• Sonuç bulunamadı

Çok yakın bir zamana kadar, yabancıların Türkiye’ye girişi ile Türkiye’de ikametleri hakkında 1950 tarihli iki kanun “5682 sayılı Pasaport kanunu ve 5683 sayılı Yabancıların Türkiye’de İkamet ve Seyahatleri Hakkında Kanun” bulunmaktaydı. Pasaport Kanunu’na göre yabancılar Türkiye’ye geçerli bir pasaport veya pasaport yerine geçecek bir evrakla sınır kapılarından giriş yapmak gerekiyordu. Ancak, Türkiye’ye giriş yapacak olan yabancının Madde 8312’de belirtilen Türkiye’ye girişi yasak kimselerden olmaması gerekiyordu.

310www.goc.gov.tr (Erişim: 29.07.2017). 311www.goc.gov.tr , (Erişim: 29.07.2017). 312 Madde 8

“Serseriler ve dilenciler, delilikle veya bulaşıcı hastalıkla malül olanlar, Türkiye Cumhuriyeti’nin emniyetini ve umumi nizamını bozmak niyetiyle veya bozmak isteyenlere iştirak ve yardım etmek maksadıyla geldikleri sezilenler-fahişeler ve kadınları fuhuşa sevk ederek geçinmeyi meslek edinenlere beyaz kadın ticareti yapanlar ve her nevi kaçakçılar ile Türkiye’de kalacaklarını beyan ettikleri müddetçe yaşamalarına ve tekrar gitmelerine yetişecek paraları bulunmayıp Türkiye’de kendilerini himaye edecek kimseleri bulunduğunu veya Türkiye’de yabancılara kanunla men edilmemiş işlerden birini tutacaklarını ispat edemeyenlerin.” Türkiye’ye girişi yasaktır.

1990 ve 2010 arasında Dışişleri ve İçişleri Bakanlarının, TBMM’de yabancıların hareketliliği ve sınırlar üzerinde yaptıkları konuşmaları incelediğimizde Türkiye’nin yabancıların hareketliliği ile ilgili nasıl bir sınır politikası uyguladığını göstermektedir. Türkiye’de 1990- 2010 arası 18 Dışişleri Bakanı görev almıştır. Bu yirmi yıl zarfında Meclise toplam 208 defa seslenen Bakanlar, bu konuşmalarının sadece 14’ünde ön sınırlar ve fiziksel sınırlar ile ilgili konuşmuşlardır. Bu konuşmaların 10’unda fiziksel sınırlar gündeme gelirken, sadece 4 konuşmada yabancılara uygulanan vizeden bahsedilmiştir313.

Bu konuşmaların bazılarına baktığımızda İçişleri Bakanı Ülkü GÜNEY’ in 20 Mart 1996’da yaptığı konuşmada; Türkiye’nin farklı komşularıyla arasındaki fiziksel sınırlarındaki insan hareketlerinin nedenlerini açıklaması bakımından önemlidir. Bu nedenler314:

“Kara sınırlarımız ve denizlerdeki mevcut hale göz gezdirmeden evvel önce, acaba, neden, yasal olmayan yollardan giriş ve çıkışlar yapılıyor; ülkemizde, bu denli sınır ihlalleri niye yapılmaktadır konusuna baktığımızda, analizini yaptığımızda, en başta, yasadışı kanlı bir örgüt olan PKK eğitim kamplarına katılmak üzere çıkış ve eğitim sonu dönüşlerin büyük rol oynadığını görüyoruz. Yani, PKK militanları, bu noktalardan, eğitim maksadıyla, belirli zamanlarda yurt dışına sızmakta; eğitimlerini bitirdikten sonra ise yine bazı zayıf bölgelerden yurdumuza geri gelmektedirler. İkincisi, kaçakçılar tarafından, uyuşturucu ve silah kaçakçılığı amacıyla kullanılmaktadır” şeklinde açıklamıştır.

