• Sonuç bulunamadı

Türkiye Türkçesi Tamlamaları Üzerine Yapılan AraĢtırmalar

1.8. Sovyet Türkolojisi’nde Türkiye Türkçesi ÇalıĢmaları

1.8.2. Türkiye Türkçesi Tamlamaları Üzerine Yapılan AraĢtırmalar

Dil sistem niteliği taĢır. Bu sistemi oluĢturan dil birimleri (fonem, morfem, söz, kelime grubu-tamlama, cümle) kendine özgü dil kurallarıyla sıralanarak dilin genel manzarasını yansıtır. Bu sistemin bir baĢı fonem, öbür baĢı ise cümleye dayanır. Fonem dilin ilk, kendi baĢına hiçbir anlama sahip olmayan birimi, cümle ise dilin son en anlamlı birimidir. Dil sisteminde bu iki kutbun yaklaĢımı bu sistemin basitten karmaĢığa doğru bir geliĢim çizgisi üzerinde kurulduğunu gösterir. ―Her bir dil birimi bu çizginin basamakları olarak hareket ederken basitten karmaĢığa, anlamsızlıktan anlamlıya, az anlamsızlıktan çok anlamlılığa doğru geliĢme çizgisi boyunca bir tutarlılık, bir dizi oluĢturur. ‖ (Seyidov, 1966, S. 38). Türk Lehçelerinde kelime grubu bu seride cümlenin sınırında durmaktadır. Bu nedenle, kelime grubu kendine has özelliklere sahip olan sözdizimsel birim olmakla birlikte diğer yandan cümle ile bağlıdır. Dilbilim tarihinde iĢte bu nedenle çoğu zaman kelime grubu sözle veya cümleyle karıĢtırılır. Bu tezimizde de kelime grubunun özellikleri hakkında geniĢ bilgi olmadığından doğrudan esas konuya geçmeyi uygun görmekteyiz.

ÇalıĢmada Rusya dilbilimcilerinin Türkiye Türkçesi kelime grupları üzerine yaptıkları araĢtırmalardan bahsetmek isteriz. AraĢtırmalar sonucunda Türkiye Türkçesinin kapsamlı temel tetkiki tarihi, Jean Deny‘nin 1920 yılında Paris‘te yayımladığı ―Grammaire de la Langue Turque‖ eserinden baĢladığı bilinmektedir. Bu eserde Türkiye Türkçesinin kelime grupları de anlatılmıĢtır. Kendi dönemine göre büyük bir bilimsel önemi olan ve Ģimdi de önemini kaybetmeyen bu eserde kelime gruplarına da değinilmiĢtir (Deny, 1941, S. 709- 772). Bu zamana kadarki eserlerin hiçbirinde kelime gruplarına bu kadar kapsamlı yer verilmemiĢtir. Buna rağmen kitabın genel hacmine göre kelime grubuna ayrılan bölüm bazı diğer kitaplardaki gibi çok az sayılabilir. Burada da kelime grupları ile cümleler bir baĢlık altında "kelime öbekleri" adıyla verilmiĢtir. J. Deny‘nin kelime grupları için kullandığı tanım genel özellik taĢır ve kelime gruplarının baĢlıca özelliklerini kendisinde birleĢtiremez. ―Kelimelerin Ģekil bakımından olduğu gibi, mantık bakımından da bir bütün vücuda getiren her topluluğa biz kelime öbeği (kümesi) adını vereceğiz. ‖ (Deny, 1941, S. 709) der. Kelime gruplarının böyle bir izahı baĢka Türk Lehçelerine ait yazılmıĢ eserlerde devam etmese de Türk dilbiliminde kendisine belirli bir yer edinmiĢtir. Türk dilindeki kelime grupları hakkında daha fazla bilgi veren, kelime gruplarının özelliklerini bilimsel olarak izaha çalıĢan M. Ergin tarafından kelime gruplarına yapılan tanımda J. Deny‘nin belli etkisi hissedilmektedir (Ergin, 1958, S. 334). J. Deny Türkiye Türkçesindeki kelime

25

gruplarını pratik olarak cümlelerden ayırmıĢ ve ayrıca kelime birimi olarak anlatmıĢtır. Bu da o dönem için önemli meselelerden biridir. Jean Deny kelime öbekleri baĢlığı altında hem tamlamaları hem de fiil çeĢidinde olan (ilgi, yükleme, yönelme ve ayrılma halinde olan fill çeĢitleri) kelime öbeklerini ve onların karmaĢık biçimlerini göstermiĢ, özelliklerinin, kullanım yöntemlerinin, anlamlarının izahına çalıĢmıĢtır.

