• Sonuç bulunamadı

PORTER Modeli ve Ekonomik GeliĢmeye Yenilikçi YaklaĢım

1.3. BÜTÜNCÜL BĠR GELĠġME YAKLAġIMI

1.3.7. PORTER Modeli ve Ekonomik GeliĢmeye Yenilikçi YaklaĢım

rekabet avantajları konularında önemli yayınlar yapan Porter, rekabet avantajlarını ulusların değil firmaların yarattığını ve firmaların rekabetçi stratejilerinin önemini belirtmiĢtir. Firmalar için rekabetçi üstünlüğü veya gücü kazanmada veya korumada en önemli faktörlerden birisi yenilikçilik ve rakiplerinden farklı strateji seçmektir. Firmalar daha verimli bir üretim sürecini, daha ileri bir teknolojiye dayalı olarak daha ileri yeteneklerle gerçekleĢtirmelidir. Çünkü yenilikçi dinamik yaklaĢımlar ölçeğe göre artan getiri sağlamaktadır.

Ulusların rekabet üstünlüğünü firmalar üzerinden ortaya koyan Porter (1990: 80, 81)‟a göre üretim faktörlerinin kalitesinde ortaya çıkan sürekli yenilikler sayesinde verimlilik sürekli artmaktadır. Üretim faktörleri açısından rekabet avantajının sürekli korunması ancak bilgi, bilim ve pratiğin sürekli yenilenmesi ile mümkün olabilmektedir. Bu dinamik süreçte, rekabet avantajının sürekli yenilenebilmesi, nitelikli insan kaynağı ve bilgi kaynağının iki temel unsuru olan eğitim ve bilime bağlıdır. Bu iki unsurun kullanılması ile mevcut üretim faktörlerinin geliĢtirilmesi mümkündür. Bu yüzden ulusal rekabet avantajları yaratabilmek için özellikle, daha kaliteli özel ve kurumsal mekanizmalar (araĢtırma kurumları) içinde özel üretim faktörlerinin geliĢtirilmesine önem verilmelidir.

Porter (1990: 85)‟a göre ülke içi talep koĢulları yarattığı ölçek ekonomileri ve statik etkiler yoluyla dinamik etkiler bırakmaktadır. Talebin dinamik etkisi ise firmalardaki ilerleme ve yeniliğin hızını ve niteliğini belirlemesidir. Porter (1990: 100), bir firmanın, rekabet avantajı yakalaması ve bunu korumasının bir baĢka yolunun, söz konusu firmaya destek veren bağlantılı endüstrilerin varlığı ile mümkün olduğunu belirtmiĢtir. Bağlı ve destek endüstriler, firmanın girdi temininde, yeniliklerin uygulanmasında ve faaliyetin uluslar arası hale gelmesinde etkili olmaktadırlar. Bu yüzden bağlı ve destek endüstriler uluslararası rekabet avantajı yakalamanın bir diğer önemli belirleyeni olmaktadır.

Rekabet avantajı yaratabilmek için bir firmanın, yardımcı endüstrilerle desteklenmesi zorunlu olmaktadır. Etkin bir destek endüstri ağının kurulması, firmaya etkinlik, birçok yenilikte ilk olma, hızlı olma ve maliyet avantajı gibi

üstünlükler kazandırmaktadır. Öncelikle üretim sürecinde yenilik ve daha yeni teknolojilere geçiĢte, yeni fikirlerin geliĢtirilmesinde ve hızlı bilgi sağlamasında etkili olmaktadırlar. Bunun için firmada etkin bir haberleĢme (bilgi) ağı kurulması gereklidir. Firmanın bir ürünün nitelik, kalite ve mal çeĢitlemesinde yeniliğe gidebilmesi, destek servislerden, yani tasarım ve yenilik servislerinden alacağı etkilere bağlıdır. Gerek tedarik sağlayan firmalar, gerekse bağlantılı endüstriler rekabet avantajı yaratmak açısından katkıları, bilgi akıĢı ve teknoloji alıĢveriĢi yoluyla gerçekleĢmektedir. Firmalar arası yakınlık ve kültürel uyum, iĢletmeler arası her türlü alıĢveriĢ iĢlemini; yabancı iĢletmeye kıyasla kolaylaĢtırmaktadır (Erkan, 1993: 77-78).

