• Sonuç bulunamadı

A N Kononov, Oçerk Ġstorii Ġzuçeniya Turetskogo Yazıka (Türkiye Türkçesinin

Türkoloji zenginleĢtiren daha bir kaynak da A. N. Kononov`un ―Oçerk Ġstorii Ġzuçeniya Turetskogo Yazıka‖ eseridir. Eser, ünlü Türkolog Mihail Semenoviç Mihaylov‘un anısına ithaf edilmiĢtir. Kitapta dünyanın bazı ülkelerinde, Rusya‘da ve eski SSCB‘de Türk dilinin öğrenilmesinden bahsedilmektedir.

Eser Ön Söz, GiriĢ, beĢ bölüm ve ―Sonuç‖tan ibarettir. Sonuç bölümünden sonra ―Ek‖ bölümü gelir.

Esere yazılmıĢ ―Ön Söz‖ kısmında dilbilimci, Türk dilinin incelenmesi alanının çok geniĢ olmasından bahseder. Kononov, Türkiye Türkçesinin Batı Avrupa‘da, Rusya‘da, SSCB‘de,

128

Türkiye‘de, ABD‘de, Japonya‘da öğrenilmesi gerektiğini söyleyerek, Türkçenin büyük alanda öğrenilmesine rağmen öğretim tarihini yansıtan hiçbir yazılı kaynağın olmamasından, Türk dilbilimine dair tam ve kapsamlı bibliyografik bilgilerin yokluğundan Ģikayet eder. ĠĢte bu açıdan Kononov, bu küçük hacimli eseri, Türkiye Türkçesinin öğrenilmesine dair beĢ denemeyi yazmaya karar verir.

Giriş

Eserin ―GiriĢ‖ bölümünde dilbilimci Türk dilinin tarihine kısa bir göz atar. Türkiye Türkçesinin Oğuz grubuna ait olmasına rağmen bu dilde Kıpçak unsurlarının da olduğunu ve XIII-XIV. yy.‘lara ait olan ilk Türk yazıtlarının genel Oğuz-Kıpçak anıtları olduğunu söyler. Bunu yazarken dilbilimci, Azerbaycan dilbilimcisi ġireliyev‘in görüĢlerine de değinir (ġireliyev, 1965, s. 5-17). 1923 yılına kadar Türk dili, Osmanlı‘nın devlet dili, 1923 yılında ise Türkiye Cumhuriyeti‘nin resmî dili olmuĢtur. Kononov, Türk dilinin eski zamanlarda dünya dillerinde nasıl isimlendirildiğini okuyuculara tanıtır. Cumhuriyete kadarki dönemde Türkiye Türkçesinin adı çeĢitli dillerde böyle adlandırılmıĢtır: Rusça;

Osmansko-Turetskiy, Fransızca; Le Turc Ottoman, Ġngilizce; Ottoman Turkish, Almanca; Osmanisch-Türkisch. Cumhuriyet döneminde ise Ģöyle adlandırılmıĢtır: Türkçe; Türk dili,

Rusça; Turetskiy Yazık, Fransızca; Turc veya Turk de Turquie ve yahut Turquien; Ġngilizce; Turkish veya Turkish of Turkey, Almanca; Türkisch veya Türkei- Türkisch. I. Deneme

Birinci bölüm ―Batı Avrupa‟sında Türkiye Türkçesinin Öğrenilmesi‖ denemesidir. Bu bölümde dilbilimci Türkiye Türkçesinin Batı Avrupa‘sında öğrenilmesi hakkında araĢtırmalar yaparak Türklerin Batı Avrupa ile tanıĢlığının tarihinin yüzyıllar önceye dayandığını yazar. Onun bilgilerine dayanarak Avrupa‘da ilk Türkçe yazılmıĢ yazılara 1456 yılında rastlanmaktadır diyebiliriz. Söz gelimi, Mahmud Çelebi‘nin babası Ahmet Efendi`nin metni Yunan harfleriyle Türk dilinde yazılmıĢtır.

