• Sonuç bulunamadı

TÜRKİYE LOZAN'DA ERMENİ KONUSUNA SON NOKTAYI KOYUYOR

Gümrü ve Kars Antlaşmaları'nda Ermeniler, daha önce Sevres Anlaşması'yla Doğu Anadolu'dan toprak taleplerinden vazgeçtiklerini kabul etmelerine rağmen, Erivan Hükümetini temsilen Aharonyan ve Hadisyan, yanlarına dışarıdaki Ermenileri temsil ettiklerini söyleyen Osmanlı Devleti eski Dışişleri Bakanı Gabriel Naradukyan ve Leon Paşalıyan'ı alarak Lozan görüşmeleri esnasında eski hamileri İngiltere, Fransa, Amerika ve Rusya temsilcilerinin destekleri ile genel kurula katılmak istemişlerdir. Fakat, Türk temsilcilerinin itirazı ile genel kurul görüşmelerine girememişlerdir. Ancak, Ermeni temsilcileri, eski müttefiklerinin desteği ile azınlıkları ile ilgili alt komisyonda dinlenme sözü almışlardır. Bu fırsattan istifade eden Ermeniler, Lozan Konferansı toplanınca, konferansa katılanlara hitaben bir muhtıra vererek, eski iddialarını abartılı bir şekilde dile getirdiler173. Şu veya bu şekilde Ermeni yurdunun genişletilmesini isteyen İngiltere, Fransa, İtalya ve Amerika, Ermeni isteklerinin kabulü için tavır koyarlarken, Sovyet Rusya, değişik bir yaklaşım bir tarzı sergileyerek, Türkiye'den ayrılmış olan Ermenileri Sovyet Rusya'da yerleşmeye davet etmiştir174.

İsmet Paşa, Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti Baş Delegesi (Murahhası) olarak Kasım 1922'de Lozan Barış Konferansi'na giderken, kendisine 14 maddelik bir Hükümet talimatı verildi. Üç sayfalık olan ve her sayfasında bütün Hükümet üyelerinin imzasını taşıyan bit genel talimatın birinci maddesi Ermenilerle ilgiliydi ve aynen şöyle kaleme alınmıştı:

172 M. Saray, a.g.e., s. 110.

173 Uras, a.g.e., s. 712-713. 174 Uras, a.g.e., s. 733-734.

“l- Şark hududu: 'Ermeni Yurdu mevzu-u bahs olamaz. Olursa inkıta-ı müzakereyi mucib olur.”

Yani, Lozan Konferansı'nda “Ermeni yurdu” söz konusu olamaz. Olursa müzakereler kesilir.

Talimat, gayet açık ve kesindir. Lozan Barış Konferansı'nda Anadolu'da bir “Ermeni yurdu” kurulmaya kalkışılırsa, Ermeniler için Türkiye'den toprak istenirse, müzakereler kesilecektir. İsmet Paşa'nın Ankara'dan yeni bir talimat istemesine bile gerek yoktur. Paşa, Ankara'ya sormaya gerek duymadan müzakereleri kesebilecektir.

Barış konferansında müzakerelerin kesilmesi demek, tekrar savaşın göze alınması demektir. Üç buçuk yıl süren İstiklal Savaşı sonunda imzalanmış olan Mudanya Mütarekesi'ni bir yana bırakıp savaşa devam edebilmek demektir. Daha önce kanla çizilmiş olan Türkiye-Ermenistan sınırı Lozan'da asla tartışmaya açtırılmayacaktır. Böyle bir tartışma açmaya kalkışan olursa, Ermeniler için Türkiye'den toprak isteyen olursa, Türkiye barış masasından kalkacak, yine silaha sarılacaktır. Türkiye bu kadar kararlıdır, böyle bir kararlılıkla Lozan'a gitti ve konferansta da bu kararlılığı sergiledi.

