• Sonuç bulunamadı

1.2. TARİHSEL ARKA PLAN

1.2.1. Cumhuriyet Sonrası Dönemde Türkiye’de Göç

1.2.1.3. Soğuk Savaş Sonrası Dönem Göç Hareketleri

1.2.1.3.2. Suriye İç Savaşı Sonrası Göç Hareketleri

Suriye iç karışıklığı 2011 yılında başlamasının ardından Suriye geneline yayılarak Suriye ordusunun bu başkaldırıyı bastırmasıyla ve göstericiler üzerine ateş açmasıyla devam etmiştir. İsyanın devamında askerler isyan olan yerlere müdahalede bulunarak sivil halkın üzerine ateş etmişlerdir. Bu duruma karşı çıkmak için gönüllü olan kişiler, ordudan emekli olan bazı subaylar ve ordudan firar eden askerler direnişe başlamışlardır.111 Ülkenin çoğu yerinde çatışmalar artarak devam ederken, bunun sonucu asimetrik savaş denilen bir hal almıştır. Hizbullah ise savaşa 2013 yılında dâhil

109 Muhteşem Kaynak, a.g.e., s.36. 110 Murat Çelik, a.g.e., s.93.

111 Muhammed Hüseyin Mercan, (2012), “Suriye Rejim ve Dış Politika”, İlk Baskı, Açılım Kitap, İstanbul: s. 65

olmuş ve Beşar Esad'ın sadık güçlerinin yanında savaşmıştır. Beşar Esad’ın Rusya'dan destek almasına karşılık, muhalifler ise Suudi Arabistan ve Katar gibi ülkelerden silah yardımı ve desteği almıştır. Beşar Esad 2013 yılının Haziran ayı itibariyle ülke nüfusunun yüzde 60'ını ve sonra da ülke yönetiminin yüzde 40'ını kontrol altına almıştır. BM 2012'de yayınladığı rapora göre iç savaşın başlaması ile Nusayri Şebbiha milisleri ve Sünni muhalifler arasında “mezhepsel” bir savaş olduğunu ileri sürmüş fakat bu çatışmayı hem muhalefet hem hükümet reddetmiştir.112

Birleşmiş Milletler’in 2015 yılında yayınladığı rapora göre 2015 yılı itibariyle 220 bin kişinin Suriye'de yaşanan iç savaş ve çatışmalardan dolayı yaşamını yitirdiği, Ayrıca Suriye ve Politik Araştırmalar Merkezi'nin (SCPR) yaptığı bir araştırmada ise 2016 yılı itibariyle toplamda 470 bin Suriyelinin iç savaş ve çatışmalardan dolayı hayatını kaybettiği söylenmektedir. Bu raporlara göre savaş sırasında gösterici ve eylemci kişilerin hapishanelere götürülerek işkence görmesi bunun sonucunda ise birçoğunun orada yaşamını yitirmesi birçok devletin tepkisine yol açmıştır. Beşar Esad'ın göstericileri dağıtmak ve isyanı bastırmak için kullandığı çeşitli kimyasal silahlar diğer devletlerin tepkisini çekmiştir. Birleşmiş Milletler ve Uluslararası Af Örgütü 2012 ve 2013 yıllarında yaptıkları soruşturmalar ve araştırmalarında; insan haklarının nasıl ihlal edildiğini ve savaş uçaklarının sivil halkın üzerine nasıl bombalar attığını raporlarında göstermişlerdir.113

Türkiye uluslararası hukuktan kaynaklanan sorumluluklarından dolayı Suriyelilere geçici koruma statüsünü vermekte, onlara temel hizmetlere erişim imkânı sunmakta ve geri gönderilmekten korumaktadır. Suriye’de olan insani krizin artmasının ardından sınırımızda toplu nüfus hareketlerinin oluşması sonucunda ülkemize girişlere izin verilmiştir. Giriş yapan Suriyeliler tek tek kaydedilmiş ve halen kaydedilmeye devam edilmektedir. 2016 sonu itibariyle geçici koruma altında olan Suriyelilerin biyometrik kayıt sayıları 2.834.441 olmuştur.114

112 Mehmet Akif Okur ve Nuri Salık, (2016), “Suriye - İç ve Dış Politika”, Birinci Baskı, Nobel Akademik Yayıncılık, İstanbul: s. 100.

113 Ayşe Karabat, (2013), “Suriye Savaşları”, Timaş Yayınları, İstanbul: s. 35.

114 Göç Politika ve projeleri Daire Başkanlığı, (2017), 2016 Türkiye Göç Raporu, Göç İdaresi Genel Müdürlüğü Yayınları, Ankara: s. 76 .

