• Sonuç bulunamadı

1.3. BÜTÜNCÜL BĠR GELĠġME YAKLAġIMI

1.3.4. Genel Sosyo-Ekonomik GeliĢme Teorisi

Sosyo-ekonomik geliĢme sürecinin açıklamasını, büyüme modellerinin dar ve ideal yapılarının ötesinde arayan R.Jochimsen, geleneksel ekonomi teorisinin veriler çemberine attığı unsurları da içeren bir teori geliĢtirmiĢtir. Zira geliĢme olayının gerçekçi bir açıklaması, geleneksel teorik analizlerin veriler çemberine attığı değiĢkenlerin analize alınmasıyla mümkün olmaktadır. Sosyo-ekonomik geliĢme sürecinin belirlenmesinde son derece önemli olan bu değiĢkenler, geniĢ anlamdaki “altyapı” kavramı ile kapsanmaktadır. Özde piyasa ekonomilerine iliĢkin bir geliĢme teorisi ortaya koyan Jochimsen, bu tür ekonomilerde piyasa sistemi dıĢında oluĢan etkileri de analizin kapsamı içine almıĢtır. Ayrıca Jochimsen, merkezi planlı ekonomilerin benzer altyapısal unsurlara dayandığını ve teorinin ulaĢtığı sonuçların kolaylıkla onlara da aktarılabileceğini vurgulamaktadır (Erkan, 1982: 39).

ÇalıĢan iĢgücü baĢına düĢen faktör fiyatlarıyla net sosyal hâsıla, ekonomik faaliyetin seviyesini vermektedir. Bunun yanında homojen ve hareketli faktörlere ödenen fiyatların bölgesel, sektörel ve iĢletme büyüklüklerine göre gösterdiği sapmalarda, ekonomik faaliyetin bütünleĢme derecesi olarak tanımlanmaktadır. Faktör fiyatlarındaki sıfır sapma, bütünleĢme derecesinin 1 olduğu "tam bütünleĢmeyi" vermektedir. Böylece bir ülkenin sosyo-ekonomik geliĢme seviyesi, ekonomik faaliyetin seviyesi ve ekonomik faaliyetin bütünleĢme dereceleri tarafından belirlenmektedir. Bunlardan ilki, ekonomide çalıĢanlar baĢına üretim düzeyini; ikincisi ise çeĢitli ekonomik birimler ve kurumlar arasındaki uyumu ve fonksiyonel iĢlerliği yansıtmaktadır.

KarĢılıklı dönüĢlü kümülâtif nedensellik iliĢkileri yardımıyla bölgesel ve genel sosyo-ekonomik geliĢme sürecinin analizi için, öncelikle bu bütünün yapısının, yani süreci oluĢturan unsurların belirlenmesi gerekmektedir. Her yapısal analizde araĢtırma konusu olan bütün, elemanlarına ayrılarak bunların kendi aralarındaki ve bütünle olan karĢılıklı iliĢkileri ortaya konmaktadır. Ekonomik sürecin yapısal

analizinde de, bu süreci oluĢturan elemanlar ve bunlar arasındaki iliĢki ağı, sürecin kurum ve örgütlenmeleriyle birlikte analiz konusu olmaktadır.

Sosyo-ekonomik geliĢme süreci fonksiyonel açıdan ikiye ayrılır: Sürecin alt ve üstyapısı. Jochimsen'in analizlerinde altyapıyı oluĢturan unsurlar, kendi içinde maddi, personel ve kurumsal altyapı olmak üzere üçe ayrılmaktadır. Bunlar üretilmiĢ altyapı gruplarını oluĢturmaktadırlar. Ayrıca bunlara dördüncü grup olarak doğal alt yapıyı katmak gerekmektedir. Doğal altyapı, bir ekonominin sahip olduğu yeraltı ve yerüstü doğal zenginlikleriyle, doğal koĢulları kapsamaktadır. Su kaynakları, deniz, nehir, göl, orman, arazi, arazinin yapısı, iklim ve maden kaynakları bir ülkenin sahip olduğu doğal altyapı unsurlarıdır.

