• Sonuç bulunamadı

5. TEHCİR SIRASINDA TÜRKİYE’YE GELEN AMERİKAN HEYETLERİ

5.4. Harbord Raporu ve Sonuçları

General Harbord, Amerika'ya dönüşünde ayrıntılı raporunu Wilson'a sundu. Wilson ise, büyük bir olasılıkla, Harbord'un geniş biçimde yer verdiği Türk Kurtuluş Savaşı'nın gidişini izlemek üzere bir süre bekledikten sonra Raporu, 24 Nisan 1920'de, yani Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açılışını izleyen gün Amerika Birleşik Devletleri Senatosuna götürdü. Senato, bu raporun ışığında, Wilson'un isteğine karşın da olsa, 1 Haziranda aldığı bir kararla tüm Türk olan Doğu Anadolu topraklarını içerecek bir Ermenistan olasılığını ve mandaterliği 23’e karşı 52 oyla reddetti.”

General Harbord, “Conditions in the Near East, Report of the American Military Mission to Armenia, Washington 18 April 1920, Government Printing Office, Senate Document No.266” tarih ve numaralarıyla Senato arşivinde yer almış olan raporu dışında; özel görüşmelerini, bu arada doğrudan halkla yaptığı temaslarını, köy-kent evlerine girerek gördüklerini, Türk insanı hakkındaki gözlemlerini birçok gazete- dergilerde ayrı konular halinde anlattı157.

Ermenistan üzerinde de bir Amerikan mandasının uygun olup olmadığını incelemek için bölgeye gönderilen General Harbord'un rapor ve gözlemleri sonucunda, Amerika'nın Ermenistan üzerinde bir mandaterliğe iyimser bakmadığı ortaya çıkmaktadır. Heyet Ermenistan üzerinde bir mandayı tek başına kabul etmeye karşı idi. Zirai idari, askeri, demiryolu, yardım ve sağlık harcamaları dahil böyle bir teşebbüsün beş yıl için toplam maliyeti 756.014.000 dolardı. Wilson'un daha sonra 59 bin askere ve 756 milyon dolara lüzum gösteren Harbord raporunu aldıktan sonra Ermeniler lehine bir mandanın kabulünü nasıl olup da, Senatoya tavsiye ettiği, bu şartlar altında pek anlaşılır bir şey değildir.

Amerikan halkının, Yakındoğu'da ABD nin bir sorumluluk almasından yana olmadığı, özellikle basında çıkan haber ve makalelerle okuyucu mektuplarından anlaşılıyordu. “Morning Post” gazetesinin Washington'dan aldığı habere göre, “İki Amerikalı senatörün Anadolu'da Amerikan mandası kurulması yolunda teklif verdiğini,

156 Ayışığı, a.g.e., s. 101-102. 157 Ayışığı, a.g.e., s. 103.

fakat Cumhuriyetçi senatörlerin teklife şiddetle karşı geldiği” belirtilmekteydi. Nitekim Başkan Wilson'un 1 Haziran 1920'de senatoya getirdiği “Ermenistan Mandası” teklifinin 23 oya karşı 52 oyla reddedilmesinde Amerikan Yardım Heyeti başkanı ile General Harbord'un raporları önemli rol oynamıştır158.

Harbord raporunda Ermeni iddialarının asılsız olduğunu Turklerin bu bölgelerde daima çoğunlukta olduğunu belirtmiştir. Ayrıca Türk mandası için milliyetçilerin bağımsızlık konusunda kararlı olduğu ve milliyetçilerle savaşmak için dörtyüz- beşyüzbin kişilik bir ordunun gerekliliği ve bu ordunun ABD’ye büyük yük getireceğini Türkiye'nin fakir bir ülke olduğunu ve petrolün ingiliz bölgesinde kaldığını belirtiyordu. General Harbord Türkiye'de uygulanacak mandanın ABD’ye getireceği mali külfetin ağır olacağından manda aleyhinde rapor vermiştir.