Grafik 1.2: Geçici Koruma Altına Alınan Suriye Uyruklu Yabancılara Ait Biyometrik Kayıtlar115

Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı tarafından, ülkemize gelen Suriyeliler için geçici olarak barınma yerleşkeleri yapılmıştır. Suriyelilerin ülkemize yapmış olduğu nüfus hareketlerine bakıldığında 31 Aralık 2016 tarihli AFAD tarafından verilen bilgi notunda; 10 şehirde (Hatay, Gaziantep, Şanlıurfa, Kilis, Mardin, Kahramanmaraş, Osmaniye, Adıyaman, Adana, Malatya) kurulmuş olan geçici barınma merkezlerinde 258.545 Suriye vatandaşının olduğu belirtilmektedir.116

115Göç İdaresi Genel Müdürlüğü 2017 Nisan, 2016 Türkiye Göç Raporu 116 Göç Politika ve Projeleri Daire Başkanlığı, a.g.e. 80

Tablo 1.4: Geçici Barınma Merkezlerinde Geçici Koruma Altına Alınan Suriyeli Yabancılar117

Türkiye’de geçici koruma kapsamında bulunan Suriyelilerin tekrardan yerleştirilmesi işlemleri, Göç İdaresi Genel Müdürlüğünün başkanlığında, valiliklerce oluşturulan komisyonların takibi ile tekrar yerleştirme kriterlerine bakıldıktan sonra belirlenen Suriyeli vatandaşların demografik bilgilerini gösteren listeler hazırlanarak gerçekleştirilmektedir. Bakıma muhtaç olanlar, engelli bulunanlar, şiddet veya işkenceye maruz kalanlar, risk altında bulunan kadınlar/çocuklar, 65 yaş üstü refakatçisi olmayan yaşlılar ve fiziki-hukuki ya da psiko-sosyal yönden korunma ihtiyacı olan bireyler ilk sırada olmak üzere bu kapsamda ve özel ihtiyaç sahibi olarak

değerlendirilmektedir. Yapılan değerlendirmeler sonucunda ihtiyaç sahibi olanlar yerleştirme programına katılmak üzere aday olarak gösterilmektedir. Valilikler vasıtasıyla Göç İdaresi Genel Müdürlüğüne iletilen listeler yapılan inceleme ve değerlendirmeler sonucunda Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği ile paylaşılmaktadır. BMMYK almış olduğu bu listeleri yerleştirme yapılacak ülkelere sunar. Sunulan listeler üzerinden gerekli araştırmaların yapılmasının ardından Suriyeli vatandaşları alacak olan ülkeler tarafından kabul edilenler ülkemiz sınırları içerisinden çıkışlarına izin verilmesi suretiyle Göç İdaresi Genel Müdürlüğüne iletilmekte ve çıkışlarına sorun teşkil eden bir durumu bulunmayan kişilerin çıkmalarına izin verilmektedir. Suriyeli vatandaşların yeniden başka ülkelere yerleştirilmesi için alacak olan ülkeler belirli kotalar koymuştur. Konulan bu kotalar dikkate alınarak alım yapacak ülkeler ile görüşülmektedir.118

Tablo 1.5: 2016 Yılı Suriyeli Vatandaşlar İçin Ülkeler Tarafından Konulan Kotalar ve Çıkış Yapanların Dağılımı119

18 Mart mutabakatı kapsamında birebir formül yerleştirmesi, Türkiye’den Yunanistan adalarına giden Suriyeli bir düzensiz göçmenin geri alınması karşılığında bir Suriyelinin AB ülkelerine yerleştirilmesi şeklinde uygulanmaktadır. Bu çerçevede 31.12.2016 itibariyle birebir formül ile Avrupa ülkelerine yerleştirilen Suriyeli

118 Göç Politika ve Projeleri Daire Başkanlığı, a.g.e. 83.

yabancılar sırası ile en fazla Almanya’ya (1.065), Hollanda’ya (456) ve Fransa’ya (433) yerleştirilmiştir120.

Tablo 1.6: Birebir Formülü Kapsamında Yerleştirilen Suriyelilerin Yerleştirildikleri Ülkelere Göre Dağılımı121

Ayrıca, Türkiye ile 911 km sınırı olan dini, etnik olarak önemli benzerliklerin olduğu söylemi sonucu yapılan Suriyeliler ile ilgili görüş duygu ve beklentiler adlı çalışmada “Suriyelilerle kültürel olarak aynı düşünce de olduğumuz” sorusuna Türkiye halkı sıcak bakmamaktadır. Soruya olumlu bakanların oranı %17,2 iken olumsuz bakanlar %70,8 gibi son derece yüksek orandadır. Bilindiği gibi 2014 yılına kadar ülkemize gelen Suriyeli vatandaşların büyük bölümünü Sünni Araplar oluştururken, 2014’te İŞİD’in ortaya çıkması ile Ezidiler, Ermeniler, Asuriler, Kürtler, Aleviler gibi

120 Göç Politika ve Projeleri Daire Başkanlığı, a.g.e. 84.

diğer Suriyeli unsurlarda gelmiştir. Bu durum etnik ve dinsel tabloda büyük değişiklik yanmasına sebep olmuştur122.

