• Sonuç bulunamadı

Ermenistan Devlet Başkanı ve Başbakanı’nın Türkiye ile İlişkilere Yönelik Görüşleri

9. TÜRKİYE ERMENİSTAN İLİŞKİLERİNDE 2004 YILI GELİŞMELERİ

9.7. Ermenistan Devlet Başkanı ve Başbakanı’nın Türkiye ile İlişkilere Yönelik Görüşleri

Başkan Koçaryan 24 Haziran 2004 tarihinde Avrupa Konseyi Assemblesi önünde Rusça uzun bir konuşma yaparak ülkesinin iç ve dış sorunları hakkındaki görüşlerini anlatmıştır430.

Başkan Koçaryan söz konusu konuşmasının son bölümünde ülkesinin Türkiye ile olan ilişkilerine de temas ederek şunları söylemiştir:

“Bu çerçevede Türkiye-Ermenistan ilişkileri üzerinde, daha ziyade ilişki olmaması üzerinde, durmak istiyorum. Bu ilişkiler geçmişin anıları tarafından gölgelenmiştir. Bunlar soykırım, sonuçları ve pişmanlık duyulmamasıdır. Günümüzde durum Türkiye'nin Ermenistan'a abluka uygulamasıyla daha da kötüleşmiştir. Bana göre, bu çıkmazdan kurtulmak için, çok önemli olan iki esası belirtmek istiyorum; Her şeyden önce geçmişten miras kalan sorunlar hakkında pratik temas ve görüşmelerin gelişmesi çeşitli düzeylerde olmalı ve birbirini etkilememelidir. İkinci olarak Ermenistan-Türkiye ilişkileri üçüncü bir ülke (Azerbaycan) ile olan ilişkilerimizle koşullandırılmamalıdır. Herhangi bir önkoşul olumlu beklentilere son verir.”

Bu kısa metinde, muğlak ve müphem ifadelerle de olsa Ermenistan'ın Türkiye'den olan talep ve şikayetlerin tamamı dile getirilmiştir. Bunlar şu şekilde özetlenebilir:

429 http://www.eraren.org/index.php?Page=DergiIcerik&IcerikNo=35. 06.10.2006. 430 http://www.eraren.org/index.php?Page=DergiIcerik&IcerikNo=22 12.10.2006.

Türkiye'nin soykırım ile suçlanması, soykırımın sonuçlarını (maddi tazminat, toprak verilmesi) kabul etmemesi, soykırım için Ermeniler'den af dilememesi, Türkiye'nin Ermenistan'a ekonomik ambargo uygulaması, Diaspora'nın ve resmi olmayan kuruluşların da Türkiye'den talepleri olabileceği ve görüşmeler yapabilecekleri ancak bunların resmi temas ve görüşmeleri etkilememesi gerektiği, Türkiye'nin Azerbaycan'ı desteklememesi ve iki ülke ilişkilerinin normal hale getirilmesi için Türkiye'nin ileri sürdüğü önkoşulların (Karabağ ve diğer Azerbaycan topraklarının işgaline son verilmesi, soykırım iddialarından vazgeçilmesi, Türkiye'nin toprak bütünlüğünün ve sınırlarının dokunulmazlığının tanınması gibi) olumlu beklentilere son vereceği. Görüldüğü üzere Koçaryan'ın bu sözleri Ermenistan ile bir süreden beri yapılmakta olan görüşmelerin geleceği için ümit vermemektedir.

Diğer yandan Koçaryan Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi önünde yaptığı bu konuşmada ele aldığı diğer konularda da sert ve uzlaşmaz bir tutum sergilemiştir. Bir Ermeni yazar bu konuda “Koçaryan'ın alışılmışın dışında sert üslubunun bir devlet başkanından ziyade bir tank taburu kumandanına yaraştığı yorumunda bulunmuştur431.

