• Sonuç bulunamadı

2.2. ARAġTIRMA VE GELĠġTĠRME

2.2.4. Türkiye‟de Ar-Ge Yönetimi

Bu alt bölümde Ar-Ge sürecine verilen önem hem ülke yönetimi boyutunda hem de ülkelerin Ar-Ge‟ye ayırdıkları oranlar boyutunda ele alınmıĢtır. Bu anlamda Türkiye‟de Ar-Ge sürecinde hangi kurumların hangi rolleri üstlendiği ve Ar-Ge sürecinin rakamsal boyutu bu alt bölümün konusunu oluĢturmaktadır.

2.2.4.1. Yönetimsel Boyut

Türkiye‟de bilim ve teknoloji alanında belirli bir politika izleme arayıĢı ve ilk politika formülasyonları planlı dönem ile baĢlamıĢtır. Bilim ve teknoloji faaliyetinin yönlendirilmesinde yer alacak ilk kurum da (TÜBĠTAK) yine aynı dönemin (1963) ürünüdür. Ama 1960‟lı ve 1970‟li yıllarda bilim ve teknoloji alanında izlenen temel politika, doğa bilimlerinde temel ve uygulamalı araĢtırmaların desteklenmesi olmuĢtur. Bu yaklaĢımla teknoloji arka planda kalmıĢtır.

1980‟li yılların baĢında dönemin ilgili Devlet Bakanı‟nın eĢgüdümünde, 300 kadar bilim insanı ve uzmanın katılımı ile hazırlanan Türk Bilim Politikası 1983- 2003 dokümanıyla ilk kez ayrıntılı bir bilim ve teknoloji politikası ortaya konmaya çalıĢılmıĢ, en üst düzeyde eĢgüdüm sağlayacak bir kurum yaratılmıĢtır; Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu (BTYK). Ne yazık ki bu politika da hayata geçirilememiĢtir. Türkiye‟nin Ar-Ge yeteneğini geliĢtirmek için 1995 yılında, biraz da uluslararası konjonktürün (Gümrük Birliği, AB adaylığı vb.) zorlaması ile bazı somut adımlar atılmıĢtır. Bunlardan en önemlisi, sanayi kuruluĢlarınca yürütülen Ar- Ge projelerine devlet yardımı (% 50‟ye kadar) yapılmasını öngören karardır. Bu karar da istenilen neticeleri vermemiĢtir.

Türkiye‟de sorun, bilim ve teknoloji alanında ulusal bir politika oluĢturulması ve bu politikanın hayata geçirilmesi konusunun, ülkenin siyasi gündeminde gerekli yeri almasında rol oynayacak geniĢ tabanlı toplumsal katmanların, ya da bunda doğrudan çıkarı olan grupların (sanayi kesimi, iĢletmeler, üniversiteler vb.) bu rollerine henüz sahip çıkmamalarından kaynaklanmaktadır. Türkiye‟deki Ar-Ge yönetimi ile ilgili kurum ve kuruluĢlar ana hatları ile aĢağıda özetlenmiĢtir:

 Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu (BTYK): En üst düzey politika belirleme organıdır. BaĢbakan‟a bağlı olarak 1983 yılında kurulan Kurul‟un amacı, bilim ve teknoloji alanındaki Ar-Ge politikalarının saptanması, yönlendirilmesi ve koordinasyonunun sağlanmasıdır.

 Türkiye Bilimsel ve Teknik AraĢtırma Kurumu (TÜBĠTAK): 1963 yılında kurulan ve BaĢbakanlık‟a bağlı olan Kurum‟un amacı, temel ve uygulamalı bilimler alanında Ar-Ge çalıĢmalarını geliĢtirmek, özendirmek, düzenlemek ve koordinasyonu sağlamaktır.

 Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA): “Türkiye‟de tüm bilim alanlarındaki araĢtırmaları, bilimci kiĢiliğini ve araĢtırıcılığı özendirmek ve bu alanlarda emeği geçenleri onurlandırmak; gençleri bilim ve araĢtırma alanına yöneltmek; Türkiye‟deki bilimcilerin ve araĢtırıcıların toplumsal statülerinin yükseltilmesi ve korunmasına çalıĢmak; bilim ve araĢtırma standartlarının uluslararası düzeye çıkarılmasına yardım etmek” amacıyla 1993 tarihinde kurulmuĢtur. BaĢbakan‟a bağlı, tüzel kiĢiliğe, bilimsel, idari ve mali özerkliğe sahip bir kurumdur.

 Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK): 1956 yılında kurulan Kurum‟un amacı, barıĢçı amaçlarla Türkiye‟de atom enerjisinin kalkınma planlarına uygun olarak ülke yararına kullanılmasını sağlamaktır.

