• Sonuç bulunamadı

Binbir Gece Masalları'nın Anadolu Türk masallarına etkileri üzerine bir araştırma

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Binbir Gece Masalları'nın Anadolu Türk masallarına etkileri üzerine bir araştırma"

Copied!
582
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ANABİLİM DALI

TÜRK HALK EDEBİYATI BİLİM DALI

B

İNBİR GECE MASALLARININ ANADOLU TÜRK

MASALLARINA ETKİLERİ ÜZERİNE BİR

ARAŞTIRMA

ATİYE NAZLI

DOKTORA TEZİ

Danışman

Yrd.Doç.Dr. SEYİT EMİROĞLU

(2)

Ö ğ ii bi bi ay es ya Ö ğrenc in in Adı S Num Ana B Progr Tezin Bu ilimsel etiğ ilgilerin etik yrıca tez y serlerinden apıldığını bi S Soyadı arası Bilim / Bilim ramı n Adı tezin proj ğe ve akade k davranış v yazım kural yararlanılm ildiririm. SELÇ Sosyal Bilim BİLİMS ATİY 0441 m Dalı TÜR EDE Tezli BİNB MAS ARA e safhasın emik kurall ve akademik llarına uygu ması duru T.C. ÇUK ÜNİVE mler Enstit SEL ETİK YE NAZLI 101031005 RK DİLİ VE EBİYATI Yüksek Lisan BİR GECE SALLARIN AŞTIRMA ndan sonuç lara özenle k kurallar çe un olarak umunda bil ERSİTESİ tüsü Müdür K SAYFASI E EDEBİYA ns MASALLA NA ETKİLE çlanmasına e riayet edi erçevesinde hazırlanan limsel kur İ rlüğü I ATI/ TÜRK Dokto ARININ AN ERİ ÜZERİN kadarki b ildiğini, tez e elde ediler bu çalışma rallara uyg K HALK ora NADOLU T NE BİR bütün süreç z içindeki b rek sunulduğ ada başkala gun olarak ATİYE NA (İ TÜRK çlerde bütün ğunu, arının k atıf AZLI İmza)

(3)

Ö ğ ii M B sa ta Ö ğrenc in in Adı S Numa Ana B Dalı Progr Tez D Tezin Yukar MASALLAR İR ARAŞT avunma sın arafından do Ünvan S D Soyadı arası Bilim / Bilim ramı Danışmanı n Adı rıda adı RININ AN TIRMA ba navı sonuc oktora tezi o nı, Adı Soy SELÇ Sosyal Bilim DOKTORA ATİY 0441 m TÜR EDE Tezli Yrd.D BİNB TÜR BİR geçen öğ ADOLU T aşlıklı bu cunda oybi olarak kabul yadı T.C. ÇUK ÜNİVE mler Enstit A TEZİ KA YE NAZLI 101031005 RK DİLİ VE EBİYATI i Yüksek Lis Doç.Dr. SE BİR GECE RK MASAL ARAŞTIRM ğrenci tara TÜRK MA çalışma … rliği/oyçokl l edilmiştir. Da ERSİTESİ tüsü Müdür ABUL FOR E EDEBİYA ans EYİT EMİR MASALLA LLARINA E MA afından ha ASALLARIN ……../……. luğu ile b anışman ve Ü İ rlüğü RMU ATI/ TÜRK Dok ROĞLU ARININ AN ETKİLERİ Ü zırlanan B NA ETKİL ../…….. ta başarılı bul Üyeler K HALK ktora NADOLU ÜZERİNE BİNBİR G LERİ ÜZER arihinde ya lunarak, jü İ GECE RİNE apılan ürimiz İmza

(4)

ÖN SÖZ

Masalın, Türk halk anlatmalarında önemli bir yeri vardır. Masal olarak kabul edebileceğimiz ilk metinlerin yazıya geçiriliş tarihleri oldukça eskidir. Ayrıca bu görevi üstlenenler bu işi yaparlarken ele aldıkları, yazıya geçirdikleri anlatmaları masal adı ile değil başka adlarla, farklı terimlerle bizlere ulaştırmaya çalışıyorlardı. Onların kullandıkları terimler, latife gibi bugün daha çok fıkra yerine kullandığımız,

hikâye gibi bugün daha çok uzun soluklu anlatmalar yerine kullandığımız terimler

idi. Masal kelimesinin gerçek anlamıyla kullanılması daha sonraki yüzyıllara rastlamaktadır.

Türk halkı yüzyıllardan beri yüzlerce masalı dinleyerek eğlenmiş, hoşça vakit geçirmiş, yerine göre de onlardan ders çıkarmıştır. Her yaşa göre çokça örnekleri olan bu masallar anlatıla anlatıla, daha sonraları da yazıya geçirilerek yeni şekillere büründürülmüştür. Şiirlerin bile zamanla değişikliğe uğradığı bir ortamda masalların da, özlerini koruyarak yeni şekillere bürünmeleri kaçınılmazdı. Bir usta anlatıcının aynı masalı kısa aralıklarla bile anlatamaması değişikliklerin boyutunu ve oranını ortaya koyacak güzelliktedir. Bir de aynı masalı bilen kişilerin anlatımlarındaki farklılıkları hatırlarsak değişikliklerin nerelere kadar uzanabileceğini göreceğiz.

Masallar, aynı zamanda toplumların ortak kültür ürünleridir. Anadolu’da anlatılan ve bizlerin ‘Türk Masalı’ diye sahiplendiğimiz anlatmaların benzerlerini komşu ülkelerde olduğu kadar farklı coğrafyalarda da görebilmekteyiz. Bunların bir bölümü etkilenme ve aktarılma yoluyla gelse de / geçse de bu benzerliklerin farklı sebeplerinin olacağı unutulmamalıdır, halk anlatmalarındaki benzerlikleri açıklayan kurallar, benzer masalları da içine alacağı için bizde bu durumu yadırgamayacağız.

Ancak unutulmaması gereken daha önemli bir nokta masallarında insanlar gibi bir yerden başka yerlere göçebilmeleridir. İnsanlık tarihindeki bu tür göçlerin gerçekleşmesinde çeşitli insan topluluklarının önemli rolleri vardır. Kitabın olmadığı, anlatmaların sözle dile getirildiği ortamlarda bir takım insanlar bilerek veya bilmeyerek bu göç işini üstlenmişlerdir.

Bu göç işinde rolleri olan insanları şöyle sıralayabiliriz: Gezginler, esirler, tüccarlar, hacılar, vb. bu listeye son bir yüzyıldan beri sporcuları da eklemekteyiz. Ancak, özellikle coğrafyamızın yakınlığı sebebiyle İslam âleminden ve

(5)

Hindistan’dan daha farklı sebeplerle göçlerin olacağı da unutulmamalıdır. Her iki dünyanın da zengin masal külliyatları karşılıklı masal alışverişlerinin vazgeçilmezleri olmuştur. Doğudan daha çok anlatma yoluyla, İslam âleminden ayrıca çeviriler yoluyla dilimize pek çok masalın girdiği, daha doğrusu ülkemize göçtüğü de bir gerçektir. Kitaplıklarımızı süsleyen binlerce yazma, konusu masal ve benzeri anlatmalar olan ürünleri içine almaktadır. Bunların bir bölümü çeviri yoluyla göçerken bir bölümü de örnek alınan özgün eserler olmaktadır. Dönemin zevki ve üslup özelliklerine göre kaleme alınan bu masallarda, elbette günümüzün masal kalıplarını bulmamız mümkün değildir. Mesela onlarda, ‘Bir varmış/lı’ ‘Evvel zaman içinde’li girişleri bulamayız. Zaten bu tür eserler, dönemin anlayışına göre teferruat sayılabilecek bu tür söyleyişleri pek de gerekli görmemiş olmalıdır.

Bize Hindistan’dan olduğu kadar İran’dan ve Arap dünyasından da çok zengin masal külliyatları göçürülmüştür. Bu iş, sadece bir göçürme olarak kalmamış, benzerleri de kaleme alınmıştır. Bu külliyatlar arasında döneminde ses getirip de zamanla sesleri kısılanların yanında sürekli olarak sesini yükseltilebilenleri da vardır. Bunların başında ise Binbir Gece Masalları gelmektedir.

Bu masal külliyatının Türkçemize aktarılan ilk örnekleri nelerdir? Ne zaman ve nerede aktarılmıştır? Bu işte kimler çaba sarf etmiştir? Bu bir dizi soruya cevap vermek sanıldığı kadar kolay olmayacaktır. Eldeki bilgi ve belgelere göre dilimize aktarılan ilk Binbir Gece Masalı 13. yüzyılda yaşamış olan Abdî’nin Camâsbname adlı eserinde yer alan ‘Şeytanın Oyunu’ adını verebileceğimiz masaldır. Ancak bu masaldan daha öncede dilimize aktarılmış olan örneklerde olabilir kaynağı belirtilmeden alınan veya yapısı biraz değiştirilerek dilimize aktarılan bu masal veya masallar hangileridir? Belki de günümüze kadar adları gelebilen, kendilerinin nüshaları elimizde olmayan eserlerde de Binbir Gece Masalları’ndan alınmış olabileceği ihtimalini gözden uzak tutmamalıyız. Ne olursa olsun, belirli bir zaman diliminden sonra dilimizde kendine yer bulabilen bu külliyat, Türk anlatma geleneğinde derin izler bırakmıştır. Zamanla aralara sıkıştırılan, belki de bilerek eklenen bazı masalların son derece tanınır hatta şöhret açısından külliyatla yaraşır olması Binbir Gece Masalları’nın önünü açmıştır. Günümüzde anlatılan, yazılı olanları okunan pek çok masalın Binbir Gece Masalları ile olan bağı

(6)

hatırlanmamaktadır. Kısacası, bizler bazı masalların kaynağının Binbir Gece

Masalları olduğunu bilmeden okumakta, dinlemekte ve anlatmaktayız.

Ancak bu masal göçürülmesi tek taraflı olmamış, Türk masallarından da başka ülkelere masallarımız göçmüştür. Çalışmamızın konusu, Binbir Gece Masalları ve Anadolu Türk masallarıdır. Çalışmamızın sonucunda görmekteyiz ki, Binbir Gece Masalları bir millete veya ülkeye ait bir külliyat olmadığı için, Binbir Gece Masalları’nın içinde yer alan belki bizim külliyattan aldığımız belki de bizim külliyata eklediğimiz masallarımız bulunmaktadır. Bu masallar, bugün tüm dünyada okunmakta, sevilmekte ve bilim adamlarınca kökenleri araştırılmaktadır.

Bugün Batı’nın bazı masal kitapları o ülkelerin yayılma politikalarının sonucu olarak pek çok ülkede okunmakta, yeni gelişmelerin ışığı altında da çizgi film, sinema filmi, vb. araçlarla bütün dünyaya yayılmaktadır. Bu durum ülkemiz içinde geçerlidir. Bir ‘Kül Kedisi’, bir ‘Kırmızı Şapkalı Kız’ masalı, herhangi bir Türk masalından daha yaygın olarak bilinmektedir. Öte yandan Binbir Gece Masalları’ndan dilimize göçürülen nice masalın bu özelliği bilinmemektedir. ‘Denizci Sindbad’ın başından geçenlerin kaynağını söylemek pek de kolay olmayacaktır. Ayrıca dünyanın bildiği ‘Ali Baba ve Kırk Haramiler’ masalı da, çeşitli problemlerle karşı karşıyadır.