YurtdıĢında Almanca, Fransızca, Ġngilizce ve diğer dillerde Türkçeye ait az eser yazılmamıĢtır. Fakat bilindiği gibi, Türkoloji‘nin asıl vatanı Rusya olmuĢtur. Büyük Ekim Sosyalist Devrimi ile ayrı ayrı alanlarda olduğu gibi dilbiliminde de yeni dönem baĢladı. Artık bilim, bir devletin resmȋ korumasında geliĢti. Bu dönemde ayrı ayrı dillerin kapsamlı ve derinlemesine öğrenilmesi önemli konu idi. Sovyet devletinin ilk yıllarında kelime gruplarına dair temel eserler yazılmasa da izafet ve kelime grupları meselesi güncelliğini korumakta ve ayrı ayrı dilbilgisi kitaplarında kendi geleneksel izahını devam ettirmekteydi. S. S. Mayzel 1944‘e kadarki gramer kitaplarında izafet hakkındaki bilgileri Ģöyle değerlendirmiĢtir: ―Okul dilbilgisinin ve bilimsel dilbilgisinin belirli bölümlerinden oluĢan izafet hakkındaki literatür, neredeyse kullanıma uygun değildi. Hatta J. Deny‘nin çok değerli gramer eserinde izafete aslında birkaç sayfa ayrılmıĢtır‖ (Borovkov, 1935, S. 165- 177).

S. Mayzel‘den önce 1935 yılında Rus dilbilimcisi A. K. Borovkov ―Türk Ġzafetlerinin Doğası‖ adlı makale yazmıĢtır (Borovkov, 1935, s.175). Bu Türkoloji‘de izafete ve genellikle kelime gruplarına adanmıĢ ilk çalıĢma, kelime gruplarının ayrıca konu olarak araĢtırılmasında ilk adımdı. A. K. Borovkov Türkiye Türkçesinde izafet adı altında eksiz ve ikinci tarafı ek kabul eden birleĢmeleri öngörüyordu. Her iki tarafı ek kabul eden ve Azerbaycan dilbiliminde üçüncü tür tayini söz birleĢmesi diye adlandırdığımız bileĢikleri izafet kabul etmez, ―izafet‖ terimi yerine ―soprilojeniye‖ (ek izafet) kelimesini kullanmayı öneriyordu. (Borovkov, 1935, S. 175). Genellikle, bu konuda dilbilimciler arasında bir fikir ayrılığı yaĢanmaktadır. Eğer A. K. Borovkov her iki tarafı ekli izafeti inkâr ederse (izafet birleĢimi hesap etmezse) birçokları ek izafeti bu sıradan çıkarmaya çalıĢmaktadır. V. M. Nasilov`un ―Grammatika Uygurskogo Yazıka‖, N. P. Dırenkova`nın ―Grammatika Oyrotskogo Yazıka‖, G. Alekberli ve H. Mirzezade`nin ―Uçebnik Turetskogo Yazıka‖, Tahsin Banguoğlu`nun ―Türk Grameri‖ adlı eserlerinde de durum böyledir.

S. S. Mayzel 1944 yılında bitirdiği eserini, 1945 yılında doktora tezi olarak sunmuĢ, 1957 yılında kitap hȃlinde yayımlamıĢtır. Eserde yazar resmȋ belirtinin olup olmamasını dikkate

26

almadan izafetin üç türden oluĢtuğunu delillerle izah etmekle bu tartıĢmalara son vermiĢtir (Mayzel, 1947, s.16-27).

Türkoloji‘de izafet sözünün gerçek anlamda bilimsel analizi S. S. Mayzel‘in adı ile iliĢkilendirilmiĢtir. O, bu birleĢiklerin bütün temel özelliklerini incelemiĢ, bu bakımdan, birtakım baĢka konulara da (belirli ve belirsizlik, tekil ve çoğul, Ģahıs, miktar vb.) değinmiĢ ve izahlarda bulunmuĢtur.