1547 yılında Macaristan‘da Georgiveç‘in bir kitabı yayınlanır. Kitap Türkçeye çeviridir. Bu kitap dinî içeriklidir. Hıristiyan dualarının Türkçeye çevirisidir: Dualar bunlardan ibaretti: Ġnam sembolleri (Simvol Verı), (Credo), Bizim atamız (Otçe naĢ), (Pater Noster), Ġsa‘nın annesi Meryem (Bogorodina deva, raduysya), (Ave Maria).

1553 yılında Paris‘te Georgiveç‘in ikinci kitabı basılır. Bu kitap da 4 bölümden oluĢmaktadır ve dinî içeriklidir. Birinci bölümde Türk Ģiirleri Latin transkripsiyonunda

129

verilmiĢtir. Sonraki bölümlerde Hıristiyan dinine dair ayin ve dualar Latin transkripsiyonu ile sunulmaktadır (Georgievits, 1553).

1533 yılında Ġtalya‘da Filip Arjanti ―Türk Dilinin Kuralları ve Türk Dilindeki İsim ve

Fiillerin Sözlüğü‖ eserini yazar. Eser Ġtalyan filolog Alessio Bombaci tarafından

araĢtırılmıĢ ve yayımlanmıĢtır.

Avrupa‘da Türk diline dair ilk sistemli gramer kitabı Katolik ruhanisi, hükümdar Pietro Ferraguto‘ya aittir. Bu Ģahıs genç yaĢlarından Türkler tarafından esir alınmıĢ, Tunus‘ta Türkler arasında 6 yıl yaĢamıĢ ve 1611 yılında ―Grammatica Turca‖ eserini yazmıĢtır. Eser bugün de Napoli‘de milli kütüphanede saklanmaktadır. Bilimde ise ilk kez ve kapsamlı Ģekilde Alessio Bombaci tarafından incelenip yayınlanmıĢtır.

1612 yılında Alman tarihçisi ve çevirmeni Ġeronim Megizer‘in bir eseri Türkoloji tarihine girer. Bu o zaman için yayınlanmıĢ ilk Türk dil bilgisi kitabı idi (Megizer, 1612). Eser 4 bölümden oluĢur: Türk dilinin temel kuralları, etimolojisi, Türkçe metinler, Latince-Türkçe (2460 sözcük) ve Türkçe-Latince (2440 kelime) sözlük.

Kononov, daha sonra Türk dilinin öğrenilmesinin Polonya‘daki durumu hakkında bilgi verir. Polonya‘da ilk Türk dilbilgisine ait eserler Martin PaĢkovski‘ye aittir. Bilgilerini devam ettirerek Türkdilli eserlerin Batı Türkoloji merkezlerinden olan Venedik‘te, Avusturya‘da, Fransa‘da da öğrenildiğini yazar. Kononov, bu makamda Alman dilbilimcisi F. Meninskiy‘in üzerinde özellikle durur ve onun Türkiye Türkçesine dair araĢtırmalarının Türk dilbiliminin zengin kütüphanesinde korunduğunu söyler. Fakat Kononov, dilbilimcinin biyografisi hakkında dürüst bir bilginin olmadığını, Fransa‘da doğduğunu, Roma‘da eğitim aldığını, bir süre Polonya‘da yaĢadıktan sonra 1653 yılından Konstantinapol‘e göç ettiğini, burada ise Türk dilini öğrendiğini yazar. Bilginin ―Türk

Grameri‖ eseri 7 bölümden oluĢmaktadır. Burada Türk dilinin yazım kuralları, zamirleri,

fiilleri, sözdizimi, kelime türlerinin sınıflandırılması bölümleri hakkında bilgi verilir. Dilbilimcinin ikinci kitabı ―Türk Dilinin Arap ve Fars Dilleri ile Paralel Kuralları‖ (Osnovnıe Pravila Turetskogo Yazıka s Paralelnımi Naçalami Arabskogo i Persidskogo

Yazıkov), üçüncü eseri ―Latin-Türk-Arap-Fars Dilleri Sözlüğü‖ (Dopolneniya k Sokrovişniçe Vostoçnıh Yazıkov, İli Slovar Latino Turetsko Arabsko Persidskiy) eserleridir.