General Harbord'un raporunda özetle; “Ermeni tarihi, bugünkü durumu, politik faktörler ve problemler, Türkiye ve Transkafkaslar da hükümet ve özel maliye, ticaret ve endüstri, halk sağlığı ve bakımı; ahali sınaî ve diğer yetenekler; iklim ve doğal kaynaklar; coğrafi durum madencilik ve hudutları; basın, manda idaresinin askeri yönden güçlükleri; ulaşım haberleşme, bibliyografya” başlıklarını kapsayan incelemeler yer almaktaydı159.

Amerikan Hükümeti, Ortadoğu sorununda özellikle Harbord'un raporu üzerinde önemli kararlar alacaktı. Bu raporların Türkiye barışı konusunda yapılacak görüşmelerde Amerikan delegelerini aydınlatmada büyük yararının olduğu bir gerçektir. General Harbord'un raporuna gerek Kurtuluş Savaşını, gerekse o dönemdeki Türk Amerikan ilişkilerini ve Türkiye'de Amerikan mandası sorununu içeren hemen hemen tüm bilimsel yapıtlar yer vermektedir. Ancak, ekonomik, askeri, siyasal ve sosyal içerikli bu raporun askeri kısmına temel oluşturan ve pek üzerinde durulmamış bir başka rapor daha vardır. General Harbord Heyetinin asker üyelerinden Tuğgeneral George van Horn Moseley'in hazırlamış olduğu bu ayrıntılı rapor da Harbord raporu kadar ilginç ve dikkat çekicidir.

“Ermenistan Mandaterliği” başlığını taşıyan Moseley Raporu, Amerikan Senatosunda 24 Mayıs 1920'de Senatör Lodge tarafından okunmuştur. Doğu Anadolu

158 Ayışığı, a.g.e., s. 102-103. 159 Ayışığı, a.g.e., s. 104.

ve Kafkaslarda kurulması düşünülen Ermeni Devletinin mandaterliği ile bu yörede Amerika'nın karşılaşacağı tabloyu, askeri sorunlara ağırlık verilerek üstesinden gelinmesi gerekecek hususları içermekte olan rapor, 19 Ekim 1919 tarihlidir. Heyeti Amerika'ya geri götüren Martha Washington gemisinde, Harbord'a verilmek üzere yazılmıştır. Giriş, Türkiye, Rusya, Ermenistan, Gürcistan ve Azerbeycan'ın askeri durumlarını pekçok istatistiksel veri ile anlatan 11 bölüm, ve tablolardan oluşmakta olup 43 sayfadır.

Raporun girişi ve ilk 10 sayfası mandaya gereksinme nedenleri üzerinedir. Moseley, bu kısımda Osmanlı yönetiminde Anadolu'daki Hıristiyanların, en çok da Ermenilerin türlü sıkıntılar çekmiş olduklarını öne sürmektedir. Avrupa devletlerinin Bâb-ı Ali'ye birçok kez azınlıklar, özellikle Ermenilere reformlar yapılması için uyarılarına Amerika'nın da katılmış olduğunu, ayrıca bölgeye misyonerler göndererek Hıristiyanlara nesnel ve tinsel destek sağlamaya çalıştığına işaret etmektedir. Anadolu'daki bu girişimlerin veyahut dinsel örgütlenmelerinse soruna köklü çözüm getirmediğini, hatta daha çok kan dökülmesine bile yol açabileceğine dikkati çekmektedir.

Moseley, raporunda büyük uluslararası saygınlığı olan ülkesinin bu konuda en ufak bir başarısızlığının bağışlanmayacağını, dolayısıyla bu büyük özveriyi üstlendiği an, kendi doğru bildiğini başarabilmesi için bağımsız hareket etme olanağının kendisine verilmesi gerektiğini belirtmektedir. Bir başka deyimle, söz konusu yerlerdeki işgal güçlerinin varlıklarının, türlü karışıklıklara yol açabileceğini, dolayısıyla Amerika'nın prestijini zedeleyebileceğini, bu nedenle mandaterliği Amerika üstlendiği takdirde, tüm yabancı güçlerin manda topraklarından çekilmeleri gereğini vurgulamaktadır160.

6. MİLLİ MÜCADELEYİ YÖNETEN T.B.M.M HÜKÜMETİNİN