A. N. Kononov: ―Ġzafet meselesi dilbilimci tarafından çok geniĢ izah edilmiĢtir: Türk dilinin gramer yapısı, hemen hemen bütün önemli yönleriyle izafet aracılığıyla incelenmiĢtir‖ (Kononov, 1947, s.3).

Türkoloji‘de kelime gruplarının belirli bir türünün ilk kez bu kadar geniĢ ve net bilimsel analizinin yapıldığını görüyoruz. A. N. Kononov‘un dediği gibi, bu eser Türk Lehçelerinden birinin - Türkiye Türkçesinin materyalleri üzerine yazılsa da, bütün Türk Lehçeleri için önemlidir.

Türk Lehçelerinde kelime grubu dediğimizde, uzun süre tamlama, isim tamlaması- düĢünülmüĢtür. Bu Kazım Bey‘in dilbilgisi eserinde baĢlamıĢ, 1960 yılına kadar Türk Lehçelerinin sözcük yapısından bahseden bütün eserlerde görülmüĢtür.

Kelime grubu adı altında öğrenilen birleĢikler devrimden önceki gramer kitaplarında izafet, izafet terkibi, 20‘li yıllarda iyelik bileĢikleri diye isimlendirilmiĢ, 40‘lı yılların ortalarında tayini söz birleĢmesi terimi (Rusçadan aktardığımızda ―opredeleniye slovosoçetaniya‖ kelimesi tamlama veya kelime grubu değil tayini söz birleĢimi olarak tercüme edilmektedir) meydana çıkmıĢtır. Ġlk önce Türk Lehçelerinde bütün kelime gruplarına izafet terkibi denmiĢtir. Fakat sonraları bu terimin semantik anlamı daralmıĢ ve Ģimdi sadece Arap ve Fars dilinden geçen yabancı terkiplere izafet terkibi denmektedir. S. Mayzel Türk dilinde izafet terkibi dediğinde bütün kelime gruplarını dikkate almıĢtır. Rus bilim adamlarının Türkiye Türkçesi sözdizimi üzerindeki en değerli araĢtırmalarından biri S. S. Mayzel‘in 1957 yılında yazdığı ―Türk Dilinde Ġzafet‖ eseridir.

Ġlk önce ―izafet‖ terimi hakkında kısa bir bilgi verelim: ―Ġzafet‖ aslında Arapça olup Arap ve Fars dillerinin kurallarına dayalı isim birleĢimleri -isim tamlamasını- ifade etmek için kullanılan bir terimdir. Türk Lehçelerine, aynı zamanda Türkiye Türkçesine de girmiĢtir. Uzun zaman edebȋ Türk dilinde kendisine yer etmiĢ bu birleĢikler aslına uygun olarak Türkçe ―izafet‖ olarak adlandırılmıĢtır. Bu, ismin konusu olan birleĢiklerin yabancı

27

olduğunu, Türk dilinin değil, Arap ve Fars dillerinin kurallarına dayandığını gösterir. Bu yüzden de Türk Lehçelerine ait yazılmıĢ bazı gramer kitaplarında bu birleĢikler ayrıca not edilmiĢtir. Bu nedenle V. A. Gordlevskiy bu birleĢiklere ―Persidskoe Soçetanie‖, M. Ergin ―Farsça Terkipler‖ demiĢtir (Ergin, 1958, S. 374-395). Onlar bu birleĢimleri Türk dilinin kendi kurallarıyla oluĢan kelime gruplarından ayırmıĢlardır. Günümüzde Türk dilinde bu birleĢikler kullanılmamaktadır. Türk dilinde tamlamalar bu dilin kendi gramer yapısına uygun oluĢmaktadır. Fakat nedense ―izafet‖ teriminin kullanılması devam ettirilmiĢ ve bu dillerin kendine has biçimleri için kullanılmıĢtır. ―Ġzafet‖ çok spesifik bir terimdir ve Türk Lehçelerine ait birleĢimlerin hiçbir özelliğini kendisinde göstermez. ―Ġzafet‖ Türk dilinde kelime gruplarının araĢtırılması tarihinde ciddi bir sınırlama da koymuĢtur. AraĢtırmacılar dilin materyallerine bakmak, dilin zengin iĢlelerini araĢtırmak yerine Farsçaya ait olan izafet biçimlerinin Türk dilinde karĢılığını aramıĢ, bunlara uymayan birleĢimleri ise gözden kaçırmıĢtır. Bütün türleri esasen aynı kurala dayalı (tamlanan birinci tarafta gelir ve -i eki alır, tamlayan ikinci tarafta kalır ve özel eki yoktur) izafet Türk Lehçelerindeki biçimlere uygundur:

1. esrar-i-nihan: gizli sırlar 2. Ģeb-i – hicran – hicran gecesi 3. ahval-i-dünya: dünya hali

S. S. Mayzel bu birleĢme biçimlerini söyle gösterir: Üçüncü tür (belirtili isim tamlaması) – C1+M1 Ġkinci tür (belirtisiz isim tamlaması) – C0+M1 Birinci tür (sıfat tamlaması) – C0+M0

S. Mayzel bu bileĢiklerin her biri için bir takım anlam özellikleri sayar. ―0‖ ekin olmadığına, ―1‖ ise ekin olduğuna iĢarettir (Mayzel, 1947, S. 16-27).

Eksiz Ģekillerin önce, ekli Ģekillerin ise sonra olması hakkındaki genel kuralları dikkate almakla birlikte, bunun aksini söyleyen, somuttan soyuta, ekli biçimden eksiz biçime doğru geliĢim süreci de dikkate alınmalıdır. ġunu da belirtmek gerekir ki, belirtisiz isim tamlamaları da böyle bir sürecin sonucunda meydana gelmiĢtir. S. Mayzel bu son noktayı dikkate almayıp sadece eki ön plana aldığı için belirtili isim tamlamasının belirtisiz isim tamlamasından sonra, onun temelinde oluĢtuğunu söyler (Mayzel, 1947, S. 51). Fakat ne

28

bu tamlamaların özellikleri ne de Türk Lehçelerinin tarihsel geliĢimi sürecinde birleĢimler bu fikri kabul eder. Belirtili isim tamlaması daha serbest olup somut durumla daha çok iliĢkindir. Türk dili tarihinin tüm aĢamalarında bu birleĢimler sıkça görülmüĢ ve çağdaĢ dönemde de görülmektedir.

Eserin editörü Rusya‘da Türkiye Türkçesinin çok tanınmıĢ araĢtırmacılarından olan A. N. Kononov‘dur. Eserde sadece Türk dilindeki izafetler gösterilmemiĢ, aynı zamanda Türk dili ile baĢka Türk Lehçelerindeki izafetler karĢılaĢtırılmıĢtır. Kitap 26 baĢlıktan oluĢmaktadır: ―Türk Dilinde Ġzafet‖ adlı baĢlıkta araĢtırmanın konusu ve sınırları belirlenmiĢtir. Ġkinci baĢlıkta söz sırası ve izafetlerin morfolojik göstergeleri; üçüncü baĢlıkta izafetlerin oluĢma tarihi anlatılmıĢ; dördüncü baĢlıkta iki terkipli izafetin esas tipleri ve seçenekleri, beĢinci baĢlıkta ise Ģahıs kategorisi ve izafet gösterilmiĢ; altıncı baĢlıkta ―Kesinlik Kategorisi ve Ġzafette Artikel‖ incelenmiĢtir. Bilindiği gibi, Türk Lehçelerinde artikel yoktur. Nedense, S. Mayzel Türk dilinde tamlama arasında iĢlenen ―bir‖ kelimesini artikel olarak adlandırmıĢtır. Elbette Mayzel bu fikri Fransız dilinin etkisiyle söylemiĢtir. Fransızca ―un, une‖ artikelleri hem ―bir‖ demektir, hem de artikeldir. Dilbilimcinin fikrine göre ―büyük bir ev‖ birleĢmesinde ―bir‖ kelimesi artikel görevini yapar (Mayzel, 1947, S. 63). Oysa bu sıfattır. ―Ben bu gece dehĢet bir Ģey yaptım‖, ―Herif bir soytarı‖... Dilbilimciye göre, ―bir‖ kelimesi ile iĢlenen tamlamalar belirlilik kategorisinde olur. Bu baĢlıkta Mayzel Türk dilindeki ―bir‖ bileĢenli tamlamaları Fransızcadaki birleĢimlerle karĢılaĢtırır:

Sandalyenin ayağı: le pied de la chaise Bir sandalyenin ayağı: le pied d‘une chaise

Görüldüğü gibi, ikinci tamlamada fikir daha somut ve tamdır.

