• Sonuç bulunamadı

Düşmanla İşbirliği Yapan Ermenilerin Tehcire (Başka Bir Yere İskana Yan

3. I DÜNYA SAVAŞI'NDA ERMENİ TERÖRÜNÜN DEVAM ETMESİ

3.2. Düşmanla İşbirliği Yapan Ermenilerin Tehcire (Başka Bir Yere İskana Yan

Osmanlı Hükümetinin “Tehcir” kararını ele almadan önce, savaş halinde iken, diğer devletlerin bu konuda aldığı kararları hatırlamakta yarar vardır. Ermenilere destek çıkan Rusya, Fransa, İngiltere, İtalya ve ABD tarihinde bu tehcir olaylarının en canlı örnekleri yaşanmıştır. Şöyle ki:

a- İngiltere, yine emniyet gerekçesiyle on binlerce İrlandalıyı, Sudanlıyı ve Güney Afrikalıyı yaşadıkları topraklardan zorla çıkararak başka bölgelere iskan etmiştir.

b- İtalyanlar, 1929-1931 yılları arasında Libya'da kasıtlı katliamlar yapmış, toplama kamplarında on binlerce Libyalı Müslüman'ın ölümüne sebep olmuştur.

c- Rusya, II. Dünya Harbi esnasında emniyetini düşünerek Kırım, Ahıska ve Kazak Türkleri başta olmak üzere pek çok etnik grubu yaşadıkları bölgelerden alarak başka yerlere iskan etmiştir.

75 Saray, a.g.e., s. 59.

76 Osmanlı Belgelerinde Ermeniler (1915-1920), Ankara 1995, s. 179-180; Talat Paşa'nın Anıları,

Yay., Haz.: Alpay Kabacalı, İletişim Yay., İstanbul 1990, s. 82-83; Tehcir kararının alınmasında Alman Generallerinin Rolü için bkz, Selami Kılıç, Ermeni Sorunu ve Almanya, İstanbul 2003.

d- Fransa, emniyet mülahazası gerekçesi ile Tunus ve Cezayir'de on binlerce insanı bir yerden alıp başka bir yere iskana tabi tutmuş, l milyondan fazla Müslüman'ın ölümüne sebep olmuştur. Bununla da yetinmeyen Fransa, kendi vatandaşlarından binlerce insanı II. Dünya Harbi'nde Almanlarla işbirliği yaptı diye sürgüne göndermiştir77.

e- Amerika Birleşik Devletleri. II. Dünya Savaşı'na girince, emniyet gerekçesiyle Pasifik kıyılarında oturan 250.000 Japon kökenli vatandaşını iç kısımlara iskân etmiştir.

f- Nazi Almanya'sının, yine emniyet gerekçesiyle Yahudi halkını sürmesi. bu yetmiyormuş gibi onları kitleler halinde öldürmesi, bütün dünyanın bildiği gerçeklerdir78.

Tehcir olayının gerçekleşmesine gelince: Ermeni komitecilerinin Ruslarla ilişkilerini ve isyan hazırlıklarını haber alan İçişleri Bakanı Talat Paşa, Ermeni ileri gelenlerini; Milli Savunma Bakanı ve Başkumandan Vekili Enver Paşa da Ermeni Patriğini uyarmışlar ve düşmanla işbirliğini devam ettirir ve ordunun güvenliğini tehdit edecek hareketlerden vazgeçmezlerse, herkesin güvenliği açısından sert tedbirler almak mecburiyetinde kalacaklarını söylemişlerdir. Gerçekten, herkesin emniyeti, yani hem Müslüman halkın ve hem de isyanlara karışmak istemeyen Ermenilerin emniyeti için, ayrıca ordunun geri cephesinin güvenliği için bazı zecri tedbirlerin alınması zarureti doğmuş idi. Osmanlı yetkililerinin bu ikaz ve ihtarları maalesef Ermeni din adamları ve komitecileri tarafından dinlenmedi. Türkler, tarihlerinde ilk defa başkalarının tahriki ile isyan eden vatandaşlarının bir kısmını, yaşadıkları bölgelerden alarak başka bölgelere göç ettirmek mecburiyetinde kalıyordu.

