• Sonuç bulunamadı

3.6. TÜRKİYE’DE YAPILAN ÇALIŞMALAR

3.6.2. TÜRKİYEDE BİNBİR GECE MASALLARI ÜZERİNE YAPILAN

3.6.2.4. TÜRKÇE ESERLER

Burada yer alan kaynaklar yukarıda belirtilmiştir, ancak burada yinelenmesinin sebebi sempozyumda sergilenen kitaplar listesinde yer almalarıdır.

1. 1001 Gece Masalları (çev. Selâmi Münir Yurdatap), Türkiye Yayınevi,

İstanbul, 1949.

2. 1001 Gece Masalları (çev.Raif Karadağ), Ak Kitabevi, İstanbul, 1961. 3. Bin Bir Gece Masalları (çev. İlhan Eti), Engin Yayıncılık, İstanbul, 1989. 4. Bin Bir Gece Masalları: Dördüncü Kitap, Resimli Ay Matbaası Türk

Limited Şirketi, İstanbul, 1928

5. Binbir Gece Masalları (çev. Âlim Şerif Onaran), Afa Yayıncılık,

İstanbul, 1992.

6. Binbir Gece Masalları (çev. Âlim Şerif Onaran), Yapı Kredi Yayınları,

İstanbul, 2001

7. Binbir Gece Masalları (çev. Ferid Namık Hansoy), İşbankası Yayınları,

8. Binbir Gece Masalları (çev. Selami Münir Yurdatap), Elips Kitap,

İstanbul, 2007.

9. Binbir Gece Masalları (yay. hzl. Suat Taşer), Emek Basım-Yayımevi,

Ankara, 1957.i

10. Elfü’n-nehar ve’n-Nehar (Fransızca’dan çev.: Mustafa Hami, Ali Raşid,

Ahmed Şakir ve Said Fehmi), 1873 (Sanat Kitabevi’nden geldi)

11. En Güzel 1001 Gece Masalları (der. Arnica Esterl) (çev. Gül Kızılca

Yürür) (res.Olga Dugina), Optimist Yayınları, İstanbul, 2007.

12. Galland Bin Bir Gece Masalları (Jorge Luis Borges önsözü ile ‘Kör

Dilenci Abdullah’ın Hikâyesi’ (İspanyolca’dan çev. Ali Karabayram), ‘Alaaddin’in Hikâyesi ya da Sihirli Lamba’ (Fransızca’dan çev. Hasan Fehmi Nemli), Dost Kitabevi Yayınları, Ankara, 2004.

13. Seçme 1001 Gece Masallar (çev. Atilla Tokatlı), Deniz Kitaplar

Yayınevi, İstanbul, 1992.

14. Tercüme-i Elf Leyle ve Leyle (çev. Ahmed Nazif) ,İstanbul Matbaa-i

Âmire

15. Tercüme-i Elf Leyle ve Leyle (çev. Ahmed Nazif), İstanbul Matbaa-i

Mekteb-i Sanayi.

3.6.2.5. BİNBİR GECE MASALLARI’NDAN İLHAM ALAN KITAPLAR

Güneli Gün, Bağdat Yollarında, Simavi Yayınları, İstanbul, 1993

Muhayyelât-ı Aziz Efendi (sad. Ahmet Kabaklı), Kültür Bakanlığı Yayınları,

Ankara, 1990.

20 Eylül 2008 tarihinde Bilkent Üniversitesi konferans salonunda yapılan ve bizim de katıldığımız sempozyumun bildirileri 2010 yılında Mehmet Kalpaklı ve Neslihan Demirkol Sönmez’in hazırladıkları Binbir Gece’ye Bakışlar adlı eserde yayımlanmıştır.

Bu sempozyumda, birçok değerli yerli ve yabancı araştırmacı bildiri sunmuşlardır. Aşağıda bu bildirilerde sunulan konular kısaca tanıtılacaktır.

Mehmet Kalpaklı ve Neslihan Demirkol Sönmez’in “Sunuş” yazısında bu sempozyumun düzenlenmesinde emeği geçenler ve etkinlik kapsamında yapılanlar kaleme alınmıştır.

Mehmet Kalpaklı , “Doğu ile Batı Arasında Kültürel Bir Koridor Olarak Binbir Gece Masalları” adlı bildirisinde, Binbir Gece Masalları’nın ortaya çıkışı, yayılışı ve dünya kültür mirası olması ile ilgili bilgiler vermektedir.