313 D.DANIŞ/İ.SOYSÜREN, (2014), Sınır ve Sınırdışı, Ankara, Renas Yayıncılık, s, 51

314 Güney ÜLKÜ, (20.03.1996), “Konya Milletvekili Mustafa ÜNALDI ve 18 arkadaşının, hudutlarımızın güvenliği konusunda alınan ve alınması gereken tedbirleri araştırmak amacıyla Anayasanın 98’nci, İçtüzüğün 102 ve 103’üncü maddeleri uyarınca bir meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi” , TBMM Genel Kurul Tutanağı, ( 20. Dönem 2. Cilt 26. Birleşim) www.tbmm.gov.tr

Yine İçişleri Bakanı Sadettin TANTAN 13 Temmuz 1999’da PKK terörü ve PKK’ya komşu devletlerin vermiş olduğu desteğin Türkiye’ye kuşatılmışlık hissi verdiğini şu beyanlarla ifade etmiştir315:

“Terörist hareketlerin olduğu sınırlara şöyle bir baktığınızda, Suriye sınırından Kafkasya’ya kadar, içten ve dıştan nasıl kuşatıldığımız hepinizin malumudur. Bu hareket yalnızca bir siyasi hareket değildir; bu hareketin ekonomik çıkar hareketi olduğu da dikkate alındığında, terör örgütlerinin, kendi ekonomik güçlerini artırmak ve o bölgeyi ekonomik olarak yok etmek için, o bölgede yaşamakta olan insanların bezgin hale gelmesi ve çaresizlik içinde kalan insanların gidecek başka yerleri olmadığı için de, yapacak başka bir hususları olmadığı şeklinde, ya o örgüte katılacaklar ve yahut da kendilerini ölüme terk eden bir yapıda olacaklardır. Bizim görevimiz, o sınırların bizim açımızdan ekonomik olarak kullanılabilir bir duruma getirilmesidir.”

Bu konuşmalar devam ederken PKK faaliyetlerinin çok yoğun 1990’lar boyunca, Türkiye’nin fiziksel sınırlarında PKK meselesine odaklandığı, PKK militanlarının sınırdan sızmalarının önlenmesine çalışıldığı, yine bu bağlamda Türk vatandaşlarının sınır ötesi geçişlerinin sorgulandığı, dahası sınırlardaki bütün olumsuzlukların PKK ile ilişkilendirildiği görülmektedir. Şöyle ki, Türkiye’nin fiziksel sınırlarında insan hareketliliğine karşı sınır politikasının ana ilkesinin PKK militanlarının sınırdan sızmalarını yani düzensiz geçişlerini önlemek olduğu açıktır.

Baktığımızda, göç alan devletlerde artan uluslararası hareketliliği düzenlemek, kontrol etmek, engellemek ve sınırlandırmak için sınırların işlevlerinin değiştiği ve fiziksel sınırların yanı sıra sınır işlevi gören yeni sınırlandırma araçlarının hızla yürürlüğe konduğu bu dönemde, Türkiye’nin sınırlarındaki önceliklerinin farklı olduğu görülmektedir. Yakın zamana kadar yabancıların Türkiye’ye hareketliliğini düzenleyen 1950 tarihli 5682 sayılı Pasaport Kanunu, yabancıların Türkiye’ye girişlerde sınır işlevi

315 Sadettin TANTAN, (13.07.1999), “Altı ilde uygulanmakta olan olağanüstü halin 30.07.1999 günü saat 17:00’dan geçerli olmak üzere dört ay süre ile uzatılmasına ilişkin Başbakanlık tezkeresi, TBMM Genel Kurul Tutanağı, (20. Dönem, 8.Cilt, 78. Birleşim), www.tbmm.gov.tr

