• Sonuç bulunamadı

A. GĠYĠMĠN TEMEL MALZEMELERĠ VE ÜRETĠMĠ

3. KumaĢ ve Dokumacılık

Dokuma sanayi, insanlık tarihi kadar eski bir sanayi dalıdır. Zira giyim- kuĢam ihtiyacı insanların hayatlarını sağlıklı bir biçimde sürdürmeleri için gerekli olan yeme, giyinme ve barınma ihtiyaçlarından birini teĢkil etmektedir.43

40

Aynı makale, s. 13.

41

Fikri Salman, “Göktürk Dönemi Kıyafetleri”, Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dergisi, S. 9, Erzurum 2006, s. 20.

42

Eski Türkler terziye “yiçi” adını vermiĢlerdir. Terzi kelimesi ise Türkçeye Farsçadan gelmiĢ bir deyiĢtir. Ütü ise en eski dönemlerden beri Türkler tarafından kullanılmaktadır. KaĢgarlı Mahmud Ģöyle diyordu: “Mala biçiminde bir demir parçasıdır ki, dikiĢ yerlerini bastırmak için, kızdırılarak elbise üzerine basılır”. Eski Türkler bu demire “ütüg” derlerdi.44

Bizce bu kelime günümüzde Ruslar tarafından da kullanılmaktadır. Zira günümüzde Rusça‟da ütü kelimesi “utyug (утюг)”tur. SöyleniĢi de eski Türkçede ki ütüg kelimesiyle aynı denecek derecede benzerlik göstermektedir.

Eski Türklerde dokumacılığın temeli olan iplik yapma teknikleri de geliĢmiĢti. “İp eğirmek” için kullanılan “iğ” aleti Türklerde çok eski bir tarihe sahiptir. Ġğ sözü daha Uygurlar döneminde “ig, ik, yig, yık” Ģeklinde görülür. Ġğ dıĢında çark Ģeklindeki iplik üretimine yarayan “çıkrık”, “yumak” ve “makara” gibi gereçler Ġslamiyet Öncesi Türk devletleri tarafından kullanılıyordu. Türkler bu ipliklerden ürettikleri kumaĢlara “böz” yani “bez” diyorlardı. Bu bezleri dokuyan ustalara da “bözçi” yani “bezci” deniyordu.45

Ġslam öncesi devirde dokuma iĢçileri yün, keçi kılı, deve kılı, keten ve diğer hammaddeleri dokumadan önce yıkarlar ve özel taraklar kullanarak bu maddeleri hazır duruma getirirlerdi.46

Türklerin kumaĢ elde etmek için kullandıkları malzemeler de çeĢitliydi. Hayvancılıkla geçinen Türkler, elde ettikleri yünlerden olsa gerek pamuğa çok fazla ihtiyaç duymamıĢlardı. Ancak biz pamuklu bezlerin eski tarihlerden beri Türkler tarafından da dokunduğunu biliyoruz. Pamuğun Çinlilerden önce Türkler tarafından keĢfedildiği hakkında güçlü olmasa da elimizde bazı deliller mevcut. Pamuk Çin‟de Ġsa‟dan çok önceki çağlarda pek fazla tanınmıyordu. Öyle anlaĢılıyor ki pamuk üretimi Çin‟e, Doğu Türkistan ve Tanrı dağları yolu ile gelmiĢti. Pamuk Çin‟de p‟o- t‟ieh ve k‟u-ch‟un adları ile tanınıyordu. Çinlilerin bu iki deyiĢinin kökleri de, Farsça “pakta”, Arapça “kutn” sözleri ile açıklığa kavuĢmaktadır.

43

Abdulhalik Bakır, “Ortaçağ Ġslam Dünyasında Dokuma Sanayi”, Belleten, C. LXIV, S. 241, Ankara, 2001, s. 749.

44 Bahaeddin Ögel, Türk Kültür…, s. 99. 45

Aynı eser, s. 141-158, 355, 375-376, 392, 396.

46

Türkler keten ve keneviri de eskiden beri çok iyi tanıyorlardı. Türklerde keten ve kendir ile ilgili olarak söylenmiĢ sözler, Çinlilerden daha önce baĢlamıĢtı. Çinliler, kenevir liflerini önceleri kumaĢ yapmak için kullanmamıĢlardı. Dokuma iĢlerinde kullanılan keten ve kenevir Çin‟e, Fergana bölgesinden gitmiĢtir. Çünkü daha önceleri Çin‟de, keten ve kenevirin yalnızca tohum ve yağından faydalanılıyordu. Türkler bu bitkileri ustalıkla kullanıp, ip eğiriyor ve kumaĢlar dikiyorlardı.

