• Sonuç bulunamadı

A. GĠYĠMĠN TEMEL MALZEMELERĠ VE ÜRETĠMĠ

2. Keçe ve Keçecilik

Keçe sözlük anlamı olarak: “Yün ve keçi kılı gibi hayvansal doğal elyafın, dış

tabakasını oluşturan üst örtü hücrelerinin (pulların) belirli ısı, nem ve basınç altında, sıcak ve kaygan bir ortamda sürtünerek birbirine kenetlenmeyle oluşan dokusuz tekstil yüzeyi” ve

“Yapağı veya keçi kılının dokunmadan yalnızca dövülmesiyle elde edilen kaba kumaş” olarak tanımlanmaktadır.

KaĢgarlı Mahmud Divanü Lugati‟t-Türk isimli eserinde Oğuzca keçe kelimesine karĢılık olan “kiviz, küvüz, kidiz, kiyiz” kelimelerini kullanmıĢtır. Orta Asya Kırgızistan‟da “şırdak” adı ile anılır. 32

Türklerin giyimlik yünü ve keçelik yünü baĢkaydı. Keçe için hazırlanmıĢ olan yün “kaba yün” idi.33

Bu kaba yünden keçenin nasıl elde edildiğine bir göz atalım:

Keçe tüm el sanatlarında olduğu gibi üretimi uzun süren ve çok emek isteyen bir üründür. Keçede kullanılacak yün koyunun Mayıs ayı kırkımından (ilk

30 Abdulhalik Bakır, “O.Ġ.D. Deri, Tahta ve Kâğıt Sanayi” s. 88. 31 KaĢgarlı Mahmud, Divanü Lügati’t-Türk, Ġstanbul, 2007, s. 141, 422. 32

KaĢgarlı Mahmud, a.g.e., s. 297, 314; Deniz Çeliker, “GeçmiĢten Günümüze Türklerde Keçecilik ve Keçe Yapımında Yeni Teknikler”, Süleyman Demirel Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi

Hakemli Dergisi, C. 4, S. 8, Kasım 2011, s. 2.; Didem AtiĢ Özhekim, “Keçenin Hikayesi ve Sanatsal

Üretimler”, Zeitschrift für die Welt der Türken (Journal of World of Turks), C.1 S.1, 2009, s. 124.

33

kırkım)34

elde edilir. Yün kırkımdan sonra pıtrak ve pisliklerden temizlenmesi için iyice didiklenir ve ardından yay ve tokmakla lifler birbirinden tamamen ayrılana kadar atılır. Yere serilen bir hasır zemin üzerine serpilir, desen oluĢturmak için motifler yerleĢtirilir ve hafif ılık su ile ıslatılır. Elyaf hasırla birlikte sarılarak rulo yapılır ve elyaf hasır kalıp ile birlikte rulo yapılır ve “tepme” aĢamasına geçilir. 30- 40 dakika ayakla yapılan bu iĢlem sırasında uygulanan basınçla, lifler birbirine geçirilmiĢ olur. Ardından hasır kalıp açılır ve ham keçenin “pişirme” aĢamasına geçilir. ĠĢlem; sıcak ve nemli bir ortamda, birbirine tutunmuĢ elyafların sıcak su ve el veya dirsek basıncı yardımıyla iyice kenetlenmesinin sağlanmasıdır. En son aĢamada ise, keçe yıkanır ve tekrar sıkı bir rulo yapılır. Rulo yere dik bir konumda bekletilip, içinde kalan suyun iyice süzülmesi sağlanır ve asılarak kurutulur.35

Keçeyi tepme iĢlemi en zor aĢamalardan biridir. Bu tepme iĢlemini bozkırlı milletler bazen atın gücünü kullanarak yapmaktaydılar. Hasıra sardıkları yünü rulo halinde urganlarla bağlayarak atın arkasına bağlarlardı. Atın koĢmasıyla birlikte yerde atın peĢinden yuvarlanan rulo içerideki yünleri sıkıĢtırıp keçeleĢtirmekteydi. Bu yöntem çok daha pratik ve insan gücü istemeyen bir yöntemdi. (Bkz. Figür 2)

KeçeleĢme için uygun olan normal nem, kuru ağırlığa göre aĢağı yukarı %30 - 40‟dır. Bu nem, tepme keçeciliğinde su veya buharla sağlanır. KeçeleĢtirmenin oluĢabilmesi için normal ısı 50 - 60°C‟dir.36

Türkler bu hassas ayarları deneyimleri sayesinde kusursuzca uyguluyorlar ve sağlam keçeler üretiyorlardı.

Keçe Ġskitler ve Hunlar tarafından kullanılan bozkır halkının en pratik üretimlerden biridir ve Pazırık kurganlarında keçe örneklerine rastlanır. Yünü ıslatıp, yuvarlayıp dövme tekniğiyle üretilen keçe giyim ve çadır yapımında kullanılırdı.37

Pazırık Kurganı‟ndan çıkarılan eserlerin arasında son derece detaylı çalıĢılmıĢ keçelerin bulunması nedeniyle; bu yüzyıldan çok önce Orta Asya Türklerinin konar-göçer yaĢamlarının bir parçası olarak tarih sahnesine çıktığı

34 Bu yüne “yapağı” adı verilir. Baharda koyunun üzerinden toplanan kıĢlık yünü ifade eder.

(Bahaeddin Ögel, Türk Kültür Tarihine Giriş, C. 5, Ankara 2000, s. 160).