görebilecek kurumlardan sorumlu Dışişleri ve İçişleri Bakanlarının TBMM’de sınırlar ve yabancılar hakkındaki konuşmaları ve ilgili gazete haberleri, Türkiye’nin yabancıların hareketliliğine uyguladığı sınır politikasının ana ilkeleri ve filtreleme konularının ulusal güvenlik ve genel ahlak olduğunu göstermektedir. Bu politika doğrultusunda, Türkiye’nin sınırları, incelenen dönemde siyasi rejime, toprak bütünlüğüne, genel ahlaka ve Türk aile yapısına zarar verebileceği düşünülen yabancıları sınırlandırmaya çalışmıştır. Düzensiz göçün varlığının bilinmesine rağmen; incelenen dönemde düzeniz göç düzensiz sınır geçişleri ve vize süresi aşımı sonucu Türkiye’de düzensiz duruma düşen yabancılar Türkiye’nin sınırlarının birincil öncelikleri arasında olmamıştır.

Öte yandan ilgili AB müktesebatına uyumun, hazırlanmasında önemli bir itici güç olduğu 6458 sayılı yeni Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu, yabancıların Türkiye’ye hareketliliklerini çok sayıda madde ile düzenlemekte ve hali hazırda var olan uygulamaları çağa uygun bir şekilde güncellemektedir. Ancak Kanun’da girişi yasaklı yabancıların önceki kanunda belirtilen yabancılarla neredeyse aynı olması yabancıların Türkiye’ye hareketlerinde aynı durumların olacağı düşünülmektedir. Ek olarak, Türkiye’nin vize uygulamalarına hala aynı önceliklerle, devletin dış politika çıkarlarını ve hedeflerini gerçekleştirmek için bir araç olarak baktığı görülmektedir. Şöyle ki, Türkiye’nin yabancıların kendi ülkesine hareketlerinde uyguladığı sınır politikasının ve yabancıları filtreleme ve sınırlama konusundaki tutumunun kısa vadede değişeceği düşünülmemektedir. Bu bağlamda, anılan mevzuat değişikliklerine rağmen, Türkiye’nin AB’nin yabancılara uyguladığı sınır politikasını ve sınır yönetim ilkelerini içselleştirmesinin vakit alacağı öngörülmektedir.

Kolluk faaliyetlerine bakıldığında;

Herkesin özgürlükleri vardır. Ancak bunlar Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünün, milli egemenliğin, Cumhuriyetin, milli güvenliğin, kamu düzeninin, genel asayişin, kamu yararının, genel ahlakın ve genel sağlığın korunması amacıyla ve ayrıca Anayasanın ilgili maddelerinde öngörülen özel sebeplerle, Anayasanın sözüne ve ruhuna uygun olarak kanunla sınırlanabilir. Anayasaya dayalı sınır dışı faaliyeti alanında kanuni düzen doğrultusunda bu faaliyet yerine getirilmektedir.

Ülkemizdeki tutum ve davranışları nedeni ile yurt dışı edilmeleri gerekli olup da, çıkışları yaptırılamayan yabancılar “Memleket dışına çıkartılmalarına karar verildiği

halde pasaport tedarik edemediklerinden ya da başka nedenlerden dolayı Türkiye dışına çıkamayanlar İçişleri Bakanlığı’nın göstereceği yerde oturmağa mecburdurlar” hükmü

gereği 5683 sayılı kanunun 23. maddesince İçişleri Bakanlığı’nın göstermiş olduğu yerde oturmak zorundadırlar. Bu şekilde anılan 23. madde kapsamında geçici ikamet düzenlenmiş olmaktadır. 5683 sayılı Yabancıların Türkiye’de İkamet ve Seyahatleri Hakkında Kanunun 1. maddesince Türkiye’ye girilmesi kanunlarla men edilmemiş ve Pasaport Kanunu hükümlerine göre ülkemize gelen yabancılar, kanunların getirdiği şartlar dahilinde Türkiye’de ikamet ve seyahat hakkına sahiptir. Ayrıca “İçişleri Bakanlığınca kalması umumi güvenliğe, siyasi ya da idari icaplara aykırı sayılan yabancılar verilecek muayyen müddet zarfında Türkiye’den çıkmağa davet olunur. Bu sürenin bitiminde Türkiye’yi terk etmeyenler sınır dışı edilebilirler” hükmü gereği 19’uncu madde yabancıların sınır dışına çıkışını düzenlemektedir316.

