• Sonuç bulunamadı

TÜRK TOPLUMUNDA YAŞLILIK ALGISI VE ETKİLEYEN FAKTÖRLER

Dr. Öğr. Üyesi Nilgün KURU Hacettepe Üniversitesi

383- SUNUM TÜRÜ: Sözlü Sunum

ÖZ

Her toplumda farklı etkilerinin görüldüğü yaşlı nüfus Dünya’da ve Türkiye’ de giderek artmaktadır. Birleşmiş milletler nüfus projeksiyonuna göre, Dünya’da 1980 yılında 65 yaş ve üstü nüfusun, toplam nüfusa oranı % 5,8, 2015 yılında %8,32 iken, bu oranın 2050 yılı için %16 olacağı tahmin edilmektedir. Türkiye’ de ise Cumhuriyetin kuruluş yıllarında %3 civarında olan yaşlı nüfus, günümüzde %8,3 seviyesine hızlı bir artışla çıkmış olup, bu oranın 2050 yılında %20,8 olacağı tahmin edilmektedir. Artan nüfus içerisinde önemli bir payı olan yaşlı bireylerin yaşlılık algısı sağlıklı yaşlanma için daha da büyük önem kazanmaktadır. Yaşlılıkta ortaya çıkan psikolojik, fiziksel ve sosyal değişimler, kalıtsal özellikler, psikososyal ve sosyo-ekonomik şartlar, yaşama biçimi, geçirilen hastalıklar ve yaşlının bu dönemi algılama biçimi, yaşadığı toplum ve kültür gibi faktörlerden etkilenerek kişiden kişiye farklılıklar göstermektedir. Bireylerin yaşlanma algıları, yaşlanma sürecini nasıl ele aldıklarını ve yaşlanmayı nasıl deneyimlediklerini göstermektedir. Bireylerin algı ve yaşlanma süreci kendilik, sosyal normlar ve bunların karşılıklı etkileşimleri ile ilgili dinamik bir süreçtir. Algılar bireylerin yaşlılığa ilişkin davranışları etkilemektedir. Toplumsal açıdan kişinin kendini yaşlı olarak algılanması, onun rol ve statü kayıpları yaşaması yaşlılık algısı olarak tanımlanabilir. Yapılan çalışmalarda yaşlıların yaşlılık algısını etkileyen pek çok faktör bulunmuştur. Yaşlıların yaşlılık algısı sağlık algılarını da etkilemekte olup, yaşlılığı olumsuz olarak algılayan yaşlı, sağlığını da kötü olarak algılamaktadır. Bu nedenle yaşlıların yaşlılık algısını etkileyen faktörlerin bilinmesi önemlidir. Bu derlemede yaşlıların yaşlılık algısı ve etkileyen faktörler incelenmiştir.

Anahtar sözcükler: Yaşlılık, Yaşlılık Algısı, Tutum

Giriş:

Her toplumda farklı etkilerinin görüldüğü yaşlı nüfus Dünya’da ve Türkiye’ de giderek artmaktadır (UN,2015; TUİK,2016). Birleşmiş milletler nüfus projeksiyonuna göre, Dünya’da 1980 yılında 65 yaş ve üstü nüfusun, toplam nüfusa oranı % 5,8, 2015 yılında %8,32 iken, bu oranın 2050 yılı için %16 olacağı tahmin edilmektedir (UN, 2015) Türkiye’ de ise Cumhuriyetin kuruluş yıllarında %3 civarında olan yaşlı nüfus, günümüzde %8,3 seviyesine hızlı bir artışla çıkmış olup, bu oranın 2050 yılında %20,8 olacağı tahmin edilmektedir (TÜİK, 2016). Artan nüfus içerisinde önemli bir payı olan yaşlı bireylerin ve geleceğin

40

yaşlısı olacak genç yetişkinlerin yaşlılık algısı sağlıklı yaşlanma için daha da büyük önem kazanmaktadır.

