önemli olan bu kiĢiler tasvirlerde yarım bir biçimde yer almaktadırlar. Kaftan ve gömlekleri aynı renktedir. Atlı sipahi ise kırmızı kenarlıkları olan beyaz bir üst giysisi giymektedir. Her iki Türk de

102 Fikri Salman, a.g.m., s. 15.

103 An Ch‟ieh bugünlerde Hsi-an 西安 olarak adlandırılan yerleĢim merkezinde 579 yılında vefat

etmiĢtir (Onun ölümünden 40 yıl sonra buranın adı Ch‟ang-an 長安 olarak değiĢti ve dünyanın en geniĢ Ģehri idi). Bu devlet görevlisi kiĢi Çin‟de hizmet ediyordu, Kuzey Chou Hanedanlığında (M.S. 557-581) Türkistan toplumuna baĢkanlık yapıyordu. Türklerin en güçlü kağanı Mukan Kağan (553- 572)‟ın hüküm sürdüğü yıllar boyunca da konar-göçer Türklerle irtibat halindeydi. An Ch‟ieh diğer tüm görevlerinin yanında Ģüphesiz Türk elçilerini baĢkente geldiklerinde ağırlamakla da görevliydi.

kaftanlarının altına yatay yakalı geniĢ kırmızı mintan giymiĢlerdir. Sipahilerin pantolonları beyaz renk üzerine siyah yan Ģeritlidir. Pantolon paçaları çizmeye sokulmamıĢtır. Pantolonun üzerine Ģerit dikilmesi bir gelenektir. Diğer tasvirlerde pantolonların farklı yapıları da vardır. Ana figürde ise açıkça yarım bot giydiği görülmektedir. Her ikisinde de yaklaĢık 20 cm. uzunluğunda saç örgüleri mevcuttur. Yüzleri kısa sakallıdır ve bıyıkları yoktur.

Ġkinci tasvirde muhtemelen ev dıĢı bir alanda zar oynanmaktadır. Tasvirde yer alan iki Türk, aynı giysileri giymekte ve aynı saç stilini kullanmaktadırlar. Avlanma sırasında değil de misafirlik durumunda onların kaftanlarının önü tamamen kapatılmıĢtır. Yardımcı statüsündeki Ģahısların kaftanlarında ise önemli bir detay da geniĢ üçgen yakalardır. Daha önemli Ģahsiyette bu özellik görülmemektedir. Aynı zamanda yardımcı kiĢinin siyah uzun çizme giymiĢ olduğudur. Daha yüksek rütbedeki kiĢi, siyah yarım boyda çizme giymektedir. Yayvan ve yoğun bir sakal temel karakterin yüzünde göze çarpmaktadır. Her iki tasvirde de önemli Ģahsiyet konumunda olan Türk (Bu kiĢi ön tarafta olandır) beyaz kaftan giymektedir. Daha az önemli kiĢininki ise, kırmızıdır. Yardımcı statüsündeki bu kiĢi, her iki durumda da arka kısma itilmiĢ ya da saklanmıĢ durumdadır. Temel Türk karakterin kullandığı kemer beline iki kez dolanarak bağlanmıĢtır. Herhangi bir metal aksesuar gözükmemektedir. Yardımcının kemerinde ise, kopça ya da toka benzeri bir yapı ve sağ yanından asılı bir kama mevcuttur.

Üçüncü tasvirde tek bir Türk (Aristokrat) kiĢi görülmektedir. Soğdluların dağ eteğinde verdikleri bir Ģölen yemeğinde, yurt içinde oturmaktadırlar. Türk, bu tasvirde daha önceki tasvirde giymiĢ olduğu aynı giysilerle tasvir edilmiĢtir. Tek fark ise, Ģölen boyunca kaftanının önünün tamamen kapalı olmasıdır (görgüsünün gereği olarak). Pantolonunun üzerinde verevli siyah bir Ģerit mevcuttur ve muhtemelen siyah renkteki yarım uzunluktaki çizmeleri bu tasvirde daha net görülmektedir. Siyah kemerinde bir hançer takılıdır ve kemerinde toka yoktur.

