• Sonuç bulunamadı

B. BOZKIR TÜRK SAVAġÇININ GĠYĠSĠLERĠ

4. Ayak Giyim

Ayak giyim de çok önemli bir konudur. Türkler keçeden ve deriden ayakkabılar giyerlerdi. Soğuk ve kuru havalarda sıcak tutma özelliğiyle bilinen keçe ayakkabılar, çizmeler giyilirdi. Yağmurlu havalarda ise keçenin su alma özelliğinden

72 Fikri Salman, “Göktürk Dönemi…”, s. 17, 19.

73 Nejat Diyarbekirli, a.g.e., s. 176-177. 74 Tilla Deniz Baykuzu, a.g.m., s. 228. 75

dolayı pek tercih edilmezdi, keçe yerine su geçirmeyen deri ayakkabı ve çizmeler giyilirdi.76 DLT‟de “uguk” adında bir çizme adı geçmektedir.77

Türkler malzeme bakımından iki çeĢit çizme giyerlerdi. Bunlar deri çizme ve keçe çizmedir. ġekil bakımından da iki tür çizme vardır. Bu da tam çizme ve yarım çizmedir.78

Diz seviyesine kadar uzanan çizmelere tam çizme denmiĢtir. Diz seviyesinin altında olan, daha kısa çizmelere de yarım çizme denmiĢtir.

Bozkır kültüründe çizmeler Proto-Türk ve Hunlardan sonra küçüklü büyüklü birçok Türk topluluğunda, Gök-Türklerde, Uygurlarda ve baĢka bozkır topluluklarında (örneğin Moğollarda) yaygın bir biçimde kullanılmıĢtır. Orta ve Ġç Asya‟da hatta Anadolu‟da kullanılan bugünkü çizme Ģekillerinin eski gelenekleri pek az değiĢiklikle aktarması yüzyıllar boyunca süren bu giyim tarzının ne kadar etkili ve benimsenmiĢ olduğunu göstermektedir.

Çizmenin bozkır tarzı giyim ile birlikte yerleĢik diye tabir edilen güneydeki topluluklara bozkır bölgelerinden geçtiği anlaĢılmaktadır. Mesela Çinliler çizmeyi Türklerden almıĢtır. Nitekim Çin hükümdarı Wu-ling 趙武靈王 (M.Ö. 325-298) zamanında ilk defa olmak üzere Çin ordusunda ıslahatlar yapılmıĢ ve Hun giyim tarzı askerler için zorunlu kıyafet olarak kabul edilmiĢti.

Kazılardan çıkarılan veya son dönemlerde tespit edilerek müzelere konulan ya da çeĢitli resimler ve heykellerde yer aldığını gördüğümüz çizmeleri incelediğimizde, genel özellikler olarak Ģunları çıkarabiliyoruz. Çizme daha çok yumuĢak deriden imal edilmiĢtir. Keçe çizmeler de nispeten daha az olmakla birlikte yaygındır. Ayrıca kürklü deri çizmeler de vardır. Taban da yumuĢak olmakla birlikte zaman zaman kalın deri ilave edilerek zeminle sürtünmeyi azaltacak Ģekilde yapılmıĢtır. Erken örneklerin çoğu ökçesizdir. Daha geç örneklerse yüksek veya alçak topuklu da olabilmektedir. Çizmenin burnu, ayakkabılarda da görülebildiği gibi yukarı doğru kıvrılır Ģekilde sivridir. Ancak burnu kıvrık olmayan çizmeler de görülür. Konçun ön kısmı arka kısmından uzundur. Erken devir Türklerinde bilhassa

76 Wolfram Eberhard, “Çin Kaynaklarına Göre Orta ve Garbi Asya Halklarının Medeniyeti”,

Türkiyat Mecmuası, Ġstanbul 1942, C.7, s. 128.

77 KaĢgarlı Mahmud, a.g.e., s. 617. 78

Hun ve Gök-Türklerde çizmede bileğin üstünden bağlamaya imkan veren Ģeritler vardır. Bağın çizmenin üst tarafında olduğu ve dize bağlandığı uygulamalar da görülmektedir.