Yaşlılık Algısı:

Yaşlılık dönemi kendine özgü biyolojik, fizyolojik, psikolojik ve sosyo-ekonomik özellikleri ile kaçınılmaz, geri dönülemez bir süreçtir (Hooyman ve Kıyak, 2005). Bu süreç doğumdan itibaren başlar ve ölümle sonlanır (Victor, 2010). Yaşlılıkta ortaya çıkan psikolojik, fiziksel ve sosyal değişimler; kalıtsal özellikler, psikososyal ve sosyo-ekonomik şartlar, yaşama biçimi, geçirilen hastalıklar ve yaşlının bu dönemi algılama biçimi, yaşadığı toplum ve kültür gibi faktörlerden etkilenerek kişiden kişiye farklılıklar göstermektedir (Er, 2009). Bireylerin yaşlanma algıları, yaşlanma sürecini nasıl ele aldıklarını ve yaşlanmayı nasıl deneyimlediklerini göstermektedir. Bireylerin algı ve yaşlanma süreci kendilik, sosyal normlar ve bunların karşılıklı etkileşimleri ile ilgili dinamik bir süreçtir (Demakakos et al, 2006). Algılar bireylerin yaşlılığa ilişkin davranışlarını etkilemektedir (Levy,2002). Toplumsal açıdan kişinin kendini yaşlı olarak algılanması, onun rol ve statü kayıpları yaşaması yaşlılık algısı olarak tanımlanabilir. Yapılan çalışmalarda yaşlıların yaşlılık algısını etkileyen pek çok faktör bulunmuştur (Özyurt ve ark, 2013; Bilir ve ark, 2002; Lökenhoff et al, 2009).

Yaşlıların Yaşlılık Algısı:

Yaşlılık dönemi kişilerin kendilerini daha rahat ve üretken hissetmeleri gereken bir dönem olmalıdır. Ancak yaşlılık algısı toplumların yaşlılığa bakış açısına göre değişebilmektedir. Geleneksel toplumlarda yaşlılık, ''bilgelik ve olgunluk'' olarak algılanırken, modern toplumlar yaşlılığı, yoksunluk, zayıflık ve bağımlılık olarak algılamaktadırlar (Levy, 2003). Türk toplumunda yaşlılık algısının incelendiği makale sayısı oldukça kısıtlıdır. Türkiye’de yapılmış olan yaşlılık çalışmalarını derleyen bir araştırma bulgularına göre, 1990 ve 2015 yılları arasında yaşlılık algısı ile ilgili toplamda 15 makale yayınlandığı görülmektedir (Özkul & Kalaycı, 2015). Türk toplumundaki yaşlılık algısını ortaya koyan bir çalışmada, “Yaşlılık nedir?" sorusuna katılımcıların % 34.9'u ''ihtiyarlık, hastalık" yanıtını vermişlerdir. Ortalama her üç kişiden birisi ise yaşlılığı "kötü bir şey, ölüm" olarak algılamaktadır (Bilir ve ark, 2002). 65 yaş üstü bireylerle yapılan bir başka çalışmada da benzer sonuçlar elde edilmiş olup, yaşlıların çoğunun yaşlılığa yönelik olumlu görüşlere sahip olmadıkları, araştırmaya katılan yaşlıların yarısı yaşlılığı “hasta olma” olarak algıladığı, diğerlerinin ise yaşlılığı “bağımlı olma” ve “yalnızlık” olarak algıladığı sonucuna varılmıştır (Özdemir ve ark, 2005). Yaşlıların yaşlılık dönemine ilişkin beklentilerin değerlendirildiği bir çalışmada ise, beklentiler ve kaygılar öncelikle maddi beklentilere sıkışmış gibi görünse de daha derin bir

41

analizde yaşlılığın temel sıkıntılarının “bağımsızlığın kaybı”, “işe yaramamak” ve “yalnızlık” olarak görüldüğü söylenmektedir (Aközer ve ark 2011). Yaşlılık algısı toplumdan topluma, kültürden kültüre ve hatta kişiden kişiye değişmektedir. Özyurt ve arkadaşlarının kırsal ve kentsel bölgede yaşayan 65 yaş ve üzerindeki kişilerin yaşlılıkla ilgili tutumlarını inceleyen çalışmasında, yaşlıların yaşlılığı olumlu olarak algıladıkları, buna karşın bedensel değişim ve sağlıklı olma açısından yaşlılık algısının kötü olduğunu bulunmuştur (Özyurt ve ark, 2013). Bireylerin genel yaşam deneyimlerinin yaşlılık deneyimlerini de biçimlendirdiği göze çarpmaktadır (Aközer ve ark 2011).