Yedinci baĢlıkta ise ―Ġzafetin Belirtme ve Tamamlama Fonksiyonları‖ araĢtırılmıĢtır. S. Mayzel, Türkiye‘de gramer kitaplarında izafetin sadece ―tamamlama-bitirme (dopolnonie)‖ biçiminde verildiğini anlatımıĢ fakat ―Tanımlama (Opredeleniya)" biçiminden bahsetmemiĢtir. C1 + M1 ―belirtili tamlama‖, C0 + M1 ―Belirtisiz tamlama‖, C0 + M0, ―takısız tamlama‖ olarak anlatılmıĢtır (Mayzel, 1947, S. 78).

Eserin sekizinci baĢlığında ise yazar Türk dilinde mevcut izafetlerin Rusçaya tercüme sorunlarından bahsetmiĢtir. Rus ve Türk dilindeki kelime grupları bu bölümde ayrıntılı Ģekilde karĢılaĢtırılmıĢtır. Her iki dil farklı dil ailelerine mensup olduğundan onların

29

tercümesinde de belli sorunlar yaĢanmaktadır. Söz gelimi, C0 + M0 Ģeklinde olan Rus dilindeki tamlamalar Türk dilinde C0 + M1 Ģeklinde tercüme edilmektedir.

Söz gelimi; Gorod Ankara: Ankara Ģehri Reka Moskva: Moskova nehri

Parohod ―Normandiya‖: ―Normandie‖ vapuru

C0+M0 türü tamlamalar ise tamamen özdeĢleĢmiĢtir. Söz gelimi, dev silindir-çilindr gigant, ĢalaĢ ev-dom ĢalaĢ vb.

Dokuzuncu baĢlık ―Özel Ġsimlerde Ġzafet‖ olarak geçmektedir. Ġçeriğinde özel isim olan izafetler daha çok C1 + M1 tipinde olan tamlamalardır.

Mesela, Napoleon‘un Jozeefi‘ni Aleksandr‘ın Roksan‘ı

Dante‘nin Beatrice‘i Ahmet‘in masası

C0 + M1 türünde de özel isim içeren birleĢimlere rastlanmaktadır. Söz gelimi, ġabangil‘in Emine, Mihriban‘ın Cevat, Savrukların Hüseyin, Atatürk Bulvarı, Beyazıt Meydanı vb. Bu türlü öyle izafetler de vardır ki artık tamlama kalıbından çıkmıĢ, birleĢik söze dönüĢmüĢtür. S. Mayzel bu tip tamlamalara bunları örnek göstermiĢtir: Türkiye Türkçesinde Rumeli birleĢik sözü aslında C0 + M1 tipinde olan ―Rum-il-i‖ izafetidir.

C0 + M0 türlü birleĢimlerde de özel isimler olabilir. Söz gelimi, Adalet Han, PaĢa Han vb. Eserin onuncu baĢlığına ―EĢya Ġsimlerinin Ġzafette Tayin Edici Rolü‖ denmiĢtir (Ġmya VeĢestvennoe V Roli Atributivnogo Çlena Ġzafeta). Söz gelimi, C0 + M0 tipinde olanlar: taĢ köprü, altın saat, tahta masa, kâğıt para…

C0 + M1 türlü birleĢimler: taĢ yığını, altın külçesi, kâğıt topu.

On birinci baĢlık ―Ġzafette Sayı Kategorisi‖dir (Kategoriya Çisla V Ġzafete). Bu türlü izafetlerde Türk dilinin çoğul eki olan -lar / -ler anlatılmıĢtır. Söz gelimi, kadının Ģapkaları, kadınların Ģapkaları, milletler cemiyeti, devletler hukuku, aĢıklar yolu vB.

On ikinci baĢlık ―Ġzafette Sayı‖dır. Türk dilbilgisinde sayılar- sayı sıfatı diye geçer, fakat Rus Türkolojisi‘nde sayı isimleri, sıfat, zamir gibi ayrı bir kategoride izah edilmiĢtir.