35 Didem AtiĢ Özhekim, a.g.m., s. 125. 36 Deniz Çeliker, a.g.m., s. 7.

37 Emma C. Bunker, Nomadic Art Of The Eastern Eurasian Steppes (The Eugene V. Thaw and Other

düĢünülmektedir. Soğuk iklimli toplumlarda ısınma, sıcak iklimli toplumlarda serinliği sağlaması ve su geçirmezlik özelliğinden dolayı, o dönemlerden itibaren gerek saray gerekse halkın tercih etiği bir ürün olma özelliğini korumuĢtur.38

Konar-göçer Türk toplulukları gerek çadırlarda, gerekse diğer eĢyalarında kullandıkları süsleyici unsurlarda doğal olarak yetiĢtirdikleri hayvanların yünlerinden yararlanmıĢlar ve birer el sanatı ürünü keçe yapımını kendi geleneksel yöntemleriyle gerçekleĢtirmiĢlerdir. Geleneksel yöntemlerle yapılmıĢ ilk keçe örneklerine M.Ö. 4 ve 3. yüzyıllara tarihlenen Pazırık Kurganlarında rastlanmıĢtır. Bu örneklerdeki tepme keçeler, aplike tekniği ile desenlendirilmiĢtir. (Bkz. Figür 3)

Dünyanın en eski halısı olarak kabul edilen ve M.Ö. 500 yılına tarihlendirilen “Pazırık Halı” ve halı ile aynı kurganda bulunan keçe örneği, kök boya ile kırmızı renge boyanmıĢ keçe sanatının aplike tekniği ile yapılmıĢ en erken örneklerinden biridir.(Bkz. Figür 4)

Pazırık Kurganından çıkan örneklerden biri de aplike tekniği ile yapılmıĢ, kartal griffon‟un bir dağ keçisine saldırıĢını anlatan eyer örtüsüdür. Kırmızı renkteki keçe zemin üzerine yeĢil, beyaz ve krem renklerinde keçe parçaları kompozisyonu oluĢturacak Ģekilde yerleĢtirilmiĢ ve aplike tekniği uygulanmıĢtır. Mezar odasını ya da bir çadırı kaplamak üzere hazırlandığı tahmin edilen, 4,5 m x 6 m boyutlarında geniĢ bir yüzeye sahip olan bir baĢka tepme keçe örtü BeĢinci Pazırık Kurganında bulunulmuĢtur. BeĢinci Pazırık Kurganından çıkarılan baĢka bir örnek ise tepme keçeden yapılan, bir çadırı koruyan “töz” olarak kullanıldığı tahmin edilen bir çift “kuğu”dur. 29 cm yüksekliğinde olan bu beyaz keçe kuğuların kanat uçlarında ve gagalarında siyah, ayak ve kuyruk kısımlarında kırmızı ve sarı renkte keçeler kullanılmıĢtır. Aplike tekniği uygulanan bu kuğularda ayrıca kuru bitkilere de yer verilmiĢtir.39

Yapılan arkeolojik kazılarda, Hunların kullandıkları eyer ve eyer altı örtüleri, keçe yaygıları ve bunların üzerinde deri, kürk ve keçeden kesilen değiĢik biçimlerde süsleyici aplike örneklerine rastlanmıĢtır.

38 Didem AtiĢ Özhekim, a.g.m., s. 124. 39 Deniz Çeliker, a.g.m., s. 2-3.

Pazırık ve Noin Ula Kurganlarında bulunan kırmızı, mavi, sarı, beyaz renkli keçe parçaları ile yapılmıĢ eyer örtüleri, örtüler, perdeler Türklerin M.Ö.‟ki yy.‟da kumaĢ boyama ve aplike yapmadaki ustalıkları göz önüne sermektedir. ĠĢleme tekniği ile desenlendirme ise ipek, yün, keten, pamuk, metal v.b. iplikler kullanılarak, çeĢitli iğneler ve uygulama biçimleri aracılığıyla; keçe, deri, dokuma çeĢitleri v.b. üzerine yapılan bezemeler olarak tanımlanan bu teknik geçmiĢte keçe desenlendirme teknikleri içinde sıklıkla kullanılmıĢtır. 40

Gök-Türkler döneminde kıyafetlerin yapımında deri ve keçenin kullanıldığını da görürüz. Bunu bazı heykeller üzerindeki baĢlıkların duruĢ biçiminden de anlayabiliyoruz. Gök-Türkler döneminde keçecilik, sadece çadırların döĢemesinde kullanılmamıĢ, börk, Ģapka gibi çeĢitli baĢlıkların yapımında da tercih edilmiĢtir.41

Ortaçağ Ġslam alimlerinden Gerdizi Türkler hakkında Ģöyle bahseder: “Türkler gösterişli ve cüsseli kişilerdir. Keçe üretiminde insanların en ustalarıdır.

Zira keçe giyerler.”42

Tüm bunların yanında, Ġslam önce dönemden itibaren Osmanlı dönemine kadar keçenin kılıç talimlerinde kullanıldığı bilinmektedir. Metal tel ile güçlendirilen keçe kılıç ve diğer kesici aletlerin darbelerine karĢı en dayanıklı malzemelerden biridir ve kolay kolay yırtılmaz. Bu hafif ve sağlam malzemeden Türkler savaĢlarda da bolca istifade etmiĢler ve vücutlarını kesici aletlere karĢı korumak için keçe ile kaplamıĢlardır.