Binbir Gece Masalları biz Türk araştırıcılar için pek çok problemlerle doludur. Bugüne kadar yapılan çalışmaların azlığı ele alınan konuların sınırlı olması bu zengin külliyatın ülkemizde yeterince öğrenilmesini sağlayamamıştır. 20 yıl arayla yapılan iki bilimsel toplantıda bazı problemler gündeme taşınmışsa da çözülecek daha niceleri vardır. Bizde bu çalışmamızda bu problemlerden bazıların gündeme taşımak ve çözmek için çaba sarf ettik. İnanıyoruz ki bu konuya eğilecek araştırıcıların çözmesi için başka konularda vardır. Çünkü Binbir Gece Masalları, bir okyanustur ki bir kişi bütün sahillerinde asla onun tamamını göremez.

Bu çalışmamız sırasında pek çok yerli ve yabancı kaynaktan yararlanılmıştır. Bu konuda yardımlarını esirgemeyen arkadaşım Sayın Tekin Öztürk’e, Almanca ve Fransızca metinlerin çevirisinde Sayın A. Paran’ın yardımları olmuştur; kendilerine teşekkür ederim.

Bu çalışmamın başlangıç aşamasında danışmanlığımı üstlenen ve çalışmamın her alanında bana yardımcı olan, ayrıca her konuda desteklerini esirgemeyen Sayın

(7)

Prof. Dr. Saim Sakaoğlu Hocama, daha sonraki dönemde bu görevi üstlenen ve yüksek lisans öğrenimimden itibaren bana inanan ve güvenen Danışman hocam Sayın Yrd. Doç. Dr. Seyit Emiroğlu’na, bu konuyu aldığım gün, üstesinden geleceğime inanan hocam Sayın Prof. Dr. Ali Berat Alptekin’e ve beni masallarla tanıştıran, her zaman yanımda olan annem Döne Nazlı ve babam Bekir Nazlı’ya teşekkürlerimi sunarım.

Konya, 22 Mayıs 2011 Atiye Nazlı

(8)

Ö ğ ii yo yo ye dü M bu m et ka Ö ğrenc in in Adı S Numa Ana B Dalı Progr Tez D Tezin İnsano okmuşla an ollarla aktar Masal erleştirir. H üşen geçm Masalları’nda Çalışm ulunan fark masalları üze Amac tkilenen An Anah arşılaştırma S Soyadı arası Bilim / Bilim ramı Danışmanı n Adı oğlunun, ya latan, olma rılan edebî t l, o kadar b Her yeni doğ

mişte oluşt a kendi evre mamızda, klılıklar bel erine karşıla cımız, dipsi adolu Türk htar Kelime . SELÇ Sosyal Bilim ATİY 0441 m TÜR EDE Tezli Yrd.D BİNB TÜR BİR aşanılmış g ası istenilen türe masal a büyük bir dü ğan çocukla turulan, a enimizi orta Binbir Ge lirlenecek, aştırma yapı iz bir kuyu masallarını eler: Masal T.C. ÇUK ÜNİVE mler Enstit YE NAZLI 101031005 RK DİLİ VE EBİYATI i Yüksek Lis Doç.Dr. SE BİR GECE RK MASAL ARAŞTIRM ÖZET eçmişini ve kültür akta adı verilmek ünyadır ki, b a birlikte d dında son aya çıkarma ece Masalla Anadolu T ılacak, bulu olan Binbi ı bilim düny l, Binbir Ge ERSİTESİ tüsü Müdür E EDEBİYA ans EYİT EMİR MASALLA LLARINA E MA e hayal ettiğ arımını en g ktedir. bütün bir ev e birçok ev nsuzluğu s aktır. arı’nın Tü Türk masall unan masalla ir Gece Ma yasına tanıtm ece Masalla İ rlüğü ATI/ TÜRK Dok ROĞLU ARININ AN ETKİLERİ Ü ği geleceğin güzel şekild vreni alır, in vrenleri orta simgeleyen, ürkçeye çev ları ile orta

ar tabloda g asalları’nda maktır. arı, Anadolu K HALK ktora NADOLU ÜZERİNE ni bir varmı de sağlayan nsanın hafız aya çıkarır. , Binbir virileri ara ak ya da b gösterilecekt a var olan o u Türk masa ış, bir sözlü zasına Bize Gece asında benzer tir. ondan alları,

(9)

Ö ğ ii fu it pe O fo Th A ta O al co Ö ğrenc in in Adı S Numa Ana B Dalı Progr Tez D Tezin The k uture of the is meant to Tale i eople’s mem ur duty is to ormed in the In ou housand an Anatolian Tu able. Our p ne Thousan lready prese Keyw omparison. S Soyadı arası Bilim / Bilim ramı Danışmanı n Adı kind of the mankind in be, and is s is such a w mories. Fur o find our o e past and sy ur work, th nd One Tale urkish tales purpose it to nd and One ent in it to th words: Tale SELÇ Sosyal Bilim ATİY 0441 m TÜR EDE Tezli Yrd.D A RE THO ANA literature, w n a once upo spread verb wide world t rthermore, i own univers ymbolizes t e differenc es will be d will be com o present th Tales, whic he world of e, One Tho T.C. ÇUK ÜNİVE mler Enstit YE NAZLI 101031005 RK DİLİ VE EBİYATI i Yüksek Lis Doç.Dr. SE ESEARCH OUSAND A ATOLİAN T SUMMAR which tells on a time m ally is calle that it takes it creates ne se in the On the infinity es between defined, the mpared and he Anatolia ch is a rabbi f science. ousand and ERSİTESİ tüsü Müdür E EDEBİYA ans EYİT EMİR ON THE E AND ONE N TURKISH T RY the experie manner, con ed the tale. s the whole ew universe ne Thousand with its nam n the Turki e common o those found an Turkish t it hole by it d One Tales İ rlüğü ATI/ TÜRK Dok ROĞLU EFFECTS O NIGHT ON TALES enced past a ducts the cu e universe a es with the d and One T me. ish translati or the simil d ones will b tales that ar tself, and/or s, Anatolia K HALK ktora OF THE ON

and the dre ulture in the

and places i every new Tales, which

ions of the lar tales wit be presente re present i r those whic an Turkish NE eamed e way it into wborn. h was e One th the d in a in the ch are tales,

(10)

KISALTMALAR SAYFASI

bs.: Baskı çev.: Çeviren: edit: Editör hzl.: Hazırlayan

İ A.: İslam Ansiklopedisi M. Nu: Masal Numarası M. Sy.:Masal Sayısı sad.: Sadeleştiren yay.: Yayın

(11)

İÇİNDEKİLER

BİLİMSEL ETİK SAYFASI ... i

DOKTORA TEZİ KABUL FORMU ... ii

ÖN SÖZ ... iii ÖZET ... vii SUMMARY ... viii KISALTMALAR SAYFASI ... ix GİRİŞ ... 1 BİRİNCİ BÖLÜM 1. HALK EDEBİYATI TÜRLERİ ÜZERİNE GÖRÜŞLER ... 4

1.1. MASAL KAVRAMI ÜZERİNE DÜŞÜNCELER ... 4

1.2. ÖRNEK TANIMLAR ... 5

1.3. FARKLI YORUMLAR ... 7

1.4. BENZER ANLATMALAR (HİKÂYE, EFSANE, FIKRA, VB.) ... 13

İKİNCİ BÖLÜM 2. BİNBİR GECE MASALLARI ÜZERİNE ... 16

2.1. BİNBİR GECE MASALLARI’NIN ADININ KAYNAĞI ... 16

2.2. BİNBİR GECE MASALLARI’NIN DOĞUŞU ... 19

2.3. BİNBİR GECE MASALLARI’NIN OLUŞUM SÜRECİ ... 21

2.4. BİNBİR GECE MASALLARI’NIN KONUSU ... 23

2.5. BİNBİR GECE MASALLARI’NIN YAPISI ... 24

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM 3. BİNBİR GECE MASALLARI ÜZERİNE YAPILAN ÇALIŞMALAR ... 30

(12)

3.2. AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİNDE YAPILAN ÇALIŞMALAR 37

3.3. AFRİKA’DA YAPILAN ÇALIŞMALAR ... 38

3.5. İRAN, AFGANİSTAN VE DİĞER ASYA ÜLKELERİNDE YAPILAN ÇALIŞMALAR ... 40

3.6. TÜRKİYE’DE YAPILAN ÇALIŞMALAR ... 44

3.6.1. BİNBİR GECE MASALLARININ KAYNAKLIK ETTİĞİ ESERLER 47 3.6.1.1. BAHTİYAR-NÂME (ON VEZİR HİKÂYESİ) ... 48

3.6.1.2. ERBAİN SUBH U MESÂ (KIRK VEZİR HİKÂYESİ) ... 48

3.6.1.3. TÛTÎNÂME ... 48

3.6.1.4. EL-FEREC BA’DE’Ş- ŞİDDE ... 49

3.6.1.5. FIRÂK-NÂME: ... 49 3.6.1.6. SİNDBÂD-NÂME: ... 50 3.1.6.7. MUHAYYELÂT ... 51 3.1.6.8. HAYALAT-I DİL ... 52 3.1.6.9. MÜSAMERETNÂME ... 52 3.1.6.10. HAVAYA UÇAN AT ... 52

3.6.2. TÜRKİYEDE BİNBİR GECE MASALLARI ÜZERİNE YAPILAN AKADEMİK ÇALIŞMALAR VE BİLİMSEL TOPLANTILAR ... 53

3.6.2.1. YABANCI ESERLER ... 55

3.6.2.2. BİNBİR GECE MASALLARI’NDAN İLHAM ALAN (1985-2000) ARASINDA YAYIMLANAN YABANCI ESERLER ... 57

3.6.2.3. BİNBİR GECE MASALLARI ÜZERINE YAPILAN İNCELEMELER ... 57

(13)

3.6.2.5. BİNBİR GECE MASALLARI’NDAN İLHAM ALAN

KITAPLAR ... 59

3.7. BİNBİR GECE MASALLARI İLE İLGİLİ YAPILAN YABANCI ÇALIŞMALAR ... 63

3.7.1. BİNBİR GECE MASALLARININ KAYNAKLIK ETTİĞİ YABANCI ESERLER ... 65

3.7.1.1. DECAMERON ... 65

3.7.1.2. CANTERBURY TALES HİKÂYELERİ ... 66

3.7.2. AVRUPA’NIN DİĞER ÜLKELERİNDEN BAZI ESERLER ... 67

3.8. AVRUPA’DA DERLENEN MASALLAR İLE BİNBİR GECE MASALLARININ KARŞILAŞTIRILMASI ... 67

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM 4. BİNBİR GECE MASALLARI ÇEVİRİLERİ ÜZERİNE ... 69

4.1. BİNBİR GECE MASALLARININ TÜRKÇE ÇEVİRİLERİ ARASINDAKİ FARKLILIKLAR ... 71

4.2. YURDATAP’IN BİNBİR GECE MASALLARI ADLI ÇEVİRİSİ ÜZERİNE ... 77

4.3. KARADAĞ’IN BİNBİR GECE MASALLARI ADLI ÇEVİRİSİ ÜZERİNE ... 88

4.4. AKKOYUNLU’NUN BİNBİR GECE MASALLARI ADLI ÇALIŞMASI ÜZERİNE ... 109

4.5. ONARAN’IN BİNBİR GECE MASALLARI ADLI ÇEVİRİSİ ÜZERİNE ... 120

4.6. TÜRKÇEYE ÇEVİRİLEN BİNBİR GECE MASALLARI KİTAPLARININ KARŞILAŞTIRILMASI ... 156

(14)

