• Sonuç bulunamadı

Ter-Petrosyan'ın Türkiye Politikası

5. TÜRKİYE-ERMENİSTAN İLİŞKİLERİNİN GENEL DURUMU

5.1. Ter-Petrosyan'ın Türkiye Politikası

Ermenistan'daki iç politik gelişmelerin Türkiye yansımaları ve iki ülke arasındaki ilişkilere bakılacak olursa, Başkan Petrosyan'ın dönemi Türkiye ile ilişkiler açısından genel anlamı ile olumlu geçmiştir.

Ter-Petrosyan, iktidarı döneminde Türkiye ile ilişkilerini normalleştirme yönünde mesajlar vermiştir. 1991 Mayıs ayındaki Fransa ziyareti sırasında, Ermenistan'ın Türkiye başta olmak üzere, komşuları ile iyi ilişkiler kurmadan tam bağımsızlığına kavuşmasının mümkün olmadığını söyleyen Ter-Petrosyan, “ABD ve Fransa gibi ülkelerde yaşayan Ermeniler de Türkiye ile dostluk ilişkilerinin kurulmasına yardımcı olmalıdırlar.” demiştir245. Bu ifade, Ter-Petrosyan'ın, dünyadaki Ermeni diasporasına Türkiye'ye karşı son yıllarda yürütülen düşmanca kampanyaya son verilmesi için verdiği bir işaret olarak yorumlanmıştır.

Ter-Petrosyan'ın danışmanlığını yapmış olan Libaridiyan;

“Türkiye tepki ve etnik temelli politikaların üstesinden gelip Ermenistan ile ilişkilerini normalleştirseydi ya da Ter-Petrosyan Karabağ sorununu çözmeyi başararak Türkiye ile ilişkileri normalleştirerek sürdürebilseydi, soykırım kararı kaldırılabilir ve Ermenistan'ın güvenlik stratejisi daha çok seçeneğe sahip olabilirdi”246 diyerek, Ermenistan'ın Türkiye ile ilişki kurmak istemesinin her şeyden çok bir güvenlik meselesi olduğunu ifade etmektedir.

Ermenistan'ın bağımsızlığını ilanından sonra gündeme gelen ve güvenlik meselesi kadar önem verilen bir başka konu, Ermenistan'ın dış dünyaya açılması

244 Şenol Kantarcı, “Türkiye Ermenistan’a Sınır Kapılarını Açmalı mı?” Çevimiçi,

http://www.orkun.com.tr/asp/orkun.asp?makale_nu=%21P*R%2. 20.07.2005.

245 Sami Kohen, “Kuzeydeki Yeni Komşular”, Milliyet, 29 Mayıs 1991. 246 http://www.tesev.org.tr/temmuz/tem3.html., 20.07.2005.

olmuştur. Bu çerçevede Ermenistan'ın Batıya açılan kapısının Türkiye ve Türkiye'nin de Orta Asya'daki beş Türk Cumhuriyeti'ne açılan kapısının Ermenistan olması gerektiği yönünde söylemler olmuştur247. Talepkar taraf daha çok Ermenistan'dır. Talep edilenler,

Türkiye ile bir sınır kapısı açmak, Trabzon - Erivan demiryolunu yeniden diriltmek ve havayolu trafiği kurmaktır248.

Ermenistan'ın bağımsız olduğu ilk yıllarda, Türkiye ile Ermenistan'ın ticari ilişki içerisine girmesi yönünde de çalışmalar olmuştur. Türkiye'nin Moskova Büyükelçisi Volkan Vural'ın 12 Nisan 1991 tarihindeki Erivan ziyaretinde, esas itibariyle, iki ülke arasında sınır ticareti yapılmasına ilişkin konular görüşülmüştür. Görüşmelerde, sınır kapılarının bu amaçla açılmasını isteyen Ermenistan Dış Ekonomik İlişkiler Bakanı Yesai Stepanyan, Türk tarafına ithalat ve ihracata konu olabilecek malların bir listesini de vermiştir249.