Bu nedenle yaşlıların yaşlılık algısını etkileyen faktörlerin bilinmesi önemlidir. Yapılan çalışmalarda eğitim durumu arttıkça, sosyo-ekonomik düzeyi yükseldikçe, sosyal olarak aktif bir yaşlanma süreci geçirildikçe yaşlılığın daha olumlu algılandığı saptanmıştır.

Günümüzdeki yaşlı nüfusun eğitim durumu incelendiğinde, okuma yazma bilmeyen yaşlıların sayısı azımsanmayacak kadar fazla olup, okuma yazma bilmeyen kadın yaşlı nüfus oranı erkek yaşlı nüfus oranın 4 katıdır (TÜİK, 2016). Gelecekte bilgi seviyesi yüksek, hem bireysel hem de evrensel bir kültüre sahip bir çağdaş bir topluma sahip olabilmek için yarının yaşlılarını oluşturacak gençlerin yaşlılığı daha olumlu algılayabilmeleri için eğitime önem verilmedir. Bir ülkenin mutluluğu ve refahından bahsedecek olursak, öncelikle o ülkede yaşayan insanların nitelikli ve sürekli bir eğitim almaları ve bununla kazandıkları bilgi, beceri ile ekonomik büyümeye yapabilecekleri katkıda bulunmaları gerekmektedir (Çakmak, 2008).

Yapılan bir çalışma sonucuna göre sosyo- ekonomik düzeyi düşük olan yaşlıların yaşlılıkla ilgili algıları olumsuz olarak saptanmıştır (Özyurt, 2013). Yaşlı nüfusun gelir ve yaşam koşulları araştırması sonuçlarına göre, yoksulluk oranı, yaşlı nüfus için 2011 yılında %17 iken 2015 yılında %18,3'e yükselmiş olup, cinsiyet açısından incelendiğinde, yoksul yaşlı kadın nüfus oranı, yoksul yaşlı erkek oranından fazla olup, önceki yıllara oranla artış göstermiştir (TÜİK, 2016). Yoksulluğun pek çok nedeni olmasına karşın, eğitim ve yoksulluk arasında kısır bir döngü olduğu görülmektedir (Alpaydın, 2008).

Yalnız yaşamak yaşlılık algısını etkileyen önemli diğer bir faktördür (Özyurt,2013). Yalnız yaşayan, eşi ölmüş yaşlı erkeklerin oranı %12,7 iken, yaşlı kadınların oranı %50,4’tür. Yalnız yaşayan yaşlı nüfusun %76,7'sini kadınlar oluşturmaktadır (TUİK,2016). Aile yapısı araştırması sonuçlarına göre, 2016 yılında kendilerine bakamayacak kadar yaşlandıklarında çocuklarının yanında yaşamak isteyen yaşlı bireylerin oranı %40,2, evde bakım hizmeti almak isteyenlerin oranı %38,6, huzurevine gitmek isteyenlerin oranı ise %7,7 olarak tespit

42

edilmiştir. Yaşlının aile ve toplum içindeki yeri hiçbir zaman kendisi tarafından belirlenmemiş, yaşadığı döneme bağlı olarak kendisi dışında birçok etmenler tarafından belirlenmiştir (Akın, 2005). Türk toplumun aile yapısı özellikleri göz önüne alındığı yaşlılar daha çok çocukları ve aileleriyle kendi evlerinde yaşamak istemektedir. Yapılan bir çalışma sonucuna göre yaşlı bireylerde yaşlılık algısının pozitif yönde olabilmesi ve yaşam doyumlarının artırabilmesi için evde yaşayan bireylerde de sosyal yaşantıyı destekleyecek faaliyetlerin önemli olduğu düşünülmektedir (Özpınar & Korkmaz, 2017).