4.7. BİNBİR GECE MASALLARI ÇEVİRİLERİNİN ORTAK MASALLAR

LİSTESİ ... 159

4.7.1. YURTADAP ÇEVİRİSİNİN DIŞINDA BULUNAN ORTAK MASALLAR LİSTESİ ... 166

4.7.2. YURDATAP VE KARADAĞ’DA BULUNMAYAN, AKKOYUNLU’DA YER ALAN MASALLARIN LİSTESİ ... 171

4.7.3. SADECEONARAN’IN KİTABINDA YER ALAN MASALLAR ... 173

BEŞİNCİ BÖLÜM 5. ANADOLU TÜRK MASALLARI ... 185

5.1. ANADOLU TÜRK MASALLARININ OLUŞUM SÜRECİ ... 187

5.2. ANADOLU TÜRK MASALLARININ YAPISI ... 189

5.3. ANADOLU TÜRK MASALLARININ ÖZELLİKLERİ ... 194

5.4. ANADOLU TÜRK MASALLARI ÜZERİNE YAPILAN ÇALIŞMALAR ... 196

5.5. ANADOLU TÜRK MASALLARI İLE İLGİLİ YABANCI KAYNAKLAR ... 199

ALTINCI BÖLÜM 6. ANADOLU TÜRK MASALLARI KAYNAKLARI ... 201

6.1. ANADOLU TÜRK MASALLARINDAN SEÇİLEN ESERLER ... 201

6.1.1. IGNAZ KÚNOS, TÜRK MASALLARI ... 202

6.1.2. K. D. [HANIM], TÜRK MASALLARI ... 203

6.1.3. NAKİ TEZEL, İSTANBUL MASALLARI ... 204

6.1.4. PERTEV NAİLİ BORATAV, ZAMAN ZAMAN İÇİNDE ... 205

6.1.5. PERTEV NAİLİ BORATAV, AZ GİTTİK UZ GİTTİK ... 205

(15)

6.1.7. SAİM SAKAOĞLU, GÜMÜŞHANE MASALLARI METİN TOPLAMA

VE TAHLİL ... 208

6.1.8. BİLGE SEYİDOĞLU, ERZURUM MASALLARI ... 211

6.1.9. UMAY GÜNAY TÜRKEŞ, ELAZIĞ MASALLARI ... 212

6.1.10. RECEP KIRIKÇI, ŞARK MASALLARI ... 213

6.1.11. SEYİT EMİROĞLU, MERAM İLÇESİ (KONYA) MASALLARI ÜZERİNE BİR İNCELEME ... 214

6.1.12. PERTEV NAİLİ BORATAV, UÇAR LEYLİ ... 215

6.1.13. ALİ BERAT ALPTEKİN, TAŞELİ MASALLARI ... 216

6.2. ANADOLU TÜRK MASALLARININ BİNBİR GECE MASALLARI İLE KARŞILAŞTIRILMA TABLOSU ... 218

SONUÇ ... 224

KAYNAKÇA ... 227

EKLER ... 232

MASAL METİNLERİ ... 232

1. ANADOLU TÜRK MASALI (MELİKŞAH) VE BİNBİR GECE MASALLARINDA BULUNAN KARŞILIKLARI ... 232

1.1. MELİKŞAH (Saim Sakaoğlu) ... 232

1.2. CANŞAH MASALI ... 240

1.3. CİHANŞAH'IN MACERALARI ... 256

1.4. HASAN ELBASRI'NIN SERÜVENLERI ... 268

2. ANADOLU TÜRK MASALI (TEMBEL AHMET) VE BİNBİR GECE MASALLARINDA BULUNAN KARŞILIĞI ... 353

2.1. TEMBEL AHMET ... 353

(16)

3. ANADOLU TÜRK MASALI (ÇENGİ DİLAVER) VE BİNBİR GECE

MASALLARINDA BULUNAN KARŞILIĞI ... 368

3.1. ÇENGİ DILÂVER ... 368

3.2. GÜL GÜLÜŞLÜ PERİZAD ... 384

4. ANADOLU TÜRK MASALI (ZAN UŞAKLARI) VE BİNBİR GECE MASALLARINDA BULUNAN KARŞILIĞI ... 409

4.1. ZAN UŞAKLARI ... 409

4.2. CANAYAKIN ZİNA ÇOCUĞUNUN KARMAŞIK MASALI ... 412

5. ANADOLU TÜRK MASALI (ÜÇ KARDEŞLER ) VE BİNBİR GECE MASALLARINDA BULUNAN KARŞILIĞI ... 432

5.1. ÜÇ ARKADAŞLAR ... 432

5.2. SULTAN NURUN-NEHAR İLE GÜZEL ECİNNİYE MASALI ... 434

6. ANADOLU TÜRK MASALI (ZÜMRÜDÜ ANKA) VE BİNBİR GECE MASALLARINDA BULUNAN KARŞILIĞI ... 467

6.1. ZÜMRÜDÜANKA KUŞU ... 467

6.2. ŞEHZADE ELMAS 'İN HARİKA MASALI... 473

7. ANADOLU TÜRK MASALLARI (GÜZEL KARGA, TOPAL KURBAĞA, ZALİM PADİŞAH) VE BİNBİR GECE MASALLARINDA BULUNAN KARŞILIĞI ... 519

7.1. GÜZEL KARGA MASALI ... 519

7.2. ŞAH KIZI İLE TEKENİN MASALI ... 520

7.3. TOPAL KURBAĞA ... 530

7.4. ŞAHIN OĞLU İLE KOCA KAPLUMBAĞA MASALI ... 534

7.5. ZALİM PADİŞAH MASALI ... 543

(17)

8. NASREDDİN HOCA ADINA BAĞLANAN VE BİNBİR GECE

MASALLARINDA YER ALAN KARŞILIĞI ... 558

8.1. DOĞURAN KAZAN ... 558

8.2. KOMŞUNUN TENCERESİ ... 559

8.3. NASREDDİN HOCA, CUHA ADINA BAĞLANAN FIKRALAR ... 560

8.3.1. NASREDDİN HOCA ADINA BAĞLANAN FIKRA ‘EĞER BU KEDİYSE SÖYLE, ET NEREDE?’ ... 561

8.3.2. MESNEVİ’DE YER ALAN FIKRA ‘KEDİ-CİĞER’ ... 561

8.3.3. CUHA ADINA BAĞLANAN FIKRA ‘ET NEREDE?’ ... 562

(18)

GİRİŞ

Küçükken annemden dinlediğim ve hayal ettikçe hem korkup hem de dinlemekten yorulmadığım ‘Mıstılıç’ masalının hayat felsefemin temelini oluşturmasını fark eden yetişkinlerden biri olarak bana masalları öğreten anneme ve ilkokul çağında, ‘Kalkın yavrularım şafak sökmeden, Atalar yurdunu gezin dolaşın..’ ya da;

‘Küçüktüm, ufacıktım Top oynadım, açıktım Yolda buldum bir erik, Kaptı bir alageyik…’

ile bizleri uyandıran babama olan borcumu kelimelerle ifade etmem oldukça zor olacaktır.

Evet, çocukluğumdan aklımda kalan en güzel hatıralarım halk edebiyatının bir türü olan masallarla ilgilidir. Bu iki masaldan, birincisi sözlü olarak nesilden nesile aktarılan çocuklara öğüt vermeyi amaçlayan anonim halk edebiyatı ürünüdür. İkincisi ise Ziya Gökalp’ın Türk çocukları için kaleme aldığı masallardan birisinin mısralarıdır.

Bugün bu çalışmayı yaparken, çocukluğumda dinlediğim masalların etkisini hâlâ hissetmekteyim. Çocukken dinlediğim, farklı duyguların uyanmasına yol açan, bu masalların konuları, her anne ve babanın çocuklarını nasıl yetiştirmek istediğinin ipuçlarını verir niteliktedir.

Masallar sadece çocuklar için değildir, doğrudur da, ancak; çocuklukta dinlenilen masallar insanların kişilik gelişimlerini sağladığına göre, her dönemin temelinde çocuklukta yaşanılan olaylar olduğuna göre, çocukken dinlenilen masallar yetişkinlik ve yaşlılık dönemlerinde insanlara yardımcı olacaktır.

Hayatta karşılaşılan her sorunun dinlenilen bir masalın verdiği öğüdün yardımıyla üstesinden gelmek, devlerin karşısında yenilmeyen masal kahramanı olmaktır.

Çalışmamızda ele aldığımız konu, masallardır. Bu masallar, Anadolu Türk masalları ve Binbir Gece Masalları’dır. Bu konuya başladığımız ilk dönemlerde masalları iki farklı coğrafyanın masalları gibi düşünmemize karşın, çalışmamızın

(19)

sonucunda Binbir Gece Masalları’nın birçok milletin masallarını içine alan çok büyük bir külliyat olduğunu gördük.

Bu çalışma, masallar üzerine ele alınmıştır ve beş bölümden oluşmaktadır. Her bölümde bir sonraki bölümde yer alan çalışmaya temel oluşturacak bilgiler verilmektedir.

Birinci Bölüm’de, masal tanımlamalarından, ülkemizde ve dünyada masal üzerine yapılan çalışmalardan söz edilmektedir. Bunun dışında konumuzla ilgisi olduğunu düşündüğümüz, diğer halk edebiyatı türlerinden, halk hikâyesi, efsane ve fıkra türlerinin tanımlarına yer verilmiştir.

İkinci Bölüm, Binbir Gece Masalları’nın doğuşu, gelişimi, yayılma alanları, konusu ve yapısı, hakkında yapılan araştırma ve çalışmalardan söz edilmektedir

Binbir Gece Masalları’nın IX. yüzyılda yazıya geçirildiği ve başlangıçta içinde 200 gece boyunca anlatılan masallar olmasına karşın zamanla bu gecelerin 1001 geceye tamamlandığı belirtilmektedir.

Bu masalların ‘Hezar Efsane’den çıktığı söylenmesine karşın, bugün birçok araştırmacı bu konuda farklı yorumlar getirmişlerdir. A. Galland’ın külliyatı Avrupa’da yayımlamasıyla birlikte, Binbir Gece Masalları belirli bir ülkenin masal külliyatı olmaktan çıkmış, kaynağı, yayılma alanı incelenmeye başlanmıştır.

