• Sonuç bulunamadı

3.2. ORDU-ÜNĠVERSĠTE-SANAYĠ ĠġBĠRLĠĞĠNE YÖNELĠK EKONOMETRĠK

3.2.2. Ampirik Bulgular

Bu kısımda yukarıda belirtilen model, 1997-2010 yılları için panel veri yöntemi yardımıyla modellenmiĢtir. Veri setine otokorelasyon testi yapılmıĢ ve otokorelasyona rastlanmadığı bunun yanında değiĢen varyans sorunu ile karĢılaĢıldığı görülmüĢtür. Bu sorun da modeli ağırlandırarak (white period metodu ile) çözülmüĢtür. Spesifikasyon testleri yapılmıĢtır. Ekonometrik modellerde uzun dönem denge varlığı tespiti ve veri kaybını önlemek amacıyla aynı dereceden durağan değiĢkenler için geçerli olan Johansen EĢbütünleĢme Testi elde edilen verilerin azlığı ve değiĢkenlerin aynı derecede durağan olmamaları nedeniyle bu çalıĢmada kullanılmamıĢtır.

AĢağıda analiz sonuçları tablo halinde verilmiĢtir.

Tablo 1: Model Analizi Sonuçları

DeğiĢken Katsayı Standard

Hata t-istatistiği Anlamlılık Düzeyi Sabit Katsayı (α) 13.06422 4.761724 2.743589 0.0067 Ordu Ar-Ge Harcamaları (OR) 0,249066 0.051832 4.805227 0.0000 Üniversite Ar-Ge Harcamaları (UN) 0,359225 0.837614 0.428867 0.6685 Teknoloji Açığı (TEK) -15,25142 5.228661 -2,916888 0.0040 R2 0.107453 Akaike Bilgi K. 3.304452

Adj- R2 0.028011 Schwarz Kriteri 3.592309

F Ġstatistiği 1.352602 Hannan-Quinn K. 3.420834

Olasılık (F Ġstatistiği)

0.164491 Durbin-Watson 2.614021

PAT = 13.06422 + 0. 249066*OR + 0,359225*UN - 15,25142*TEK

Model analizi sonuçlarına göre OR değiĢkeni anlamlı ve iĢareti pozitif, UN değiĢkeni anlamsız ve pozitif iĢaretli, TEK değiĢkeni de anlamlı ve negatif iĢaretli olarak belirlenmiĢtir. Üç katsayının da iĢareti beklendiği gibi çıkmıĢtır. Buna göre ordu Ar-Ge harcamalarının toplam Ar-Ge içindeki payının ordu harcamalarının milli gelirden aldığı paya oranı savunma sanayi patent sayılarıyla doğru orantılıdır. Üniversite Ar-Ge harcamalarındaki artıĢın toplam Ar-Ge içindeki payı da savunma sanayi patent oranlarıyla doğru orantılıdır. Üniversite Ar-Ge harcamalarındaki artıĢın toplam Ar-Ge içindeki payı arttıkça savunma sanayi patent oranları da artmaktadır. Buna karĢılık teknolojik açık değiĢkeni ile savunma sanayi patent oranları ise beklendiği üzere ters orantılı çıkmıĢtır. Yani ülkelerin teknolojik açık düzeyleri azaldıkça savunma sanayi patent oranları artmaktadır.

Bu bulgulara göre OR değiĢkeninin paydası (ordu bütçesinin veya harcamalarının GSYĠH içindeki payı) gittikçe azalıyorken, payı (ordu Ar-Ge‟sinin toplam içindeki payı) artıyorsa, ekonominin bütününde ordu-üniversite-sanayi niteliksel iĢbirliği sayesinde oluĢan patentlerin oranı artıyor demektir. Model analizi sonucunda bu durumun doğrulandığı görülmüĢtür.

