• Sonuç bulunamadı

MİLLİ MÜCADELEYİ YÖNETEN T.B.M.M HÜKÜMETİNİN DOĞU'DA ERMENİ

Bilindiği gibi, Bolşevik ihtilalinin olması ve Rusya'nın savaştan çekilmesi ve Ermenileri tek başlarına bırakması, Ermeni davası için bir dönüm noktası olmuştur. Zira, Rus desteğinden mahrum kalan Ermeniler ile savaştan ayrılan Rusların bütün hayalleri ve planları altüst olmuştur.

160 Ayışığı, a.g.e., s. 106-107.

Müstakil Ermenistan'ın başına geçen Taşnak komitecileri, Türkiye ile Bolşevik Rusya'sı arasındaki kopukluktan da istifade ederek, ülke sınırlarını genişletmek için Türkiye ve Azerbaycan aleyhinde faaliyetlerini aralıksız sürdürmekteydiler. Türk ve Azeri halkının yaşadığı toprakları terk etmeleri için onları ya öldürüyor, ya da kaçmaya mecbur edecek şekilde baskı uyguluyordu. Ermeni katliamından kaçan kişilerin feryadı ve yardım istekleri, bölgede mevcudiyetini koruyan yegane Türk birliği 15. Kolorduyu ve kumandanı Kazım Karabekir Paşa'yı son derece müşkül durumda bırakıyordu. Brest- Litowsk Antlaşması'nın hükümlerini çiğnememek ve başlayan Türk-Sovyet ilişkilerindeki tıkanıklığın giderilemeyişi Kazım Karabekir Paşa'yı mecburi bir bekleyişe sevk etmişti. Bir taraftan savaştan çekilen Kafkaslardaki Rus ordusu kumandanına, diğer taraftan da saldırgan Ermeni yönetimine, katliamların durdurulması için müracaat ediyordu161.

Müslümanlara karşı Taşnak önderliğindeki Ermeni saldırılarının devam etmesi ve pek çok insanın öldürüldüğü haberinin ulaşması Kazım Karabekir Paşa'yı sabırsızlığa sevk etmiş, hem Kars, Ardahan ve Batum'un Türkiye ile birleşmesini sağlamak ve Hem de Ermeni katliamım durdurmak için, Ankara'da TBMM Hükümeti'nden askeri operasyon izni istemiştir. Fakat Sovyetlerle bir antlaşmaya varmadan böyle bir harekâtın yeni problemler yaratmasından endişe duyan Mustafa Kemal Paşa, Kazım Karabekir Paşa'ya beklemeyi tavsiye etmiştir162.

İtilaf Devletleri, Bolşevikler ile Türkler arasındaki ilişkileri kesmek amacıyla Kafkas milletleri aracılığıyla bir plan uygulamaya başladı. Azerbaycan, Ermenistan, Gürcistan ve belki Kuzey Kafkasya hükümetlerinin bağımsızlıklarını ve bu hükümetlerin Bolşeviklere karşı mücadelelerini desteklemeye başladı163. Bunun üzerine

harekete geçen Mustafa Kemal Paşa, Bolşevik Hükümeti'ne. “Şayet siz Gürcistan'ı bir askeri hareketle veya siyaseten nüfuzunuza alırsanız, ve bu ülkedeki İngiliz kuvvetlerinin çıkmasını sağlarsanız, Türkiye Hükümeti de emperyalist Ermeni hükümeti üzerine askeri harekata başlamayı taahhüt ediyor” teklifinde bulundu164. Sonunda iki

161 Saray, a.g.e., s. 105.

162 Kâzım Karabekir, İstiklal Harbimiz, Merk. Yay., genişletilmiş yeni baskısı, İstanbul 1988, s. 676-677

ve 684-700.

163 Hüseyin Baykara, Azerbaycan İstiklâl Mücadeleleri Tarihi, İstanbul 1975, s. 298-307. 164 Karabekir, a.g.e., s. 667.

taraf bu planı uygulamaya koydu. Ankara Hükümeti, önce “Elviye-i Selase'''nin ilhakına, sonra da silah deposu haline gelen ve devamlı insan katleden Ermenistan'ı silahsız hale getirmek için “Ermenistan Harekatı”nı başlatmaya karar vermiş ve bu kararını 20 Eylül 1920'de Kazım Karabekir Paşa'ya bildirmiştir165.

Bu arada 15. Kolordu Kumandanlığından Şark Cephesi Kumandanlığına tayin edilen Kazım Karabekir Paşa, istim üzerinde tuttuğu emrindeki birlikleri, harekata hazır bir şekilde mevzilerine yerleştirdi. 28 Eylül 1920 sabahı başlattığı taarruz harekatıyla Ermeni kuvvetlerini geri püskürtmüş. 28 ve 29 Ekim 1920 tarihlerinde üst üste mağlup ederek, 30 Ekim 1920'de, Ermenilerin büyük tahkimat yaptığı Kars kalesi ve şehrini zapt etmiştir166. Kazım Paşa'nın verdiği emirle hiçbir sivil Ermeni'ye dokunulmadığı gibi, Ermeni ordusundan esir alınan askerlere de son derece iyi davranılmıştır. Kars'ı yeniden anavatana kavuşturan Kazım Karabekir Paşa'nın Kars'a girişinde, şehirde yaşayan Ermenilere ve esir alınan askerlere gösterdiği şefkat, Türk operasyonunu izleyen yabancı gözlemcilerce takdirle karşılanmış ve bu olay olduğu gibi ülkelerine rapor edilmiştir167. Yabancı gözlemciler, daha önce pek çok Müslümanı katleden Ermenilerden Türklerin intikam alacağını zannetmişlerdi.

