• Sonuç bulunamadı

Ermeni Komitelerinin Çıkarttığı İsyanlara Yabancı Devletlerin Desteği

2. ERMENİ TERÖRÜNÜN BAŞLAMASI

2.2. Ermeni Komitelerinin Çıkarttığı İsyanlara Yabancı Devletlerin Desteği

önceden işaret edildiği gibi, büyük çoğunluğu hayatlarından memnun olan Türk Ermenileri'ni korkutmak ve sindirmek suretiyle kendi saflarına çekmek ve onların maddi desteğini sağlamak idi. Kendilerine itiraz edenleri ise, sivil olsun din adamı olsun, acımasızca öldürmüşlerdir52. Hatta bu maksatla infaz mangaları oluşturmuşlardır53. Komitecilerin ikinci hedefi ise, Osmanlı Devleti'ne gözdağı vermekti. Bu maksatla da devletin başkenti İstanbul'un Kumkapı semtindeki Ermeni Kilisesi'nde 15 Temmuz 1890'da bir isyan teşebbüsünde bulundular. Bir ay önce de Erzurum'da olay çıkarmışlardı. Her iki olayı çıkaranları polis tutuklamış ise de, yabancı konsolosların devreye girmeleri ile suçlular serbest bırakılmıştır. Bu da Ermeni komitecilerin yabancı ülkelerden ne kadar destek gördüklerinin delili idi54. Diğer bir ifade ile Ermeniler, büyük devletlerin dikkat ve alakalarını çekmeyi başarmışlardı.

Bu isyan denemelerinden yabancı konsolosların ve elçilerin yardımlarıyla başarıyla çıkan Ermeni komitecileri, Avrupa'da kendilerine destek ve sempati sağlayacak sansasyonel hareketler için planlar yapmaya başladılar. Hınçak ve Taşnaksutyun Komitelerinin yayın organları Hınçak ve Troşak Gazeteleri 1894 sonbaharından itibaren kışkırtıcı yazılar yazarak “Sasun ve Zeytun”daki Ermeni halkını isyana teşvik ettiler55. Yapılan planlardan ilkini 1894'te Sasun'da gerçekleştirdiler.

Ermeni nüfusunun en çok olduğu yerleşim birimlerinden Sasun'da, Hınçak Komitecilerinden Hamparsun Boyaciyan ve Mihran Damatcan önderliğinde isyan eden

51 Trabzon'da Ermenilerin 1896 çıkardığı olaylar için bkz., Rahmi Çiçek, “Trabzon'da Ermeni Nüfusu

ve 1896 Ermeni Olayları”, Türk Kültürü Dergisi, Sayı: 451, (Kasım 2000), s. 656-662.

52 Gürün, a.g.e., s. 161.

53 Bu olayların önemli bir kısmına tanıklık etmiş olan İngiliz yüzbaşı C. B. Norman şu bilgiyi ver-

mektedir; “ istenen paralar verilmediği takdirde cezanın ölüm olacağını belirten mektuplar İngiliz elçiliğinin yanındaki Ermeni Kilisesi'nden gönderilmektedir. Davaya ihanet eden ve para vermeyenleri cezalandırmak için Hınçak Komitesi bir baş cellat atayarak yanıma da yardımcılar verdi”. C. B. Norman, Ermenilerin Maskesi Düşüyor, Türkçe Çev.: Y. Ercan, Ankara 1993, s. 55.

54 Uras, a.g.e. s. 458-467: Gürün, a.g.e. s. 140-144. 55 Norman, a.g.e., s. 11-12.

3000 kadar Ermeni, Müslüman köylerine ve emniyet kuvvetlerine saldırarak yüzlerce kişinin ölümüne sebep oldular. Kadınları ve çocukları işkence ile öldürmeleri, yöre halkında büyük infiale sebep oldu. Hükümet kuvvetlerinin bölgeye gelmesi ve sıkı bir takip yapmasından sonra isyan bastırıldı56. Yakalanan Ermeni elebaşılarının cezalandırılması yönüne gidileceği sırada, İngilizlerin, Van Konsolos yardımcısı olaya müdahale etti. Hükümetinin olaylar hakkında tahkikat açılmasını istediğini dile getiren İngiliz Konsolos, isyanı tertip edenlerin serbest bırakılarak Avrupa'ya, özellikle İngiltere'ye gitmelerini sağladı. Bir müddet sonra diğer büyük devletleri temsilcilerini de ikna eden İngilizler, Doğu vilayetlerinde ıslahat yapılmasını istemeye başladılar57.

Ermeni komitecileri, arzu ettikleri şekilde büyük devletlerin Ermeni meselesine karışmalarını sağlamışlardır. Bununla da yetinmeyen Ermeni komitecileri, İstanbul'da bir gösteri düzenleyerek Osmanlı başkentinde de dikkatleri üzerlerine çekmişlerdir. Ermeniler, Ermenistan konusunun gündemde kalması için ne mümkünse onu yapmaya başlamışlardır.

Sasun'dan bir yıl sonra, yani 1895'de, Ermenilerin yoğun olduğu Zeytun ve Van bölgelerinde binlerce Ermeni'yi ayaklandıran komiteciler, büyük ölçüde can ve mal kaybına sebep olmuşlardır. Askeri birliklerin müdahale etmesi üzerine, büyük devletlerin elçileri yeniden araya girerek isyancıların cezalandırılmasına mani oldular58. Elçilerin baskıları ile isyancılarla hükümet arasında barış yapıldı. Bu barışa göre Zeytun halkı beş yıl süreyle vergiden muaf tutulurken, isyanı çıkaran ve 700 Türk'ün ölümüne sebep olan Hınçak komitecileri Avrupa'ya gönderildi59. Bu olaydan sonra Hınçaklar, Türkiye'deki faaliyetlerine ara vererek Avrupa ülkelerinde Ermeni propagandasına ağırlık vermeye başladılar. Hınçakların yerini Taşnak komitecileri alarak, isyanları ve düşmanca faaliyetleri onlar yönlendirmeyi başlamıştır.