Modelde üniversite Ar-Ge harcamalarının toplam Ar-Ge harcamaları içindeki payı (Ui,t) ile bağımlı değiĢken (Pi,t) arasında pozitif yönlü bir iliĢki beklenmektedir.

Bu hipoteze göre toplam Ar-Ge harcamaları içinde üniversite Ar-Ge harcamalarının payındaki artıĢ Ordu-Üniversite-Sanayi niteliksel iĢbirliği sayesinde oluĢan patentlerin oranında bir artıĢa neden oluyor demektir. Model analizi sonucunda bu iliĢkinin pozitif yönlü olduğu ve bu hipotezin doğrulandığı görülmüĢtür.

Daha önce Pi,t ile Ti,t arasındaki iliĢkinin ise negatif çıkması beklendiği

vurgulanmıĢtı. Model analizi sonucunda bu iliĢkinin de beklenildiği üzere negatif çıktığı görülmüĢtür. Dolayısıyla ülkelerin teknolojik açık düzeyleri azaldıkça iĢbirliğinden doğan patent artıĢ hızı artmaktadır. Aynı zamanda Pi,t ile Oi,t arasındaki

yapısal gösterge ülkeler arası yapısal teknoloji farklılığıyla (Ti,t) açıklanabilir. Genel

olarak zengin ülkelerin Ar-Ge‟ye daha fazla kaynak ayırdığı gözlenmektedir. Yüksek teknolojilere kaynak ayırabilmek ise daha çok zenginlik gerektirir. Bu yüzden ekonominin itici gücü kendi içerisinde katma değer yaratabilme gücüdür. Teknolojik açığı kapatmadan ve ülke içinde zenginlik yaratmadan patent ve teknoloji üretmek çok zordur. KiĢi baĢına milli geliri daha yüksek ülkelerin daha fazla sayıda patent

ürettiği görülür. Nurkse (1966)‟nin Fakirlik Kısır Döngüsü Teorisi bu konuya ıĢık tutmaktadır. Nurkse azgeliĢmiĢliğin nedeni yine azgeliĢmiĢlikle açıklar. Teoriye göre, söz konusu ülkelerde düĢük gelir düzeyi sonucu ortaya çıkan düĢük tasarruf düzeyi ve sermaye birikiminin baĢlangıç noktası olarak alınması halinde, kısır döngü süreci sırasıyla; düĢük gelir düzeyi, düĢük tasarruf ve talep düzeyi, düĢük yatırım düzeyi, yetersiz sermaye oluĢumu, düĢük verimlilik ve düĢük gelir düzeyi biçiminde ortaya çıkmaktadır. Nurkse‟ye göre az geliĢmiĢ ülkeler bu çemberi kendiliğinden kıramaz. Bu nedenle, bu ülkelere dıĢ yardım ya da yabancı sermaye giriĢi Ģartıyla kısır döngü aĢılabilecektir (Altın, 2003: 9). Bu nedenle çalıĢmada bahsedilen kısır döngüden kurtulmanın yolu olarak kaynakları doğru yönlendirmenin niteliksel bir sıçramaya neden olacağı üzerinde durulmuĢ ve teknoloji açığı değiĢkeni (Ti,t) modele

dâhil edilmiĢtir.

Analiz sonuçları değerlendirildiğinde ordu-üniversite-sanayi iĢbirliğinden doğan patent üretimindeki geliĢmeyi belirleyen temel dinamiklerin ordudaki teknolojik ilerlemenin ordunun milli gelirden aldığı paya oranı, üniversite Ar-Ge harcamalarının toplam içindeki payı ve ülkelerin teknolojik açık düzeyleri olduğu anlaĢılmıĢtır. Böylece ordu-üniversite-sanayi iĢbirliğinden doğan patent üretimindeki geliĢmenin temel dinamikleri belirlenmiĢ olmaktadır.

