• Sonuç bulunamadı

Binbir Gece Masalları incelendiği zaman kahramanların adlarından, olayların geçtiği coğrafyaya, yaşanılan sosyal hayattan, masalların konularına kadar, özellikle İran, Arap, Mısır ülkelerinin adlarının ön plana çıktığı görülmektedir.

Binbir Gece Masalları ile bilgiler verirken, incelediğimiz kaynaklarda bu külliyatın tanımını veren tek araştırmacı Süleyman Tülücü’dür. O, tanımını şu şekilde yapmıştır:

“Binbir Gece Masalları, diğer adı ile Arap Geceleri; hikâye, masal, destan, menkıbe ve fıkraları bir araya toplayan, eski Hint edebiyatında başka örneklerine de rastladığımız ‘çerçeveli hikâye’ler tipinde ve tekniğinde bir Arapça külliyattır.” (Tülücü 2004: 1).

Âgah Sırrı Levend sadece birinci cildini yayımlayabildiği Türk Edebiyat

Tarihi adlı eserinde konumuzla ilgili olarak Arap edebiyatında hikâyeyi karşılayacak

adlar üzerinde açıklamalar yapmış, “Gece toplantılarında söylenen masallara ‘esmar’, gerçekle hiç ilgisi olmayan uydurma masallara ‘hurafat’ … denir.” ifadesine yer vermiştir. Binbir Gece Masalları’nın temeli olan Hezâr Efsâne İran edebiyatının hikâyeleridir. Bu eser içindeki hikâyelerin çoğu sonradan değiştirilmiştir, ya Arap hayatına uydurulmuş ya da yeniden kaleme alınmıştır. Araplar ise “Hezâr Efsâne”nin karşılığı olarak “Elfü Hurâfe” adını kullanmışlardır. Elfü Leyle adını taşıyan bu eser daha sonra Elfü leyleti ve’l Leyle olarak adlandırılmıştır (Levend 1973: 199).

Levend’in verdiği bilgilerin ışığı altında Binbir Gece Masalları’nı hem ‘esmar’ hem de ‘hurafa’ masalları içine alabiliriz. Bundan dolayı da ‘Elfü Hurafe’ olarak adlandırılması doğrudur. Ancak ‘Elfü Hurafe’ adı daha sonra nasıl ‘Elfü Leyle’ adını almıştır, sorusunun cevabını içinde bulunan ‘esmar’ türündeki masallardan almış olduğunu söyleyebiliriz.

Elfü leyleti ve’l Leyle adıyla ilgili olarak verilen bilgilerde de; Eduard

Gildmeister; Arapların yuvarlak sayıları, Elfü Leyle (Bin Gece)’de geçen ‘Bin’ sayısını da uğursuz saymalarından dolayı ‘Binbir Gece’ adının verildiği görüşünü belirtmiştir (Oestrup1891’den; İ A/ 2, 1979: 620).

Bu konuda farklı bir yaklaşım da Enno Littmann’a aittir. Littmann’ın bu görüşünü Ulrich Marzolph “Bin Hikâyenin binbir (gece) masallara dönüştürülmesinde birçok sebep bulunmaktadır (bk. Barth 1984). En geçerli olan sebep ise Alman düşünür Enno Littmann’ın (1953: 664) öne sürdüğü “binbir” anlamına gelen Türkçe aliterasyon 1001’in yaygın olarak kullanılmasıdır. Farsça nesir ve şiirlerde (hezār-o yek olarak) 1001’in sonsuz ve belirsiz bir miktar olduğunu öne süren İran edebiyatı bilginleri bu düşünceyi kabul etmemişlerdir.” (Marzolph 2004: 35)

Marzolph’un verdiği bilgiler Binbir Gece Masalları’nın adının Türkçe olduğunu ispatlamaya yönelik bir çalışma olarak nitelendirilebilir. Ancak dünya literatüründe sadece Binbir Gece adıyla değil, Arap Geceleri olarak bilindiği de unutulmamalıdır.

Sözlü bir eser olan Binbir Gece Masalları’nın ilk defa bir kitap bütünlüğünde ne zaman ortaya çıktığı konusunda çeşitli görüşler bulunmaktadır. Bu konuda Arap

bilgini İbn El-Nedîm Elfihrist adlı kitabından; “Binbir gece süren ve 200 masal ihtiva eden, Hezar Efsane kitabını gördüm ve defalarca okudum. ” (Akkoyunlu 1983: 5) demektedir.

Bu konuda Tülücü; “İbnü’n-Nedîm (ö. 385/995) de Muhammed b. ‘Abdûs el- Cehsiyârî (ö. 331/943)’nin 1000 ünlü Arap, İran, Yunan vb. masalını toplamaya başladığını, ancak 480 masala ulaştığı bir sırada öldüğünü söyler.” (Tülücü 2004: 4).