Türkiye’ye giriş yasağı kararı İçişleri Bakanlığı tarafınca alınmaktadır. 5683 sayılı Kanun’un 21. maddesine göre “bu kanunda derpiş edilen sınır dışı kararını almaya İçişleri Bakanlığı yetkilidir”. Bu yetki illerde Valiye devredilerek sınır dışı ve idari gözetim kararı alınmaktadır. İçişleri Bakanlığı’nın 19.03.2010 tarihli Yasadışı Göçle Mücadele konulu genelgesinde ise sınır dışı edilme işlemleri şu şekilde ifade edilmektedir: “Yasadışı göçle mücadelenin etkin bir biçimde yürütülmesinin en önemli safhalarından biri de yasadışı göçmenlerin süratle sınır dışı edilmelerinin sağlanmasıdır. Bu husus, ileride yaşanabilecek muhtemel yasadışı göç akımları açısından da caydırıcı bir etki yapacak ve ülkemizdeki yasadışı göçmen yükünü azaltacaktır. Bu nedenle yakalanan yasadışı göçmenlerin, Emniyet birimlerimizce teslim alınmasının ardından sınır dışı edilme çalışmaları titizlikle yürütülecek ve konuda gerekli tedbirler alınacaktır. Bu safhada Valiler ile diğer birimler, yapılacak işlemlerin zamanında ve eksiksiz yürütülmesini sağlayacak, görevlilere gerekli kolaylıkların gösterilmesini temin ve koordine edeceklerdir. Fakat yapmışlarsa da sürecin nasıl sonlanacağı ve yürütüleceği açıklanmamıştır.317

316 D.DANIŞ/İ.SOYSÜREN, a.g.e. s, 407. 317 D.DANIŞ/İ.SOYSÜREN, a.g.e. s, 408.

İdari uygulama sürecinde birçok sıkıntılı durum ortaya çıkabilmektedir. Bu sıkıntılı durumlardan bazıları yasadışı göçmenlere (sağlık, geçerli kimlik belgesi, iletişim problemleri vb.), bazıların da ikincil mevzuata dayalı zayıf Türk sınır dışı sistemine ilişkindir. Ayrıca barınma, menşe tespiti, uluslararası ilişkiler, seyahat problemleri gibi sıkıntılar da yaşanmaktadır. Yasadışı göçmenin de bu süreçten fazlasıyla etkilendiği yapılan çalışmalarda altı çizilerek ortaya konmaktadır. Nitekim yapılan uluslararası çalışmalar göstermektedir ki, gözaltılar göçmenlerde fiziksel ve ruhsal sağlık problemlerine sebep olmaktadır. Yine alanda yapılan çalışmalara göre, yasadışı göçmenlerde ümitsizliğe, hayal kırıklığına, intihar eğilimlerine rastlanılmaktadır318.

Birde 5682 sayılı Pasaport Kanunu’nun 8. maddesi gereği giriş yasağı kararının alınması ve bu maddenin uygulama şekli, gelen yazıların, bilgilerin, mahkeme kararlarının değerlendirilerek, Müsteşar Yardımcısı imzasıyla Bakanlık Makamına gerekçeleriyle birlikte onaya sunulması ve onaydan çıkması halinde gerekli yerlere (Dışişleri Bakanlığı, MİT Müsteşarlığı, İlgili Valiliklere) talimat ve bilgi verilmesi şeklindedir. Mevcut bilgilere göre de bilgisayar kayıtlarına veri girişi yapılmasıyla takip ve kontrolünün uygulanırlığı sağlanmaktadır. Ayrıca mevzuata uygun şekilde sınır dışına çıkması gereken yabancıların çıkışları ile ilgili olarak da şu sorunlar ile çoklukla karşılaşılabilmektedir319:

 Kendisini tanıtacak kimliğinin üzerinde olmaması (pasaport, seyahat belgesi vb.),

 Hangi uyruktan olduğunun belli olmaması,  Parasının olmaması,

 Hedef ya da transit ülke vizesinin olmayışı,  Hukuki engeller,

 Yabancı elçilik ve konsoloslukların zorluk çıkarması vb.