Dördüncü tasvirde An Ch‟ieh‟nin evinde iki Türk‟e verdiği resepsiyon görülmektedir. Burada var olan birçok detay bize bu misafirlerin farklı olduğunu göstermektedir. Türklerin giysisi Soğdlu ev sahiplerinden farklı bir Ģekilde tamamen

kapalıdır ve kolları göğüsleri üzerinde birbirinin üzerinde kenetlenmiĢtir. Elleri ise, karĢılıklı Ģekilde kol ağzına sokulmuĢ durumdadır. Diğer tasvirlerle mukayese edildiğinde, ana karakter Türk burada sakalsız; fakat neredeyse leğen kemiğine kadar uzanan çok uzun saç örgüsüyle karĢımıza çıkmaktadır. Uzun bir kaftan giymektedir. Bu kaftan, beyaz renkte olmayıp kahverengi ve kenarlarında kırmızı Ģeritli bir kaftandır.104

Yardımcı ise daha önceki çift gibi kısa giysiler içinde kenarlıksız tamamen kırmızı bir giyim içindedir. Önemli Türk karakterin siyah kemerinde toka yoktur. Kemer, belde iki kez dolandıktan sonra bağlanmıĢtır. Halbuki yardımcılar, her iki tasvirde de aynı kemerle karĢımıza çıkmaktadır. Yardımcıların kemerlerindeki dikdörtgen tokanın iç kısmının yaklaĢık uzunluğu 8 cm.‟dir.

BeĢinci tasvirde Türkler ve Persliler bir otağ içinde ve Ģölen verilirken görülmektedir. Türk, halının üzerinde oturmaktadırlar. Bu tasvirde Türk‟e iki müzisyen eĢlik etmektedir. Bu kiĢi diğer Türklerden biraz daha farklıdır. Onun giysileri oldukça parlak açık pembe ve beyaz renklerden ve giysileri çevreleyen sarı bir kenarlıktan oluĢmaktadır. Pantolonunun rengi kırmızdır ve paçaları çizmenin içine sokulmuĢtur. Giysisinin sol kolunun manĢeti çözülmüĢtür ve giysisinin kol boyu kendi kol boyundan daha uzundur. Ġnce bıyıklarının bükülmüĢ olduğu da dikkat çekicidir. Hem ana karakter hem Türk karakter dizlerine kadar kısa kaftan giymiĢtirler. Saç örgüleri oldukça kısadır. Müzisyen kahverengi renkte göğüs hizasında, çift dıĢtan kahverengi içten kırmızı Ģeritli, kaftan giymiĢtir, bu oldukça nadirdir. Kaftanının uzunluğu ustasının kaftanıyla aynı uzunluktadır (Bu ilave detaylar onu arka tarafta yer alanlardan farklı kılmaktadır). Arkada yer alan üç Türk kısa kaftanlar içinde tasvir edilmiĢtir (Soldaki kiĢinin kaftanı diz boyunda uzundur). Göğüs hizasına kadar yakası açıktır. Bu tarz, genelde resmi devlet görevlisinin dıĢındaki bir tarzdır. Sağdan sola doğru sıralanmıĢ Türklerin kaftanları kahverengi olup kol manĢetleri siyah üzerine kırmızıdır. Onların kaftanlarında devrik yaka görülmemekle birlikte göğüslerine kadar inen geniĢ yaka kenarları görülmektedir (Soldaki iki Türk‟ün kaftanlarıyla aynı renkte kenarlıklıdır sağdaki Türk‟ün kaftanının kenarlıkları ise beyazdır). Kahverengi kaftanlı kenarlarda duran iki kiĢinin kaftanları graniti oyan kiĢi tarafından boyanmıĢtır, yine aynı kiĢilerin omuzlarında

