• Sonuç bulunamadı

KARADAĞ’IN BİNBİR GECE MASALLARI ADLI ÇEVİRİSİ ÜZERİNE

Çalışmamızda yer alan ikinci çeviri R. Karadağ’ın dört cilt olarak yayımlanan

Binbir Gece Masallları adlı eseridir. Bu eserin masal özelliklerini ve farklılıklarını

belirlemeye çalışacak, aynı zamanda Anadolu Türk masalları ile olan benzerliklerini varsa ortak masal metinlerini ve masal motiflerini değerlendireceğiz.

Karadağ, eserinin Giriş bölümünde Binbir Gece Masalları ile ilgili olarak verdiği bilgiler çalışmamızın önemini vurgular niteliktedir.

“Okunduğu zaman görülecektir ki: Bu masallarda, bizden olan bir koku, bir fikir ve hareket sezilmektedir. Bu masallardaki bizden olan bir Hind-Türk karakteri, şövalyeliği, cesareti insaniyetperverliği ve yardım severliği hakimdir.” (Karadağ 1961: 3).

Karadağ, Binbir Gece Masalları çevirisini Arapçadan yaptığı konusunda herhangi bir bilgi vermemektedir. Ancak Giriş bölümünde eseri tanıtan ve tarihi seyrini konu alan bir yazı kaleme almıştır.

Binbir Gece Masalları’nın kahramanı Şehriyar’ın adı farklı şekilde verilmiştir: Şehriyar-Şah-ı Rebaz.

Çerçeve masal, Yurdatap’ta olduğu gibi başlamaktadır. Ancak burada bütün masalların tahlilini yapmak yerine Yurdatap’tan farklı olarak ele alınan masallar ile Karadağ’ın eserinde Yurdatap’ın çevirinden farklı olan masalları değerlendirecek ve bu masalların farklılıklarını ortaya koymaya çalışacağız.

İlk masal, ‘Şehriyar ile Kardeşi Şahzaman’ çerçeve masalı ile başlamaktadır. Bu masalın içinde yer alan ‘Sandıktaki Kız’ masalı Anadolu Türk masallarından olan ‘Taraktaki Dost’ masalı ile ortak motif sergilemektedir.

Dikkati çeken diğer bir masal da ‘Tüccar ile Cin’ masalıdır. Bu masal, çerçeve masal şeklindedir ve çerçeve masalın içinde bulunan ‘Birinci İhtiyar’ın, ‘İkinci İhtiyar’ın ve ‘Üçüncü İhtiyar’ın masalları konu olarak kadınların ihaneti üzerine anlatılmaktadır. Fakat burada dikkatimizi çeken asıl önemli özellik, masal kahramanlarının Anadolu Türk masallarında görülen ‘kılık / don değiştirme’ motifinin olmasıdır. Her üç ihtiyarın yanında bulunan hayvanlar (katır, ceylan, tazı/köpek) aslında insan olup sonradan sihir ile şekil değiştiren kadınlardır.

‘Balıkçı ile İfrit’ masalının kurgusu ‘sadakat’ üzerinedir ve kimseye güvenmeyen insanların zarar göreceği motifi üzerine kuruludur.

Yine bu masalların alt dallarından olan ‘Gencin Masalı’nda ‘taş kesilme’ motifini görüyoruz. Ancak bu motif için Anadolu Türk masal geleneğine değil de efsanelerine bakmamız yerinde olacaktır. Bu masalda geçen ‘taş kesilme’ bütün vücudu değil, vücudun yarısını kaplamaktadır, bu dua sonucu ile değil sihirle, kötülük olsun diye yapılan bir işlem sonucudur.

‘Hamal ile Üç Genç Kız’ masalında da yine alt masallarından olan ‘Peri Kızı Masalı’nda ‘kılık değiştirme motifi’ yer almaktadır.

Anadolu Türk masallarında görülen ‘Dev ile olan mücadelede kahramanın sürekli olarak kılık değiştirmesi’ ‘İğci Baba’ masalında da görülmektedir. Horoz arslan, darı vs.