XVII. yy.‘ın sonu XVIII. yy.‘ın baĢları Türkiye‘ye ve Türk diline Avrupa‘da ilgi daha da artmıĢtır. Özellikle de Avusturya, Polonya, Fransa ve Macaristan‘da. Bu dönemde

130

Hıristiyan misyonerleri Türk dilini öğrenmeye gayret ederdi, fakat amaç bilimsellikten çok uzak, Türkler arasında Hıristiyan dinini yaymaktı. Bunun için de dili öğrenmek gerekirdi. Bu amaçla o dönemde çeĢitli Türk dili ders kitapları, gramer kitapları, sözlükler yazılmıĢtır.

Dilbilimci Batı Avrupa‘da Meninskiy‘den sonra Türk dilinin araĢtırılması alanında en büyük hizmetin Jean Deny‘e ait olduğunu yazar (Deny, 1955, s. 183) ve hâlâ da güncelliğini koruduğunu söyler.

Fransa`da Osmanlı dilinin tarihinin incelenmesinde Ġrina Melikova‘nın büyük hizmetleri olmuĢtur. Burada ―Türkoloji Araştırmaların Derneği‖ oluĢturmuĢ, ―Turcica. Revue

d‟Etudes Turques‖ dergisini yayımlatmıĢtır. 15 Eylül 1971 yılında Fransa‘da uluslararası

bir komite kurulmuĢtur: ―Osmanlı‟ya Kadar ve Osmanlıların Öğrenilmesi Komitesi‖. Bu komitenin de Batı Avrupa‘da Türk dilinin öğrenilmesinde yadsınamaz hizmetleri olmuĢtur. Kitaptan elde ettiğimiz bilgilere göre Macaristan‘da (Nemeth), Ġngiltere‘de, Çekoslovakya‘da, Almanya‘da, Ġsviçre‘de de Türk dili alanında çalıĢan ve bu dilin öğrenilmesine emek veren Türkologlar olmuĢtur.

II. Deneme

Ġkinci bölüm ―Türk Dilinin Rusya‟da-SSCB‟de Öğrenilmesi‖dir. Rusya ve Türkiye arasındaki iliĢkilerin tarihi çok uzun ve karmaĢıktır. Bu tarih savaĢlardan, karĢılıklı uzaklaĢma ve sıcak iliĢkilerden ibarettir. Biri Müslüman, diğeri ise Hıristiyan ülkesi olan bu iki güç aslında dinî çıkarlarından çok, bölgesel stratejik ilgilerden konuĢarak, daima kendi dıĢ politikalarının çizgilerini tanımlamıĢlardır. Dolayısıyla iki devletin çıkarlarının her iki taraftan hem birleĢen hem de ayrılan noktaları vardı. Bu iki devlet arasındaki iliĢkilerin tarihi çok eskilere dayanmaktadır. Rusya ile Türkiye arasında denize çıkıĢ elde etmek için zaman zaman savaĢlar gerçekleĢmiĢ, Türkiye‘de birkaç sene birinci Rus göçmen dalgası gerçekleĢmiĢtir.

Aslında Rusya‘da Türkiye Türkçesinin öğrenilmesi siyasi zaruretten doğan zorunluluk idi. Ruslar Türk Lehçelerini aslında çoktan bilmektelerdi. Heleki eski zamanlardan Rusçaya birçok Türkçe kelime girmiĢtir (Söz gelimi, ―İgor Polku Destanı‖nın dilindeki Türk unsurlarını hatırlayalım - Sahibe Khalafova). Rus yazılı kaynaklarında Rus ve Türkler arasındaki barıĢ ve düĢmanlık iliĢkileri hakkında çok sayıda bilgiler bulabiliriz. XI. yy.‘da

131

Rusya‘da Türkçe konuĢan kabileler oluĢtu. Onların Rus topraklarında yerleĢimi hakkında ilk güvenilir kaynaklar da bu dönemlere – 1080-1097 yıllarına aittir.