Yukarıda belirtilmeye çalıĢılan altyapı ve üstyapıdan kaynaklanan etkiler, geliĢme sürecinde birbirinden kopuk değil, birlikte ve karĢılıklı etkileĢim içinde bulunmaktadır. Altyapı sektörlerinin kendi aralarındaki tamamlayıcılık iliĢkisi, bunlardan kaynaklanan etkilere de yansımaktadır. Ayrıca ortaya çıkan etkilerin fiilen yararlanılır duruma gelmesi, çoğu kez çeĢitli etkilerin birlikte bulunmasını gerektirmektedir. Örneğin, bir bölgede ulaĢım ve enerji alanındaki yeni yatırımlar, ancak birlikte etkin potansiyel ve uyarma etkileri yaratmakta ve her ikisi birden finansman, gelir, kaynak dağılımı ve istihdam etkileriyle birbirini desteklemektedir (Erkan, 1982: 82). Yalnız ulaĢım altyapısında bir geliĢme, yeterince etkin bir potansiyel ve uyarma etkisi yaratmamaktadır. Bu nedenle, söz konusu diğer etkilerin yoğunluğu sınırlı kalmaktadır. Oysa bölgesel geliĢme sürecinde karĢılıklı tamamlayıcılık iliĢkileri bu etkinliği artırmakta ve kümülâtif yoğunluk kazandırmaktadır. Bu yoğunlaĢma, mekân boyutunda olduğu gibi, zaman boyutunda da kendini göstermektedir. Mekân boyutunda, ekonomik faaliyetin yatay yayılması ve yeni bölgelere açılmalar hızlanırken, zaman boyutunda söz konusu etkiler yeni bağlantılarla desteklenerek ekonomik dinamizm hızlanmaktadır. Bu etkileĢimin sürekliliği, altyapı donatımından yararlanma döneminin uzunluğu ile sağlanmaktadır. Ekonomik birimlerin üstyapısal faaliyetleri, altyapıdan kaynaklanan etkilerle belirlenmekte ve yönlenmektedir. Altyapıdan fiilen yararlanma olayı, üstyapısal bir faaliyeti gerçekleĢtirmek demektir. Diğer yandan altyapının varlık nedeni, söz konusu üstyapısal faaliyeti gerçekleĢtirmeye yöneliktir. Böylece, alt ve üstyapı arasında karĢılıklı nedensellik iliĢkisi oluĢmaktadır. Genel ve bölgesel geliĢme

süreçleri için her iki unsur, tek baĢına zorunlu fakat yetersiz koĢullardır. Ancak her ikisinin birlikte varlığı, geliĢme sürecini yaratmaktadır.

Tüm bu değerlendirmelerin ıĢığında Jochimsen'in genel geliĢme teorisi geliĢme ekonomisinde önemli bir aĢama olarak görülmektedir. Çok boyutlu bir konu olan sosyo-ekonomik geliĢme sürecinin temel unsurları bu sayede ortaya konmuĢ ve bu tür bir sorunun nasıl ele alınacağı belirlenmiĢtir. Gerçi, A. Lewis de aynı sorunu yıllar önce ele almıĢ ve geliĢme sürecinin sosyal, kültürel ve kurumsal yönlerini ayrı ayrı incelemiĢtir. Fakat Lewis sorunu genel bir teorik çerçeveden yoksun olarak tasvirci açıklamalarla ortaya koymuĢtur. Oysa Jochimsen, aynı konuyu genel teorik ve sistematik bir çerçeve içinde sunmuĢtur. Teorik çerçeve, sosyo-ekonomik geliĢme sürecinin incelenmesinde önemli olan unsur ve araçları sistematik bir bütünlük içinde vermektedir. Jochimsen'in analizleri yakından izlendiğinde, teorik açıklama aracı olarak, model teorinin mekanik nedensellik iliĢkileri karmaĢık sistemlerin analizinde kullanılan kümülâtif nedensellik iliĢkilerinden yararlanıldığı görülmektedir.