Model analizi yapılırken ülkeler bazında bireysel etkileri görebilmek için ülke sayısı yıl sayısına göre azaltılarak model daraltılmıĢtır. Modelin daraltılmasına referans olarak analize giren 15 NATO ülkesine ait açıklanan değiĢkenin (patent artıĢ hızının) ortalaması hesaplanmıĢ, ortalamanın altında kalan ülkeler analizden çıkarılmıĢ, ortalamanın üzerinde kalan 4 ülke dikkate alınarak bu ülkelerin yanına Türkiye beĢinci ülke ve kontrol değiĢkeni olarak dâhil edilmiĢtir. Söz konusu 5 ülkenin verileri panel SUR analizi yardımıyla analiz edilmiĢtir. Panel SUR analizine göre her bir ülkenin teknolojik açık düzeyi sonuçları (değiĢkenlerin katsayıları ve anlamlılık düzeyleri) daha önce kurulan ana modelle tam olarak örtüĢmediği için ve modele yönelik örneklemlerin zaman aralığının darlığından ve örneklemin giderek küçülmesinden doğan bir serbestlik derecesi sorunu ile karĢılaĢıldığı için sonuçlar rapor edilmemiĢtir.

ÇalıĢmanın temel hipotezi “ordu-üniversite-sanayi iĢbirliğinden doğan patent artıĢ hızı teknolojik yayılma etkisi yaratmaktadır” ifadesidir. Temel hipoteze bağlı

türev hipotezler ise “Ordu-üniversite-sanayi iĢbirliğine bağlı olarak artan katma değer ekonomide itici bir güçtür” ve “Patent artıĢında üniversite Ar-Ge harcamalarının etkisi yadsınamaz” hipotezleridir. Temel hipotez olan ordu- üniversite-sanayi iĢbirliğinden doğan patent artıĢ hızının yarattığı teknolojik yayılma etkisi test edilirken ülkelerin teknoloji açığı, ordu odaklı teknolojik ilerleme (ordu Ar-Ge harcamalarının payı) ve üniversite Ar-Ge harcamalarının toplam içindeki payı dikkate alınmıĢtır. Model sonuçları genel olarak değerlendirildiğinde ülkelerin teknoloji açığındaki azalmaların, ordu odaklı teknolojik ilerlemenin ve toplam Ar-Ge harcamaları içinde üniversitelerin payındaki artıĢın ordu-üniversite-sanayi iĢbirliğinden doğan patent üretim hızını artırdığı görülmüĢtür. Diğer bir ifadeyle iĢbirliğinden doğan patentlerdeki artıĢlar ordu Ar-Ge ve üniversite Ar-Ge harcamalarındaki artıĢla, ülkelerdeki teknoloji açığının kapanmasıyla ve dolayısıyla teknolojinin yaygınlaĢmasıyla mümkün hale gelmektedir. Bu sonuç çalıĢmanın temel ve türev hipotezlerini doğrular niteliktedir. Üniversite Ar-Ge harcamalarının patent artıĢını olumlu yönde etkilediği sonucu çalıĢmanın türev hipotezlerinden “Patent artıĢında üniversite Ar-Ge harcamalarının etkisi yadsınamaz” ifadesini de doğrulanmıĢ olmaktadır.

ÇalıĢmanın uygulama bölümünün ilk kısmında sanayide var olan üretim gücü, üniversitede var olan bilgi ve orduda var olan tahsis yetkisi bir araya getirilerek, üretim, bilgi açığı ile tahsis yetkisi arasındaki bir olgu modellenmiĢ olmaktadır. Uygulama bölümünün ikinci kısmında ise savunma sanayi firmalarının performanslarını görmek, iĢbirliğine yönelik algısını ölçmek üzere Türkiye‟de faaliyet gösteren savunma sanayi firmaları üzerinde saha araĢtırması yapılmıĢtır.

3.3. TÜRKĠYE SAVUNMA SANAYĠNE YÖNELĠK SAHA BULGULARI