Rusların Türklerle çok asırlık iletiĢimi sonucunda Ruslar Türk topluluklarının dilleri, gelenekleri, ahlak ve kültürleri ile ayrıntılı tanıĢmıĢ bir süre sonra ise Moskova‘da Türk dilinin öğrenilmesine baĢlamıĢlardı.

Kitaptan edindiğimiz bilgilere göre XVII. yy.‘da Moskova‘da Posol bölgesinde tatar ve Türk Lehçelerinden çevirmenler çalıĢmaktaydı. I. Petro zamanında ise artık Türkolog uzmanların eğitimine yönelik ilk devlet tedbirleri uygulanıyordu.

Türk-Rus savaĢları aslında bölgede kimin daha güçlü olmasının gösterisiydi. Rusya Türkiye‘ye hep rakip olarak bakmıĢ ve fırsat buldukça rakibini zayıflatmak, daha fazla toprak iĢgal etmek ve bölgede nüfuzunu artırmak politikası yürütüyordu. Dolayısıyla 1695- 1696 yıllarının Azov Seferleri Çar I Petro‘nun ilk dıĢ politika adımları sayılırdı. Bu, Osmanlı Ġmparatorluğu ile mücadelenin yeni bir yönü idi. Tabii ki Rusya ile Osmanlı arasındaki bu iliĢkiler dil iliĢkilerinin oluĢmasına da yol açtı.

Türk diline olan ilgi Rusya‘da I. Petro döneminden baĢlamıĢ ve 1798 yılında St. Petersburg‘da ilk Tatar dilinin gramerinin yayımlanması ile daha büyük Ģekil almıĢtır (Giganov, 1801). Giganov‘un bu eserinde sadece Türkiye Türkçesinin değil, Kazak ve Kırgız Türkçelerinin grameri de verilmiĢtir. Rusya‘da ilk orijinal Türk dili dersliği Petersburg Üniversitesinin profesörü (1828-1829) Osip Ġvanoviç Senkovsko‘nun eseridir. Aynı yıl Petersburg‘da Bilimler Akademisinde ―Fransızca-Türkçe‖ bir sözlük de yayımlanır (Georges, 1828-1829).

Bu bölümde Kononov Rusya‘da Türk diline dair basılmıĢ eserler içerisinde en kaliteli diye değerlendirdiği Mirza Kazım Bey‘in eserinden (Kazım Bek, 1839) ve ünlü bilim adamı aynı zamanda poliglot olan KorĢ`un kendi doktora tezinde Türk dilinin fiilen hizmetlerinden, Türk dilinin geliĢim tarihine dair eserinden de bahsetmiĢtir.

Kononov, Rusya‘da Türk dilinin söz varlığı üzerindeki çalıĢmaların XIX yy.‘dan itibaren daha da çoğaldığını gösterir. Bu dönemde özellikle iki dilli sözlükler basılır. Kononov, bu tip eser yazarları gibi Razi‘yi, Hanceri aynı zamanda Kazım Bey, Lazerev, Mostra, Hamazova, Çvetkova‘nı örnek gösterir. Bu dönemde Petersburg‘da Budagov`un umum Türk sözlüğü yayımlanır: ―Türk-Tatar Dilinin Karşılaştırmalı Sözlüğü‖ (Budagov, 1869- 1871).

132

Devrime kadarki dönemde Radloff‘un büyük hizmetleri olduğunu söyleyen yazar Ekim devriminden sonra Rusya‘da, genellikle eski SSCB‘de Türkiye Türkçesinin incelenmesi alanının arttığını vurgular. Bunlardan ilk yazılanı A. N. Samoyloviç‘in Türk dilinin fonetik-gramer yapısından bahseden eseridir (Samoyloviç, 1925). Diziyi Çerunina‘nın (Çerunina, 1924), N. K. Dmitriyev‘in eserleri devam ettiriyordu.