Karadağ, masal metinlerini verirken herhangi bir şekilde Türk kültürüne uyarlama çabası göstermemiş, sadece cinsel içerikli bölümlere yer vermemiş, böyle olan masalları da çevirisinde Türk okuyucusunu rahatsız etmeyecek şekilde vermeye çalışmıştır.

Ancak Yurdatap’tan farklı olmak üzere her masalda geçen sayıları ‘3, 5, 7, 40 sayıları’ olarak ifade etmektedir. “Üç gün üç gece, kırk altunum var, yedi gün ve

gece çölde kaldık, vb.” ifadeleri yer almaktadır. Bir başka farklılık ise atasözlerinin verilmiş olmasıdır.

Karadağ’ın kitabında, başlayan her masalda ya da her gece başlanılan masalda, diğer çevirilerde olmayan farklı bir özellik de “masal tekerlemeleri” vermesidir. Bu masal tekerlemeleri Anadolu Türk masallarında “Evvel zaman içinde ...” “Bir varmış, bir …” şeklinde kendini göstermektedir.

‘Ömer Numan ve İki Oğlu’ masalı, Binbir Gece Masalları’nda geçen ilk kahramanlık masalıdır. Bu masalın özelliği her çeviride mutlaka geniş bir yer tutmasıdır. Bu masalda din büyük önem taşımaktadır. Tıpkı Yurdatap’ta olduğu gibi İstanbul, Kayseri illerinden söz edilmektedir. Ancak bu çevirideki farklılık Karadağ’ın, bu masalı anlatırken İran edebiyatının önemli eserlerinden Şehname’deki anlatmalardan yararlanmış olmasıdır.

Bu masalın başka bir özelliği de Arap, İran ve Türk kültüründen söz etmesidir. Diğer masallarda geçmeyen Anadolu toprakları ve bunun için savaş yapılması, şahların eşlerinin Rum kızlarının olması, bu masalı diğer masallardan farklı kılmaktadır.

Bu masalda geçen kadınların hepsi sadık, sözüne güvenilir, eşlerini seven, savaşçı tiplerdeki kadınlardır. Ve sadece bir yaşlı kadın tiplemesi vardır ki o, ‘Acuze’ olarak adlandırılır, bütün kötülükler ondan kaynaklanmaktadır. Bu ‘Acuze’ tipi diğer Binbir Gece Masalları’nda da farklı şekilde karşımıza çıkmaktadır. Ancak en kötü tiplemesi bu masalda görülür, çünkü ‘Cadı’ tiplemesi olarak verilmektedir.

Bunun dışında menkıbe türü anlatmalar bir masalın içinde geçen kıssalar olarak verilmektedir.

Bu menkıbeleri anlatan kişi ise yine bir şahı etkilemek için anlatılan kıssalar olarak gösterilir. Bunu anlatan da şah kızı iken cariye olarak satılan Ömer Numan’ın kızı Nezihetülzaman’dır. Masal kahramanı Nezühetülzaman’ın başından geçen olaylar ise Anadolu Türk Masallarında anlatılan ‘Helvacı Güzeli’ masalı ile ortak motifler üzerine kuruludur.

‘Terzi, Kambur ve Yahudi’ masalının alt masallarından olan ve Karadağ’da geçen ‘Sağ Parmağı Olmayan Tüccar’, ‘Sağ Eli Olmayan Tüccar’ ve ‘Sağ Kolu Olmayan Tüccar’ masalları Yurdatap, Onaran ve Akkoyunlu’da ayrı bir masal olarak geçmezken Karadağ, bu masallara ayrı ayrı yer vermiştir. Bu masalın başka bir

özelliği de, Harun Reşit adına bağlanmamasıdır. Binbir Gece Masalları’nda geçen kahramanı tüccar olan masallar, kralı ve soytarıyı İran ve Çin ülkesinde göstermektedir.

