• Sonuç bulunamadı

TÜRKİYE’DE ETİK ANLAYIŞIN ARTAN ÖNEMİ ve ETİK DIŞI FAALİYET İLİŞKİSİ

Türk yönetim tarihi köklü bir geçmişe sahip olsa da, yeni kurulan devlet daha çok genç bir cumhuriyettir. Dolayısıyla yönetim sisteminin modern bir yapı kazanması süreci daha çok yeni bir durumdur. Ayrıca kamu yönetimini tam olarak geliştirmek için, diğer birçok alan içine alan bir geliştirme gerekmektedir. Bunu sağlanamaması beraberinde birçok farklı olumsuz uygulamaları ve bu uygulamaların sebeplerini yaratmaktadır. Bu olumsuzlar oldukça geniş bir alanda görülmektedir.

3.1. Türkiye’de Kamu Yönetiminde Etik Anlayışın Önemi

Türk kamu yönetimi içinde etik standartların oluşturulması ve uygulanması ihtiyacı günden güne artan öneme sahiptir. Eğer ortak meseleler, yani tek birey veya alt gruptan ziyade gruptaki herkesin güvenliğini ve refahını ilgilendiren meseleler varsa, belli koşullar altında, belli bazı bireyleri veya grupları bu meseleler ile ilgilenmeleri ve onlara çare bulmaları için görevlendirmek gerekmektedir. “Kamu Görevlileri” olarak adlandırılan, görevleri yerine getirmek üzere tayin edilen kişilere “Kamu Çalışanı” denmektedir (Geuss, 2007: 55-56). Diğer bir tanımla, kamu görevlerini yerine getirmek için görevlendirilen kişiler, işlem ve uygulamalarını günlük hayatın devamlılığının sağlanmasına yönelik olarak yerine getirmektedirler. Kamu kurumları tarafından üretilen mal ve hizmetlerden birçok insan yararlanmaktadır ve bu nedenle günlük hayatın önemli bir kısmını kamu yönetimi oluşturmaktadır. Bunun yanında, sosyo-ekonomik gelişmelerle birlikte toplumun devlet faaliyetlerinden beklentileri artış göstermiştir (Balcı, 2003: 329). Bunun sonucunda devletin görevlerinin giderek daha arttığı ve çeşitlendiği görülmekte ve buna bağlı olarak, devletten beklenen talepler ve yerine getirilmesi gereken işler karmaşıklaşmaktadır. Devlet örgütünün kendi içindeki çözüm bekleyen sorunlarla birlikte ele alındığı zaman, kamudan beklenen hizmetlerin yerine getirilmesinde karşılaşılan zorlukların oluşmasında birbiriyle bağlantılı sebeplerin etkili olduğu

görülmektedir. Bu sebepler aynı zamanda kamu yönetimi içinde etik oluşumunu olumsuz etkilemektedir. Kamu yönetiminde etik oluşumu, kamu yönetiminin kendi içinden gelen ve dış çevresinden gelen etkilerle şekillenmektedir.

3.1.1. Kamu Yönetimi Etiği Oluşumunda Dışsal Etkenler

Kamu yönetimini etkileyen dışsal etkenler, doğal etkenler, toplumsal etkenler ve hukuksal etkenler olarak sınıflanmaktadır.

3.1.1.1. Doğal Etkenler

İnsanlar, değeri farklı olan eylemde bulunma olanağına ve her birey için de her belli durumda değeri farklı olan eylemler gerçekleştirme olanağına sahiptir. Önemli olan nokta, doğru ya da değerli eylemde bulunma, eylemin yöneldiği insanlara, insan olma olanaklarını gerçekleştirebilmeleri için gerekli koşulların yerine gelmesini sağlamasıdır (Kuçuradi, 2006: 189). Bu nedenle insanların geneli tarafından doğru olarak kabul edilen, yalan söylememe, dürüst olma, doğru davranma gibi davranışların, kamu yönetiminde temel alınması gerekliliği ortaya çıkmaktadır.

3.1.1.2. Toplumsal Etkenler

Bireyin kendisini oluşturan değer yargıları ve karakter özellikleri, kendi başına ve dünyadan bağımsız gelişim göstermemektedir. Her birey öncelikle ailesinden ve sonrasında ait olduğu toplumdan belli özellikler edinmektedir. Bu durum özellikle kamu yönetimi için büyük önem taşımaktadır. Eğer, bireyin içinde bulunduğu sosyal yapıda ahlâk kuralları yaşatılıyor ve uygulanıyorsa, kamu yönetiminde etik bir anlayış geliştirmek daha kolay olacaktır. Burada resmi ahlâk ve resmi olmayan ahlâk ayrımından söz etmek gerekmektedir. Resmi ahlâk, bir