Grafik 1.3: Suriyeliler ile Kültürel Olarak Aynı Olduğumuzu Düşünüyorum?123

Araştırmanın devamında vatandaşlık konusu ile ilgili çarpıcı bir sonuç ortaya çıkmaktadır. Türkiye halkı, kucak açılmasına olumlu bakarken vatandaşlık verilmesi konusunda olumsuz görüşe sahiptir. “Sığınmacılar Türkiye vatandaşlığına alınmalıdır” önermesine % 10,8’i olumlu bakarken hiçbir konuda olmadığı kadar bu konuda %81,7 oranı ile net olarak red cevabı verilmektedir. Devamında ise Türkiye’de üç buçuk yılda 1.500.000 bulan Suriyelilerin geleceği hakkında Türkiye halkının birlikte yaşama ilişkin düşünceleri ortaya çıkarılmıştır. Türkiye’de kalıcı olmalarına nasıl bakıldığı sorgulanmış ve savaş bitiminde Suriyelilerin dönüşü ile ilgili çarpıcı sonuç ortaya çıkmıştır. Türkiye halkının % 45,1’i Suriyelilerin tamamının döneceği görüşünde iken, %54,9’u tamamının ya da bir bölümünün burada kalacağı görüşündedir. Yani toplumun yarısından fazlası Suriyelilerin kalacağına inanmaktadır. Yine bakıldığında Türkiye toplumunun önemli bir bölümü (% 66,9) Suriyelilerin Türkiye’ye uyum

122 M.Murat Erdoğan-Ayhan Kaya, a.g.e. s. 339.

123 Türkiye’nin Göç Tarihi 14.yy dan 21. Yüzyıla Türkiye’ye Göçler

0 10 20 30 40 50 KESİNLİKLE KATILIYORUM KATILIYORUM NE KATILIYORUM NE KATILMIYORUM KATILMIYORUM KESİNLİKLE KATILMIYORUM 2,4 14,8 12,3 45,3 25,3

gösterebileceğine inanmamaktadır. Toplumsal umutsuzluk ve isteksizliğin bu sonuçlara göre rol oynadığını söyleyebiliriz.124

Suriye iç savaşının nasıl biteceği veya bitmesinin mümkün olmaması halinde yeni bir Suriye'nin nasıl kurulacağı merak edilen sorular arasındadır. Bu sorunun cevabı ise Suriye iç savaşının federal bölgeleri doğurduğu, gölge yöneticilerin yeni kurulan bu federal devletleri yönettiği, içerisinde terör örgütlerinin barındığı ve Türkiye sınırı açısından bize büyük sorunlar oluşturan bir bölge haline geldiği muhtemel öngörülerdendir. Örneğin Lübnan ve Irak, yaşanan iç savaş sonrasında farklı anlamlarda değişik etnik ve dinsel grupların kendi alanlarını kontrol ettiği ve Irak’ta olduğu gibi federal bölgelerin oluşturulduğu yerlere dönüşmüşlerdir. Yaşanan iç savaşın sonuçlarını önemli kılan ise burada yaşayan insanların bundan sonra nerede yaşayacaklarıdır. Her savaşta olduğu gibi insanların kaçacağı ve sığınacağı bazı yerlerin olması şarttır. Bunlar genelde ulaşımı kolay olan, gideceği zaman kabul etme durumları olabilen, kendilerine bulunacak yer tavsiye edebilen ülkeler olmalıdır. Sayılan bu kriterleri taşıyan en yakın ülke ise Türkiye'dir. Yine Irak Savaşı'nda olduğu gibi Suriyeliler, Türkiye sınırına gelmiş ve sınır kapılarında beklemişlerdir. Devam eden bu iç savaşların ardından siyasi istikrarsızlığın sonucu olarak yeni bir göç dalgasının oluşması da kaçınılmaz olmuştur.

Tüm insanlığın film izler gibi izlediği ama bunun bir film olmadığının aşikâr olduğu, insanlık tarihinin iğrenç ve acı olaylarının yaşandığı bu trajedi sonrası Suriyeliler gerek Türkiye gerekse de yakın olan diğer ülkelere sığınmak amacıyla sınıra doğru yol almışlardır. Suriye’de yaşanan iç savaş ve çeşitli terör örgütlerinin yaptığı katliamlar onları başka ülkelere sığınmaya mecbur etmiştir. Bu ülkeler Lübnan, Ürdün ve Türkiye'dir. Özellikle Türkiye, imkânları itibariyle daha iyi ve daha az risk altında olsa da ekonomik olarak zayıf, sınırlı kaynakları olan, hassas siyasal ve toplumsal yapıya sahip Lübnan ve Ürdün için mülteciler giderek bir sorun teşkil etmeye başlamışlardır. Suriyelilerin Türkiye’ye kabul edilmesi doğru bir karar olsa da ülkemiz sınırları içerisinde sistemli ve planlı dağıtımının yapılamaması, olması gereken yaşam koşullarının oluşturulamaması bakımından eksikliği bulunmaktadır.