Binbir Gece Masalları’nın konusu, genel olarak kadınların ihanetini anlatan masallar şeklinde ifade edilmesine karşın, kadınların ihanetini değil, kadınların hayatını kurtarmak için anlatılan ve aklıyla başarıya ulaşan bir kadının olayını anlatmaktadır. Bu kadın bin bir gece kocasına masallar anlatarak, ülkesinde yaşayan kadınların hayatını kurtarmıştır.

Doğu masal geleneği özelliğine uygun olarak birçok masal, çerçeve masallardan oluşmaktadır. Olağanüstü varlıkların yanında, tarihte yaşamış devlet adamlarını masal kahramanı olarak gösterilmesi, fıkra ve hayvan masallarının da bu külliyatta yer alması, doğal bir masal sınıflama yapıldığının izlenimini vermektedir.

Üçüncü Bölüm’de masalların, Galland tarafından 1704 yılında Avrupa’da yayımlanmasından sonra hakkında yapılan araştırma ve çalışmaların değerlendirilmesi yapılmıştır. Ayrıca Binbir Gece Masalları’na kaynaklık ettiği düşünülen eserler hakkında bilgilere yer verilmiş, bu konuda çalışmalar incelenmiştir.

(20)

Dördüncü Bölüm, Binbir Gece Masalları’nın Türkçe çevirileri üzerine kurulmuştur. Bu çeviriler teker teker incelenerek karşılaştırılmaları yapılmış ve tablo üzerinde de gösterilmiştir. Binbir Gece Masalları’nın ilk tam çevirisi Ahmet Nazif tarafından XIX. yüzyılda yapılmıştır. Ancak bizim çalışmamızda daha sonra yapılan kaynaklar kullanılmıştır. Bu kaynaklar, Raif Karadağ, Selami Münir Yurdatap, Âlim Şerif Onaran ve Ziyat Akkoyunlu’nun çalışmalarıdır. Bu çalışmalar incelenmiş, hepsinde ortak olan ve farklı olan masallar belirlenmiştir.

Beşinci Bölüm ve Altıncı Bölüm, Anadolu Türk masalları üzerinedir. Bu bölümde Anadolu Türk masallarının oluşum süreçleri, yapısı, üzerine yapılan çalışmalar incelenmiştir. Ayrıca, Anadolu Türk masallarının temel çalışmaları ile ülkemizin yedi coğrafi bölgesinden belirlenen masal çalışmaları kaynak olarak alınmış ve bu kaynaklarda yer alan masallar ile Binbir Gece Masalları’nın karşılaştırılması yapılmıştır.

Sonuç bölümünde, incelenen ve belirlenen kaynaklardan yapılan araştırmanın sonucu Anadolu Türk masalları ile Binbir Gece Masalları’nda birden fazla ortak veya benzer masal belirlenmiştir.

Kaynakça kısmında çalışmamızda yer alan kaynakların künyeleri verilmektedir.

Ekler kısmında Binbir Gece Masalları ile Anadolu Türk masallarından belirlediğimiz, konuları ve motifleri ortak ya da benzer olan, tarafımızdan belirlenen yedi masal ve iki fıkra metni yer almaktadır.

Alanında bir ilk olan bu çalışmamızın gelecek başka çalışmalara da yardımcı olacağına inanıyoruz. Üzerinde fazla durulmayan, ancak son yıllarda düzenlenen bazı bilimsel toplantılarla gündemdeki yerini alan Binbir Gece Masalları, Türk masal araştırıcıları için vazgeçilmez bir kaynak olacaktır.

(21)

BİRİNCİ BÖLÜM

1. HALK EDEBİYATI TÜRLERİ ÜZERİNE GÖRÜŞLER

Halk edebiyatı, bir milletin tarih boyunca nesilden nesile, babadan oğula, anadan kıza sözlü olarak aktarılan, masal, efsane, halk hikâyesi, atasözü, deyim, vb. türleri içine alan kültür mirasıdır.

Her milletin kendine ait değerleri, vatanseverlik, kahramanlık, misafirperverlik, adalet ve eşitlik, halk edebiyatı türleri yoluyla farkında olmadan kalıtımsal olarak devam etmektedir. Bir konuya; Keloğlan, Deli Dumrul, Köroğlu ya da Nasreddin Hoca ile başlanıldığında aklımıza belirli karakterler ve konular gelmektedir. Keloğlan, yanlış olan herşeye karşı yapılan mücadeleyi bu kimi zaman padişaha karşı gelme, kimi zaman da haramilerle uğraşma şeklinde kendini göstermektedir, Deli Dumrul cesareti, Köroğlu haksızlığıa karşı yapılan mücadeleyi, Nasreddin Hoca, halkı zor zamanlarda nükteleriyle uyarma ve birliktelik mesajları vererek güçlü olmayı hatırlatmaktadır.

Aşağıda halk edebiyatı türleri hakkında bilgiler verilecek, hayatımızın her alanında ne kadar etkili olduğu açıklanmaya çalışılacaktır.

1.1. MASAL KAVRAMI ÜZERİNE DÜŞÜNCELER

Masal kavramı denilince aklımıza ilk gelenler; devler, periler, olağanüstü olaylar ve olmayacak bir işin olması yani insanoğlunun elde edemediği hayalleri ve rüyası olacaktır.

Bu öyle bir dünyadır ki orada kimse sonsuza kadar mutsuz olmaz, herkes hayal ettiği gerçeği yaşar. Bu durumu şu şekilde açıklayabiliriz. Bir çocuğun, üvey annesinin elinden kurtulması ve beklemediği bir anda çok mutlu olması geleceği düşünen bir genç kızın, evleneceği kişiye ait özelliklerini belirlemesidir. Ama bunlar da yeterli değildir, olağanüstülükler, imkânsızlıkların gerçekleşmesi, iyiliğin hep kazanması, masalın özlenen yönüdür.

Genel olarak bu gözle bakılsa da, masallar sosyolojik anlamda gerçek dünyadır, yaşadığımız her şeydir. Bir çocuğun gözünden yetişkinlerin dünyasıdır. Ancak masallar sadece çocuklar için anlatılmaz ve yaşatılmaz. Devlerin arasında

(22)

kalan çocuğun büyüdüğü zaman başka bir çocuğun kahramanı olmasıdır, ya da geçmişini unutup devleşmesidir.

Ülkesini kurtarmak için atına binip yola koyulan delikanlı, karşısına çıkan devi bir vuruşta öldürür ve bir yıllık yolu bir saatte alır. Ülkesine döner; annesinin, babasının elini öper ve artık babasının yerine padişah olur. Bu motife bakıldığı zaman, küçük bir çocuğun anne ve babası olmadan tanımadığı, bilmediği bir yerde kalmasını ve çok korkmasını görebiliriz. Ama çocuk korkusunu yenmeli, evine dönmeli ve bu arada tanımadığı kimseyle de konuşmamalıdır. Evine döner, annesi ve babası onu beklemektedir. Anne ve babanın şehzadesi (günümüzde prensi, paşası) gelmiştir, sağ salim ve sağlıklı, büyük bir iş başarmıştır, küçük yaşına rağmen büyük bir iş…

Başka bir masalımızda ise evlendiği kişiyle mutlu olamayan bir gelinin sabretmesi anlatılır, o kadar çok sabreder ki eşinin değişmesi için sonunda sabır taşı çatlar, ama gelinimizin sabrı takdire değerdir. Eşi sonunda yanlışlarının farkına varmıştır, o günden sonra da güzel günler başlamıştır.

Masalları okurken, dinlerken olayları hayal eder ve kimi zaman üzülür, kimi zaman seviniriz. Ama biliriz ki bütün masallar mutlu sonla biter. Kötüler cezasını çeker, iyiler mükâfatını alır.

Bundan dolayı masalda geçen olaylar birçok alanda insanları etkilemenin bir yolu olarak kullanılmaktadır: Masal tadında, masal gibi bir düğün, masal ülkesi, vb. gibi.

1.2.ÖRNEK TANIMLAR

Masallarla ilgili bilimsel çalışmalar yaklaşık 300 yıldan beri sürmektedir. Bu konuda başvuracağımız araştırmacıların başında, Antti Aarne ve Stith Thompson gelmektedir.

“İngilizcedeki masal (folktale) teriminin kapsamı oldukça geniştir. Bundan dolayı bilim adamları masal tanımını, geleneksel anlatı türlerini içine alan terimlerden ayrı tutmuş ve hakkında kesin bir yargıya ulaşmamışlardır.” (Thompson 1972: 408).

“Halk masalı terimi İngilizcede genellikle ‘ev içi masalı’ (ocak başı) ya da ‘masal’ı (Almanca Märchen ‘masal’), mesela ‘Sindrella’ ya da ‘Pamuk Prenses’i

(23)

işaret etmesine karşın, aynı zamanda anlatının her türünü kapsayacak şekilde nesir hâlinde çok daha geniş bir anlamda kullanılmaktadır.” (Thompson 1946: 4).

Masal konusunu halk bilimi araştırıcılarının dışındaki bilginler de ele almışlar, onu kendi konuları açısından değerlendirmişleridir. Antropolog Franz’ın böyle bir yaklaşımını yeri gelmişken hatırlatmak isteriz: “masallar, kolektif bilinçdışı psişik süreçlerin en saf ve basit ifadesidir.” (Franz 1973: 1).

Modern bir kavram olan masalın (Märchen) doğuşundan önce, Avrupa halk masalları, olağanüstülük, gerçek dışılık gibi benzerlikleri dolayısıyla efsane (Sage), menkıbe (Legend), mit (Mythus), fabl, fıkra (Schwank) gibi türlerle birlikte değerlendirilmiştir (Luthi 1979: 6-15/66).

Pertev Naili Boratav, masalı; bilinmeyen bir zamanda; kahramanlarının belirli kişi veya zümre adları vermeden geneli kapsayan (iyilerin dünya güzeli olması, kötülerin kambur veya köse olması), olağanüstü varlıkların bulunduğu, kendi içinde bir mantık sistemi olan nesirle söylenmiş, teması sistematiği olan bir anlatı türü olarak tanımlamaktadır (Boratav 1958: 14-15).

Boratav’ın bu tanımı zaman içinde araştırmacılar tarafından geliştirilmiştir. Çünkü masallar, insanoğlunun günlük hayatında bulunan dinî inançları, büyü ve sihir gibi doğaüstü olayları barındıran, gerçek hayattan alınan hikâyelerin olay ve kahramanlarını ilgi çekici ve herkesin hayatında olabilecek şekilde örüntüleyen, hem yüzlerce sayfayı bulan, hem de dakikalar içinde anlatılan edebî bir türdür.

Bu konuda Saim Sakaoğlu, “Kahramanlarından bazıları hayvanlar ve tabiatüstü varlıklar olan, olayları masal ülkesinde cereyan eden, hayal mahsulü olduğu hâlde dinleyenleri inandırabilen bir sözlü anlatım türüdür.” demektedir. (Sakaoğlu 2002: 4).

Genç araştırmacılarımızdan Gonca (Gökalp) Alparslan da farklı bir alanın konumuza bakışını aşağıdaki şekilde değerlendirmiştir. Bu da bize masal konusunu farklı alanlardaki araştırıcıların kendi görüşleriyle şekillendirerek sunmalarının güzel bir örneğini vermektedir.