toplumdaki yasaların oluşumunu etkileyen, mahkemelerin yargılarında etkili olan ve politikacıların konuşmalarına yön veren kurallar olarak, toplumdaki sürekliliği, kurumsallaşmayı ve meşruluğu sağlar. Resmi olmayan ahlâk ise, sürekli değişme gösteren toplumsal ve ekonomik şartlarla bağlantılı olarak oluşan yeni davranış kalıplarına uyum sağlayan kurallardır. Bireyin tüm yaşamında ve her alanında görülen bu iki ahlâk türü birbiriyle sürekli etkileşim içindedir. Bu iki ahlâk türü arasındaki ayrımın keskinleşmesi, ahlâk yozlaşmasına sebep olmaktadır. Bu durum beraberinde toplumsal bunalım ve karışıklıkları da getirmektedir (Kılavuz, 2003: 114). Kamu yönetimi içinde bu ayrım kendini daha belirgin olarak göstermekte ve kamu görevlileri üstünde etkili olmaktadır. Çünkü kamu görevlisi, devlet için vatandaşı ile arasında bir bağ olarak bulunmaktadır.

3.1.1.3. Hukuksal Etkenler

Hukukun, insanların devlet ve birbirleriyle olan ilişkilerinin düzenlenmesinde ve toplumsal huzurun sağlanmasında etkili olduğu görülmektedir. Dolayısıyla hukuk kurallarına olan bağlılık ve bu kuralların toplumsal hayatın gereklerine cevap verebilme kapasitesi, devletin devamlılığının sağlanması ve ulusal amaçlara ulaşmak için hayati bir öneme sahiptir. Bununla beraber hukuk kurallarının etik ilkelerle uyum içinde olması gerekmektedir. Hukuk devleti anlayışı gereğince, devletin tüm faaliyetleri yasalarla belirlenmiştir. Bu doğrultuda kamu bürokrasisinin işlemleri de belli kurallara bağlanmıştır. Bir toplumda düzenin sağlanması için hukukun üstünlüğüne olan inanç sağlanmalıdır. Hukukun üstünlüğü, kanunların herkes için aynı şekilde işlemesine ve yasal sürecin, siyasi süreçten ayrılmasına bağlıdır. Bu sebeple, mahkeme ve yargıçların bağımsız olmasını gerektirmektedir (Macfarlane, 2005: 112). Oysa mevcut yapıda, ekonomik ve siyasi güç merkezlerinin, bu süreç üzerindeki olumsuz etkilerinin varlığı, çeşitli şekillerde görülmektedir.

3.1.2. Kamu Yönetimi Etiği Oluşumunda İçsel Etkenler

Kamu yönetimini etiği, kendi örgüt yapısı ve çalışanlarının özelliklerine bağılı olarak şekillenmektedir. Kamu kurumlarının ve kamu görevlilerinin sahip olduğu niteliklerin veya olumsuz özelliklerin doğrudan kamu yönetimi sistemini etkilediği görülmektedir.

3.1.2.1. Kamu Yönetimi Etiği ve Örgüt Yapısı

Kamu faaliyetleri düzenleyen hukuk kurallarına paralel olarak, kamu örgütlerinin yapıları önemli bir etkendir. Kamu yönetiminde örgütlenme, Weber’in oluşturduğu bürokrasi türüdür. Bu anlayışa göre, yönetimin erişeceği amaç ve hedefler başta olmak üzere, bunları gerçekleştirmeye yönelik yapılacak tüm faaliyetler önceden belirlenmektedir. Daha sonra, bu faaliyetler çeşitli örgütsel birimlere biçimsel görevler adı altında dağıtılmaktadır. Kamu yönetiminde yapılan işlemlere ait evraklar ispat aracı olarak kullanılmakla birlikte, görevler önceden saptanmış ve yazılmış yönetmelik veya tüzüklere uygun olarak yerine getirilmektedir (Eren, 2008: 18-19). Bu özellikler kamu bürokrasinin temelini oluşturmakta ve devlet işlerinin belli bir düzen ve standartlar içinde gerçekleşmesini sağlamaktadır. Dolayısıyla, bürokratik yapı örgütün fiziksel ve mekanik unsurları üzerinde temellenen ve insanı dışlayan bir anlayıştır (Genç, 2007: 102). Bürokrasinin insanın sahip olduğu değer ve yargıları göz ardı etmesi, kamu yönetimi için günlük hayatta karşılaşılan sorunlara gereken önemin verilmemesine ve etik dışı faaliyetlerin oluşmasına sebep olmaktadır. Diğer yandan, bu durumun yarattığı olumsuzluk doğrudan vatandaşları etkilemektedir. Vatandaşların yaşadığı bu sorunlarda, devlettin bizzat kendisini olumsuz etkilemekte ve birçok sorunla karşılaşmasına sebep olmaktadır.

3.1.2.2. Kamu Yönetimi Etiği ve Kamu Personeli

Kamu örgütleri içinde tutum ve davranışları belirleyen kural ve