Çizmenin içerisine zaman zaman keçe taban konmuĢtur. Bazen bunun yerine keçe çoraplar da giyilmiĢtir. Günümüzde hala kullanılan “mes”ler böylece erken devirlerden itibaren ortaya çıkar. Çizme içine giyilen bu keçe çorapların bazen çizmenin iç tabanına dikildiği de görülür. Pazırık kurganlarında bu Ģekil örneklere rastlanılmıĢtır. 79

II. Pazırık kurganından çıkartılan bir erkeğe ve bir bayana ait keçe çoraplar çıkartılmıĢtır. Bilhassa erkeğin iki çiftten oluĢan keçe çorapları ilginçtir ve bir çizme gibi ele alınmıĢtır. Bunlardan uzun olanın taban kısmı kalın, beyaz keçeden yapılmıĢtır. Çorabın üst kısmı 10 cm. geniĢliğinde kırmızı keçedendir. Bu üst bölümün üzerine kahverengi, yeĢil ve beyaz keçeden lotuslu ve horoz ya da horoz ibiğinden oluĢan bir süsleme yapılmıĢtır.

Bunun dıĢında Noyin Ula kurganından da bir deri çizme bulunmuĢtur. Bu deri çizmenin de tabanı Pazırık kurganından çıkarılan kadın deri çizmesinde olduğu gibi iĢlemelerle süslenmiĢtir. Bu süslü tabanlar ancak bağdaĢ kurulduğunda görülebilirdi. 80

Günümüzde, bin – bin beĢ yüz yıl önceki Türk bozkır kültürünü yaĢatan Kazak Türklerinin, ayakkabı kültürünü aynen olmasa bile ĢaĢırtıcı derecede bir yakınlıkla sürdürdüğü görülmektedir. Kazakların günümüzde de kullandıkları “saplama çizme”; içinde keçe çorap devamlı saplanmıĢ vaziyette durduğu için bu adı almıĢtır. Bu çizmelerin konçu baldırın ortalarına gelecek kadar uzun ve çok geniĢtir. Bu çizmeler eve girerken kolayca silkeleyerek ayaktan çıkar ve ev içinde mest ile otururlar.81

79

YaĢar Çoruhlu, “Orta ve Ġç Asya‟da Kazı ve AraĢtırmalarda Elde Edilen Metaryale Göre Erken Devir Türlerinde Çizme”, Ayakkabı Kitabı, Ġstanbul 2007, s. 160-162.

80 Aynı makale, s. 165-166.

81 Abdulvahap Kara, “Kazak Türklerinde Geleneksel Ayakkabı Yapımı”, Ayakkabı Kitabı, Ġstanbul

Bunlar gibi yumuĢak tabanlı bir çizme M.Ö. 1000 gibi çok erken bir yıla dayanan, Doğu Türkistanlı bir Uygur arkeoloğunun yaptığı bir kazı neticesinde Niya yakınında bir köyde bulunmuĢtu. Söz konusu çizme bir mumyanın ayağındaydı. Bu çizme uzun ve kırmızı deridendi. Bugünkü Uygur Türkleri bile buna benzer çizmeler giymektedirler.82

Çin elçisi Wang Yen-Te, Uygur Seyahatnamesi‟nde Ģöyle anlatır; “Pei-t‟ing (BeĢbalık)‟in kuzeyinde amonyak imal ediliyordu. Bu iĢle uğraĢan kimseler ayakkabı giyerlerdi. Ayakkabılarının tabanında tahta vardı. Eğer ayakkabılarının tabanı deriden olsaydı, onlar kavrulurdu.”83

Sıcak iklim Ģartlarına göre Türkler ayakkabı tabanlarını deriden baĢka tahta ile de üretiyorlardı.

Ortaçağda Türk çizmesi, daha çok deriden yapılıyordu. Fakat en iyi çizmelik deri sırttan (sağrıdan) imal edilmekteydi. Türklerde deri çizme dikme tekniğine dair dikkate değer bilgiler bulunmaktadır: Çizme dikilirken, dikiĢler arasına ayrıca parça konuyor ve buna “sızgı” adı veriliyordu. Çizmeden sonra, Türklere has ayakkabı tipi çarık idi. Buna “Türk ayakkabısı” da deniyordu. Çarık, Ģimdi olduğu gibi, her hayvanın derisinden yapılabilirdi. Fakat, KaĢgarlı Mahmud deve derisinden çarık yapıldığını özellikler belirtmektedir.84

DLT‟de “başmak” adında bir çarık-pabuçtan bahsedilmektedir. Ayrıca “buçgak” adında bir kelime daha geçmektedir ki, manası çarık yapımında kullanılan devenin baldır derisidir.85

82

YaĢar Çoruhlu, a.g.m., s.165-166.

83 Özkan Ġzgi, a.g.e., s. 66; Abdulhalik Bakır, “O.Ġ.D. Madenler ve Maden Sanayi”, s. 543. 84 Abdulhalik Bakır, “O.Ġ.D. Deri, Tahta ve Kâğıt Sanayi” s. 89.

85 “BaĢmaklandı” kelimedi ise pabuç giydi manasına gelmektedir. (KaĢgarlı Mahmud, a.g.e., s. 177,