Türkler ipekçilikle de uğraĢırlardı. Ġpek kelimesine Gök-Türk döneminde “ağı” denirdi. Bu kelimeye de yazıtlarda geçen “Çin’in sözü tatlı ve ağısı yumuşak” cümlesinde rastlıyoruz. Eski Türkler ipekli kumaĢlara da “barçın” derlerdi. Bahaeddin Ögel‟e göre barçın kelimesi Çince‟den alınmıĢ bir söz olabilirdi. Barçının da kullanım alanlarına göre birçok çeĢidi vardı.47

Eski Türklerde kumaĢ dokumacılığı da vardı. Hunlar ve diğer dönemlerdeki Türkler avladıkları hayvanların kürklerini üstlerine atıp ilkel Ģekilde giyinmiyorlardı. Noyin Ula‟daki kumaĢ iĢçiliği de en eski Türklerde dahi ileri dokuma tekniklerinin olduğunun ispatı niteliğindedir. Ayrıca Pazırık kurganlarında bulunan halıların örgü teknikleri günümüzde bile kullanılmaktadır.

Dokumalar hayvansal; yün-ipek dokumalar, bitkisel; pamuk-ipek, kendir dokumalar idi.48

Eski Türkler, kıĢın ormanlarda yaĢayan av hayvanlarının postunu giyerlerdi. Yazın ise pamuk, yün, ipek gibi daha hafif malzemeden yapılmıĢ giyimleri vardı ve bunları renkli iĢlemelerle alacalı bir görünüme sokarlardı. Tunik biçimde önden açılan, dizlere ve baldıra kadar uzanan bir kaftan taĢırlar ve bunu kemerle sıkıĢtırırlardı. Umumiyetle keçi derisinden dikilmiĢ uzun bir pantolon giyerlerdi. BaĢlarını tepeli ve öne doğru bükülen bir miğfer örterdi.49

Pazırık Kurganı, Türk El Sanatlarının ilk örneklerini vermesi açısından önemli bir yere sahiptir. Pazırık Kurganları, deniz düzeyinden 1600 m yükseklikteki Büyük Ulagan

47 Aynı eser, s. 141-158, 355, 375-376, 392, 396. 48 Tuncer Baykara, a.g.e., s.97.

49

vadisinde yer alan ÇulıĢman Irmağı ile BaĢkaus Irmağı arasında bulunmuĢtur. Ġlk kazılarla birinci kurgan ortaya çıkarılmıĢtır. Mezarın içinde iklimin soğukluğundan ötürü donma olduğu için, eĢyaların çoğu çürümeden günümüze kadar gelebilmiĢtir. Ġkinci Pazırık Kurganında bulunan önü kapalı bir gömlek, Noyin Ula‟daki bir gömleğe çok benzemektedir. Katanda Kurganında da bu tür bir gömlek vardır. Pazırık gömleğinin üzerinde altın süsler de bulunmaktadır. Üçüncü Kurgan‟da, giysilerin fiyonk biçiminde düğümlenmiĢ kuĢakları da vardır. Türklerin ileriki çağlarda kaftan olarak adlandırdıkları uzun giysiler, Pazırık Kurganlarında da bulunmaktadır. Pazırık Kurganlarında ele geçirilen keçe çoraplar, çizmeler, o çağın Türk giyim biçimi üzerine bir fikir vermektedir.50

Eski Türkler bez dokurlar, giyecek için kendir yetiĢtirirlerdi. Yün kumaĢ ve bezden iç çamaĢırı giyerlerdi. Hunlar Çin‟e yünlü kumaĢ ve çeĢitli keçeler ihraç ederlerdi. M.Ö. 1. yüzyıldan kalma bir Asya Hun hükümdar ailesine ait olan Noyin Ula kurganında 20 çeĢit ipekli kumaĢ (Çin‟den ithal) kalıntısından baĢka, üzerine bir Hun portresi iĢlenmiĢ yün kumaĢ ile aplike51

süslü keçeler bulunmuĢtur. Romalılar keten gömlek giyildiğini ilk defa Hunlardan görmüĢlerdi. Bozkırın tipik elbisesi ceket pantolon idi. Süvari en rahat Ģekilde ancak böyle giyinebilirdi. Bugünkü modern giyinmenin ilk tipi olan bu Bozkır tarzı, Çin‟de M.Ö. 4. asırdan, Avrupa‟da M.S. 5. asırdan, Bizans‟ta 6. asırdan itibaren Türk usulüne göre yapılan askeri ıslahat neticesinde, dünyaya yayılmıĢtı. BaĢka kavimler kopça kullandıkları halde, Türkler düğme kullanırlar ve ceketlerini, Çinliler ve Moğolların aksine, sola açarlardı. Sola açılmasının baĢlıca nedeni genelde sağ elini kullanan Türk savaĢçısı, kılıcını çekerken kolunun ceketin düğmelerine ya da açılıĢ yönüne takılmamasını sağlamaktı. Soğukta ve sıcakta ayrı ayrı giyilen pelerinler de kullandıkları anlaĢılan Türkler ayaklarına çizme, baĢlarına börk giyiyorlardı.52

Gök-Türk kumaĢları hakkında elimizde fazla buluntu olmayıĢı, bilgilerimizin kısıtlı kalmasına neden olmaktadır. Ancak elimizdeki az sayıdaki verilere dayanarak konuyu anlatmaya çalıĢacağız.