Lozan Barış Konferansı'nda Ermeni meselesinin nasıl gündeme getirildiğini ismet Paşa'nın Ankara'ya çektiği telgraflardan görelim. İsmet Paşa, özetle şunları telliyor:

“6 Aralık 1922: Papa, Ermenilere değinen bir bildiri yayımladı. Biz de karşı bildiri yayımladık.

13 Aralık: 12 Aralık raporu: Azınlıklar Komisyonu toplandı. Curzon görüşlerini açıkladı. 'Ermeni yurdu'ndan söz etti. Sonra Amerikalı uzun bir konuşma yaptı. Bunun üzerine ben (İsmet Paşa) de uzun bir konuşma yaptım...

14 Aralık: 13 Aralık raporu: Azınlıklar Komisyonu toplandı. Cevap verdik. Curzon saldırgan (mütecavizane) konuştu, şiddetli bir propaganda ve tehdit yaptı. Ermeni yurdunu müdafaa etti. Dış basında da Ermeni propagandası yapılıyor. Yarın yine cevap vereceğiz. Vaziyyet mücadeleli ve gergindir.

15 Aralık: 14 Aralık raporu: Azınlıklar propagandasının nazik bir gününü geçirdik. Curzon'a cevap verdik... Cidden küstah bir tutumları var.

16 Aralık: 16 Aralık raporu: Azınlıklar için aşırı isteklerde bulundular. Konferansı kapatabileceğimi duyurdum. Ruslar bana geldiler. Ermeniler konusunda kendilerine tatminkar açıklama yaptım... Curzon, önümüzdeki haftanın en kritik hafta olacağını söylüyor. Ben azınlıklarla ilgili maddelerden şiddetle şikayet ettim... Ermeniler faal. Aleyhimizde şiddetli propaganda var.

17 Aralık: 15 Aralık raporu: Azınlıklar alt-komisyonunda İngiliz Ryan, Ermenileri savunmak için pek saldırgan bir dil kullandı. Ermeni yurdu istedi. Kesinlikle reddediyoruz... İngiliz Müsteşarına uğradım ve Ryan'dan şikayet ettim.

24 Aralık: 23 Aralık raporu: Azınlıklar alt-komisyonunda biraz ilerleme oldu. Ermeni heyetini alt-komisyonda dinlemek istiyorlar. Reddediyoruz.

26 Aralık: 26 Aralık raporu: Azınlıklar alt-komisyonunda Ermenilerin de dinlenmek istenmesini protesto ettik ve delegelerimiz oturuma katılmadılar. Curzon, olayın kapanmış sayılacağını bildirdi.

7 Ocak 1923:6 Ocak raporu: Azınlıklar alt-komisyonunda Müttefikler Ermeni yurdu, Asuri yurdu, Geldani yurdundan söz ettiler. Rıza Nur toplantıyı terk etti. Ermeni işini açtıkları zaman sert davranmamız gerekiyor.

10 Ocak 1923: Azınlıklar Komisyonu Curzon’un başkanlığında toplandı. Ermeni yurduna kısaca değinildi. Reddettim. Curzon yumuşak bir konuşma yaptı. Yalnız Hristiyan azınlıkların varlığı kabul ediliyor. Azınlıklar işi elverişli biçimde sona eriyor. Ermeni yurdu da son günlerindedir. Amerikalı hiç karışmadı…175

Lozan müzakerelerinde Ermeni konusu bir daha gündeme gelmedi. 24 Temmuz 1923 günü imzalanan Lozan Antlaşmasını 31. maddesiyle Türkiye'den ayrılan ülkelerde yaşayıp da 30. madde gereği o ülkenin tabiiyetini otomatik şekilde kazanmış olanların 2 yıl içinde Türk tabiiyetini tercih hakları olduğu hükme bağlanmıştır. Bu hükümler

çerçevesinde, o tarihte Türkiye dışında olan ve Türk tabiiyetini muhafaza eden Ermenilerin tamamı ile Türkiye'den ayrılan ülkelerdeki Ermenilerden arzu edenler Türkiye'ye dönme hakkına malik olmuşlardır176.