“Tarihsel açıdan bakıldığında, toplumların kurmaca bir gerçekliğin anlatısını oluşturma ve sürdürme gereksiniminden doğan ve gelişen ilk edebî türlerden biri olarak masallarla karşılaşılır. Sözlü kültürden yazılı kültüre geçiş aşamasında, masalların yazılı edebiyata kaynaklık ettikleri, matbaa aracılığıyla insanlara ulaşan

(24)

ilk basılı eserler arasında masalların bulunduğu, bunun yanı sıra roman türünün ilk örneklerinin de tıpkı masallar gibi yüksek sesle okunmak üzere yazıldığı bilinmektedir.” (Alpaslan 1997:119).

Başka bir görüş ise verdiğimiz tanımlardan çok daha ilgi çekicidir. “Masal, şimdi ile keşfedilmemiş gelecek arasında konumlandırılmıştır.” (Richter 1945: 16’dan, Erem 1991: 14)

Bu tanımı, masal tekerlemesinde geçen “Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde…” girişi ile açıklamak yerinde olacaktır. Bu giriş bilinmeyen bir zamanı işaret etmektedir ve anlatılanlar da yaşanılan anı göstermektedir; masaldan alınan ders ise gelecekteki düşüncelerimizi şekillendirmektedir.

Masallar birçok tanımda dile getirildiği üzere bilinmeyen bir zamanda, uzak ülkelerde yaşamış, olağanüstü varlıkların yardımıyla (peri ve dev) kurtulan kahramanın hikâyesi olmadığı gibi her zaman olan veya olma ihtimali yüksek olan olayların kimseye mal edilmeden, gerçeklerin her yaştan insana aktarılması ve anlatılmasıdır. Bir çocuğun hayata hazırlanması, yetişkin olduğu zaman da karşılaştığı zorlukların üstünden gelmesidir.

Masal teriminin bunların dışında da birçok tanımı olmasına karşılık biz buraya sadece asıl konumuza geçiş amacıyla kısaca değinmek istedik.

1.3. FARKLI YORUMLAR

Masal tanımlamaları incelendiğinde farklı düşüncelerin olduğu görülecektir. Bu farklılık beraberinde iki sorunu da beraberinde getirmiştir. Bunlar:

a. Masalların kaynakları b. Masalların sınıflandırılması

Bu konuda Gédeon Huet daha 1923 yılında masalları, kaynakları konusunda aşağıdaki gibi sınıflandırıyordu:

a. Tarih Öncesi Görüş / Mitoloji Okulu / Mitolojik Görüş b. Tarihî Görüş / Hindoloji Okulu / Hindolojik Görüş

c. Etnografik Görüş / Antropoloji Okulu /Antropolojik Görüş (Sakaoğlu

(25)

Asıl konumuz olan Binbir Gece Masalları’na gelince bu konu üzerine yeniden eğilecek ve Binbir Gece Masalları’nın kaynakları ile ilgili olarak bu görüşlerden yararlanacağız.

Araştırmacılar, en çok masalları sınıflama konusunda fikir ayrılığına düşmüşlerdir. Alman Grimm Kardeşler masalları ‘Tarih Öncesi Görüş’ kuramına göre sınıflamaya çalışmış ve derlemeye esas olarak aldıkları masalların motif yapılarına göre de Alman mitolojisine bağlamaya çalışmışlardır (Krappe 1964: I-XX).

“Masallar, merkezinde kahramanı olan mantıklı bir çerçevede birkaç motifin bir araya gelmesiyle oluşmuştur. Bir araya gelen motifler masal tiplerini oluşturmaktadır. Ancak bu tipler belirli bir sıralamaya göre meydana gelmektedir.” Grimm Kardeşler bu tanımlamayı ‘Fairy Tales’ ‘Peri Masalları’na göre yapmışlardır.

Üzerinde çalıştıkları masallar, peri masalları olduğu için sınıflamayı da bu masal tiplerine göre ele almışlardır. Grimm Kardeşlerin sınıflaması aşağıdaki gibidir.

Cadı (iblis)ya vaat edilen çocuk,

(2-4) Cadı (iblis) tafından esire dayatılan üç görev, (5) Cadının kızı ile esirin uçuşu,

(6-8) Kaçaklar için üç cansız nesnenin cevabı, (9) Cadı tarafından kaçakların takip edilmesi,

(10-12) Kaçaklar tarafından atılan sihirli üç nesnenin cadıya engel olması, (13) Cadı karısının laneti,

(14) Kahramanın gelini öpmesinin unutturulması sağlanan öpücük, (15-17) Terkedilmiş gelinin ısrar eden üç taliplisinin maceraları, (18) Olayların çekiciliği, tanınması, çözülmesi (Krappe 1964: 1-2).

Bu motiflerin yer aldıkları masalları peri masallarından başka diğer masallarda görmenin mümkün olmadığını belirten Grimm Kardeşler, diğer masal türlerinin (hayvan masalları, evlilik masalları, vb.) motifleri konusunda şu bilgileri vermişlerdir: “Diğer masalların motif sayısı sınırlı değildir.” (Krappe 1964: 2).

Bu sınıflamada motiflerdeki sayıların bazen tek olmadığı (10-12) gibi araya üç sayı gelecek şekilde oluşturulduğu görülecektir. Tahminimizce bu arada üç tane benzer motif ya da masal yer almaktadır.

(26)

Grimm Kardeşlerin alanında ilk olan bu sınıflama sadece peri masalları üzerine yapılmıştır ve numara vermek şeklinde olmuştur. Bu sınıflamayı daha sonra Reinhold Köhler ve Emmanuel Cosquin de kullanmışlardır.

1864 yılında J. G. von Hahn’ın hazırladığı Griechische und albanesiche

Märchen (Yunan ve Arnavutluk Masalları) adlı iki ciltlik çalışmasında masalları

sınıflama teşebbüsü vardır (Sakaoğlu 1999: 10).

“Masalların mantıki bir sistem dâhilinde tasnifi yoluna ilk önce J. G. Von Hahn tarafından gidilmiştir: Griechische und albanesische Marchen. Bugün bu tasnifin pek bir önemi yoktur. Zira Hahn çok az sayıda masal üzerinde çalışmış ve modern masallarla Yunan mitleri arasındaki bağlantıyı göstermeye çalışmıştır.” (Doğanç 1966: 4177).

İngiltere’de 1891 yılında Joseph Jacops ve Amerika Birleşik Devletlerin’de de 1908 yılında Robert H. Lowie ve Alfred L. Kroeber tarafından masalların farklı sınıflamaları yapılmıştır.

Masalların sınıflaması konusunda ilk ciddi çalışmayı Kaarle Krohn, A. Aarne’dan istemiş; Aarne; Krohn, Oscar Hackman, Axel Olrik, Johannes Bolte’nin fikirlerinden yararlanarak ilk ciddi masal sınıflama çalışmasını 1910 yılında

Verzeichnis der Märchen typen mit Hilfe von faschgenossen Ausgearbeitet adlı

eserinde yayımlamıştır. Ancak bu sınıflama sadece Kuzey Avrupa ülkelerinin masallarını içine almaktadır (Sakaoğlu 2002: 53).

Aarne, bu konuda yapmış olduğu sınıflamada masalı konularına göre ele almıştır:

1. Hayvan Masalları (1-299) 2. Asıl Masallar (300-1199) 3. Fıkralar (1200-1999)

ilerleyen yıllarda Aarne’ın, öğrencisi ve meslektaşı Stith Thompson, hocasının çalışmasından yararlanarak ve onları geliştirerek 1928 yılında The Types of The

Folktale adlı çalışmasını ortaya koymuştur.

Thompson, masalları sınıflandırırken masalın tip özelliğinden yararlanmıştır. Bu sınıflamayı vermeden önce masalın sınıflaması konusunda ‘tip ve motif’ kavramını açıklamak gerekmektedir.

(27)

Bu konuda Thompson’ın The Folktale adlı eserinden yararlanan Sakaoğlu; tip için; “Varlığını bağımsız olarak koruyabilen geleneksel bir masaldır.” derken, (Sakaoğlu 1999: 11) motif için ise, “Eskiden beri yaşama kabiliyetine sahip olan, masalın en küçük unsurudur.” demektedir (Sakaoğlu 1999: 15).

Thompson, masalın sınıflamasını Aarne’ın sınıflamasını daha da geliştirerek beş başlık altında ele almıştır. Aşağıda ana başlıklarıyla verilen sınıflama Sakaoğlu’nun Gümüşhane Masalları Metin Toplama ve Tahlil (Gümüşhane ve

Bayburt Masalları kitabında ayrıntılı olarak görülebilir.

1. Hayvan Masalları (1-299) 2. Asıl Halk Masalları (300-1199)

3. Güldürücü Hikâyeler, Nükteli Fıkralar (1200-1999) 4. Zincirlemeli Masallar (2000-2399)

5. Sınıflamaya Girmeyen Masallar (2400-2499) (Sakaoğlu 1973: 72). Bu konuda diğer bir çalışma ise Vladimir J. Propp’undur. Umay Günay doktora tezini, Propp metoduna göre hazırlamıştır. Propp, masalları sınıflandırırken sadece peri masallarını göz önünde bulundurarak onları kendi ifadesiyle morfolojik olarak sınıflandırmıştır.

“ … ‘Morfoloji’ kelimesi ‘şekillerin incelenmesi’ anlamına gelir. … Bugüne kadar, ‘Halk masalları morfolojisi’ kavramının düşünülmüş olduğunu sanmıyorum. Bununla birlikte, herhangi bir organik fonksiyondaki şekiller gibi, masalı oluşturma şekillerini de belirli ölçüler dâhilinde incelemek mümkündür. Her halükârda, genel olarak masal alanında, masalın yaygınlığı ve varyetesi bakımından yukarıdaki hususu yapmak mümkün değilse bile ‘olağanüstü masallar’ için, yani ‘gerçek anlamda’ masallar için kesinlikle mümkündür. …” (Propp 1927’den, Dundes 1971: XXV; oradan Gümüş 1987: 5).

Bu alıntıdan da anlaşılacağı üzere Propp, peri masallarını gerçek masallar olarak tanımlamakta ve sınıflamasını da bu masalların motiflerine göre yapmaktadır.

Günay, Propp metoduna uygun olarak hazırladığı Elazığ Masalları adlı çalışmasında bu metodun özelliklerini “Masal kahramanlarının isimleri ve faydalandıkları nesneler değişmektedir. Fakat yapılan iş değişmemektedir.” şeklinde belirterek masalların fonksiyonlarını dört ana başlığa ayırır:

(28)

Masal kahramanlarının icra ettikleri fonksiyonlar, ‘masalda kim ve nasıl icra eder’ sorularından ayrı sabit ve değişmez elementlerdir.

Peri masallarında fonksiyonların sayısı sınırlıdır. Peri masallarında en fazla 31 fonksiyon bulunur.

Fonksiyonların sırası her zaman aynıdır. Bütün masallar bütün fonksiyonları ihtiva etmez. Fakat bu prensibi bozmaz.

Yapılarına göre bütün peri masalları tek tipe girer. Yapı özelliklerine göre masallar birbirine mani olan eksenler üzerinde yayılmazlar.” (Günay 1975: 24).