Taşnakların ilk gösterisi 1896 Haziranı başlarında Van'da oldu. Önemli bir Ermeni nüfusunun yaşadığı Van'da, Taşnak militanlarının bütün tahriklerine rağmen,

56 Saray, a.g.e., s. 45.

57 Avrupa devletlerinin bu baskısına karşı Osmanlı Devleti'nin gösterdiği reaksiyon hakkında Geniş bilgi

için bkz., C. Eraslan, “I. Sasun İsyanı Sonrasında Osmanlı Devleti'nin Karşılaştığı Siyasi ve Sosyal Problemler” Kafkas Araştırmaları, II. (1996), s. 65-92.

58 Saray, a.g.e., s. 46. 59 Uras,a.g.e., s.491-493.

Ermeni halkı gayet refah içinde yaşıyordu. Fakat, komitecilerin arkası kesilmeyen baskı ve tehditlerine dayanamayan Ermeni halkı Türklere karşı düşmanca tavırlar içine girmeye başladı. İngiliz, Fransız ve Rus konsoloslarının da yardımıyla düşmanca tavırlarını daha da arttırdılar. 3 Haziran sabahı başlayan isyanda pek çok Müslüman hayatını kaybetmiştir. Askeri birlikler müdahale edince, yabancı konsoloslar yine araya girerek, isyancıların cezalandırılmasına mani olmuşlardır. İsyancıların elebaşıları firar etmişlerdir60.

Taşnak Komitesi'nin en cüretkar girişimi ise, 26 Ağustos 1896'da gerçekleştirdiği Osmanlı Bankası baskını olmuştur. Büyük devletlerin müdahalesini daha da etkili hale getirmek için yapılan bu baskına kalabalık bir Ermeni grubu katılmıştır. Teröristler bankayı bekleyen askerleri öldürerek içeri girmişlerdir. Olmayacak bazı istekler ileri süren teröristleri yakalamak için hükümet kuvvetlerinin bankayı kuşattığını gören elçileri yine araya girerek müdahale etmişler ve l7 kişilik terörist elebaşlarını alarak yurt dışına çıkmalarını sağlamışlardır61. Olay İstanbul halkını büyük infiale sevk etmiş halk zorlukla sakinleştirilmiştir.

Görüldüğü gibi Ermeni Komiteciler hem masum Ermenileri ve hem de Müslümanları kaba kuvvete başvurarak son derece rahatsız etmiş, hükümetin isyancılara müdahale etmeye hazırlandığı anlarda ise, yabancı devletlerin konsolosları ve elçileri araya girerek bu suçlular çetesini korumuşlardır. Yabancı temsilciler teröristleri korumakla kalmamış, onlara yardım dahi yapmışlarıdır. Böylece, Ermeni komitecilerinin dış ülkelerin desteğini kazanma düşünceleri gerçekleşmiş oluyordu. Fakat, bu arada Müslümanlar büyük can ve mal kaybına uğramış, Doğu Anadolu’da istenen ıslahat yapılamamıştır.

Ünlü Macar Türkoloğu ve Doğu Bilimcisi A. Vambery ise Ermenilerin çıkardıkları olayları Amerikan misyonerlerinin abartarak nasıl yaydığını şöyle anlatıyor: “Amerikan misyonerleri Protestan Ermeni Devleti kurmayı tasarlıyorlardı. Bunun için büyük paralar topluyorlar ve Ruslardan aldıkları silahlarla Ermenileri silahlandırıyorlardı... Yaptırdıkları ayaklanmalarla pek çok Müslümanın ölümüne sebep

60 Gürün, a.g.e., s. 161-163: Ergünöz Akçora, Van ve Çevresinde Ermeni isyanları (1896-1916),

İstanbul 1994, s. 99-118; Uras, a.g.e., s. 499-506.

olmuşlardı. Bu arada üç-dört Ermeni öldü ise, Ermeni çevreler bunu İstanbul'da 3-4 bin Ermeni öldürüldü diye yayıyor; Amerikalı misyonerler ise, Protestan gazetelerine “İşte Sultan Abdülhamid yine 40.000 suçsuz Ermeni'yi katlettirdi” şeklinde haberler yayıyorlardı62.

Kamuran Gürün, “Ermeni Dosyası” adlı eserinde Fransız kaynaklarına dayanarak şu bilgiyi veriyor: “6 Şubat 1920 günü, İstanbul Ermeni Patriği Zaven, Maraş'ta 2.000 Ermeninin katledildiğini telgrafla Nubar Paşa'ya bildiriyordu. Bu rakam, 25 Şubat'ta da Reuter Ajansı tarafından 70.000 olarak ilan edildi... Maraş'a hücum eden Fransız ve Ermeni birlikleri komutanı General Gourraud'un hükümetine çektiği telgrafta ise “Ermeni Lejyonu halen 1496 kişidir” diyordu63.

3. I. DÜNYA SAVAŞI'NDA ERMENİ TERÖRÜNÜN DEVAM ETMESİ