• Sonuç bulunamadı

Approach to the Postoperative Pain

Esma GÖKÇE1, Sevban ARSLAN2, Evşen NAZİK3

1 (Uzman Hemşire) Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi, Kardiyoloji Ana Bilim Dalı, Adana/Türkiye, esmagokce0@gmail.com

2 (Doç. Dr.) Çukurova Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi, Hemşirelik Bölümü, Adana/Türkiye, sevbanadana@hotmail.com

3 (Doç. Dr.) Çukurova Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi, Hemşirelik Bölümü, Adana/Türkiye, evsennazik@gmail.com

378-PRESENTATION TYPE /SUNUM TÜRÜ: Oral Presentation / Sözlü Sunum

ÖZ

Ağrı; insanlığın oluşumundan günümüze kadar yaşadığı ve çözüm aramaya devam edilen bir sorundur. Postoperatif ağrı, ağrı tiplerinden somatik ağrının bir örneği olan cerrahi operasyon sonrası meydana gelen, cerrahi travma ile başlayıp, devam eden süreçte azalan ve doku iyileşmesi ile son bulan, şiddeti kadar insizyonun tipi ve boyutu ile doğrudan alakalı olan akut bir ağrıdır. Cerrahi operasyon sonrası 12. ve 36. saatler arasında daha fazla algılanan, sonraki günlerde azalmaya başlayan bir durumdur.

Posoperatif ağrı nedenleri; farklı oranlarda olmak üzere, cerrahi girişimin derecesi, bölgesi, süresi, anestezi türü, ağrının subjektif doğası, hastanın özellikleri, tedavi ve ağrıya atfettiği önem gibi faktörlerdir. Ağrı iyi yönetilmez ve kontrol altına alınamazsa, operasyon sonrası süreçte çeşitli komplikasyonlara sebep olmakta, morbidite ve mortaliteyi yükseltmekte, iyileşme zamanını ve hastanede yatış zamanını arttırmaktadır. Ayrıca ilk aşamada iyileşmeye etkisi olan stres yanıt eğer devam ederse organizma için tehdit oluşturur. Bu durumda bir stresör olarak düşünülen ağrı uzun zaman alırsa, organizmada ağrıya karşı fizyopatolojik cevaplar oluşur ve bu yüzden mutlaka kontrol altına alınmalıdır. Literatürde hemşirelerin ağrı yönetim uygulamaları incelendiğinde eğitime ihtiyaçları olduğunu tespit edilmiş ve eğitim almış hemşirelerin postop hastalarda iyi bir ağrı yönetimi sağlayarak, mobilizasyonun arttığı, opioid kullanımının azaldığı, hastanede kalış süresinin kısaldığı bildirilmiştir. Bu yüzden hemşireler, ağrının değerlendirilmesinde, tedavinin uygulanmasında, hasta takibinde, uygulamanın değerlendirilmesinin izlenmesinde, eğitimde etkin rol oynamakta ve multidisipliner ekipte önemli bir yere sahip olmaktadır. Bu derlemede postoperatif ağrı kontrol yöntemleri ve literatürde yapılmış olan çalışmalar değerlendirilecektir.

Anahtar Kelimeler: Ağrı, Postoperatif Ağrı, Hemşirelikte Ağrı Yönetimi ABSTRACT

Pain is a problem that humanity has lived up to present day and has been continued to seek solutions. Postoperative pain is an acute pain that occurs after surgical operation, which is an example of somatic pain from pain types, starting with surgical trauma, decreasing in the ongoing process and ending with tissue healing, and its severity is directly related to the type and size of the incision. It is a condition that is perceived more

142

frequently between the 12th and 36th hours after surgery, and it starts to decrease in the following days.

Causes of postoperative pain, different rates; are the factors such as the degree of surgical intervention, region, duration, type of anesthesia, subjective nature of the pain, the characteristics of the patient, the importance attributed to treatment and pain. If the pain is not managed well and cannot be controlled, it causes various complications in the postoperative period, increases morbidity, mortality and extends the time of recovery and hospitalization. In addition, the stress response that helps healing at first stage may lead to pose threat for organism, if stress persists. In this case, if the pain, which is considered as a stressor takes a long time, the organism may cause physiopathological responses to pain and therefore must be controlled. In the literature, it has been reported that nurses need pain management practices and they reported that they need training, and that the nurses who received training before and after surgery provided good pain management, increased mobilization, decreased opioid use and shorter hospital stay. Therefore, nurses play an active role in the evaluation of pain, implementation of treatment, patient follow- up,evaluation of the application, education and they have an important place in multidisciplinary team. In this reviev, postoperative pain control methods and studies in the literature will be evaluated.