Rekabet avantajı yaratan yenilikler, yeni ürün, yeni üretim süreci, yeni pazarlama yöntemleri, yeni dağıtım biçimi ve yeni amaçlardır. Yenilik, karĢıt firmalardan farklılık yarattığı sürece rekabet avantajı sağlar. Yeni rekabet avantajları çoğu kez endüstri yapısındaki değiĢimlerden kaynaklanır. Yenilikler aĢağıdaki sonuçları doğururlar:

- Yeni teknolojiler (yeni üretim biçimi, ürün tasarımı ya da pazarlama, dağıtım ve hizmet biçimleri),

- Alıcı tercihlerinde değiĢim,

- Yeni endüstri dallarının ortaya çıkması, - Girdi maliyetlerinde (tedarikte) değiĢme, - Devlet düzenlemelerinde değiĢme.

Rekabet avantajlarının sürdürülmesi, sürekli yenilik ve değiĢim gerektirir. Eski avantajlar yok olurken, yenilerini yaratabilen firmalar daha üst ve avantajlı konuma yükselirler.

Uluslararası strateji çeĢitli değiĢkenlerden etkilenir: Teknolojik geliĢme, tüketici istekleri, ülke altyapısındaki geliĢmelerle devlet politikaları bunların baĢında gelir. Uluslararası rekabet avantajında bu değiĢimlerden yararlanabilen, yapısal değiĢimi, erken davranarak yakalayabilen firmalar öne çıkarlar. Ayrıca küresel stratejide iĢbirliği ve birleĢmeler avantajlar sağlayabilirler. Özellikle küresel strateji izleyen küçük ve orta boy iĢletmeler için iĢbirliği ve birlikte davranmak bir zorunluluktur (Ceylan, 1989: 35-38). ĠĢbirliği karĢılaĢılabilecek riski dağıtarak azaltmaktadır. Bu anlamda iĢbirliği sayesinde Ģu avantajlar yaratılmaktadır:

- Ölçek ekonomileri,

- pazarlama deneyiminin paylaĢılması, - parça üretimi,

- yeni modeller, - yeni teknoloji ve - yeni pazarlara giriĢ

Porter (1990: 144)‟a göre her değiĢkenden yansıyan etki, karĢı etkinin tekrar kendine dönmesine yol açtığı için kümülatif bir etkileĢim ortaya çıkarır. Rekabet avantajını belirleyenler bütünü birbirini sürekli karĢılıklı olarak etkileyen bir sistem oluĢturmaktadır. Bu sistem birbirini karĢılıklı etkileyen karmaĢık bir yapı gösterir. Bu yüzden nedenler ve sonuçları her zaman net olarak birbirinden ayırmak mümkün değildir. Bu sistem bütünü daima hareket halindedir. Olumlu ve olumsuz etkiler sürekli faaliyet içindedir. Rekabette yeni bilgi, yeni yetenek, yeni oyuncunun bulunması, daha hızlı yeniliğe ve rekabet düzeyinin yükselmesine hizmet etmektedir. Yeniliklerde hızlanma rekabet avantajlarının hızlanmasına yol açmaktadır.

Sonuç olarak, ulusal rekabet avantajlarının yaratılması sürecinin özünde yatırım ve yenilik süreci vardır. Firmalar, yenilik, yenilenme ve yatırımla, uluslararası düzeyde rekabet avantajı yaratıp geliĢtirmektedirler. Yenilikler ise, Ar- Ge, eğitim, modern donanım, nitelikli iĢgücünün yaparak öğrenmesi gibi alanlara yatırım gerektirmektedir.

Porter (1990), rekabetçi geliĢme aĢamaları olarak 4 dönemi birbirinden ayırmaktadır. Bunlar;

1- Faktör güdümlü (faktörlere dayalı) geliĢme aĢaması, 2- Yatırım güdümlü (yatırımlara dayalı) geliĢme aĢaması, 3- Yenilik güdümlü (yeniliğe dayalı) geliĢme aĢaması, 4- Refah güdümlü (refaha dayalı) geliĢme aĢaması.

Faktör güdümlü geliĢme aĢamasında ekonomik geliĢme, ülkenin temel üretim faktörleri olan doğal kaynaklarla, yetersiz düzeydeki sermaye birikimi ve yarı uzmanlaĢmıĢ iĢgücü donatımına dayalı olarak gerçekleĢmektedir. Böylesi bir ülkenin uluslararası rekabet avantajı, faktör koĢulları tarafından belirlenir. Bu avantaj bazı üretim faktörlerinin göreli ucuzluğudur. Avantajın kaynağı temel üretim faktörleridir. Bu aĢamada ürün, üretim süreci ve teknoloji açısından rekabet avantajları yoktur.

Sadece ucuz faktör maliyetinden dolayı fiyat rekabetine giriĢmek söz konusudur. Teknoloji, ülke içinde üretilmez. DıĢarıdan ithal edilir; yabancı sermayeye ihtiyaç duyulmaktadır.