İşte, I. Dünya Savaşı'nın bütün şiddetiyle devam ettiği o günlerde, yurt içinde asayişi ve can güvenliğini, ordunun cephe gerisi emniyetini sağlamak maksadıyla Genelkurmay Başkanlığı, İçişleri Bakanlığı'na bir yazı yazarak Türkiye'deki ihtilalci Ermeni komitelerinin faaliyetlerinin yasaklanmasını ve merkezlerinin kapatılmasını

77 Saray, a.g.e., s. 60. 78 Saray, a.g.e., s. 61.

istedi79. 24 Nisan 1915'te İçişleri Bakanlığı bu talimatın gereğini yerine getirmiş, İstanbul'da yaşayan 77.735 Ermeni’yi isyana teşvik eden 345 militan Ermeni komiteciyi tutuklatmıştır80. Bundan iki gün sonra, yani 26 Nisan 1915'de Başkomutanlık aynı

mealde bir talimatı askeri birliklere göndermiştir. Bu arada Başkomutanlık, Rusların Müslüman ahaliyi Türkiye'ye kovaladıkları gibi, Türkiye'nin de Ermenileri Rusya'ya gönderme fikrine kapılmış ise de, bu düşüncenin gerçekleşmesinin zorluğunu görerek Ermenileri ülkenin güney bölgelerine göç ettirme kararı almıştır. Başkomutanlık 26 Mayıs 1915'te içişleri Bakanlığı'na şu talimatı göndermiştir: “Ermenilerin Doğu Ana- dolu Vilayetleri ile Zeytun ve buna benzer yoğun bulundukları yerlerden Diyarbakır Vilayeti güneyine, Fırat Nehri Vadisine, Urfa, Süleymaniye ve yakınlarına gönderilmeleri şifahen kararlaştırılmıştı. Yeni fesat yuvaları meydana getirmemeleri için Ermenilerin göç ettirilmesinde şu düşünceler esas alınmalıdır:

l - Ermeni nüfusu, gönderildiği yerlerdeki aşiret ve Müslüman sayısının %10'u nispetini geçmemelidir.

2- Göç ettirilecek Ermenilerin kuracakları köylerin her biri 50 evden çok olmamalıdır.

3- Ermeni göçmen aileleri seyahat ve nakil suretiyle de olsa, yakın yerlere ev değiştirmemeli, gereğinin yapılması ve sonucunun bildirilmesi”81.

Bu emirler çerçevesinde bir yasa hazırlanarak 27 Mayıs 1915'te “Sefer esnasında Hükümet icraatına karşı gelenler için askeri makamlarca alınan kararları uygulayacak geçici yasa” adı altında yayınlandı. Bu yasa şu dört maddeden oluşuyordu:

“l. Sefer vakti ordu, kolordu, fırka, kumandan veya vekilleri, mevki kumandanları, hükümetin emirlerine, asayiş ve memleket müdafaasına müteallik icraata muhalefet ve mukavemet görürlerse, hemen en şiddetli bir şekilde tedibat yapmaya, tecavüz ve mukavemeti esasından imhaya mezun ve mecburdurlar.

79 Belgelerle Ermeni Sorunu, s. 223.

80 Süslü, a.g.e., s. 134: Belgelerle Ermeni Sorunu, s. 223; Uras. a.g.e., s. 612.

2. Aynı makamlar askerlik gereği veya casusluk veya ihanetini hissettikleri kasaba ahalisini tek tek veya toplu olarak diğer mahalleye sevk ve iskan ettirebilirler.