Keywords: Pain, Postoperative Pain, Pain Management in Nursing

GİRİŞ

Uluslararası Ağrı Araştırmaları Teşkilatı (IASP)’ ne göre ağrı; olmuş olan ya da muhtemel doku hasarına eşlik eden ya da bununla ifade edilen, olumsuz duyusal ve emosyonel bir tecrübedir. Klinik olarak en iyi olduğu düşünülen açıklama ise; “Ağrı hastanın belirttiği şeydir, eğer söylüyorsa vardır” şeklindedir. Amerikan Ağrı Derneği de (American Pain Society) ağrının 5. vital bulgu olarak düşünülmesini önermektedir. Ağrının sınıflandırması dört ana öğe altında toplanmıştır. Bunlar süresine göre (akut, kronik ağrı), kaynaklandığı bölgeye göre (somatik, visserel, sempatik ağrı), mekanizmasına göre (nosiseptif, nöropatik, reaktif, psikosomatik ve deafferentasyon ağrı) ve duyu şekillerine göre (sızlama, yanıcı, batıcı, kolik) olan sınıflamalardır. Vücutta ağrı duyusunun algılanışı sırasında bir dizi kompleks elektro-kimyasal olay gerçekleşir ve bu olaylara nosisepsiyon denir ve 4 aşamada hissedilir. Ağrının hissedilmesi (transdüksiyon), ağrının iletilmesi (transmisyon), ağrının düzenlenmesi (modülasyon), ağrının algılanması (persepsiyon) son aşamadır (Acar et al., 2016; Eti Aslan 2011; Dikmen 2013; Ayhan ve Kurşun 2015).

Postoperatif evredeki ilk yedi günde oluşan ağrı akut ağrı, yedi günü aşarsa uzamış ağrı, üç aydan uzun bir zaman alırsa kronik postop ağrı veya dirençli postop ağrı olarak ifade edilir (Sü ve Şahin 2014; Yılmaz Şenyüz ve Koçaşlı 2017; Çilingir ve Uzun Şahin 2016; Ceyhan ve Güleç 2010). Murray ve Retief çalışmalarında, hastaların %62’sinin şiddetli veya orta şiddetli ağrıdan yakındıklarını, acil cerrahi, karın ve alt

143

ekstremite cerrahisi geçirenlerde ağrı insidansının yüksek olduğunu bildirmişlerdir. Coucerio ve arkadaşları, hastaların %46’sının postoperatif ağrıdan yakındığını, ağrının kadın cinsiyette daha fazla görüldüğünü bildirmişlerdir (Murray and Retief 2016; Couceiro et al., 2009).

Cerrahi sonrası ağrı kontrol altına alınmazsa; atelektazi, pnömoni, hipoksi ve diğer solunum yoluna ilişkin komplikasyonlara, taşikardi, hipertansiyon, aritmi, miyokard iskemisine, mobilizasyonu engellediğinde tromboembolitik komplikasyonlara, üretra ve mesane motilite azalmasına, konstipasyon ve paralitik ileusa, negatif nitrojen dengesi, hiperglisemi, glukoz intoleransına, immun yanıtın azalmasına bağlı enfeksiyona neden olabilmektedir. Psikolojik olarak korku, anksiyete ve uykusuzluk ortaya çıkabilmektedir. Postoperatif ağrı, kontrol altına alınmadığında kronikleşebilmektedir. Bunlara ek olarak; bilinç bulanıklığı, yara iyileşmesinde gecikme, hastanın yaşam kalitesini ve günlük yaşam aktivitelerini olumsuz yönde etkileme, iyileşme süresi gecikme, hastanede kalış süresi ve sağlık harcamalarında artış, mortalite ve morbidite oranlarında artış gibi sorunlara da yol açabilmektedir (Ayhan ve Kurşun 2015; Yılmaz Şenyüz ve Koçaşlı 2017).