104

asılı olan kamaları da yatay kırmızı çizgilerle boyanmıĢtır. Gömleklerinin yakalarının üçgen olduğu kaftanlarının altından görülmektedir ve boyanmadan bırakılmıĢtır. Saç örgüleri ve sakalları yoktur. Tasvirde ince bıyıkları görülmektedir. Sağdakinin bıyıkları aĢağı doğru sarkarken soldakilerin bıyıkları ise bükülmüĢtür. Soldaki Türk, açık renk pantolon giymektedir. Oldukça dar olan bu pantolon, siyah yatay Ģeritli olup muhtemelen paçaları ayakkabılarının içine sıkıĢtırılmıĢtır. (Bkz. Figür 13)

Bir baĢka Türk tasviri de Japon kenti Shigaraki‟deki Mihon Müzesi‟ndeki mermer ölüm yatağında bulunmaktadır. Bu lahtin nereden bulunduğu tam olarak bilinmemektedir. Ġki panel üzerinde sadece Türkler tasvir edilmiĢtir. Panellerin birincisinde yabancı soylu büyükelçilerin atlı geçiĢi tasvir edilmektedir. Bu panelin alt bölümünde Türk tek baĢına tasvir edilmiĢtir. Atlı olarak elçiye eĢlik etmektedir. Onun kostümü, kısmen küçük detaylarda bir sonraki paneldekilerle aynıdır. Söz konusu panelde, bu kiĢi Yurt içinde oturan aristokrata hediye sunmaktadır; fakat orada giydiği giysi buradakinden daha kısadır. Benzer kıyafetlerin at üstünde koĢar vaziyetle tasvir edilen avcının üzerinde de olduğu görülmektedir. Figür‟de sözü edilen kiĢinin çizmelerinin siyah ve diğerlerine oranla daha kısadır.

Lahitteki ikinci panel bizler için oldukça ilginçtir. Bu panel, aristokrat Türkler ve onların mahiyetlerindekilerin Çin‟den gelen Soğdlu elçiler tarafından ziyaretini betimlemektedir. 6. yy‟ın ikinci yarısında düzenlenen bir Ģölen yemeğinde yurt içinde oturan Türkler ve onların misafirleri bu panelde tasvir edilmiĢtir. Benzer bir tasvir An Ch‟ieh‟nin lahit panellerinin ikincisinde de görülmüĢ ve yukarıda tasviri anlatılmıĢtır. Yurt içinde oturan soylu Türk merkezde yer almaktadır. Yurt sahibinin kaftanında geniĢ göğüs hizası Ģeritler dikkat çekmektedir. Kaftanda kırmızı hatlarla kavisli ĢekillendirilmiĢ nakıĢlar da yer almaktadır (Türk giysilerinde nakıĢın yer aldığı tek örnek, Türkistanlılarınkinden farklıdır). Gömleği ve pantolonu aynı renkte, beyazdır. Kaftanının önü açıktır. Bu gruptaki giyim kuĢam unsurlarında sadece üç renk görülmektedir. Bunlar kırmızı, beyaz ve siyahtır. En önemli Türk karakterlerde, beyaz pantolon vardır (Yurt içindeki ve ön tarafta avlanan atlıda). Türklerin belindeki kemerler yüksek ihtimalle beyaz kumaĢtan yapılma tokasız ve metal ayrıntıları olmayan bir kemerdir. Ayaklarına giydikleri bot ya da çizmeler özel ayrıntılar içermektedir. Dizin altından uzun çizmeler üçgen tasarımlıdır. Tüm Türkler

sakalsızdır. Hepsinin bıyığı yatay ve uzundur. Saç örgüleri oldukça orijinal ve kalça kemiğine kadar uzanır. Yedi tane saç örgüsü mevcuttur (Bu durum Türk heykellerde sıkça görülmektedir). Bu yedi saç örgüsü, baĢın altından bir Ģerit ya da halkayla bağlanmıĢtır. (Bkz. Figür 14)