Ulrich Marzolph, “Çok Uluslu Anlatım Sanatının Bir Abidesi Olarak Binbir Gece Masalları” adlı bildirisinde, Filistin asıllı Amerikalı edebiyat tarihçisi Edward Said’in Oryantalizm adlı eserini tanıtmakta ve Binbir Gece Masalları’nı, tarihî, siyasî ve dilbilim açısından değerlendirmesini yapmaktadır. Marzolph, bildirisini on başlık olarak belirlemektedir. Ayrıca külliyatla ilgili olarak aşağıdaki verilen bilgiler de çalışmamızı destekler özelliktedir.

Binbir Gece Masalları konusunda, “yüzyıllar boyunca destan, büyü hikâyeleri, dini efsaneler, hayvan hikâyeleri ve komik hikâyeler ile fıkralar dâhil olmak üzere hemen her türden çok geniş bir yelpazede hikâye türlerini kaynaştırmıştır.” ifadesine yer vermektedir. (Marzolph 2010: 18)

Semih Tezcan, “Binbir Gece ve Benzeri Metinlerin İşlevi” adlı bildirisinde, Binbir Gece Masalları’nın ilk Türkçeye çevrilmesinden Orta Asya’dan bugüne kadar geçen Türk edebiyatının dönemlerinden ve yazıya geçiş döneminden ve dünya edebiyatına katkı ve etkilenmesinden söz etmektedir. Ayrıca Tezcan, Binbir Gece Masalları’nın çocuk edebiyatına kazandırılmasını da doğru bulmadığını ifade etmektedir.

Öcal Oğuz, “Sözlü ve Yazılı Yayılma Kuramları ve Binbir Gece Masalları”, adlı bildirisinde, Binbir Gece Masalları’nın doğuşu ve yayılışı ile kuramlardan söz etmektedir.

Oğuz’un bildirisinde geçen şu bilgiler çalışmamız açısından önemlidir: “Binbir Gece Masalları, eldeki bilgilere göre 14- 15. yüzyıllardan beri Türkçe yazılı versiyonlar yaratırken, Binbir Gece Masalları’nda görülen birçok motifin hem Türk hem de dünya anlatılarında karşımıza çıkması, öte yandan Binbir Gece Masalları’nın temel izleklerinden biri olan “aldatma”nın Anadolu masallarında hem tema hem de motif olarak benzerlerinin bulunmasıyayılmanın yönü, biçimi ve kaynağı hakkında

verilegelen aceleci hükümlerin gözden geçirilmesini gerektirmektedir.” (Oğuz 2010: 43-44).

Hande Birkalan Gedik, “Sözlü Kültür ve Yazılı Kültür Arasında: Türkçe 1001 Gece Geleneğinde Metinlerarası Söylemler”, adlı bildirisinde daha önce Fabula dergisinde yer alan makalesini destekleyici bilgilerin yanı sıra, çok ilgi çekici bilgiler de sunmaktadır. Onlardan bazılarını aşağıya alıyoruz.

“Bazı araştırmacılara göre, Binbir Gece Masalları’nda Türkçe etkisi, koleksiyonun başlığından anlaşılabilir. “Binbir” terimi tam olarak binbir masalı değil, sayısız çok masalı işaret etmektedir.”

“Türkçe sözlü gelenekte bulunan “Ali Baba ve Kırk Haramiler” (TTV 179) ya da “Aladdin’in Sihirli Lambası” (TTV 180) gibi masallar aradaki kültürel iletişime bir örnek olarak verilebilir. Bu iki masal da Türkçe sözlü gelenek içinde tesbit edilmiş masallardır.” (Gedik 2010: 51)

“Öte tarafta çok sayıda Türkçe masalın Binbir Gece geleneğine girdiği bilinmektedir. Boratav’ın belirttiği gibi Pétits de la Croix’ın Binbir-Gün Hikâyeleri’nde Arap ve Fars geleneğinden başka Türkçe kitaplardan alınmış masallar da vardır (de la Croix 1710-12). İlginç bir şekilde dilimize kazandırılan çevirilerden biri olan bu eser 1873’de Türkçe’ye çevrilmiştir.” (Gedik 2010: 54)