3. Bu kanun yayınlandığında yürürlüğe girer.

4. Bu kanunun uygulanmasından Başkumandanlık Vekili ile Harbiye Nazırı sorumludur”82.

Ayrıca, Başkomutanlık, İçişleri Bakanlığı'ndan, masum halka tecavüz ve orduyu meşgul ettikleri için Van, Bitlis, Erzurum illeri ile Adana, Mersin ve Sis'in il merkezleri dışında bu illerin kırsal kesimi ile Ceyhan, Osmaniye, Dörtyol bölgeleri, Maraş'ın kırsal kesimi, İskenderun, Antakya, Belan kazalarının köyleri ve kasabalarında bulunan Ermenilerin başka bir yere iskan edilmesini istemiştir. Bu isyankar Ermenilerin büyük çoğunluğu Halep'in Doğu ve Güneydoğu bölgeleri ile Suriye'de Hükümetin belirleye- ceği yerlere iskan edilecekti. Bu yer .değiştirme olayının düzgün ve emniyetli bir şekilde yapılabilmesi için de gerekli tedbirlerin alınması istenmiş ve bu konuda 15 maddelik bir yönetmelik hazırlanmıştır. Göçe tabi tutulacak Ermenilerin taşınamayan ev ve arazi gibi malları günün rayicine göre satılıp parası kendilerine verilecek, taşınabilir eşya ve malları da yanlarında götürebilecek, ayrıca göçe tabi tutulan halkın emniyet ve huzurunun sağlanması için gerekli tedbirler alınacaktı. Bu yönetmeliğin maddeleri şöyle idi:

Madde l: Nakli gerekli olanların sevklerinin sağlanması, yerel görevlilerin yönetimine aittir.

Madde 2: Nakledilen Ermeniler, taşınabilir bütün mallarını ve hayvanlarını beraberinde götürebilirler.

Madde 3: İskan yerlerine sevk edilen Ermenilerin yol boyunca can ve mallarının korunmasıyla, iaşe ve dinlenmelerinin sağlanmasından, gidiş yolları üzerinde bulunan yerel görevliler sorumludur. Bu konuda meydana gelecek gevşeklik ve ilgisizlikten sırasıyla bütün görevliler sorumludur.

82 Süslü, a.g.e., s. 111; Çaycı, a.g.e., s. 65.

Madde 4: Oluşturulan iskan yerlerine ulaşan Ermeniler duruma ve yere göre; ya mevcut köy ve kasabalarda ayrı ayrı inşa edilecek evlere ya da yerel idareciler tarafından belirlenecek yerlere kurulacak köylere yerleştirileceklerdir. Köylerin, sağlık şartlarına uygun, tarıma ve gelişmeye uygun yerlerde kurulmasına özellikle dikkat edilecektir.

Madde 5: İskan bölgelerinde köy kurulmasına elverişli, boş, sahipsiz ve devlete ait arazi bulunmaması durumunda, devlet malı olan çiftlik ve köylerin iskan için tahsis edilmeleri uygundur.

Madde 6: Ermenilerin yerleştirilecekleri köy ve kasabalarla, yeniden kurulacak Ermeni köyleri sınırlarının, Bağdat demiryoluyla birleşme hatlarından ve diğer demir yolu hatlarından en az 25 kilometre uzaklıkta bulunması şarttır.

Madde 7: Köy ve kasabalarda yeni yapılacak evlere yerleştirilen Ermeniler ile yeni kurulan köylere yerleştirilen Ermenilerin, nüfus kütüklerine esas olabilecek bir şekilde düzenli olarak kaydedileceği ve her ailenin ismi. lakabı, yaşı, sanatı, geldiği ve yerleştirildiği yer ile her aileyi oluşturan aile fertlerinin isim ve yaşlarını açılayan bir defter düzenlenecektir.

Madde 8: Belirlene yere yerleştirilen bir kimsenin, bağlı bulunduğu komisyonun izni olmadan ve yerel güvenlik makamlarından özel belge alınmadan başka yerlere gitmesi yasaktır.

Madde 9: İskan edilecekleri yerlere varan Ermenilerin, kesin yerleşimlerine kadar gelecek olan sürede iaşeleri, ayrıca ihtiyacı olanlara evlerinin inşası için gerekli harcamaları yerel makamlar, göçmen ödeneğinden karşılayacaklardır.

Madde 10: İaşe ve iskan işlerinin hızlı yürütülmesi, göç edenlerin sağlıklarının korunması ve rahatlarının sağlanmasına ilişkin hususların yerine getirilmesi, o bölgenin en üst mülki idarecileri, sorumlu yönetici olmak üzere, göçmen komisyonlarına aittir. Göçmen komisyonu bulunmayan yerlerde Göçmenler Tüzüğü'ne uygun olarak yeniden kurulması gereklidir.

Madde 11: İaşe ve iskan işlerinin sağlanması ve hızlı yürütülmesi ve göçmenlerin yeterince şevki; iaşe ve iskan memurlarının tayini, Bakanlıktan izin alınmak şartıyla, mutasarrıf ve valilere aittir.