318 Silverman ve Massa, (2012), Why Immigration Detention is Unique, Population, Space And Place, s, 677.

Durumlar nedeni ile işlemler ya uzamakta ya da çözülememektedir. Bu sorunların geri planında özellikle bütçe imkanlarının kısıtlı olması, uluslararası koordinasyon eksikliği vb. haller bulunmaktadır.

Tablo 2.3: Yabancıların Ülkeye Yasal/Yasa Dışı Girişlerinden Sonra Kolluğun Yaptığı İşlemlerin Akış Şemasıdır.320

Kolluk tarafınca yabancılar ile ilgili yapılan işlemler Tablo 2.3’te verilmiştir. Yabancılar ile ilgili yapılacak işlemlerde yasadışı göçmenler ülkeye giriş yaptıkları her noktadan geçici sığınma müracaatında bulunabilecekleri gibi, yakalanma ya da yasadışı durumun tespiti süreçlerinin farklı noktalarında yapılan başvurular da Cenevre

Sözleşmesi hükümlerine göre kabul edilmektedir. Özellikle bu konuda görüş ve uygulamaların ülke sınırları içinde ilden ile değiştiği düşünülmektedir. Ülkede bulunan yabancının yasal izni varsa elbette ki bir işlem uygulanmaz. Fakat yabancı yasal durumdayken vize ihlali, suç işleme, yasadışı çalışma vb. sebeplerle yasadışı duruma düşebilir. Yabancı yasadışı giriş durumuna göre ülkede bulunurken hakkında adli ya da idari işlem uygulanması sonucunda kolluk makamlarına geldiğinde, kolluk yabancıyı İl Emniyet Müdürlüğü Yabancılar Şube Müdürlüğüne teslim etmektedir. Bu durum ilden ile farklılık gösterebilmektedir.

Tablo 2.4: İllere Göre Geri Gönderme Merkezleri321

İL KAPASİTE AÇILIŞ TARİHİ

1 ADANA 100 17.03.2009 2 AĞRI 50 12.05.2011 3 AMASYA 30 21.05.2008 4 ANKARA 100 19.04.2010 5 ANTALYA 90 12.03.2010 6 AYDIN 70 20.10.2005 7 BATMAN 46 17.02.2010 8 BİTLİS 100 05.12.2008 9 BURSA 50 22.06.2009 10 ÇANAKKALE (AYVACIK) 32 23.07.2008 ÇANAKKALE (KEPEZ) 04.05.2011 11 ÇANKIRI 25 12.04.2007 12 ÇORUM 25 01.07.2008 13 DİYARBAKIR 42 26.11.2007 14 EDİRNE 184 05.10.2005 23.05.2011 15 ELAZIĞ 30 24.12.2008 16 ERZURUM 42 20.12.2010 17 GAZİANTEP (AKYOL) 50 05.03.2009 GAZİANTEP (KÜSGET) 25.04.2007 18 GİRESUN 5 01.07.2011 19 HATAY 34 28.05.2010 20 IĞDIR 16 18.01.2011 21 İSTANBUL 300 03.04.2006 22 İZMİR 260 31.03.2008 23 KAHRAMANMARAŞ 50 27.05.2010 24 KAYSERİ 10 16.07.2009 25 KIRKLARELİ 312 25.04.2007 26 KOCAELİ 24 26.11.2010 27 KONYA 100 03.06.2010 28 MERSİN 100 28.02.2007 29 MUĞLA 50 11.08.2010 30 NİĞDE 18 08.09.2010 31 TRABZON 12 26.10.2010 32 TEKİRDAĞ 40 25.03.2008 33 VAN 40 13.12.2006 TOPLAM 2337 321 J.Gn.K.lığı KOM D. 2012