Genç Erişkinlerin Yaşlılık Algısı:

Toplumda, yaşlılara karşı oluşan ön yargılardan kurtulmak ve bu döneme yönelik olumlu bir bakış açısı kazandırabilmek için yetişkin bireylerin yaşlılığa olan bakış açısı sorgulanmalıdır. Türk toplumunda yaşlılığa ilişkin kalıp yargıların niteliğine bakıldığında genellikle olumsuz bakış açısıyla resmedildiği görülmektedir.

Yaşlılık algısı ile yapılan bir çalışmada gençlerin yaşlı olumsuz yaşlılık algısı “Yaşlı, tüketicidir.”, “Yaşlı memnuniyetsizdir.”, “Yaşlılar gençleri sevmez.”, “Yaşlılar geri kafalıdır.”, “Yaşlılar bencildir.”, “Yaşlı, sağlıksızdır.”, “Yaşlılar hoşgörüsüzdür”, “Yaşlılar katıdır, esnek değildir.” örnekleriyle ortaya konmaktadır (Dönümcü, 2007). Hemşirelik öğrencilerinin yaşlılık algısını belirmek amacıyla yapılan bir nitel çalışma da öğrenciler yaşlıları, fizyolojik olarak, bireysel işlerini yaparken yavaş ya da güç hareket eden, saçları genellikle gri ve sakalları olan, yüzlerinde aşırı kırışıkları olan, zayıf ve yorgun kişiler olarak algılanmaktadır. Yine aynı çalışmada yaşlıların psikolojik olarak tanımladıkları yaşlılar unutkan, deneyimli, akıllı, depresif, sürekli geçmişi ve ölümü düşünen insanlar olarak betimlenmiştir. Sosyal olarak, öğrenciler yaşlıların yaşamdan çok beklentisi olmayan, amaç ve hedeflerini tüketmiş, bir şeyler için çaba göstermeyen, yılların yükünü üstlenmiş, toplumun yapı taşları olarak tanımlamışlardır (Hakverdioğlu Yönt, 2015). Yaşlılara yönelik tutum bazı zaman tıpkı ırkçılık gibi ön yargılı olabilmektedir. Yaşlılar işe yaramayan, hasta, zayıf, bağımlı, üretime katılamayan bireyler olarak görülüp bu tür davranışlara maruz kalabilmektedirler (Akdemir ve ark, 2007).

Yetişkin bireylerin yaşlılık dönemine ilişkin olumlu görüşleri üzerinde cinsiyetin etkisinin olmadığı; eğitim durumunun etkisi incelendiğinde ise “yaşlılığın bazı zorlukları olduğu gibi zevkli yanları da vardır” ve “yaşlılar aile ve toplumla ilgili kararlarda önemli roller üstlenirler” ifadelerinde orta dereceli okul mezunları ile yüksekokul mezunları arasında ilişki olduğu saptanmıştır. Yani bireylerin eğitim düzeyi yükseldikçe yaşlılık hakkındaki olumlu düşünmenin arttığı belirlenmiştir (Arpacı ve Ersoy, 2007).

43

Sosyal hizmet ve hemşirelik bölümü öğrencilerinin yaşlılara yönelik tutumlarını inceleyen bir çalışma sonucuna göre, %87’sinin aile büyüklerinin yaşamlarını sürdürmek için uygun gördükleri yer çocukları ve ailesiyle birlikte yaşamaları, %78 ‘i yaşlanınca çocukları ve ailesiyle birlikte yaşamayı istediklerini belirtmiştir. Yine aynı çalışmada araştırmaya katılanların günümüzde yaşlılara verilen değer hakkındaki görüşleri sorgulandığında %81.7’si bu verilen değerin azaldığını belirtmişlerdir. Eskiden alınan kararlarda yaşlıların sözlerinin çok etkili olduğunu şimdilerde ise durumun böyle olmadığını, yaşlının söz hakkının gittikçe azaldığını düşünmektedirler (Danış ve ark, 2015).