Genel olarak toplumsal olayları ortaya çıkaran unsurlar birbirlerine bağlıdırlar. Bundan ötürü bir tek neden-sonuç iliĢkisi anlayıĢı sosyal olayların incelenmesinde yeterli olamamaktadır. Çünkü bütünün bir değiĢkenle belirlenmesi değil, değiĢkenlerin birbirleri üzerindeki karĢılıklı etkisi ile toplumsal olguların değiĢmesi söz konusudur. Sonuç olarak, geliĢme gibi sosyal sistemin değiĢimini ifade eden ve sosyal sistemin değiĢikliğine neden olan bir olgunun da tek nedenli ilişki yerine, sosyal olaylar arasındaki karşılıklı ilişki anlayıĢıyla çözümlenmesi gerekir. Bu anlayıĢ ise bütüncül bir yöntemi gerekli kılmaktadır. Bütüncül (holistik) yöntem; iktisadi, kültürel, politik ve psikolojik faktörlerin birlikte ele alınıp geliĢmeye olan etkilerinin karĢılıklı etkileĢim içerisinde konu edildiği bir araĢtırma metodunu içermektedir.

Ekonomik, psikolojik, sosyo-kültürel ve politik faktörlerin karĢılıklı iliĢkisi sonucunda geliĢme olgusunun belirlendiğinin ortaya konulmasıyla, geliĢmekte olan ülkelerin birçok problemi bölünmemiĢ, yani problemin karĢılıklı bağımlı yönleri ortak biçimde araĢtırılmıĢ olacaktır. Bu inceleme yöntemi sayesinde iktisadi, politik, kültürel ve psikolojik faktörler arasında geliĢme açısından iliĢki kurmanın önemi vurgulanarak, bazı değiĢkenler arasındaki iliĢkilerin neden karĢılıklı bir biçimde ele alınması gerektiği daha rahat anlaĢılacaktır. GeliĢme olgusunun anlaĢılabilmesi ve

gerçekleĢtirilebilmesi için iktisadi yapı gibi tek bir kurumsal oluĢumun ötesinde, birden fazla kurum birlikte ele alınmalıdır. Çünkü siyasal, ekonomik, kültürel ve bireysel faktörler arasında koparılamayacak bir iliĢki bulunmaktadır. Bu nedenle, yukarıdaki faktörlerin geliĢme olgusu etrafında birbirleriyle olan bağlantıları kurulmalı ve ilgili değerlerin değiĢimleri, bir bütünlük içerisinde tanımlanmalıdır (Yavilioğlu, 2002: 68).

Genel sosyo-ekonomik geliĢme sürecinin içerik ve iĢleyiĢ yapısı aĢağıdaki Ģemada özetlenmektedir. Burada ekonominin yapısı, sektörel (tarım, endüstri ve hizmetler) ve fonksiyonel (tüketim, üretim ve dağılım) açıdan üstyapıyı kapsamaktadır. Altyapı ise, doğal, maddi, personel ve kurumsal donatımlardan oluĢmaktadır. Bu unsurların, ekonomide mekâna bağlı olarak yatay ve dikey dağılımı, Ģehirsel hiyerarĢiye bağlı olarak oluĢmaktadır. Bu yapılar içinde gerçekleĢen geliĢme süreci kendi içinde alt süreçlere ayrılmaktadır. Bunların sonuçları ise, hem alt süreçlerin kendisini, hem de mevcut ekonomik yapıyı etkilemektedir. Ayrıca bu süreç ve ekonomik yapı, çevreden de etkilenerek, sosyo- ekonomik geliĢme sürecinin zaman ve mekân içinde oluĢumunu belirlemektedir (Erkan, 1982:163). Erkan sosyo-ekonomik geliĢme sürecini bir bütün olarak aĢağıdaki Ģekilde oluĢturmuĢtur:

ġekil 1: Sosyo-Ekonomik GeliĢme Sürecinin Yapısı

Kaynak: Erkan, 1982: s.164.

Ġlerleyen alt bölümde çok boyutlu bir süreç olan geliĢme sürecinin analiz aracı olan, kümülâtif ve dönüĢlü nedensellik iliĢkileri üzerinde durulmaktadır. Çünkü ekonomik geliĢme gibi çok boyutlu ampirik olayların analizinde mekanik modellerin "determinist nedensellik iliĢkileri" yetersiz kalmaktadır.