Ülkemizde masallar ile ilgili çalışmaların tarihi Batı’ya göre oldukça yenidir. Daha önceki yıllarda masallarla ilgili çalışmalar yapılmış fakat bu çalışmaların çocuklar için olduğu düşünüldüğünden bilimsel bir temele oturtulmamıştır.

Bu konuda bir öncü çalışma olması, hemen bütün masal araştırıcılarının dikkatini çekmesi açısından ayrı bir yeri olan bu görüşü dikkatlerinize sunuyoruz.

“Lamii Çelebi’nin başlayıp kendi ağırbaşlılığına yakıştıramayıp oğlu Abdullah’ın tamamladığı Mecma’ü’l-Letaif adlı eseri”, masal sınıflaması açısından önemlidir.” (Sakaoğlu 1973: 42).

Tanzimat dönemiyle birlikte halk edebiyatının önemini anlayan yazarlarımız olduğu gibi, masalları önemsemeyen yazarlarımız da bulunmaktadır.

Bu konudaki görüşleri belki de en ilgi çekici olan Namık Kemal’dir. Namık Kemal önceleri halk edebiyatı ürünlerini içine alan eserler kaleme almışken, hatta batı dillerinden bu türlerin çevirisini bile yapmışken daha sonraları bunlar için ‘kocakarı masalı nev’indendir’ ifadesini kullanmıştır. (Sakaoğlu 1999: 212-213).

Masallar konusunda Ziya Gökalp’ın ayrı bir yeri vardır. O, yaşadığı dönem içir öncülük yapmış, hem masal derlemiş, hem onları yayımlamış, hem de derleme ve yayımlama ile ilgili görüşlerini ortaya koymuştur:

“O, masal derlemeleri sahasında ilk örnek olan, K. D.’nin Türk Masalları ve masal ile ilgili görüşlerini belirtmiştir. Bu alanda 1912’de Alageyik adlı eserini ortaya koymuştur. 1922 yılında Küçük Mecmua’da masal derlemelerini yayımlamıştır. “Küçük Mecmua’da Türklerin birçok halk masallarını neşrettik. Bunların ekserisi Diyarbakır Türklerinin masallarıdır.” Ayrıca Ziya Gökalp masal derlemesi ile ilgili önemli bilgiler vererek bir masalın nasıl derlenmesi gerektiğini açıklamıştır (Sakaoğlu 1999: 223-225).

(29)

Ziya Gökalp’ın masalları derleme ve yazıya geçirilmesi ile ilgili olarak Alev Sınar Uğurlu’nun yayımlamış olduğu “‘İdeolog’-Şair Ziya Gökalp’in Kaleminden Masallar”, adlı makalesinde şu bilgilere ulaşıyoruz.

Ziya Gökalp masalları bazen nesir olarak, bazen de manzum olarak ifade etmiştir. Ancak manzum masalları fabllardan farklıdır. Ziya Gökalp’ın manzum masallarının kahramanları, geyik, ceylan gibi hayvanlar olsa bile masallarda görülen kılık değiştirme motifine göre sihirle hayvan şekline giren insanlardır. Gökalp’ın kaleme aldığı bu masalların adlarıı aşağıdaki gibidir:

“Kızılelma”, “Ülker ile Aydın”, “Alageyik”, “Yeşil Boncuk”, “Küçük Şehzade”, “Küçük Hemşire”, “Altun Işık”, “Arslan Basat”, “Yaradılış”, “Alp Arslan”, “Türkün Tufanı”, “Küçük Tomris”, “Kolsuz Hanım” .

Ziya Gökalp, derlediği halk masallarını bazen olduğu gibi yayımlarken bazılarını da küçük değişiklikler yaparak kaleme almıştır. Bu masalların kahramanları ister çocuk ister yetişkin olsun mutlaka, Gökalp masalların işlevselliğini kullanarak, ahlaki, millî, manevi ve öğüt niteliğinde mesajlar vererek ayrı bir üslup kullanmıştır.

“Keloğlan”da zekâyı kullanmanın önemi anlatılır.

“Tembel Ahmet”te çalışmanın önemi vurgulanırken kadının erkek üzerindeki etkisine dikkat çekilir.

“Kuğular”, kardeş sevgisi, sabır ve metaneti telkin eden bir masaldır.

“Nar Tanesi yahut Düzme Keloğlan” da dış görünüşün değil iç güzelliğinin ön planda geldiği, dik başlılığın zararlı olduğu ve evlenmeden önce çiftlerin birbirlerini tanıyıp anlaşması gerektiği mesajları verilir (Uğurlu 2009: 1025-1040).

Türk masallarının ilk bilimsel sınıflandırılması Wolfram Eberdhard ve Pertev Naili Boratav tarafından 1953 yılında Typen türkischer Volksmärchen (Türk Halk

Masalları Tipleri) adlı çalışma ile gerçekleştirilir.

Masallar konusunda yapılan inceleme ve araştırmalarda, onun efsane, mitoloji, halk hikâyesi, fıkra, günümüzde ise roman ile ilgili olan bağları araştırılmış ve bu konularda da çeşitli yorumlar yapılmıştır. Max Luthi’nin Märchen (1979) adlı eserinde efsane-masal, menkıbe-masal, fabl-masal, fıkra-masal kavramları karşılaştırılmıştır.

(30)

Burada fabl-masal karşılaştırmasında “Fabl da masal gibi fani dünyada olabilecekleri anlatan anlatım türlerinin oluşturduğu dairenin içinde yer alır. İnsanlar, içinde hayvanların, bitkilerin, eşyaların ve diğer canlıların konuştuğunu gördüğü tüm anlatım türlerini fabl olarak adlandırmıştır.” denilmektedir (Sönmez 1995: 68).

Asıl konumuz olan Binbir Gece Masalları’nda bu konu üzerinde yeniden durulacak ve hayvan masalları ile ilgili bilgiler verilecektir.

Masal denilince genelde çocuklar akla gelmektedir. Hatta bazı tanımlarda masallar, çocukları eğlendirmek amacıyla anlatılan bir tür olarak ele alınır.

Ancak masal, çocukların sadece ilk anlamını kavrayabildiği; yetişkinlerin ise olayları, verilmek istenilen düşüncenin dolaylı anlatımından yola çıkarak öğrendikleri, oldukça karışık, dahice söylenmiş bir anlatı türüdür.

Bir örnekle açıklamak gerekirse, ‘Üç Arkadaş’ masalında, aynı kıza âşık olan üç gençten her biri gittikleri diyarlardan limon, ayna ve halı satın alırlar. Bir araya geldikleri zaman sevdikleri kızın ne yaptığını merak ederler. Her biri almış olduğu sihirli eşyaların özelliklerini kullanmaya başlar ve aynaya bakıldığında kızın hasta olduğu görülür, halı üzerine binilerek hemen kızın yanına gidilir, limon sayesinde de kız iyileştirilir.

Asıl sorun bundan sonra başlar. Acaba kız kiminle evlenmelidir? Masal anlatıcısı bu soruyu sorduğunda herkes farklı cevaplar verecektir.

Çocuklar için masal, bir eğlence, hayal dünyasını zenginleştirme, olağanüstülüklerle hoş vakit geçirme olduğu için ilk akla gelen cevabı verecektir. Ancak bir yetişkin için; her bir hediyenin ayrı bir anlamı vardır: Ayna zenginliği, halı

makamı, limon ise sağlığı ifade eder. Kısacası yetişkin bir insan düşünerek doğru

cevabı verecektir.

1.4.BENZER ANLATMALAR (HİKÂYE, EFSANE, FIKRA, VB.)

Bu bölümde öbür anlatı türlerinin tanımları ve kısaca genel bilgileri ele alınacak, asıl konumuz olan Binbir Gece Masalları’nı incelerken de bu türlerin örneklerine yer verilecektir.

Masalın tanımını olağanüstülüklerden, bilinmeyen bir zamandan, kahramanlarının özelliklerinden ve çoğunlukla hayal ürünleri olayların anlatılmasından yola çıkılarak yapılır.

(31)

Birçok araştırıcının, masal ile diğer türler (efsane, halk hikâyesi, fabl, fıkra) arasındaki bağı ortaya koyan çalışmaları vardır. Bu türler incelediğinde görüleceği üzere, birbiri içinde anlatılan yaşayan ve yaşatılan anlatmalardır. Bundan dolayı çalışmamıza yardımcı olması açısından bu türlerin tanımlarını ve kısa bilgileri sunuyoruz.

Halk hikâyeleri, “Göçebelikten yerleşik hayata geçişin ilk mahsullerinden

olup, aşk, kahramanlık, vb. gibi konuları işleyen, kaynağı Türk, Arap-İslam ve Hint-İran olan, büyük ölçüde âşıklar ve meddahlar tarafından anlatılan nazım-nesir karışımı anlatmalardır.” (Alptekin 1997: 7).

Alptekin, Halk Hikâyelerinin Motif Yapısı adlı çalışmasında halk hikâyelerinin tıpkı masallar gibi motif yapısını incelemiş, çeşitli görüşler belirtmiş, daha sonra da halk hikâyelerini S. Thompson’ın Motif Index of Folk-Literature adlı eserine göre tasnif etmiştir.

Bir diğer tür, efsanedir. Bu konuda Sakaoğlu’nun eserlerinden edindiğimiz bilgilere göre efsanenin tanımı özetle: “Şahıs, yer ve hâdiseler hakkında anlatılan, anlatılanların inandırıcılık vasfı olan, umumiyetle şahıs ve hâdiselerde tabiatüstü olma vasfı olan, belirli bir şekli olmayan, kısa ve konuşma diline yer veren bir anlatmadır.” (Sakaoğlu 2009: 21).

Bir başka anlatı türü olan ve masal katalogları içinde önemli bir yeri bulunan

fıkra; genelde eğlendirme amacı taşıyan, eğlendirirken de düşündüren kısa

anlatmalar olarak ifade edilir. Kahramanları, toplum tarafından kabul görmüş ya da kolayca akılda kalabilecek kişilerdir.

Tanımlarını verdiğimiz türler içinde belki de fıkra, en gerçekçi olanıdır. Fıkrada anlatılan olayların gerçekleşmiş olma ihtimali daha fazladır. Fakat, fıkra kahramanlarının yaptığı işler de öyle herkesin yapabileceği türden işler değildir.

Ama bütün edebî türlerin ortak bir yönü vardır. Öğüt vermek için, nesilden nesile anlatılarak geçmiş, genelde nesir şeklinde ifade edilen ve hepsi bir dilin en kolay anlaşılan ve anlatılan şekilleridir. Hepsi atalarımızın bize bıraktığı kültürel mirasımızdır.

Anlatılan bir masal, hikâye, efsane ve fıkra en küçüğünden en büyüğüne o ortamda bulunan, dinleyen herkese öğüt verir.

(32)

Anadolu’da da, tıpkı İngilizcede bulunan ‘Folktale’ kavramında olduğu gibi masal, hikâye, fıkra, efsane yerine kullanılan en yaygın tür; söyleyişleri bölgelerde, köylerde farklılık gösterse de, ‘hikâye’dir: ‘hikâye, hekat, hika, hekâye, vb.