Ermenistan Başbakanı Andranik Markaryan Mayıs ayı sonlarına doğru ülkesinin Türkiye olan ilişkileri hakkında gazetecilere bazı bilgiler verdi. Önemini dikkate alarak bu konudaki haberin432 çevirisini veriyoruz:

“Türkiye'den toprak talebi sorunu Ermenistan Hükümetinin dış politikası gündeminde değildir. Ermenistan'ın çabası, önkoşul olmaksızın, Ankara ile diplomatik ilişki kurmaktır; sorunlu konular daha sonra ele alınabilir. Ermenistan halkının milli çıkarları çerçevesinde, her şeyden önce, Ermenistan devletinin güçlendirilmesi, ekonomik refaha ulaşılması ve sorunlara çözüm bulabilmek için uluslararası alanda otoritesinin artması gereklidir. Karabağ sorununun barışçı bir çözümü, Osmanlı Türkiyesi’nde vuku bulan Ermeni soykırımının uluslararasında tanınması ve Ankara'dan tazminat olarak toprak alınması ancak Ermenistan'da güçlü bir devlet kurulmasından sonra mümkündür... Ankara'dan tazminat olarak toprak almak istiyorsak bunu her yerde yüksek sesle dile getirmeye lüzum yoktur.”

431 http://www.eraren.org/index.php?Page=DergiIcerik&IcerikNo=22. 12.10.2006. 432 http://www.eraren.org/index.php?Page=DergiIcerik&IcerikNo=22. 12.10.2006.

Markaryan'ın bu sözleri Ermenistan Türkiye'den toprak talebi olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Ancak Ermenistan başbakanı bu talebin gerçekleşmesini ülkesinin güçlenmesine bırakmaktadır. Markaryan'a göre şu anda üzerinde durulması gereken Türkiye ile önkoşulsuz diplomatik ilişki kurmaktır.

Diğer bir deyimle Ermenistan Başbakanı soykırım iddialarından ve toprak talebinden vazgeçmeden, Karabağ ve diğer Azerbaycan topraklarından çekilmeden Türkiye ile diplomatik ilişki kurulmasını istemektedir. Diplomatik ilişki kurulduktan sonra tabii sınır kapıları açılacak, Ermenistan Türkiye üzerinden ticaret yapacak, Türkiye ile sorunlarını çözümlemiş olmasının getirdiği güven ortamının etkisiyle, yabancı sermaye akımı artacak ve Amerika Birleşik Devletleri ile Avrupa Birliği’nden daha fazla yardım alacaktır. Bu şekilde güçlendikten sonra Türkiye’den tazminat olarak toprak istenmesi ve sözde Ermeni soykırımının tanınması gündeme gelecektir.

Uzun vadede Ermenistan’ın Türkiye politikası bu olduğu anlaşılmaktadır. Dışişleri Bakanı Oskanyan bu politikanın birinci adımını oluşturan, Türkiye ile ön koşulsuz diplomatik ilişki kurulması talebini yıllardan beri her fırsatta dile getirmiştir. Başbakan Markaryan da bu kez politikanın tamamını açıklamıştır.

Bu konuda belirtilmesi gereken başka bir husus, Türkiye’nin toprak bütünlüğü söz konusu olmasına rağmen Markaryan’ın sözlerine karşı Ankara’dan resmi bir tepki gelmemiş olmasıdır.

9.8. NATO Zirve Toplantısı Sırasında Yapılan Görüşmeler

Yukarıda belirttiğimiz gibi Ermenistan Devlet Başkanı Koçaryan, Rusya Federasyonu Başkanı Putin gibi, İstanbul'da yapılan NATO Zirve Toplantısı'na katılmamıştır. Bu konuda bir soruyu cevaplayan Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin komşularıyla olan sorunlarım çözümlemek gayreti içinde olduklarını, her zaman 'kazan kazan' zihniyetiyle hareket ettiklerini, Ermenistan ile bağları korumak istediklerini, ancak Ermenistan kaçıyorsa bir yere kadar peşinden koşacaklarını ifadeden sonra, soykırımla uğraşmanın bir sonuç vermeyeceğini, bu konu ile tarihçilerin uğraşması

gerektiğini ve geleceğin dünyasını inşa etmekte yarar olduğunu ifade etmiştir433. Üçlü toplantıdan sonra ise bir Ermeni gazetesinin sorusuna cevaben üçlü toplantılara devamda fayda olduğunu, bu toplantıların kazanan ve kaybeden olmayacak şekilde sorunların çözümüne yardımcı olacağını söylemiştir434.