Yatırım güdümlü geliĢme aĢamasının rekabet avantajları, ülkenin ve firmaların yatırım isteği ve yeteneğine dayanır. Firma, dünya pazarlarından elde edilebilen modern teknoloji donanımlarına yatırım yapar. Modern, etkin ve çoğu kez büyük ölçekli üretim için gerekli donatıma yatırım yapılır. Firmalar, dıĢ piyasalarda rekabet fırsatı tanıyan teknoloji, ihraç malları ile ortak yatırımlar gibi araçlara yönelir. Firmalar bu teknolojileri uluslararası pazarlardan temin eder. Ancak son teknolojilerin satıĢında isteksizlik vardır. Yabancı teknoloji ve yöntemler ülkede uygulanmaya baĢlamıĢtır. Ayrıca, firmalar kendi ürünlerini üretecek teknolojileri de geliĢtirmeye baĢlarlar.

DeğiĢkenler arası en güçlü karĢılıklı etkileĢim yenilik güdümlü geliĢme aĢaması düzeyinde gerçekleĢmektedir. Firmalar, geliĢme içinde ve uluslararası düzeyde baĢarılı olarak rekabet edebilecek durumdadırlar. Bunun için, belli endüstriler ve endüstriyel kümeler, uygun bir ortam yaratmıĢtır. Bu süreçte, üniversite ve enstitü biçiminde geliĢmiĢ araĢtırma kurumları ön plana çıkar. Bu kurumlar, geliĢmiĢ ve uzmanlaĢmıĢ faktörleri yaratmaya baĢlar. Endüstriyel küme içi etkileĢim bu süreci güçlendirir ve hızlandırır. Bu aĢamaya yenilik güdümlü geliĢme aĢaması denmektedir; çünkü firma yeni teknoloji ve yöntemleri dıĢarıdan alıp uygulamak ve geliĢtirmekle yetinmez, aynı zamanda yenilerini kendisi yaratır. Ürün ve üretim teknolojileri ile pazarlama ve rekabet avantajı yaratıcı diğer alanlarda yeniliğe yönelme baskısı artar. Bu arada geliĢen talep koĢulları, arzın geniĢlemesi uzmanlaĢmıĢ faktör ve bağlı endüstrilerin ortaya çıkıĢı, firmaları yeniliğe yönlendirir ve yeniliğin geliĢtirilmesi için uygun bir ortam yaratır. Bu ortamın yarattığı yenilik geliĢtirme kapasitesi, yeni endüstrilerin ortaya çıkmasına fırsat tanır.

Refah güdümlü geliĢme aĢaması dinamik geliĢme sürecinin en son aĢamasıdır. Ġlk üç aĢamada geliĢmiĢ yöntem ve rekabetçi firmaların sürekli artması ile rekabet avantajları sürekli artmakta, düĢük verimli endüstriler zaman içinde elenmektedir. Refah güdümlü geliĢme aĢaması ise, ilerlemeye değil, aksine çöküĢe yönelmektedir. Bu aĢamanın sürükleyici gücü, geçmiĢte zaten gerçekleĢtirilmiĢ olan refahtır. Temel sorun geçmiĢte ulaĢılan refah düzeyinin korunmasıdır.

Ülkenin ekonomik geliĢme sürecini oluĢturan aĢamaların etkileĢimi tek yönde değil, değiĢik yolların izlenmesi Ģeklinde gerçekleĢebilmektedir. Birçok ülke faktör veya yatırım güdümlü geliĢme aĢamasının ötesine geçemez. Ancak faktör güdümlü aĢamadan doğrudan yeniliğe dayalı geliĢme aĢamasına uzunca bir süreç içinde geçebilirler. Böylece yatırım güdümlü aĢama atlanmaktadır. Ekonomik geliĢme ve zenginleĢme ilk üç aĢamada olmakta, ulusal verimlilik artmaktadır. Bazı ülkeler sadece faktör avantajı ile zenginleĢebilirler, fakat verimliliği ve ekonomik geliĢmeyi sağlayamazlar. Kuveyt ve Suudi Arabistan buna örnektir. Bu ülkelerin uluslararası düzeyde rekabet Ģansları yoktur. Faktör güdümlü aĢamadan, doğrudan refah güdümlü aĢamaya geçiĢ de mümkündür. Kanada ve Norveç bu tür bir eğilim içinde bulunmaktadır. Ancak, refah güdümlü aĢamadan faktör güdümlü aĢamaya geri dönüĢ de mümkündür.