Buraya kadar Şehrazat’ın anlattığı masallarda Şehriyar’a ilk olarak kadınların ihaneti ile ilgili masallar anlatıldıktan sonra sadakat ve güven duyguları üzerine kurulan masallara geçilir.

Bu masalların anlatımı bittikten sonra Şehrazat’ın anlattığı masalların konusu sevda masallarına bir geçiş yapmaktadır. Büyü ve ifrit gibi tabiatüstü varlıklara ve olaylara belirli bölümlere kadar yer verilmemektedir. Kanaatimizce Şehrazat, Şehriyar’ın ilgisini çekerek onu kendisine âşık etmeyi amaçlamaktadır.

Bu konuda anlatılan ilk masal ise “Ali Nureddin ile Enisilcülüs” masalıdır. Bu masal diğer çevirilerde başlı başına bir masal olarak görülürken Karadağ’da “Ömer Numan ve İki Oğlu” çerçeve masalının içinde bulunan bir masal olarak yer almaktadır.

“Ömer Numan ve İki Oğlu” masalında dikkati çeken başka bir durum ise menkıbe türü anlatmaların bu masalda alt masal olmasıdır. Karadağ ve Yurdatap’ta ayrı bir başlık adı altında yer verilen menkıbe türü anlatmaların, Şehrazat’ın kendisi ile özdeşleştirdiği Ömer Numan’ın kızı Nezihetülzaman’ın, Şerkan’a anlattığı bilgece anlatılar olarak karşımıza çıkmasıdır. Dolayısıyla listede yer almamaktadır. Ancak Onaran’ın çevirisinde bu anlatmalar, ayrı başlık altında verilmiş ve listede çerçeve masalın alt masalları olarak yerini almıştır.

Bu masalın her çevirisinin temel bir özelliği de kadınları sadece cinsellikleri ön planda olan kişiler değil, terbiye, edep, ilmî bilgileri yönünden de ele alınmalarıdır. Şahların da ancak bu özellikleri taşıyan kadınlarla evlenmeleri durumunda mutlu olacağı vurgulanmaktadır.

Nezihetülzaman’ın, Şerkan’a anlattığı bu masallar, menkıbe türü anlatmalardır. Bunların, genel olarak da Hz. Ömer veya bir sahabe ile ilgili anlatılan menkıbeler olduğu görülecektir.

Diğer önemli bir nokta da bugün Nasreddin Hoca adına bağlanan birçok fıkranın Binbir Gece Masalları çevirilerinde çerçeve masalların alt masalları olarak ya da Onaran’da olduğu gibi ayrı başlık altında “Neşeli Hikâyeler” olarak verilmesidir.

“Ömer Numan ve İki Oğlu” masalının alt masallarından olan “Süleyman Oğlu Tacülmülük” masalında, kahramanın İsfehan ve Kaf Dağı yerlerinin şahı olarak verilmesidir. Masalın içeriği ve motifleri de Anadolu Türk masal motifleri ile benzerlik göstereceğinin ipuçlarını vermektedir.

İsfehan ve Kaf Dağı Şahının oğlunun alnında doğuştan bulunan ‘hilal’ şekli, büyüdükçe av merakı olması, yine kervanlarda gelen malların şahın oğluna hediye edileceği motifleri bu masalda yer almaktadır.

Ayrıca bu masalın alt masallarında olan ‘Aziz ile Azize’ bir sevda masalıdır ve sonunda kavuşma yoktur. Binbir Gece Masalları’nda geçen bütün sevda masallarında bir şekilde kavuşma ile sonlanmaktadır. Ancak sadece bu masalda kavuşma olmamaktadır.

Bu masalın bir başka özelliğini vermek için Binbir Gece Masalları’nda geçen akraba adlarının incelenmesi gerekmektedir. Bu konu araştırmamızın dışında olduğu için kısaca değinilecektir.