Sonuç:

Türkiye’de yaşlılığa olan bakışın hem yaşlılar hem de genç yetişkinler tarafından yavaş yavaş olumsuz olarak değiştiği görülmektedir. Bireylerin yaşlılığa olumsuz bakışı bireylerin sağlıklarını da olumsuz bir şekilde etkilemektedir. Çünkü olumlu yaşlılık algısına sahip olan bireyler, sağlığı koruyucu davranışları daha çok benimsemekte ve uygulamaktadır. Olumsuz sağlık algısının nedenleri pek çok olmakla, nedenlere yönelik önlemler alınması olumsuz yaşlılık algısının değişmesine yardımcı olacaktır. Yaşlıların ve genç yetişkinlerin olumsuz olan yaşlılık algısını değiştirmek, olumlu olan algılarını daha da geliştirecek önlemler, politikalar ve araştırmaların geliştirilmesi gerekmektedir. Ancak algıdaki bir dönüşüm ile uygulamalarda da bir dönüşüm yaşanabilecektir (Taşcı, 2013).

Ayrıca bugünün gençlerini yetiştirirken eğitimlerine özen göstererek sorumlu ve moral değerleri yüksek bireyler yetiştirilmesi, gençlerin geleceklerinin kendisinin elinde olduğunun kabul etmesini sağlar (Görgünbaran, 2008). Toplumda, yaşlılara karşı oluşan ön yargılardan kurtulmak ve bu döneme yönelik olumlu bir bakış açısı kazandırabilmek için yetişkin bireyler yaşlı ve yaşlılık dönemine ilişkin tüm konularda örgün ve yaygın eğitimle bilgilendirilmeli ve bilinçlendirilmelidir (Arpacı ve Ersoy, 2007).

Yaşama pozitif bakan, fiziksel, ruhsal ve sosyal yönden iyi bireyler yetişmesi ile geleceğin yaşlılarının da sağlıklı olmasına ve olumlu yaşlılık algısı sebep olabilir.

44 KAYNAKLAR

Akdemir N, İlknur FÇ, Görgülü Ü. (2007). Yaşlılığın algılanması ve yaşlı ayrımcılığı Turkish Journal of Geriatrics. 10 (4): 215-222.

Aközer M, Nuhrat C & Say Ş (2011). Türkiye'de Yaşlılık Dönemine İlişkin Beklentiler Araştırması. Sosyal Politika Çalışmaları Dergisi, 27(27):103-128.

Alpaydın Y. (2008). Türkiye’de yoksulluk ve eğitim ilişkileri. İlem

Yıllık, 3(3), 49-64.

Bilir, N., Aslan, D., Güngör, N., Ağaç, M., Sıddıqui, Z., Uluç, F., ... & Yılmaz, Ö. (2002). Ankara’da Altındağ Sağlık Ocağı bölgesine bağlı Sakarya mahallesinde yaşayan 65 yaş üzeri kişilerin bazı sağlık ve sosyal durumlarının saptanması. Turkish Journal of Geriatrics, 5(3), 97-102.

Çakmak Ö. (2008). Eğitimin Ekonomiye ve Kalkınmaya Etkisi. Dicle Üniversitesi Ziya Gökalp Eğitim Fakültesi Dergisi. 11, 33-41.

Danış Z, Kara ZH, Çolak F, Kırpık S & Ayyıldız A. (2015). Sosyal Hizmet ve Hemşirelik Bölümü Öğrencilerinin Yaşlılara Yönelik Tutumları. Journal of History School (JOHS) December 2015, Yıl 8(24): 539-559.

Demakakos P, Hacker E & Gjonça E. (2006). 11. Perceptions of ageing. Retirement, health and relationships of the older population in

England, 339-351.

Görgünbaran, A. (2008). Yaşlılıkta sosyalizasyon ve yaşam kalitesi. Yaşlı Sorunları Araştırma Dergisi, 1(2), 86-97.