Bu konuda Anadolu’nun çeşitli bölgelerinde derleme yapan araştırıcılar halk hikâyesi ile masalın zamanla iç içe geçtiğini tespit etmişlerdir.

“Halk hikâyeciliği geleneğinin hâlâ kuvvetle yaşadığı bu bölge de [Kars ili], hikâyecilik geleneğine uyarak, başlangıçta hikâye şeklinde anlatılan vak’a zamanla, halk arasında masal hâline gelmiş olabilir.” (Gökbakar 1947: 39).

Yukarıda da söz edildiği gibi halk edebiyatı ürünlerini ayırt etmek sanıldığı kadar kolay bir iş değildir. Çünkü bütün anlatı türleri sanki iç içe geçmiş gibidir. Masal nerede başlar, hikâye nerede biter, sorularının cevaplarını vermek oldukça zordur. Özellikle derleme yapmak için alana inen bir araştırmacı bu konuda bir hayli zorlanacaktır. Çünkü halk arasında böyle bir ayrım yoktur. Siz masal derlemeye geldiğinizi söylersiniz, anlatıcı masal anlatamayacağını söyler ve başlar size bir hikâye anlatmaya… Siz onu dinlerken anlatılanın hikâye değil de masal olduğunu fark edersiniz. Bu edebî ürünler arasında ne fark vardır ya da ne tür benzerlikler vardır, bu soruların cevapları ilerleyen bölümlerde bize yardımcı olacaktır.

(33)

İKİNCİ BÖLÜM

2. BİNBİR GECE MASALLARI ÜZERİNE

Dünya edebiyatında adında en çok söz edilen, özellikle yazmaları Arapça olan ve birçok dilde çevirisi yapılan, film, opare, bale ve sanatın her dalına ilham kaynağı olan Binbir Gece Masalları, geniş bir coğrafyanın halk edebiyatı türlerini içine alan geniş bir külliyatdır. Bu külliyatta, masal, efsane, halk hikâyesi, fıkra türlerinin yanı sıra, halk mimarisi, halk müziği, tarih, coğrafya bilimlerine sunulan bilgiler de bulunmaktadır.

Aşağıda Binbir Gece Masalları ile ilgili bilgiler sunulacak, Avrupa ülkeleri, Amerika Birleşik Devletleri, Türkiye ve diğer ülkelerde yapılan çalışmalara yer verilecektir.

Alıntı yapılan kaynakların yazım kurallarına dokunulmamıştır. Bundan dolayı, bir eser ya da kişi adının araştırıcılarda farklı şekilde yazımlarının olacağını belirtmek isteriz.

2.1. BİNBİR GECE MASALLARI’NIN ADININ KAYNAĞI

Binbir Gece Masalları incelendiği zaman kahramanların adlarından, olayların geçtiği coğrafyaya, yaşanılan sosyal hayattan, masalların konularına kadar, özellikle İran, Arap, Mısır ülkelerinin adlarının ön plana çıktığı görülmektedir.

Binbir Gece Masalları ile bilgiler verirken, incelediğimiz kaynaklarda bu külliyatın tanımını veren tek araştırmacı Süleyman Tülücü’dür. O, tanımını şu şekilde yapmıştır:

“Binbir Gece Masalları, diğer adı ile Arap Geceleri; hikâye, masal, destan, menkıbe ve fıkraları bir araya toplayan, eski Hint edebiyatında başka örneklerine de rastladığımız ‘çerçeveli hikâye’ler tipinde ve tekniğinde bir Arapça külliyattır.” (Tülücü 2004: 1).

(34)

Âgah Sırrı Levend sadece birinci cildini yayımlayabildiği Türk Edebiyat

Tarihi adlı eserinde konumuzla ilgili olarak Arap edebiyatında hikâyeyi karşılayacak

adlar üzerinde açıklamalar yapmış, “Gece toplantılarında söylenen masallara ‘esmar’, gerçekle hiç ilgisi olmayan uydurma masallara ‘hurafat’ … denir.” ifadesine yer vermiştir. Binbir Gece Masalları’nın temeli olan Hezâr Efsâne İran edebiyatının hikâyeleridir. Bu eser içindeki hikâyelerin çoğu sonradan değiştirilmiştir, ya Arap hayatına uydurulmuş ya da yeniden kaleme alınmıştır. Araplar ise “Hezâr Efsâne”nin karşılığı olarak “Elfü Hurâfe” adını kullanmışlardır. Elfü Leyle adını taşıyan bu eser daha sonra Elfü leyleti ve’l Leyle olarak adlandırılmıştır (Levend 1973: 199).

Levend’in verdiği bilgilerin ışığı altında Binbir Gece Masalları’nı hem ‘esmar’ hem de ‘hurafa’ masalları içine alabiliriz. Bundan dolayı da ‘Elfü Hurafe’ olarak adlandırılması doğrudur. Ancak ‘Elfü Hurafe’ adı daha sonra nasıl ‘Elfü Leyle’ adını almıştır, sorusunun cevabını içinde bulunan ‘esmar’ türündeki masallardan almış olduğunu söyleyebiliriz.

Elfü leyleti ve’l Leyle adıyla ilgili olarak verilen bilgilerde de; Eduard

Gildmeister; Arapların yuvarlak sayıları, Elfü Leyle (Bin Gece)’de geçen ‘Bin’ sayısını da uğursuz saymalarından dolayı ‘Binbir Gece’ adının verildiği görüşünü belirtmiştir (Oestrup1891’den; İ A/ 2, 1979: 620).

Bu konuda farklı bir yaklaşım da Enno Littmann’a aittir. Littmann’ın bu görüşünü Ulrich Marzolph “Bin Hikâyenin binbir (gece) masallara dönüştürülmesinde birçok sebep bulunmaktadır (bk. Barth 1984). En geçerli olan sebep ise Alman düşünür Enno Littmann’ın (1953: 664) öne sürdüğü “binbir” anlamına gelen Türkçe aliterasyon 1001’in yaygın olarak kullanılmasıdır. Farsça nesir ve şiirlerde (hezār-o yek olarak) 1001’in sonsuz ve belirsiz bir miktar olduğunu öne süren İran edebiyatı bilginleri bu düşünceyi kabul etmemişlerdir.” (Marzolph 2004: 35)

Marzolph’un verdiği bilgiler Binbir Gece Masalları’nın adının Türkçe olduğunu ispatlamaya yönelik bir çalışma olarak nitelendirilebilir. Ancak dünya literatüründe sadece Binbir Gece adıyla değil, Arap Geceleri olarak bilindiği de unutulmamalıdır.

Sözlü bir eser olan Binbir Gece Masalları’nın ilk defa bir kitap bütünlüğünde ne zaman ortaya çıktığı konusunda çeşitli görüşler bulunmaktadır. Bu konuda Arap

(35)

bilgini İbn El-Nedîm Elfihrist adlı kitabından; “Binbir gece süren ve 200 masal ihtiva eden, Hezar Efsane kitabını gördüm ve defalarca okudum. ” (Akkoyunlu 1983: 5) demektedir.

Bu konuda Tülücü; “İbnü’n-Nedîm (ö. 385/995) de Muhammed b. ‘Abdûs el-Cehsiyârî (ö. 331/943)’nin 1000 ünlü Arap, İran, Yunan vb. masalını toplamaya başladığını, ancak 480 masala ulaştığı bir sırada öldüğünü söyler.” (Tülücü 2004: 4).

Burada dikkati çeken önemli bir konu da, ‘Adı Binbir Gece Masalları olan bu eserin içinde kaç tane masal metni yer almaktadır?’ sorusudur.

Bu konuda araştırma yapanlar 1001 masalın olmadığı konusunda hemfikirdirler. Ancak gerçekte Binbir Gece Masalları’nda kaç masal yer almaktadır? Bu sorunun cevabını ilerleyen bölümlerde açıklamaya çalışacağız.

Binbir Gece Masalları’nın ortaya çıkışı hakkında başka bir görüşte de şöyle denilmektedir:

“Süheyl El-Kalemâvi, Hezar Efsane’nin Hicri 3. yüzyılda Abbasi halifelerinden El-Me’mun veya El-Mansûr zamanında Arapçaya tercüme edildiği” görüşünü dile getirmiştir.” (Akkoyunlu 1983: 5).

Mes‘ûdî (ö. 346/957) Mürûcü’z-Zeheb adlı eserinde, Binbir Gece Masalları ile ilgili olarak, “Bu külliyatın Araplara geçmiş birçok İran, Yunan, Hint eserleri gibi dışarıdan geldiği, Farsça aslının Hezâr Efsâne olduğu belirtmektedir.” (Tülücü 2004: 4).

Bir başka görüşe göre; Binbir Gece Masalları’nı IX. yüzyıl civarında derleyen ve Arapçaya çeviren kişi ise Muhammed el Gahşigar’dır. Eserin giriş bölümünde yer alan Şehrazad hikâyesinin XV. yüzyıl içinde külliyata eklendiği de çeşitli kaynaklarda belirtilmektedir.

Binbir Gece Masalları’nın ilk çerçeve masalı olan Şehriyar ve Şehrazat ile ilgili olarak Ulrich Marzolph’tan edindiğimiz bilgilere göre, “İbn el-Nedim’in külliyatın başlangıç kısmının özeti çok kısadır. Kral’ın geceler boyu dini tören olarak bir kadınla evlenip onu öldürmesinden söz ederken, hiçbir sebep belirtmemekte ve eşlerinin sadakatsizliğine tanık olan veya onların şeytan tarafından bir kutuda tutulan kurnaz bir kadın tarafından alıkoyulması gibi olaylar üzerinde durmamıştır (Horálek 1987).” ifadesi yer almaktadır.

(36)

Bu açıklamaya göre de Şehrazat’ın masalının Binbir Gece Masalları’na sonradan eklendiği söylenebilir.

Levend, Binbir Gece Masalları’nın kaynağı konusunda; “Eserin kimin tarafından çevrildiği belli değildir. Ancak bu masalları sonradan toplayan İranlı Ebû ‘Ali Firuz-abadî” adında birisi olduğunu söylemektedir (Levend 1973: 200).

Şimdiye kadar edindiğimiz bilgiler Binbir Gece Masalları’nın ‘Hezar ya da Hazar Efsane’ adıyla bilinen, İran edebiyatında var olan bir kaynaktan çıktığı yönündedir. Ancak konuya çok farklı bir açıdan bakan Marzolph bu konuda şu bilgileri vermiştir.

“Hezar efsane: Bu başlık her ne kadar “Bin Hikâye” olarak anlaşılsa da, Farsça terim olan efsane sihirli bir söyleyiş veya büyülü sözler olarak ifade edilen ve böylece bir şekilde büyü ile ilgili dil açısından efsun ve füsun terimleriyle ilişkilidir. Bu yüzden Farsça efsane sadece hikâye veya masal olarak değil, daha çok “büyü masalı” olarak anlaşılmalıdır. Bu başlık Arapçaya Elf Hurafa olarak çevrilmiştir. Hurafa fantastik ve doğaüstü hikâye türü olarak karşımıza çıkar.” (Marzolph 2004: 38).