Madde 12: İskan edilen her aileye, daha önceki iktisadi durumları ve şimdiki ihtiyaçları göz önüne alınarak yeterli miktarda arazi verilecektir.

Madde 13: Arazinin seçimi ve dağıtılması göçmen göçmen komisyonlarınca gerçekleştirilecektir.

Madde 14: Belirlenen arazinin sınırı ve dönümü tesbit edildikten sonra, geçici belge karşılığında sahiplerine verildikten sonra tapu ve emlak işlemlerine esas oluşturacak düzenli bir şekilde, özel defterlere kaydedilir.

Madde 15: İhtiyaç sahibi olan çiftçi ve meslek sahiplerine, uygun miktarda sermaye ya da alet ve edavat verilecektir83.

Görüldüğü gibi, göçe tabi tutulan Ermeni halkının hem emniyeti ve huzuru, hem de iş ve geçim konuları, günün şartlarına göre, en iyi şekilde halledilmesi için, Osmanlı Hükümeti elinden geleni yapmaya çalışmıştır.

Osmanlı Hükümeti, genel güvenliğin temini hususunda devletin açık haklarından olmak üzere aldığı tedbirler sayesinde Ermenilerin ihtilalci hareketleri hiçbir zaman katliam yapılmaksızın bastırılabilmiştir.

Bununla beraber İstanbul'da oturan 77.735 Ermeni'den söz konusu olan ihtilallere katılmaktan sanık olarak yalnız 345 kişi tutuklanıp, diğerlerinin huzur ve rahatla iş ve güçleriyle meşgul oldukları ve büyük bir güvenlik içinde yaşadıkları göz önüne alınırsa, bu tedbirlerin her halde gerekli olduğu ve Ermenilere karşı hiçbir hareket anlamını taşımadığı meydana çıkar.

İngiltere, Fransa ve Rusya'yı sevk ve idare edenler, yalnız Ermenilerin ayaklanmasını hazırlamakla yetinmeyerek, İslam unsurunu da devlete karşı isyan ettirmeye teşebbüs etmişlerdir. Bunlar maksatlarına varmak için şahsen cinayetler

işlemiş ve yolsuz harekette bulunmuşlardır. Bu tertibat ve teşebbüslere ait belgeler Bab- ı Ali'nin eline geçmiştir. Anlatılması mümkün olmayan olaylar, pek eski zamanlarda, zalimce hareketlerle lekelenen yüz yıllarda bile görülmemiştir.

Kafkasya'da, Fas'ta, Mısır'da ve Hindistan'da ve başka yerlerde çıkan isyanlar sırasında, bunları bastırmak için son derece şiddet göstermiş ve tamamen insanlığa aykırı hareketlerden geri durmamış olan İngiltere, Fransa ve Rusya Hükümetlerinin alınması gerekli ve son derece adaletle uygulamış olduğu tedbirlerden dolayı Osmanlı Hükümetini suçlamaları doğru olmaz.

Osmanlı Hükümeti, bu olaylarda en basit devlet haklarını kullanmaktan başka bir şey yapmamışken, Osmanlı Hükümeti ileri gelenleri ile isyanları bastırma tedbirleri ile ilgili bulunan memurların, sorumlu tutulacaklarına dair yayınlar hiçbir şekilde karşılık verilecek iddialar değildir. Şikayet etmeye mecbur olduklarını sandıkları olayların bütün sorumluluğu, söz konusu olan ihtilal hareketlerini kendileri tertip ve idare ettikleri için, daha çok üçlü İtilaf hükümetlerine aittir”84.