Bir diğer lahit T‟ai-yüan‟ın kuzeyinde bulunmuĢ olan Yü Hung‟un (Ölüm tarihi 592) lahitidir. Türklerin görüldüğü tek panel doğu taraftaki 4 nolu paneldir. Bu panelde de tek bir Türk görülmektedir. Deve üzerindeki kiĢi, arkaya doğru dönmüĢtür. Kendisine saldıran yırtıcı hayvanları ok ile vurarak etkisiz hale getirmeye çalıĢmaktadır. Bu Türk‟ün giyim – kuĢamı oldukça farklıdır. Uzun saçları en uç noktasından bir araya toplanmıĢtır. Bu kiĢinin otantik Türk kostümünden tek getirisi kemerinde asılı kaması olmuĢtur. Ayakkabı giymiĢtir. Pantolonu aĢağıya doğru daralmaktadır. Pantolonun paçaları ayakkabının içine sokulmamıĢtır. Üst bedeninde giysinin kısa kolları sona doğru geniĢlemektedir, alt kısmı ise vücuda oturmaktadır.105

(Bkz. Figür 15)

Kuça'da Gök-Türk dönemine tarihlendirilen bir kaya resminde Türklere özgü yoğ (matem) töreni yapılmaktadır. Bu tasvirde yakaları sola doğru iliklenen Ģahıslar Gök-Türk beyleri olarak yorumlanmaktadır. Bu durumda üst sırada ortadaki erkek figürünün ve alt sırada sağdaki üç figürün Türk olma ihtimali ortaya çıkmaktadır. Kadın figürlerinin yanı sıra Uygurların giyim tarzını yansıtan diğer erkek figürleri, kompozisyonda yer alan diğer figürlerdir.

Kumtura duvar resimlerinde Gök-Türk kıyafetleri giymiĢ bir bey ve ailesinin resmedildiği tasvirde, Budist toyınlar da bulunmaktadır. Burada yaka biçimleri, önlerinin kapanıĢ Ģekli, kemerler ve kılıçlar, ayaklarındaki uzun çizmeler Gök-Türk dönemi erkek kıyafetlerini en iyi Ģekilde yansıtmaktadır. Sol tarafta endamlı bir Ģekilde duran iki kadının kıyafetleri de, o dönemin kadın kıyafetlerini aktarması açısından ilginçtir. (Bkz. Figür 16)

105 Sergey A. Yatsenko, Çev. Hicran KarataĢ, “Çin Sanatında Erken Dönem Türk Erkeğinin Giyim –

KuĢamı 6. yy‟ın Ġkinci Yarısı- 8. yy‟ın Ġlk Yarısı” (Ötekilerin Ġmajları)-I, Karadeniz Sosyal Bilimler

Soğdların (650-696) Afrasyab Sarayı'nda (VI-VII. yy) yaptıkları duvar resimlerinde Gök-Türk beylerinin de tasvir edildiğini görmekteyiz. Üst sırada oturan uzun saçlı beyler ve alt sıradaki uzun saçlı, uzun kaftanlı figürler (soldaki iki figür) Gök-Türk beyleri olarak yorumlanır. Üst sırada minder üzerine bağdaĢ kurup oturan Türk beylerinin özenle taranmıĢ saçları ve bellerinde asılı olan kılıçları dikkat çekicidir. Alt sıradaki iki Türk asilzadesinin kaftanlarının yakalarının iki yana açık olması Gök-Türk kıyafetlerinin tipik bir göstergesidir. (Bkz. Figür 17)

Balalıktepe duvar resimlerinde de Gök-Türk beylerinin tasvir edildiği bir Ģölen sahnesi yer almaktadır. BağdaĢ kurarak oturan beylerin ellerindeki kadehler, Gök-Türk heykellerinde ve balballarda gördüğümüz sahneleri hatırlatmaktadır. Eski bir Hun ili olan Çaganyan'daki Balalıktepe Sarayı, VI. yy.da Gök-Türk sülalesinden olan Toharistan Türk Yabguları idaresinde bulunuyordu. "Buradaki figürlerin Gök- Türk kıyafetleri giydiği açıkça belli olmaktadır.106