Bu dönemde artık Türk diline dair derslikler yazılmaya baĢladı ve bunlardan en önemlisi Gordlevski‘nin ―Dilbilgisi‖ eseriydi. Eser, morfoloji ve sözdizimi bölümlerini kapsıyordu (Gordlevski, 1928). Ünlü Türkolog Grunin de Osmanlı Dilbilgisi‘ni Latinceye uyarlayarak Ukraynaca kitap yayımlatmıĢtır (Grunin, 1935).

Kononov, kendisi de bu dönemde aktif faaliyet göstermiĢ, 1941 ve 1956 yılında Türkiye Türkçesine dair Eski SSCB‘de kendi hacmine, kapasitesine göre en değerli eserler sayılan derslikler yayımlatmıĢtır (Kononov, 1941, 1956). Bu eser hakkında ileride geniĢ konuĢacağımız için Ģimdi sadece adını çekmekle yetinmekteyiz.

Bu dönemde Türkiye Türkçesindeki Arapça ve Farsça kelimeler de araĢtırma konusu olmuĢtur. Mayzel‘in ―Türk Dilinde Arap ve Fars Unsurları‖, Ġvanova‘nın ―Türk Dilinde

Arapça Kelimeler‖ eserleri bu alanda yazılmıĢ değerli eserlerdendir.

III. Deneme

Üçüncü bölüm ―Türk Dilinin Türkiye‘de Öğrenilmesi‖ bölümüdür. Osmanlı Ġmparatorluğu dönemindeki Türk dilinin sesbilimi, söz varlığı, dil bilgisi Türkiye‘de araĢtırma konusu olmuĢtur. 1277 yılında Mehmet Bey Karamanoğlu Konya Sultanlığı‘nda verdiği emir, devlet dairelerinde sadece Türkçe konuĢulduğuna dikkati çeker. Fakat bunun yanı sıra edebiyat örnekleri çoğu Farsça oluĢmaktaydı. XV-XVI. yy.‘larda Türkiye Türkçesi sosyal tabakaya göre üç bölüme ayrılır.

1. Fasih Türkçe – Aydın Türk dili. Yüksek sosyal kesimin dili. 2. Orta Türkçe – ġehirlilerin ve entelektüel insanların dili. 3. Kaba Türkçe – Köy halkının ve eğitimsiz kesimin dili.

Kononov bahsini ettiğimiz eserinde Farsçanın Türkçeyi güçlü bir Ģekilde etkilediğini fakat buna karĢı Tatavlalı Mahremi`nin, Edirneli Nazmi`nin temiz ve sade bir Türkçe uğrunda ilk mücadelelerini gösterir. 1732 yılında ġeyh‘ül-islam Esad Mehmed Efendi ―Lehçet-ül

133

Lügat‖ sözlüğünü hazırlayarak Türkçe kelimelerin Arapça ve Farsça ile karĢılaĢtırmalı

yolla öğretmeye çalıĢır.

Eserden de belli ki Osmanlı Ġmparatorluğu‘nda Türk Dili gramerine dair toplam iki kitap vardı. Kitapların her ikisi de el yazısı ile yazılmıĢtır. Birinci kitap 1530 yılında Bergamalı Kadri tarafından yazılmıĢ, 1946 yılında ise Besim Atalay tarafından Ġstanbul‘da yayımlanmıĢtır. Ġkinci kitap 1845 yılında hoca Abdülrahman Fevzi tarafından Kütahya yakınlarında yazılmıĢtır.

Osmanlı döneminde Arap - Fars dilleri, Türkçeyi o kadar büyük etki altına aldı ki Osmanlı edebiyatı Farsça ve Arapça olarak yaygınlaĢarak Türk dilinin buradaki geliĢimini engelledi.