Hakverdioğlu Yönt G, Akın Korhan E & Dızer B. (2015). Nursıng Students'perceptıons Of Elderly And Elderlıness. Anatolian Journal of

Clinical Investigation, 9(1):1-5.

İçli G. (2010). Yaşlılar ve yaşlılığın değerlendirilmesi: Denizli İli üzerine niteliksel bir arastırma. Yaşlı Sorunları Araştırma Dergisi, 3(1-2), 1-13.

Levy BR & Myers LM. (2004). Preventive health behaviors influenced by self-perceptions of aging. Preventive medicine, 39(3), 625- 629.

Levy BR, Slade MD & Kasl SV. (2002). Longitudinal benefit of positive self-perceptions of aging on functional health. The Journals of

Gerontology Series B: Psychological Sciences and Social

Sciences, 57(5): 409-417.

Löckenhoff C E, De Fruyt F, Terracciano A, McCrae RR, De Bolle M, Costa Jr PT., ... & Allik J. (2009). Perceptions of aging across 26

45

cultures and their culture-level associates. Psychology and aging, 24(4), 941-954.

Özdemir L, Akdemir N. ve İmatullah A. (2005). Hemşireler için geliştirilen yaşlı değerlendirme formu ve geriatrik sorular. Türk Geriatri Dergisi, 8(2), 94- 100.

Özkul M & Kalaycı I. (2015). Türkiye’de Yaşlılık Çalışmaları. Sosyoloji Konferansları, (52):259-290.

Özpınar S & Korkmaz, M. (2017, February). Kurumda ve Evde Yaşayan Yaşlı Bireylerin Yaşlılık Algısı İle İlgili Tutumları Ve Etkileyen Faktörler. In 19. Ulusal Halk Sağlığı Kongresi.

Özyurt BC, Tunç B & Hatipoğlu S. (2013). Yaşlıların yaşlılıkla ilgili tutumları: Manisa’da bir kentsel ve kırsal bölge örneği. Akademik

Geriatri, 5, 29-37.

Ron P. (2007). Elderly people's attitudes and perceptions of aging and old age: the role of cognitive dissonance?. International journal of

geriatric psychiatry, 22(7): 656-662.

Taşçı F. (2013). Refah Devleti Modelleri İçinde Türkiye’nin Pozisyonu:“Yaşlı Algısı” Üzerinden Değerlendirmeler. İnsan & Toplum

Dergisi, 3(5):5-35.

Tufan İ. (2007). Modernleşme hareketi bağlamında Türkiye' de kuşaklar arasındaki ilişkiler; Türkiye' de modernleşme hareketi genç ve yaşlı kuşakların ilişkilerine nasıl bir etki yapıyor? TÜBİTAK SBB Proje No. 3030, 2004: 1 Cilt. Gerontoloji Enstitüsü, 2007.

Türkiye İstatistik Kurumu (2016). İstatistiklerle Yaşlılar, 2016. Erişim 9.05.2017, http://www.tuik.gov.tr/PreHaberBultenleri.do?id=24644

United Nations, Department of Economic and Social Affairs, Population Division. (2015). World population prospects: The 2015

revision. New York: Author.

Akın G (2002). Başlangıçtan Günümüze Yaşlının Aile ve Toplumdaki Statüsü. Türk Geriatri Dergisi 5(2):75.

Arpacı F & Ersoy AF. (2007). Türk Toplumunda Yaşlılık: Yetişkin Bireylerin Yaşlılık Dönemi Görüşlerine İlişkin Bir Araştırma. 38.

ICANAS, 10, 61-73.

Hoyman N & Kıyak HA. (2005). Social Gerontology, Allyn and Bacon, Boston.

46

Er, D. (2009). Psiko-sosyal açıdan yaşlılık. Fırat Sağlık Hizmetleri Dergisi, 4(11), 132-143.

Dönümcü Ş. (2007). Yaşlılıkta Üretmek: Kendini Sürekli Yeniden Yaratmak İzzet Baysal Üniversitesi Fizik Tedavi Yüksek Okulunca Yaşlılıkta Verimlilik Paneli Bolu.

47