30

Birinci tarafı miktar belirten sıfatla (asıl sayı sıfatı ile) ifade olunanlar: Bu tip izafetler C0 + M0, C0 + M1 C1 + M1 tipinde olurlar. Söz gelimi, iki masa, bin asker, beĢ kiĢi, üç yaĢında, bir kelimesi, milyon mefhumu, askerin ikisi, ayın yirmisi vb.

Ġçinde sıra sayı olan izafetler: birincinin ifadesi, talebelerin birincisi vb. Ġçinde üleĢtirme sayı olan izafetler: beĢer kiĢi, yirmiĢer defter vb.

Ġçinde kesir sayıları olan izafetler: C0 + M0: Mesela, yarım karpuz, çeyrek saat; C0 + M1: Mesela, gece yarısı; C1 + M1: Söz gelimi, karpuzun yarısı, böreğin çeyreği vb.

On üçüncü baĢlık ―Söz Yapımında Ġzafet‖tir. Burada S. Mayzel Türk dilindeki izafetlerin söz yapımındaki rolünden, izafetlerden, birleĢik kelimelerin kurulmasından bahsetmiĢtir. C0 + M1 türlü birleĢimler: etsuyu, derebeyi, gözkapağı, Bahçekapı, basımevi, bitpazarı, eĢekarısı, çalıkuĢu, arıkuĢu, devekuĢu vb. Bazen bu tür karmaĢık kelimeler izafetlerin tarafları da olabilır. Söz gelimi, Türkiye‘nin Rumelisi, alayımızın albayı, Ġngiliz denizaltısı vb.

C0 + M0 tipi izafetlerin birleĢik söze dönüĢmesi. Söz gelimi, kurĢunkalem, kırkayak, yy.‘, demirkapı vb.

C1 + M1 tipi izafetler de birleĢik sıfatların oluĢmasına hizmet etmektedir. Söz gelimi, Allah‘ın belası yer, evin Ģenliği çocuk, sözünün eri kiĢi, iĢinin ehli sanatkâr vb.

Sonraki baĢlıklarda S. Mayzel bir terkipli, çok terkipli izafetlerden de bahsetmiĢ, çok terkipli izafetlere bu örnekleri göstermiĢtir. Söz gelimi, C0 + M1 tipinde olanlar; Spor kadın Ģapkası, Fransız ticaret filosu, Ġstanbul liman Ġdaresi vb.

S. Mayzel bir tarafı ―karĢı, baĢı, önü, yanı, üstü, altı, ortası, içi, diĢi, arkası‖ kelimelerinden ibaret olan izafet türünü de göstermiĢtir. Yazar bu tip izafetleri ―slujebno imennoy izafet‖ baĢlığı altında ele almıĢtır. Söz gelimi, aynanın karĢısı, masanın baĢı, vitrinin önü, evin yanı, suyun üstü, köprünün altı, Ģehrin ortası, sandığın içi vb.

Yazar eserde mastar içeren izafetlerden de söz ederek mastar içeren izafetlerin özne ve yüklem fonksiyonunda görev yaptıklarını anlatmıĢtır. Söz gelimi, gök gürlemesi, muallimin okuması vb.

Eserde izafetin konuĢma dilinde ve folklordaki rolü de Mayzel‘in araĢtırma konusu olmuĢtur.

31

Türkoloji‘de tamlamaların ilk ve geniĢ tasvirini de Mayzel sunmuĢtur. O izafet adı ile sadece isim tamlamasından bahsettiğinden, genellikle, zincirleme tamlama meselesini ortaya koymamıĢtır. Sadece izafet birleĢimlerinin karmaĢık Ģekline değinmiĢtir. S. Mayzel zincirleme izafet için ana form olarak üç kelimeli tamlamaları göstermektedir. Bu birleĢikler iki kelimeli-basit izafet biçimine dayanır, onun ya birinci ya da ikinci tarafına belirli bir kelime eklemekle yapılır. Söz gelimi, kadının Ģapkası-köy kadınının Ģapkası. S. S. Mayzel bu tip tamlamaları izafet içinde izafet adlandırır.

Eserin yazılmasından yeterince süre geçse de bu eser Türkiye Türkçesindeki tamlamalara dair yazılmıĢ en muhteĢem eser olarak kendi değerini bugün de korumaktadır.

1.8.3. Rus Türkologlarının Türkiye Türkçesi Üzerine Sözlük ÇalıĢmaları