1839 yılında RüĢtiye okulları açıldıktan sonra burada diğer derslerle beraber Osmanlı dilbilgisi eğitimi de sisteme salındı. Türkçenin eğitimi için RüĢtiye okullarında derslikler hazırlanmaya baĢlandı. Ġlk ders kitabının yazarı ünlü paĢa ve tarihçi Ahmet Cevdet Efendi, diğer ders kitabının yazarı ise DıĢ ĠĢleri Bakanı Mehmet Fuat PaĢa oldu: ―Kavaid-i Osmaniye‖, ―Osmanlı Dili Kuralları‖ (1851).

Kononov XIX yy.‘da Sözlükbilim (Leksikografi) alanında Ahmet Vefik PaĢa`nın ―Fransızca-Türkçe, Türkçe Fransızca‖ sözlüğünün, ―Kamus-i Türki‖ izahlı sözlüğünün, ġemseddin Sami Bey`in 6 ciltten oluĢan ansiklopedi ―Kamusü‟l A‟lam‖ gibi değerli sözlüklerin yazıldığını gösterir. Yazar daha sonra XIX. yy.‘ın ikinci yarısında ġinasi, Ziya Gökalp ve Namık Kemal‘in Türkçe uğruna verdikleri mücadelelerden de kısaca bahseder. 1861 yılında Cemiyeti Ġlmiye-i Osmaniye‘de Mecmua-i Fünun dergisi yayımlanır. Derginin dili herkesin anlayacağı sade Türkçeyle yazılır.

Kononov, Cumhuriyet döneminde Türkiye‘de Türk dili üzerine yapılan araĢtırmalardan bahsetmiĢtir. Alfabe konusuna değinen dilbilimci bu düĢüncenin yazarının Azerbaycan bilgini Ahundzade olduğunu gösterir. Türkiye‘de Latin alfabesine geçitten sonra Türk dili hızlı Ģekilde geliĢmeye baĢlar. Cumhuriyet döneminin ilk yıllarından ülkede dil yapılanması baĢlanır. Türk dilindeki Arap-Fars izafetleri Türk sözleri ile değiĢtirilir. Bu dönemde (1932 yılında) Atatürk‘ün giriĢimiyle Türk Dili Kurumu‘nun kurulur ve Türkiye‘de Türkçe‘nin dünya tarihindeki ilk dillerden biri olduğunu savunan GüneĢ dil teorisi yaygınlaĢır. Teori, 1930‘larda Mustafa Kemal Atatürk tarafından desteklenmiĢ ve

134

bizzat geliĢtirilmiĢ ancak dilbilimciler tarafından kabul edilmeyerek kısa sürede önemini yitirmiĢtir.

Yazar 60‘lı yılların baĢları 70‘lerin sonunda sözlük bilimi alanında ―Derleme Sözlüğü‖ (I- VII A-K), ―Tarama Sözlüğü‖ (I-VII), Caferoğlu‘nun ―Eski Uygur Türkçesi Sözlüğü‖, Aksoy‘un ―Atasözleri Sözlüğü‖nden ve 30 terminoloji sözlüğün yayımından da bahseder. Türk yazıtlarının sesbilgisi ve dilbilgisinin öğrenilmesi de Türkiye‘de büyük boyutlara ulaĢmıĢtır. Orkun`un ―Eski Türk Yazıtları‖ (I-IV 1936-1941); B. Atalay‘ın ―Divani Lügat it-Türk‖; R. Arat`ın ―Kutadgu Bilig‖ (Yusuf Has Hacib, I-IV, 1942-1947); M. Ergin`in ―Dede Korkut Kitabı‖ (I-II, 1942-1947) hakkında bilgiler kitapta kendine yer edinmiĢtir. Eserde 1962 yılında Ankara‘da Türk Kültürü AraĢtırma Enstitüs‘ünün açılması, 1966 yılında Ġstanbul‘da Türk Dilini Koruma ve GeliĢtirme Cemiyeti‘nin kurulması hakkında bilgiler de yer almaktadır. Yazar bu bölümde TimurtaĢ, Mansuroğlu, Ahmet Cevat Emre, M. Ergin, T. Banguoğlu, Hasan Eren, F. Köprülü gibi Türkologlardan da bahsetmiĢtir. Yazar Türk dilinin Türkiye‘deki dönemlerini 3 kısma ayırır:

I.1851 -XIX. yy.‘ın sonlarına kadar olan dönem

II. XIX. yy.‘ın sonlarından 1928 yılına kadar olan dönem III. 1928-1932 yılları arası

IV. Deneme

Dördüncü Bölüm ―Türk Dilinin Amerika Birleşik Devletleri‟nde ve Japonya‟da

Öğrenilmesi‖ olarak geçmektedir.

Amerika BirleĢik Devletleri‘nde Türkçe 1930‘ların sonundan araĢtırılmaya baĢlanmıĢtır. ABD‘de ilk Türk dil bilgisi Irving Crowley tarafında hazırlanmıĢtır (Crowley, 1938, s. 136). Ġkinci Dünya SavaĢı‘ndan sonra Türkoloji, aynı zamanda Türk dilbilimi Batı Avrupa‘dan ve Türkiye‘den gelen uzmanlar tarafından geliĢtirilmiĢtir. Bu dönemde Türkiye Türkçesine dair yazılmıĢ değerli eserlerden biri de Kreyder‘e aittir (Herman,1954, s. 328). Türkiye Türkçesinin fonolojisi üzerinde Roberta Li, tonlama ile ise Nakh meĢgul olmuĢtur (Rose, 1973, S. 190). Türkçede sözdizimini Meskilla, dilbilgisini ise Svift incelemiĢtir. ABD`den baĢka Kolombiya, Los Angeles, Ġndiana üniversitelerinde de Türk dili eğitiminin olduğunu öğrenmekteyiz.

135

Japonya‘da Türkiye Türkçesinin öğrenilmesinde tek amaç eski Türk Lehçelerinin öğrenilmesi olmuĢtur. Japon Türkologlarının Türk Lehçelerini öğrenmesindeki baĢlıca konuları Ģöyledir:

1. Türk Lehçelerinin Altay dilleri ile karĢılaĢtırmalı öğrenilmesi 2. Türk Lehçelerinin karĢılaĢtırmalı öğrenilmesi

3. Ayrı ayrı Türk Lehçelerinin öğrenilmesi

Japonya‘da Takesi Sibat, Kadzio Takeuti, Macao Mori Türkçenin öğrenilmesi ile ilgili eserler yazmıĢtır (Sibata, 1970, s. 140).

V. Deneme

BeĢinci bölüm ―Türk Dili Diyalektlerinin Öğrenilmesi‖ baĢlığı ile verilmiĢtir. Kononov, Türk diyalektolojisinin incelenmesi tarihini XIII. yy.`a ait ederek ġiltbergera ile baĢladığını söyler. Türk dili diyalektlerine dair ilk monografi Maksimov‘a aittir. Bu monografi Petersburg Üniversitesi Doğu Fakültesi öğrencileri için yazılmıĢtır. Küçük Asya‘daki Türk dili diyalektlerini ise Türkolog Berezin incelemiĢtir (Berezin, 1849, s. 1-93). XIX. yy.‘ın ikinci yarısında Türk ağızlarının sesbilgisi ve dilbilgisine dair bir sıra eserler yazılmıĢtır (Maksimov, 1867). Kononov, Türk diyalektleri alanında çalıĢan ve araĢtıran en önemli dilbilimcilerden Ahmet Caferoğlu‘nun (Саferoğlu, s. 239-260), Buluç‘un, Aksoy‘un, Eckmann‘ın, Nemeth‘in, Hazai‘nin hizmetlerinden de konuĢur.