Böylece, Ermeni sorunu Lozan'da kapandı. Ermenilerin Türkiye'den toprak istekleri Lozan Konferansı'nda tarihe gömüldü. Lozan Barış Antlaşması sadece Türkiye'de yaşayan ve Müslüman olmayanlara (gayri Müslimlere), yani Rumlara, Musevilere ve Ermenilere normal azınlık hakları tanıdı.

Atatürk, İkinci Meclisi açarken, 13 Ağustos 1923 günü yaptığı konuşmada şunları söyledi:

“Efendiler, şarkta Trabzon'u, cenupta Adana'yı ihtiva edecek büyük Ermenistan'dan eser kalmamıştır. Ermeniler tabii olan hudutları dahilinde bırakılmıştır. 93 seferinde Türk vatanından cebren ayrılan Elviye-i selâse tekrar sancağımız altına alınmıştır”

Atatürk, Ermeni sorununun Sevr'den Lozan'a nasıl geliştiğini ve nasıl sonuçlandığını NUTUK'ta şöyle özetliyor (sadeleştirilmiştir):

“Kafkas sınırı:

Sevr'de: Türk-Ermeni sınırının saptanması Amerika Başkanı Wilson'a bırakılmıştır. O da, sınır olarak, Karadeniz kıyısında Giresun'un doğusundan başlayıp Erzincan'ın batı ve güneyinden, Elmalı, Bitlis ve Van gölü güneyinden geçen ve birçok yerlerde Birinci Dünya Savaşı'ndaki Türk-Rus cephesini izleyen bir hattı göstermiştir.

Mart 1921 önerisinde: Milletler Cemiyeti, bir Ermeni yurdu kurulması için doğu illerinden Ermenistan'a bırakılacak toprakları saptamak üzere bir komisyon görevlendirecek ve Türkiye bu komisyonun kararını kabul edecek.

Mart 1922 önerisinde: Bir Ermeni yurdu kurulması için Milletler Cemiyeti'nin yardımı isteneceğinden söz edilmektedir.

176 Saray, a.g.e., s. 116.

Lozan'da: Bu sorun ortadan kaldırılmıştır. (Bu mesele bertaraf edilmiştir)”

Ermeni sorunu, Atatürk'ün ifadesiyle, Lozan'da “bertaraf edilmiştir.” Devletler hukuku bakımından durum budur. Hukuk açısından sorun yoktur, 80 yıl önce tarihe gömülmüştür, denilebilir.

Ancak hukuk dışında, fiiliyatta, Ermeni sorunu o günden beri Ermenilerin kendileri tarafından hep canlı tutulmuş, yaşatılmıştır177.

İKİNCİ BÖLÜM

1. ERMENİSTAN CUMHURİYETİ’NİN KURULUŞU

Birinci bölümde ele alındığı üzere Sevr Antlaşması’nın öngördüğü ve günümüz Ermenistan’ından başka Doğu Anadolu topraklarının büyük bir kısmını da içermesi planlanan büyük Ermenistan kurulamamıştır. Bunun başlıca nedeni Türk Milli Mücadelesi’nin Sevr’i uygulanamaz hale getirmesidir.

Ermenistan’ın 28 Mayıs 1918’de ilan ettiği bağımsızlığı uzun sürmemiş, kısa süre sonra Sovyetler Birliği tarafından ilhak edilmiş ve bağımsız bir devlet olarak ortadan kalkmıştır.

1917 Ekim Devrimi, başka bir deyişle Bolşevik İhtilali ile kurulan SSCB içinde yaşayan Ermenistan’ın tam bağımsız bir devlet olarak 1991 yılında SSCB’nin dağılmasıyla kurulduğunu görüyoruz.

2. SSCB'NİN (SOVYET SOSYALİST CUMHURİYETLERİ BİRLİĞİ)