Yasadışı göçmenler açısından geri gönderilmeye kadar olan işlemleri esnasında barınma ve iaşelerinin sağlandığı geri gönderme merkezleri Tablo-9’da sunulmuştur. Yurt dışı ya da sınır dışı edilmek üzere Emniyet makamlarına teslim edilen yabancılar her zaman sınır dışı edilmeyebilir. Aslında bu doğrultuda yapılan işlem idari ve adli konularda uzman görevliler tarafından değerlendirilerek duruma uygun idari karar verilir. Eğer yurt dışı/sınır dışı edilecek bir durum yoksa yabancı salıverilir fakat tersi bir durum var ise yabancı geri gönderme merkezine alınır. Geri Gönderme merkezine alınan yasadışı göçmenin durumu ele alınarak farklı tercihlerden hangisine giriyorsa ona göre bir değerlendirme yapılır322:

 Ülkesi ile hudut antlaşması var mı yok mu?

 Gelinen yoldan sınır dışı edilmeye uygun mu değil mi?  Geri kabul antlaşması var mı?

 Gönüllü geri dönüş istiyor mu?

 5683 sayılı Kanunun 23.maddesine göre ikamet edeceği bir yer gösterilerek salıverilmesinin şartları var mı?

 Ülkesinin Türkiye’de yurt dışı temsilciliği var mı yok mu? Çünkü geçerli seyahat belgesi yoksa seyahat belgesi almak için geldiği ülkenin konsolosluğuna başvurulmaktadır.

Değerlendirme sonucunda, yasadışı durumdaki yabancıyı uygulama genelgesinin emrettiği şekilde en kısa sürede ülke dışına çıkartmak için çalışma yapılır. Yasadışı göçmenlerin seyahati için yeterli miktarda parası var ise giderleri oradan karşılanır, yok ise bütçeden idari para talebinde bulunulur. İçişleri Bakanlığı gönüllü geri dönüşü desteklemek amacı ile Uluslararası Göç Örgütü, Anadolu Kalkınma Vakfı vb. kuruluşlarla başarılı çalışmalar yürütmektedir. Ayrıca sınır hattımızda görevli Kara Kuvvetlerine bağlı askeri birlikler, sınırı geçme teşebbüsünde bulunan yabancıları geri gönderebilmektedirler. Bu durum Kara Kuvvetlerine bağlı askerlerin sınır koruması sırasında gördükleri, ülke topraklarına girmeye çalışan yabancıların sınırın öbür tarafına doğru geri gönderilmesi ve gitmeleri için yapılan sınır hattından uzaklaştırma faaliyetidir.

Sınır dışı işleminde özellikle personel boyutunda farklı sıkıntılar bulunmaktadır. Yasadışı göçmenlerin sınır dışı işlemleri sırasında refakat edecek personelin temini sıkıntılıdır. Özellikle ülkenin doğusunda sınırlı personel sayısı, sınır dışı işlemlerinde personel talep edilen birimlerin iş yoğunluğu ve personel eksikliği gibi sebeplerle personel görevlendirmesi kolaylıkla yapılamamaktadır. Bu durum özellikle dış illere sevkleri gereken yasadışı göçmenlerin yol boyunca ihtiyaçlarının karşılanması ve muhafaza edilmelerinde güçlükler yaşanmasına sebep olmaktadır323.

Yine, Çok kurumlu uygulamada, mücadeleci kurumlar, mülki amirlere ve kendi teşkilatlarının merkez birimlerine karşı ayrı ayrı sorumlu iken, Cumhuriyet Savcılıkları ile de görev ilişkisi içindedirler, bilgi çok değişik kademelerde ve değişik formatlarda arşivlenmekte, koordinasyon zaman ve kaynak israfı ile yapılabilmektedir. Kanun koyucu, tüm bu olumsuzlukları 11 Nisan 2013’te yayımlanan ve Göç İdaresi Genel Müdürlüğü ile ilgili bölümü yayım tarihinden itibaren yürürlüğe giren 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu ile ortadan kaldırmayı öngörmüştür.324