Neye uğradıklarını şaşıran Ermeniler, daha fazla mukavemet etmenin beyhude olduğunu görerek, 6 Kasım 1920'de bir heyet göndererek Kazım Karabekir Paşa'dan mütareke talebinde bulunmuşlardır. Aynı gün Ermeni heyetine verilen cevapta, mütareke şartları şöyle bildirilmiştir: “Ermeni birlikleri Gümrü kasabasını boşaltarak Arpaçay'ın 15 kilometre doğusuna çekilecek; Erivan ve Tiflis yollarının birleştiği yer olması dolayısıyla Gümrü'ye 10 kilometre mesafeye kadar olan bölgeyi Türk kontrolüne terk edecek, 7 Kasım akşamına kadar bu şartlar yerine getirilmezse, Türk askeri harekatı devam edecek, bundan doğan mesuliyet manen ve maddeten Ermenilere ait olacaktır”168.

165 Karabekir, a.g.e., s. 744-745, 847-849; Muhammet Erat, “Milli Mücadele Döneminde Kazım

Karabekir Paşa’nın Faaliyetleri (1919-1922)”, İ.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü, Tarih Anabilim Dalı, Basılmamış Doktora Tezi, İstanbul 2000, s. 529-532.

166 Erat, a.g.t, s. 529-532. 167 Karabekir, a.g.e., s. 858.

Ermeniler, teklif edilen mütareke şartlarını, bilhassa stratejik önemi olan Gümrü'yü boşaltmayı kabul etmeyince, savaş yeniden başladı ve Gümrü ele geçirildi. Karargahını 11 Kasım 1920'de Gümrü'ye nakleden Kazım Karabekir Paşa, 14-17 Kasım 1920 tarihleri arasında Ermeni birlikleriyle yaptığı muharebeleri kazanarak, hem rakibine büyük telefat verdirdi, hem de bolca silah ganimeti aldı. Alınan bu silahları da zafer hediyesi olarak Ankara'ya gönderdi169.

Mağlup olan Ermeniler, yeniden barış istedi 25 Kasım 1920'de başlayan görüşmelerde Ermenilere önce, Sevr Konferansı'nda Türkiye'den istedikleri yedi Türk vilayetinden (Erzurum, Van, Bitlis, Diyarbakır, Trabzon, Elazığ ve Sivas) vazgeçtikleri resmen kabul ettirildi. Sonra da taraflar, 3 Aralık 1920'de Gümrü Muahedesini imzaladılar170. Bu antlaşmaya göre; Türkiye, Gümrü'yü Ermenilere geri verecekti. Ayrıca taraflar özetle şu hususları kabul edeceklerdi: Osmanlı, Rus ve Avrupa istatistiklerinin ve sosyal-tarihi gerçeklerin gösterdiği gibi, Türkiye hudutları içinde Ermeni çoğunluğunu içeren hiçbir yerleşim birimi mevcut değildir; emperyalist devletlerin tahrik ve teşvikiyle yaratılabilecek hareketleri önlemek için Ermeni devleti ancak iç asayişi sağlayacak kadar asker ve jandarma bulunduracak, bu husus Türk siyasi temsilcisi veya elçisi tarafından tahkik edilecektir; Ermenistan hükümetince istenildiğinde, iç ve dış tehlikelere karşı Ankara Hükümeti silahlı yardımda bulunacaktır; Ankara insani ilkelere bağlılığı yüzünden savaş tazminatından vazgeçecektir171.

Bir müddet sonra imzalanan Türk-Sovyet Antlaşması'nın şartları gereği ve ayrıca Ermenistan'da komünistlerin idareyi ele geçirmeleri sonucu, Türkiye, Sovyet Rusya, Ermenistan, Gürcistan ve Azerbaycan arasında imzalanan Kars Antlaşması ile taraflar arasında hudut düzenlemeleri yapılmış ve bölgeye sulh ve sükunet hakim olmuştur.

Mart 1922 günü TBMM üçüncü toplanma yılı açış konuşmasında Atatürk, Kars Antlaşması'nın imzalanması ile ilgili şu sözleri söylemiştir:

169 Karabekir, a.g.e., s. 861.

170 Erat, a.g.e., s. 861.

171 Gümrü Antlaşmasının tam metni için bkz., Karabekir, a.g.e., s. 1135-1136; Ayrıca bkz. Erat, a.g.t., s.

“Ermeni meselesi denilen ve Ermeni milletinin gerçek çıkarlarından ziyade dünya kapitalistlerinin ekonomik çıkarlarına göre halledilmek istenen mesele, Kars Antlaşması ile en doğru çözüm şeklini buldu. Asırlardan beri dostane yaşayan iki çalışkan halkın dostluk bağları memnuniyetle kuruldu”172.

7. TÜRKİYE LOZAN'DA ERMENİ KONUSUNA SON NOKTAYI