―Sonuç‖ bölümünde Türk Lehçelerinin tarihlere ayrılması hakkında M. Ergin‘in tasnifini veren Kononov sonra kendi ayrımını da sunar:

1. Osmanlı-Türk Dili (XIII-XV. yy.) - Türk Dilinin Selefi Öncüsü 2. Ġlkin Türk Dili (XV. yy.‘ın sonu ve XVI. yy.)

3. Orta Türk Dili (XVII-XIX. yy.)

4. Yeni Türk Dili (XIX yy.‘ın ortaları XX. yy.‘ın baĢları) 5. En Yeni Türk Dili Dönemi (XX. yy.‘ın 30‘lu yıllarından)

Bu bölümde genellikle dünyada, Çarlık Rusyası‘nda, eski SSCB‘de Türk diline ait yazılmıĢ dilbilgisi kitaplarının, sözlüklerin, Türkiye Türkçesine ait ders kitaplarının, monografilerin, savunulmuĢ tezlerin listesi verilmiĢtir.

136

Ġlk gramer kitabı 1776 yılına aittir. Türk diline dair kısa bilgiler verilmiĢtir. Eser Fransızcadan tercüme edilmiĢtir ve 288 sayfadır.

1777 yılında Fransızcadan tercüme edilen daha bir eser. Kitap Moskova Üniversitesi öğrencileri için çevrilmiĢti. Eserde Türkiye Türkçesi grameri, özellikle de fiillere dair kısa bilgi verilmiĢtir.

1828-1829 yıllarında Senkovskiy tarafından Rus askerleri için bir cep kitapçığı yayımlanır. Kitap iki bölümden oluĢur. Birinci Bölüm, Rus-Türk dilinde bir sözlük; ikinci bölüm, Türk dilinin temel kuralları hakkında bilgilerden oluĢmaktadır.

1839 yılında Mirza Kazım Bey`in ―Türk-Tatar Dilinin Grameri‖ adlı eseri Kazan‘da yayımlanmıĢtır.

1844 yılında 191 sayfadan oluĢan Medici‘nin kitabı (Mediçi ―Grammatika

Mnogoyazıçnaya Soderjaşaya Naçalnıe Osnovaniya Yazıkov Arabskogo, Persidskogo, Turetskogo İ Tatarskogo S Primeçaniyami O Razliçnıx Yazıkah) Venedik‘te basılmıĢtır

1846 yılında Mirza Kazım Bey ikinci eserini ―Türk Tatar Dilinin Genel Grameri‖ ni yazar ve bu kitaba göre Demidov ödülü alır.

Birinci ekteki eserler 1975 yılına kadarki yayınları kapsar.

Bu bölümde gösterilen yıllarda Türkiye Türkçesine ait tüm dünyada 83 eser basılmıĢtır.

Ek II. Bu bölümde 1787 yılından 1975 yılına kadar, özellikle Rusya, SSCB, kısmen de

Avrupa‘da Türkiye Türkçesine ait yayımlanmıĢ sözlükler yer almıĢtır.

Ġlk sözlük 1787 yılında yayımlanmıĢtır: Sravnitelnıe Slovari Vseh Yazıkov i Nareçiy,

Sobrannıe Desniçeyu Vsevısoçayşey OsobI. Otdelenıe Pervoe, Soderjaşee v Sebe Evropeyskie i Aziatskie. Çast Pervaya. SPB. 1787. (Turetskie Slova Pomeşenı Pod № 88).

Bu bölümde 32 sözlük verilmiĢtir.

Ek III. Bu bölümde Kononov, eski SSCB‘de Türkiye Türkçesi üzerine yazılmıĢ doktora ve

doçentlik tezlerinin listesi vermiĢtir. Bu bölümde 31 doktora tezi, 6 doçentlik tezi yer almıĢtır.

Ek IV. Bu bölümde 9 bibliyografik eser verilmiĢtir. Bu bölümdeki 2 kaynakça Rusya‘da,

137

kadar Türkiye Türkçesi üzerine yazılmıĢ birçok eserler hakkında zengin bilgileri kapsamaktadır.

2.8. A. P. VEKĠLOV, Turetskaya Diyalektologiya (Türkiye Türkçesinin Diyalektleri),