Moğolistan‟ın baĢkenti Ulan Bator‟un batısındaki Mayhan Uul Kurganı, bir Gök-Türk kağanına ait, bulunan ilk yeraltı mezarıdır. PiĢmiĢ topraktan 45 heykelcik bulunmuĢtur ve 7. Yüzyıldaki Türklerin yaĢam tarzı hakkında eĢsiz bilgiler vermektedir. Ayrıca Mahyan Uul Kurganı‟nın 42 metrelik koridorundaki duvar resminde iki at ve bir süvari bulunuyor. Bu süvari çizimi o dönemdeki Gök-Türk giyiniĢ tarzı hakkında detaylı bilgi veriyor.107

Resimde süvarinin kafasında bir baĢlık olmadığı açık bir Ģekilde gözüküyor. Saçlarını arkaya doğru kulaklarının arkasına atmıĢtır. Net gözükmemekle birlikte saçlarının örgülü olması da muhtemeldir. Bu süvarinin giyimleri kızıl renk ile tasvir edilmiĢtir. Üstüne giydiği uzun kızıl kaftan diz seviyesine kadar gelmektedir. Yaka kısmı açık olan kaftanın kolları da yukarı doğru sıyrılmıĢtır. Uzun kollu kaftanların kollarının sıyrılması Türklerde sıkça karĢılaĢılan bir durumdur. Ellerin kullanılması gerektiği durumlarda hareketi engellememesi amacıyla kollar ya katlanılır ya da yukarı doğru sıyrılırdı. Kaftanın bel seviyesinde de muhtemelen deriden, sade bir kayıĢ bulunmaktadır. Kızıl kaftanın içinde ise düz ve renksiz bir entari yahut içlik olduğu anlaĢılıyor. Süvari altına da düz

106 Fikri Salman, “Göktürk Dönemi…”, s. 21.

107 Sartkojauli Karcaubay, Cantekin Karcaubay, “ Göktürk‟ün Toprak Halkı”, Atlas, Ocak 2013, s. 62,

ve sade bir pantolon giymiĢtir. Yine kızıl renkle boyanmıĢ uzun çizmeleri de diz seviyesinin hemen üstüne kadar çekilmiĢtir. Yine aynı kurganda bulunan küçük toprak heykelciklerin kaftanları ve giyim tarzları da duvar resmindeki süvari ile birebir benzerlik göstermektedir. (Bkz. Figür 18)

e. Heykellerde Gök-Türk Giyimleri

Gök-Türk devri giysiler, dokumalar ve kumaĢlar hakkında çeĢitli kaynaklarda birtakım bilgiler vardır. Bu konudaki en sağlam ipuçları Gök-Türklere atfedilen çeĢitli türdeki resimler ve heykellerde karĢımıza çıkmaktadır. Heykellerde tasvir edilen insanların Hunlara benzer bir Ģekilde tipik bozkır tipi kaftan, pantolon, çizme ve bunların içine de yünden bir içlik giydiklerini görüyoruz. Elbiseyi tamamlayan en önemli aksesuarlar ise rütbeyi ifade eden, madeni plakalı ve tokalı kemerler, bu kemerlere asılan eĢyalar ve buna bağlanan kılıç ve kama gibi eĢyalardı.108

Gök-Türk dönemi kıyafet biçimlerini ağırlıklı olarak heykellerden öğrenebilmekteyiz. Bunlar Türklerin yüz Ģemalarını, saç Ģeklini ve giyim tarzını (kaftan, pantolon, sarkıntılı kemer, çizme v.s.) aksettiriyordu. Bu heykellerin birçoğu bir eliyle silahını tutarken, öbür elleriyle güç ve hükümdarlık sembolü olan bir kadeh veya buna benzer bir Ģey tutuyorlardı. Heykellerin kimisi ayakta kimisi de oturur tarzda tasvir edilmiĢtir.

Gök-Türk tasvir sanatının büyük kısmını oluĢturan heykel sanatı daha çok