1997 Mayısında kurulan “Türk-Ermeni İş Geliştirme Komitesi” çalışmalarına devam etmektedir, İstanbul-Erivan uçak seferleri sürmektedir. Ancak Türkiye- Azerbaycan yakınlaşmasının arttığı, Dağlık Karabağ'a karşı tepkilerin gündeme geldiği veya Ermenistan'ın içinde Türkiye karşıtı akımların etkili olduğu dönemlerde dış politikada Türkiye'ye karşı yaklaşımlar da sergilenmiştir. Örneğin bu çerçevede 1995'de Erivan'da Soykırım Müzesi açılmıştır. Bu sembolik nitelikteki açılış, Türkiye'ye bu konunun her zaman ortaya çıkarılabileceği ve kullanılabileceğini göstermektedir. Kaldı ki bu durum daha sonra iki ülke ilişkilerinde sürekli gündeme taşınan bir konu halini de almıştır. İlişkilerde bazı iniş çıkışlar olmakla beraber genelde iki taraf da ihtiyatlı bir politika takip etmektedir. Yukarıda belirtildiği gibi ekonomik ilişkiler, ambargo ve Dağlık Karabağ ipoteğinde bulunmakla birlikte sürmektedir250.

Ermenistan'ın Türkiye'ye yönelik ticaret talebi, o tarihlerden günümüze kadar devam edecek, ancak bu talep Türkiye'den olumlu bir yanıt bulamayacaktır. Türk kamuoyunun çoğunluğu Ermenistan'la ticaret fikrine sıcak bakmasa da, bu konuda tek renkli bir söyleme sahip olunduğu anlamına gelmemektedir. Örneğin zamanın

247 Milliyet, “Ermenistan'dan Türkiye'ye Çağrı”, Milliyet, 9 Ekim 1991.

248 Necati Doğru:“Öldürülen On Bir Er... Ermenistan'dan Uzanan El...”. Milliyet, 10 Ekim 1991. 249 “Ermenilerden Sıcak Yaklaşım”, Milliyet, 12 Nisan 1991,

Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın da içinde bulunduğu bir grup insan, ilişkilerde bir koz olabileceği gerekçesiyle ticaret yapılmasına sıcak yaklaşmışlardır. “Koz”dan kastedilen, ticaretin kurulmasıyla göbek bağı251 oluşturmak ve gerektiğinde sürgiden ticaretin

kesilmesi tehdidini252 politik bir manevra olarak kullanmaktır. Ticari kazanç temel amaç olmamaktadır. Muhalif bir yazarın ifade ettiği gibi, “Türkiye'nin küçücük Ermenistan'la ticari ilişki geliştirmekten elde edebileceği büyük bir kazanç olamaz”253.

Diğer yandan Türkiye'deki bazı çevrelerin Ermenistan'la ekonomik ilişkiye sıcak bakması, Azerbaycan'daki resmi çevreler ile halk kesiminin şikayetlerine konu olmuştur. Azeriler, kendilerini öldüren Ermenilere Türkiye'nin yardım etmeyi düşünebiliyor olmasını anlamamaktadırlar254. Ayrıca Azerbaycan, Ermenistan'a uyguladığı ambargoyu Türkiye'nin zayıflattığı şikayetinde bulunmuştur. Sonunda Türkiye Azerbaycan'dan ve kendi içinden yükselen bu seslere fazla kayıtsız kalamamış ve ilişkileri dondurmuştur. Herzig'e göre ilişkiyi durdurma isteği karşılıklı gelişmiş, böylece “Karabağ Ermenilerini desteklemek ile Türkiye ile ilişkileri geliştirmek arasında bir seçim yapmak durumuyla karşılaşan Erivan, etnik dayanışmaya öncelik” vermiştir255.

Libaridyan, Ter-Petrosyan'ın Türkiye ile ilişkiler konusunda getirdiği açılımın, Ermenistan'da ve diasporada yaşayan çoğu Ermeni tarafından kabul görmesi mümkün iken, bazı siyasal partilerin, siyasal elitlerin ve çıkar gruplarının güçlü muhalefeti ile engellendiğini ifade etmektedir256.