Ermenistan Dışişleri Bakanı Vardan Oskanyan, 29 Haziran 2004 tarihinde İstanbul'da yapılan NATO Zirve Toplantısı'nda ülkesini temsil etmiş ayrıca Dışişleri Bakanı Gül ile ikili ve Azerbaycan Dışişleri Bakanı Mehmetyarov ve Abdullah Gül ile üçlü görüşmelerde bulunmuştur. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı da ziyaret etmiştir.

Oskanyan NATO Zirve Toplantısi'nda yaptığı konuşmada Türkiye'nin coğrafya bakımından Kafkasya ile Avrupa arasında bir köprü oluşturduğunu, Türkiye'nin Kafkasya ülkeleri ile aynı sınırları paylaşan tek NATO ülkesi olduğunu, ayrıca artık Kafkaslar'ın Avrupa Birliği'nin 'Yeni Komşuluk Girişimi'ne dahil bulunduğunu, Ermenistan'ın Avrupa ile bağlantısının Türkiye'den geçtiğini söylemiş ve bu bölgenin gerçek komşuluk ilişkileri içine girmesi için Türkiye'nin, Azerbaycan ve Gürcistan ile olduğu gibi, Ermenistan ile de normal ilişkilere sahip olması gerektiğini, bunun Karabağ sorunu üzerinde ölçülemeyecek kadar olumlu etkileri olacağını ifade etmiştir435.

Görüldüğü üzere Ermenistan Dışişleri Bakanının başlıca kaygısı Türkiye ile diplomatik ilişkiler kurulmasını sağlamaktır. Ayrıca bunun Karabağ sorununun çözümüne katkıda bulunacağını iddia etmektedir. Oysa Ermenistan'ın, Türkiye ile ilişkileri normal duruma geldikten sonra, Karabağ sorununun çözümü için gayret göstermesi beklenmemelidir.

Oskanyan Abdullah Gül ile yaptığı ikili görüşme hakkında gazetecilere ülkesinin Türkiye ile ilişkileri geliştirmeyi arzu ettiğini, Ermenistan'ın bu konuda gerekli iradeye sahip olduğunu söylemiştir. Abdullah Gül ise Türkiye'nin de aynı iradeye sahip olduğunu, buna karşın iki ülkenin hassas olduğu konular bulunduğunu, sorunların çözümünün zaman alacağını ifade etmiştir436.

433 Milliyet 26 Haziran 2004.

434 http://www.eraren.org/index.php?Page=DergiIcerik&IcerikNo=22 12.10.2006. 435 Ermenistan Dışişleri Bakanlığı Basın Bildirisi, 29 Haziran 2004.

Bir gazete437 görüşmede Oskanyan'ın, Türkiye ile Ermenistan arasındaki sınırın açılmasını gündeme getirdiği Gül'ün ise, Ermenistan'ın, Türk kamuoyunu da rahatsız eden 'sözde soykırım' iddialarından ve anayasasında da yer alan Türkiye'den toprak talebinden vazgeçmesi gerektiğini ifade ettiği, ayrıca atılacak küçük adımlarla belirli bir sürecin başlayabileceğini belirttiğini yazmıştır. Üçlü toplantıdan sonra dışişleri bakanları basına açıklama yapmışlardır438.

Abdullah Gül, toplantının gayet yararlı geçtiğini, amacın AGİT Minsk Grubu çerçevesinde yürütülen görüşmelere yardım etmek olduğunu, Güney Kafkasya'nın kısa süre önce AB'nin 'Genişletilmiş Avrupa' programına alındığını ve buna uygun politikalar geliştirmesi gerektiğini, tarafların ayrıca ekonomik, siyasi ve diğer konuları görüştükleri ve bu görüşmelerine devam edeceklerini söylemiştir.

Vardan Oskanyan da toplantıyı yararlı ve yapıcı bulmuş, daha önce bir gündem hazırlanmamış olduğunu, uluslararası ve bölgesel gelişmelerin konuşulduğunu, NATO'nun genişlemesi ve AB'nin Genişletilmiş Avrupa Programı nedeniyle yeni parametreler belirlenmesinin çok önemli olduğunu belirtmiştir.

10. TÜRKİYE ERMENİSTAN İLİŞKİLERİNDE 2005 YILI