“Binbir Gece Masalları çalışmalarında Binbir Gece’nin bir “standard” versiyonunun olmadığı görülmektedir. Bunun yerine metinler Avrupalı, Arap ya da başka kültürlerden gelen toplum ya da topluluklardan olsun, onların talep ve arzularına göre şekillenmiştir. Burada Binbir ifadesinin sembolik anlamda okunmadığı, tam tersine gerçekmiş gibi ele alındığı sezinlendiğinden, hikâyelerin bu edebi sayıya tamamlama isteği rol oynamaktadır.” (Gedik 2010: 64)

Gedik’in bu tespitleri çalışmamızı desteklemesi açısından oldukça önemlidir. Hakan Karateke “Galland’ın Binbir Gecesi’nde Tercüme Sorunları”, adlı bildirisinde Binbir Gece Masalları ile Ferec bade’ş-şidde hikâyelerinin benzerliği üzerinde durmaktadır. Çalışmamızın ilgili bölümünde, biz de bu konuya eğilerek gerekli açıklamaları yaptık.

Karateke’den bu konuyla aldığımız bölümler aşağıdadır.

“Galland’ın Arapça’dan Fransızca’ya yaptığı Binbir Gece tercümesi 1704 yılında basılmaya başlanmış, ama sekizinci cilde gelindiğinde Galland’ın elinde

tercüme edecek malzeme kalmamıştı. Bunun üzerine yayıncı, François Pétis de la Croix’nın 1710 yılında ilk cildi yayınlanacak olan ve Türkçe Ferec’den tercüme Binbir Gün’ünden iki hikâyeyi Binbir Gece’nin sekizinci cildinin sonuna eklemiştir.” (Karateke 2010: 76).

Ancak Karateke’de belirtilen masalın adı, ‘Zeynelasnam ve Hudadad’ adını taşımaktadır. Bu masal sadece Onaran’ın çevirisinde ve ‘Bakireler Aynası’ adı ile geçmektedir. Karadağ, Yurdatap ve Akkoyunlu’nun çevirilerinde böyle bir masal tespit edilmemiştir.

Ferec bade’ş-şidde’yi okuduğumuzda elde ettiğimiz sonuç, birden fazla

masalın, Binbir Gece Masalları’na eklenmiş olduğudur.

Akif Kireççi “Binbir Gece Masalları’nı Mistik Bir Okuma Denemesi” adlı bildirisinde, ‘Bakırcılar Şehri’ adlı masalın özelliğinden söz etmektedir. Bu masal Türkçeye çevrilen Binbir Gece Masalları kitaplarında farklı adlar ile yer almaktadır. ‘Tunç Kent’, vb. Ayrıca, bu masalın bir başka özelliği yaşanılan zamandan bir kale (kapı, vb.) ile başka bir zamana geçiş motifinin görülmesidir.

Sabri Koz, “Fransızcadan Türkçeye Ermeni Harfleriyle Binbir Gece Masalları” adını taşımaktadır. 1890 yıllardan sonra çevrilen bu eserlerin çevirmenlerinı ve kitaplarını tanıtan Koz, eserde geçen Binbir Gece Masalları’nın adları ve bir masal metnine de yer vermektedir. ‘Tılsımlı Beygir’ masalı ile verilen bu metin Türkçeye çevrilen kitaplarda ‘Sihirli At’ adıyla görülmektedir.

Özcan Yüksek “Masalsız Çağımız” adlı bildirisini sunmuştur. Yüksek, Atlas dergisi genel yayın yönetmenidir. Üç yıl boyunca derginin ilgili sayfalarında Binbir Gece Masalları ile ilgili çeşitli yazılar kaleme almış, geziler düzenlemiştir.

Gülseren Tor, “Binbir Gece Masalları’nın Eski Anadolu Türkçesine Çevirilerinde Üslup” adlı bildirisini sunmuştur. Tor, Binbir Gece Masalları ile doktora tezi de hazırlamıştır. Bildirisinin konusu da bu çalışma ile ilgilidir. Türkçeye çevrilen ilk Binbir Gece Masalları çalışmasını dil, üslup ve cümle yapısı bakımından incelemektedir.

Eserin son bölümü, sempozyumda bildiri sunan bilim adamlarını ve eserlerini tanıtan ‘İndeks’ bölümüyle tamamlanmaktadır.

3.7. BİNBİR GECE MASALLARI İLE İLGİLİ YAPILAN YABANCI