50 Deniz Çeliker, a.g.m., s. 2.

51 Düz veya desenli bir kumaĢtan kesilmiĢ motiflerin bir baĢka kumaĢa iĢlenmiĢ durumu. 52

ÇulıĢman Nehri yakınında bulunan Kudırge Kurganları M.Ö. II. yüzyıldan baĢlayan ve Gök-Türk devrine kadar eserlerin bulunduğu kurganlar olarak karĢımıza çıkıyor. Kudırge çoğunlukla Gök-Türk çağına ait bir kültür merkezidir. Bulunan eserler arasında ipekli atlas kumaĢlar da mevcuttur. Burada atlas kumaĢın ilk kez karĢımıza çıkması önemlidir. Çünkü Ģimdiye kadar ele geçen kumaĢlar, ya düz bezayağı tarzında dokunmuĢtu ya da basit örgülerden oluĢmuĢtu. Oysa atlas (saten) örgü, kumaĢa parlak bir görüntü veren önemli bir örgü çeĢidi olarak ilk defa burada karĢımıza çıkmaktadır. Tuyukta'da açılan kurganların birinde donmuĢ cesetlere rastlanır. Buradaki erkek cesedin elbisesi üç kattan oluĢuyordu. Üst kısma giydiği elbise koyu kırmızı, ortadaki yeĢilimsi, en alttaki de altın sarısı ipekten yapılmıĢtır.53

Uygurlar döneminde de ipek dokumacılığı en üst düzeye çıkmıĢtır ve adeta Çin ipeği ile bir rekabet etmiĢtir. Türkler sadece ipek değil, pamuk, yün, kendir ve diğer malzemelerden de ileri kalitede kumaĢlar üretmiĢlerdir. 54

Burada ipek kumaĢa ayrıca değinmek istiyoruz. Ġpek her ne kadar narin ve ince bir kumaĢ olsa da dayanıklılığı yüksektir. Hafif zırhının altına ipek gömlek giyen Türk savaĢçısı hem ağır elbiseler giymeyerek hareket kabiliyetini artırıyordu hem de olası bir ok isabetine karĢı önlem almıĢ oluyordu. Çünkü ipek ok tarafından delinmez. Ok vücuda saplansa bile ipeğin tutuculuğu ve esnekliği sayesinde derinlere gidemezdi ve saplandığı yerden kolayca çıkartılabilirdi.

X. ve XI. Yüzyıllarda Orta Asya‟da Türkler tarafından kullanılan elbiselik kumaĢlar baĢlıca ipekten, pamuktan, deve tüyünden, yünden imal ediliyordu. Elbise imalinde en çok ipek kumaĢ kullanılıyordu. Bunun yanında onlar milli adetlerinde kullandıkları veya bayrak yaptıkları kumaĢları kendileri dokuyorlardı. Türkler bunların dıĢında yol yol çizgili bir kumaĢ dokudukları gibi, ince bir ipek kumaĢ da imal ediyorlardı. Elbiselik kumaĢ imalinde ikinci sırayı pamuk iĢgal ediyordu. Türkler pamuktan çubuklu ve nakıĢlı elbiselik bir kumaĢ dokumaktaydılar. Kıpçaklar bu kumaĢtan yağmurluk da yapıyorlardı. Diğer bir pamuklu kumaĢtan örtü yapılıyordu. Pamuk iplik ve kumaĢ olarak değil, bazen hammadde halinde de

53 Bahaeddin Ögel, İslamiyetten Önce Türk Kültür Tarihi, Ankara, 1984, s. 140, 143. 54

kullanılıyordu. Mesela, pamuk iki bez arasında döĢeniyor ve hırka olarak dikiliyordu.55

Görüldüğü üzere bozkır savaĢçısı Türkler kendilerine en uygun kumaĢlardan giyimler yapıyordu. Hareket kabiliyetini önlemeyen ve kullanıĢlı giysiler giymekteydiler. At üzerinde her yöne ok atabilmeyi sağlayan pantolonlar ve üst giyimler dikiyorlardı.

B. BOZKIR TÜRK SAVAġÇININ GĠYĠSĠLERĠ