Burada dikkati çeken önemli bir konu da, ‘Adı Binbir Gece Masalları olan bu eserin içinde kaç tane masal metni yer almaktadır?’ sorusudur.

Bu konuda araştırma yapanlar 1001 masalın olmadığı konusunda hemfikirdirler. Ancak gerçekte Binbir Gece Masalları’nda kaç masal yer almaktadır? Bu sorunun cevabını ilerleyen bölümlerde açıklamaya çalışacağız.

Binbir Gece Masalları’nın ortaya çıkışı hakkında başka bir görüşte de şöyle denilmektedir:

“Süheyl El-Kalemâvi, Hezar Efsane’nin Hicri 3. yüzyılda Abbasi halifelerinden El-Me’mun veya El-Mansûr zamanında Arapçaya tercüme edildiği” görüşünü dile getirmiştir.” (Akkoyunlu 1983: 5).

Mes‘ûdî (ö. 346/957) Mürûcü’z-Zeheb adlı eserinde, Binbir Gece Masalları ile ilgili olarak, “Bu külliyatın Araplara geçmiş birçok İran, Yunan, Hint eserleri gibi dışarıdan geldiği, Farsça aslının Hezâr Efsâne olduğu belirtmektedir.” (Tülücü 2004: 4).

Bir başka görüşe göre; Binbir Gece Masalları’nı IX. yüzyıl civarında derleyen ve Arapçaya çeviren kişi ise Muhammed el Gahşigar’dır. Eserin giriş bölümünde yer alan Şehrazad hikâyesinin XV. yüzyıl içinde külliyata eklendiği de çeşitli kaynaklarda belirtilmektedir.

Binbir Gece Masalları’nın ilk çerçeve masalı olan Şehriyar ve Şehrazat ile ilgili olarak Ulrich Marzolph’tan edindiğimiz bilgilere göre, “İbn el-Nedim’in külliyatın başlangıç kısmının özeti çok kısadır. Kral’ın geceler boyu dini tören olarak bir kadınla evlenip onu öldürmesinden söz ederken, hiçbir sebep belirtmemekte ve eşlerinin sadakatsizliğine tanık olan veya onların şeytan tarafından bir kutuda tutulan kurnaz bir kadın tarafından alıkoyulması gibi olaylar üzerinde durmamıştır (Horálek 1987).” ifadesi yer almaktadır.

Bu açıklamaya göre de Şehrazat’ın masalının Binbir Gece Masalları’na sonradan eklendiği söylenebilir.

Levend, Binbir Gece Masalları’nın kaynağı konusunda; “Eserin kimin tarafından çevrildiği belli değildir. Ancak bu masalları sonradan toplayan İranlı Ebû ‘Ali Firuz-abadî” adında birisi olduğunu söylemektedir (Levend 1973: 200).

Şimdiye kadar edindiğimiz bilgiler Binbir Gece Masalları’nın ‘Hezar ya da Hazar Efsane’ adıyla bilinen, İran edebiyatında var olan bir kaynaktan çıktığı yönündedir. Ancak konuya çok farklı bir açıdan bakan Marzolph bu konuda şu bilgileri vermiştir.

“Hezar efsane: Bu başlık her ne kadar “Bin Hikâye” olarak anlaşılsa da, Farsça terim olan efsane sihirli bir söyleyiş veya büyülü sözler olarak ifade edilen ve böylece bir şekilde büyü ile ilgili dil açısından efsun ve füsun terimleriyle ilişkilidir. Bu yüzden Farsça efsane sadece hikâye veya masal olarak değil, daha çok “büyü masalı” olarak anlaşılmalıdır. Bu başlık Arapçaya Elf Hurafa olarak çevrilmiştir. Hurafa fantastik ve doğaüstü hikâye türü olarak karşımıza çıkar.” (Marzolph 2004: 38).

Marzolph’ın bu görüşü, Levend’in görüşleriyle benzerlik göstermektedir. Marzolph’un bu konudaki açıklamalarının temelindeki “Elf hurafa, Arapça Hezar efsane tercümesinin başlığı değildir, çünkü Mes’udî bunların genellikle Elf leyleh (Bin Gece Masalları) olarak bildiğini belirtmiştir. İbn el-Nedim, kitabın Arapça versiyonunun bin gece masallarını ve 200’den daha az hikâyeyi içerdiğini belirtmiştir. Aynı zamanda, daha önceki versiyonlarının içeriği konusunda veri bulunmamaktadır. En eski Arapça el yazması XV. yüzyıl tarihlidir ve aynı zamanda ortaçağa ait ‘Alf laylah wa-laylah’ Binbir Gece Masalları içeriği hakkında bilgi veren ilk dokümandır (Grotzfeld 1996: 97).” ifadesini kullanarak kaynak göstermektedir.