Marzolph’ın bu görüşü, Levend’in görüşleriyle benzerlik göstermektedir. Marzolph’un bu konudaki açıklamalarının temelindeki “Elf hurafa, Arapça Hezar efsane tercümesinin başlığı değildir, çünkü Mes’udî bunların genellikle Elf leyleh (Bin Gece Masalları) olarak bildiğini belirtmiştir. İbn el-Nedim, kitabın Arapça versiyonunun bin gece masallarını ve 200’den daha az hikâyeyi içerdiğini belirtmiştir. Aynı zamanda, daha önceki versiyonlarının içeriği konusunda veri bulunmamaktadır. En eski Arapça el yazması XV. yüzyıl tarihlidir ve aynı zamanda ortaçağa ait ‘Alf laylah wa-laylah’ Binbir Gece Masalları içeriği hakkında bilgi veren ilk dokümandır (Grotzfeld 1996: 97).” ifadesini kullanarak kaynak göstermektedir.

2.2.BİNBİR GECE MASALLARI’NIN DOĞUŞU

VIII. yüzyılda, Abbasi Halifesi Harun Reşit (170-193/786-809) zamanında Bağdat, İran, Çin, Hindistan, Afrika, Avrupa ve Anadolu’yu içine alan coğrafi unsurların bulunduğu, özellikle Bağdat çevresi ve Arap kültürünün harmanlanmasıyla ortaya çıkan esere Binbir Gece Masalları adı verilmektedir. Hikâyelerin temelini İran kaynaklı Hezâr Efsane (Bin Efsane)’nin oluşturduğu çeşitli

(37)

kaynaklarda (İ A/ 2 1979: 621) belirtilmektedir. Ancak Binbir Gece Masalları’nın oluşum süreciyle ilgili olarak kesin bir şey söyleyemeyiz. Bu konuda araştırma yapan bilim adamları ne zaman veya kimler tarafından yazıya geçirildiği bilinmeyen bu külliyat hakkında Hint, İran, Arap, Mısır ve bugün Orta Doğu adını verdiğimiz bölgeyi içine alan ülkelerin sözlü edebiyatı olarak değerlendirilmektedirler.

Binbir Gece Masalları incelendiği zaman, bazı masalların mitolojik kökenli olduğu, bazı masalların ise yaşamış olan kahramanların hayatlarından kesitler vererek onların çevresinde (Harun Reşit ve Sultan Baybars) meydana gelen olaylar olduğu görülecektir. Burada önemli bir nokta daha vardır: Hz. Süleyman’ın adı ve onun adının geçtiği masallar. Fakat bu masallar doğrudan Hz. Süleyman’ın hayatını ve maceralarını anlatmamaktadır. Sadece masallar içinde Hz. Süleyman’ın adı geçmekte ve olaylar özellikle cinler (ifrit) ona bağlanmaktadır.

Kaynağımızı inceleyerek “nerede” ve “ne zaman” sorularına cevap arayalım. “nerede” sorusunun cevabının masallarda geçen coğrafyalardan hareketle; bugünkü Irak (Bağdat, Basra), Mısır, Suriye ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi olduğu görülecektir. Arap yarımadası sadece kutsal topraklar olarak ve birkaç kısa anlatmada geçmektedir.

Bir başka temel konu ise; “Binbir Gece Masalları mı Binbir Gece Hikâyeleri mi?” sorusudur. Çünkü öyle anlatmalar vardır ki bu anlatmalar masal kavramıyla karşılanamayacağı gibi, bazıları da özelliklerinden dolayı hikâye olarak nitelendirilemeyecektir.

Arapçada Elf-leyle vel-leyle adıyla bilinen ve XVIII. yüzyıldan itibaren Batılı araştırıcılar tarafından Batı edebiyatına tanıtılan Binbir Gece Masalları üzerine ciddi çalışmalar yapılmıştır.

Bugün hemen hemen her dile çevrilen Binbir Gece Masalları’nın dilimizde ve başka dillerdeki karşılıkları aşağıdaki gibidir.

Türkçede, Binbir Gece, Binbir Gece Masalları / Binbir Gece Hikâyeleri; Elf leyle ve’l-leyle adları kullanılmaktadır.

Fransızcada, Les Mille et une Nuits adı ile ifade edilmektedir.

Ancak en çok farklı adı İngilizcededir. One Thousand and One Nights /

Thousand Nights and One Night / The Thousand and One Nights / The Thousand Night and a Night / The Arabian Nights /The Arabian Nights’ Entertainments.

(38)

Almancada karşılığını bulabildiğimiz tek ad: Tausend und eine Nacht.

2.3.BİNBİR GECE MASALLARI’NIN OLUŞUM SÜRECİ

Binbir Gece Masalları ile ilgili çalışmalar önce Avrupa’da başlamıştır. Eserin ilk çevirilerinin yapılması, bütün Avrupa ülkelerinde farklı milletlerin Arap dünyasıyla tanışmalarından sonra olmuştur. Özellikle Fransa, İngiltere gibi ülkelerin Doğu bilimcileri gezdikleri yerlerden derledikleri masallardan ya da almış oldukları yazmalardan ülkelerine döndükleri zaman yapmış oldukları çevirilerle, Binbir Gece Masalları’nın kaynağı konusunda çeşitli görüşler ortaya koymuşlardır.

Özellikle XIX. yüzyıl başlarında Avrupa’da başlayan Binbir Gece Masalları’nın kaynağı konusunda bilim adamları arasında ciddi tartışmalar olmaktaydı.

Bu konuda ilk olarak görüş belirten bilim adamı Arap filoloji uzmanı Sylvestre de Sacy’dir. Sacy, bu konuda Binbir Gece Masalları’nın bir kişinin eseri olamayacağı ve eserin daha yeni bir devirde doğduğu fikrini ortaya atmıştır (Sacy 1833: 30; oradan İ A /2 1979: 616).

Sacy’in görüşünü desteklemeyen William Lane, bütün bu masalların bir yazarın eseri olduğu ve 1475 ile 1525 arasında meydana geldiği görüşünü savunmuştur.

İlerleyen yıllarda da Armin Müller, Binbir Gece Masalları hakkında, bütün eseri inceleyerek çeşitli gruplara ayırmış ve eserde geçen masalların bir kısmının Bağdat’ta, büyük bir çoğunluğunun da, Mısır’da meydana gelmiş olabileceği görüşünü savunmuştur.

Bununla birlikte Carl Brockelmann, Hermann Zotenberg’in çalışmalarından yararlanarak, Binbir Gece Masalları’nın yazmalarını inceleyip, meydana geldiği kaynakları üç gruba ayırmıştır.

1. Daha Eski Asya Yazmaları

Bu gruptaki yazmalar, bir istisna ile eksiktir ve mecmuanın yalnız ilk kısmını ihtiva eder. Ancak bu kısımda hangi masalların bulunduğuna dair herhangi bir bilgi verilmemiştir.

(39)

Birinci grubun yazmaları arasında daha az fark vardır. Bu çalışmasında Brockelmann, ikinci bir yazmanın da olduğunun işaretini vermesine karşın, ikinci yazma hakkında bilgi yoktur. Brockelmann, birinci kısım yazmaların çeşitli zamanlarda Avrupa dillerine yapılmış tercümelerin bir cetvelini yaptığını daha sonra bu çalışmanın A. Krmskiy tarafından Oestrup’un Rusça tercümesinin giriş bölümünde yayımlandığını belirtmiştir.

Ancak birinci grup yazmalarının en doğrusu ve en tam tercümeleri, Richard Burton (1885) ve J. Charles Mardrus (1899)’un yapmış olduğu çevirilerdir.

Verilen bilgilerin devamında Brockelmann, Arapça olan başka bir metinden daha söz etmektedir. Fakat bu eserin Asya yazması mı, yoksa Mısır yazması mı olduğu hakkında bilgi vermemiştir.

“Arapça olarak en iyi metin iki ciltlik Bulak (1251) tabıdır.” (Oestrup 1891; 1905; İ A/ 2, 1979: 620).

3. Ancak yukarıda sözü edilen yazmalar hakkında verilen bilgiler

doğrultusunda üçüncü kaynak hakkında herhangi bir bilgi yoktur.

J. Oestrup, bu tartışmaları da göz önünde bulundurarak, hikâyeleri üç gruba ayırmıştır:

a. Farsça Hezâr Efsâne adlı eserdeki masallar, b. Bağdat’ta meydana gelmiş olan masallar, c. Mısır’da bu masallara eklenen masallar.

Binbir Gece Masalları’ndaki belki de tek olan konusu diğer masallardan farklı olan ‘Ömer Numan ile Oğulları’ adlı masal, esere sonradan eklenmiş olarak gösterilmiştir. Fakat bazı araştırmacılar bu duruma itiraz etmiştir.

Ancak ilerde de sözünü edeceğimiz üzere, Binbir Gece Masalları’na birçok masal sonradan eklenmiştir.

Bu konuda başka bir görüş de Victor Chauvin’nindir. O, daha da ileriye giderek her bir grubu da parçalarına ayırır ve o, aynı zamanda Mısır grubunun, biri Yahudi asıllı olmak üzere, iki kısma ayrıldığını da belirtmektedir.

Bu konuda çalışan bir diğer Batılı araştırıcı Mac Donald’tır. Onun bu konudaki görüşlerini şu şekilde özetleyebiliriz. Genellikle Araplarla ilgili ilk akla gelen eser Binbir Gece Masalları’dır. Ancak Araplar, sözlü edebiyat ürünlerini kendilerine yakın ülkelerden, özellikle İran ve Hindistan’dan almışlardır. Arabistan

Referanslar

Benzer Belgeler

KÖİ projelerinin doğru bir şekilde değerlendirilebilmesi, şeffaflığın sağlanması ve kamunun katlandığı maliyetlerin de ortaya konulması bakımından

Bu nedenle Amatör futbolcuların futbola başlamalarında, futbola başladıkları yerin etkisini gösteren dağılım, Ailede futbolla ilgilenen bireylerin olup

Bu çalışmada perlit ve sepiyolit örnekleri AHM ile modifiye edilmiş, modifikasyon sonucu yapıda meydana gelen değişmeler, FT-IR spektroskopisi yöntemiyle incelenmiş;

Av­ detinde Güzel Sanatlar Akade- misi'ne tâyin olmuş ve yakın za­ mana kadar burada muallimlik etmiştir.. Hikmet Onat ve arka­ daşları Güzel Sanatlar

tavsiyesj üzerine bir yıl bekler ve periler havuzda yıkanırken küçük kızın elbisesi· ni saklar ve' pe ri kızını. Bi:itün v~ryantlarda peri kızıyla evlenen

″Sûfilerin Özel Mülkiyet Anlayışı-Tarikatlar Dönemine Kadarki Evre (H. I-VI yy.)-″, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Konya: Necmettin Erbakan

2008 yýlýnda Bilkent Üniversitesi Türk Edebiyatý Bölümü yük- sek lisans programýndan mezun olan Aygün, þu anda Doðuþ Üniversitesi’nde Türkçe okutmaný olarak

kalede, bu temel görüşlerden ahlaki aktivizm yaklaşımı bağlamında Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu’nun internet sitesinde yer alan 2013-2016 tarihlerinde verdiği