Osmanlı Hükümeti, bu açıklamadan sonra, İtilaf Devletleri'nin ileride itiraz edemeyeceği bir şekilde tehcir olayı ile ilgili yeni düzenlemeler getirmiştir. 30 Mayıs 1915'de neşrettiği tehcir yönetmeliğini genişleten daha kapsamlı bir yönetmeliği 10 Haziran 1915'de yürürlüğe koymuştur. Bu yönetmeliğe göre, daha önce başka bölgelere nakledilmeye başlanan Ermenilere ait mal, mülk, arazi ve kültürel varlıkların, sahiplerinin satma fırsatı olmadı ise, korunmasını öngören bu yönetmelik 34 maddeden oluşuyordu85. Bu yönetmeliğe göre, Ermenilere ait binalar mühürlenip muhafaza edilecek, satılması istenen eşyalar ve hayvanlar günün rayicine göre satılarak sahibine verilecekti. Göç eden kişilerin bütün malları ayrı ayrı tespit edilip kayıtlara geçirilecekti. Bütün bu işler için Osmanlı Hükümeti, yetkililerin kullanması amacıyla 115 milyon kuruş tahsis etmiş, ayrıca, göçmenlerin iaşe bedeli için de 50 milyon kuruş ayırmıştır86.

Ne var ki, Osmanlı Hükümeti'nin aldığı bütün bu yasal tedbirlere rağmen, tehcir olayıyla ilgili problemleri halletmek mümkün olmuyordu. Göçe tabi tutulan Ermenilerin

84 Uras, a.g.e., s. 606-609.

85 Arşiv Belgeleriyle Ermeni Faaliyetleri 1914-1918, C. I, s. 139-142, Süslü, a.g.e., s. 117-121. 86 Süslü,a.g.e., s. 125.

ve diğer insanların yalnız emniyetlerini değil, mal ve mülklerini korumak ve değerinde satmak zor oluyor, bu ise işleri aksatıyordu. Bunun üzerine İçişleri Bakanlığı 28 Temmuz 1915'de, tehcir olayında vazifeli yetkililere şu talimatı göndermiştir:

“Tehcir edilen Ermenilerin mallarının çok ucuza tekelcilere satıldığı ve böylece mal sahiplerine büyük haksızlık yapıldığı öğrenilmiş bulunuyor. Bu yüzden şu önlemlere başvurulmalıdır:

1- Tüm yabancıların ve şüpheli kişilerin, boşaltılacak olan bölgelere girmelerini veya o bölgelerde serbestçe dolaşmalarını yasaklayınız;

2- Bölgede bu biçim kişiler varsa, onları ivedilikle ayrılmaya zorlayınız;

3- Gülünç denecek fiyatlar üzerinden mal satın almış kişiler varsa, satışları iptal etmek, fiyatları normal seviyeye yükseltmek ve kanun dışı kar sağlanmasını önlemek için gerekli önlemleri alınız;

4- Ermenilere, diledikleri her şeyi birlikte götürme hakkını veriniz;

5- Geride bırakılan eşyalar arasında çürüyebilen maddeler varsa, önemli olanları açık arttırmayla satınız.

6- Geride bırakılan eşyalar arasında çürümeyecek nitelikte olanları mal sahipleri hesabına koruyunuz;

7- Bir mal sahibini mal üzerindeki bütün haklarından yoksun bırakacak ve onun ülkeyle olan ilişkilerini kesecek kiralama, rehine koyma, satma veya ipotekle ilgili tüm anlaşmaları önleyiniz. Tehcirlerin başladığı tarihten bugüne dek yapılan bu denli anlaşmaları geçersiz sayınız.

8- Bu tip anlaşmaların yapılmasına bundan sonra engel olunuz; Kesin satışla ilgili işlemler için yetki veriniz ama yabancıların arazi ve ev eşyaları satın almalarına engel olunuz”87.

87 Salahi R. Sonyel, “Tehcir ve 'Kırımlar' Konusunda, Ermeni Propagandası, Hıristiyanlık

Osmanlı Devleti’nin, İngiltere ile müttefikleri olan Fransa ve Rusya'ya verdiği cevaba, Ermeni tehciriyle ilgili aldığı emniyet ve hukuki kararlara rağmen, İngiliz makamlarının, Türkiye ve Türkler aleyhinde yürüttüğü propagandadan vaz geçmediğini görüyoruz.

Bundan başka Devlet, Müttefikler basınının Ermenilerin sürülmesini, Türklerin Hıristiyanlara düşmanlığı şeklinde propaganda edeceklerini önceden tahmin ettiği için, her türlü sertlikten kaçındı ve bunda haklıydı. Propaganda başladı. Gerçekten yabancı ülkelerin her tarafında bu budalalığa inanıldı”88.

3.3. Tehciri Hazmedemeyen Militan Ermenilerin Başlattığı Katliamlar