 Türkiye Teknoloji GeliĢtirme Vakfı (TTGV): 1991 yılında kurulan vakıf, sanayi kuruluĢlarına, Ar-Ge projeleri bazında, finansman desteği sağlamaktadır.

 Bilim-Teknoloji-Sanayi TartıĢmaları Platformu (BTSTP): YaĢanan sorunlara kalıcı çözümler bulmanın Türkiye‟nin bilim-teknoloji-sanayi yeteneğini yükseltmekle mümkün olacağı inancında birleĢen ve bu konuda sorumluluk duyan herkesi ortak çözümler üretmek üzere bir platformda bir araya getirmeyi amaç edinen küçük bir grup tarafından 1992 yılında kurulmuĢtur.

 Yüksek Planlama Kurulu (YPK): BaĢbakan‟ın baĢkanlığında, çeĢitli bakanlar ile DPT MüsteĢarından oluĢur. Ar-Ge faaliyetlerine yapılan yardımlar için kaynak olarak kullanılabilen “GeliĢtirme ve Destekleme Fonu” da YPK denetimindedir.

 Devlet Planlama TeĢkilatı (DPT): Üniversitelerce yürütülen teknolojik araĢtırma projelerine doğrudan kaynak tahsisinde bulunmaktadır.

 Küçük ve Orta Ölçekli Sanayi GeliĢtirme ve Destekleme Ġdaresi BaĢkanlığı (KOSGEB): KOBĠ‟lerin Ar-Ge faaliyetlerini teĢvik eder ve destekler.

 Yükseköğretim Sistemi: Üniversiteler kendi bünyesindeki Ar-Ge bölümleri vasıtası ile Ar-Ge çalıĢmalarında bulunmaktadırlar.

 Kamu AraĢtırma Kurumları: Türkiye‟de kamu araĢtırma kurumları çok çeĢitlilik göstermektedir (http://www.tubitak.gov.tr, 2010).

2.2.4.2. Finansal ve Oransal Boyutlar

Ekonomik ĠĢbirliği ve Kalkınma TeĢkilatı (OECD)‟nin verilerine göre Gayri Safi Yurt Ġçi Ar-Ge harcamasının Gayri Safi Yurt Ġçi Hâsılaya oranı % 0,64 ile çok düĢük seviyelerdedir. Bu oran Ġtalya‟da 1,07, ABD‟de 1,90, Ġsveç‟te ise 4,27 seviyelerindedir. Aynı durum her 1000 kiĢiye düĢen araĢtırmacı sayısı istatistiklerinde de karĢımıza çıkmaktadır. Türkiye‟de her 1000 kiĢiye 1,1 araĢtırmacı düĢerken, bu oran Ġtalya‟da 2,9, ABD‟de 8,6, Finlandiya‟da ise 15,8 seviyelerindedir. Milyon kiĢi baĢına alınan patent verilerine baktığımızda Türkiye 0,1 ile listenin en sonunda yer almaktadır. Ġtalya 13,3, ABD 53,1, Ġsviçre ise 104,9 ile listenin en baĢında yer almaktadır. OECD ülkeleri arasında yüksek teknolojiden alınan ihracat paylarında ise Türkiye 6,2 ile yine listenin sonlarında yer almaktadır. Bu oran Ġtalya‟da 12, ABD‟de 36,4, Ġrlanda‟da ise 57,9‟dur (OECD, 2005).

Görüldüğü gibi Türkiye‟de maalesef güçlü ve iĢleyen bir Ar-Ge yapılanması bulunmamaktadır. Bu amaçla çalıĢan kurum ve kuruluĢlar ise dağınık bir görüntü arz etmektedir. En önemlisi ise Ar-Ge konusunda toplumsal farkındalık ve bu farkındalığın siyasi erke yapması gereken baskı henüz tam anlamı ile oluĢmamıĢtır. Finansal göstergeler baktığımızda ise ülkemiz Ar-Ge için yeterli kaynak ayıramamakta, yeterli araĢtırmacı yetiĢtirip istihdam edememekte ve teknoloji üretememektedir. Ancak, güçlü Türkiye‟ye giden yol Ar-Ge‟den geçmektedir.

Türkiye uluslararası pazarlarda rekabetçi bir güç kazanabilmek, üreten bir toplum haline dönüĢebilmek için Ar-Ge‟ye dayalı ekonomiye geçmek zorundadır. Kestirmeci yaklaĢımlarla ekonomik kalkınma sağlanacağını düĢünmek büyük bir yanılgıdır (OECD, 2005).