Binbir Gece Masalları’nda akraba adları çok fazla geçmemektedir. Anne, baba, amca, amcakızı vardır. Ancak masallarda geçen ‘amcamın kızı’ sözü akrabalık ilişkisinden değil, kültürel bir özellik olarak söylenen bir kavram olmasındandır. ‘Amcamın kızı’ veya ‘amcamın oğlu’ genel olarak evli çiftlerin birbirlerine söyledikleri hitap tarzıdır. Sadece bu masalda, Aziz ile Azize gerçek anlamda amca çocuklarıdır.

‘Süleyman Oğlu Tacülmülük’ masalında kahramanın şah kızının yanına sokulmak için bahçıvan çırağı olarak çalışması da yine Amadolu Türk masalları motif özelliği taşımaktadır.

Karadağ’da diğer çevirilerden farklı olarak ‘Hayvan Masalları’nın sayısı 22’dir. Bu masallar, tıpkı Yurdatap’ta olduğu gibi öğüt verme, eğitim, iyilik, vb. konuları içine almaktadır. ‘Aslan ile Arkadaşları’ Yurdatap ve Akkoyunlu’da olmayan bir masaldır ve hayvanların gözünden insanların akıllarını kullanarak nasıl hile yaptıklarını anlatan bir masaldır.

‘Melik Kamerüzzaman’ masalı Karadağ’da çerçeve masaldır. İçinde beş ayrı masal bulunmaktadır. Ancak Yurdatap’ta bu masallar ayrı ayrı masallar olarak verilmektedir.

Bu masal, “Zamanın birinde Şehriman adında bir padişahın hiç çocuğu olmazmış…” şeklinde başlamaktadır. Binbir Gece Masalları incelendiğinde padişah kavramı yerine çoğunlukla ‘şah’ kavramı geçmektedir.

Bu masalda çocuksuzluk motifi işlenmektedir. Tıpkı Dede Korkut

Hikâyeleri’ndeki gibi, çocuğu olmayan Dirse Han dertlidir. Dirse Han karısına

derdini açar ve karısı ona yapılması gerekeni söyler.

Burada da başvezirine derdini anlatan padişah, vezirinden; Dirse Han’ın karısından aldığı öğütleri alır ve onları uygulamaya koyar. Sonuçta bir oğlu olur.

Ancak Binbir Gündüz Masallarında yer alan ve Binbir Gece Masalları’nda da aynı adla bulunan ‘Ferah’ın Gördüğü Rüya’, “Ferah, gördüğü rüya üzerine erkeklerden nefret eder”, masalının konusuna benzemektedir. Bu masalda da Kamerüzzaman; okuduğu kitaplardan edindiği bilgilere göre kadınların güvenilmez olduklarını söylerek evlenmek istemez. Kahramanların cinsiyetleri değişmiş olsa bile masal motifi aynıdır.

Masalın geri kalan kısmında daha önce anlatılan ‘Nureddin ile Kardeşi Şemseddin’ masalında geçen motifler olduğu gibi yinelenmektedir.

Yine bu masalda kılık değiştime motifi bulunmaktadır. Kahramanımız uzak ülkeye gidince erkek kılığına girmektedir. Anadolu Türk masallarında da görülen bu motif, Binbir Gece Masalları içinde sadece bu masalda görülmektedir.

Karadağ’da ‘Alaaddin Masalı’ adıyla yer alan masal, diğer çevirilerde ‘Benli Alaaddin’ veya ‘Alaaddin Ebu Şamat’ olarak geçmektedir. Ancak diğer çevirilerde bu masal tek başına bir masalken Karadağ’da üç masal karışık olarak anlatılmıştır. Bundan başka da ‘Alaaddin’ masalı yoktur. Bu masalın da giriş motifi, çocuksuzluk üzerinedir.

Diğer çevirilerde yer alan ‘Sahte Koca’ veya ‘Hülleci’ masallarının konusu, bu masalda Alaaddin’in başına gelmektedir ve Alaaddin ilk eşiyle hülleci olarak evlenmektedir. Alaaddin’in ilk eşi ölünce daha sonra üç kez evlenir.

Ancak masalın sonunda ilk eşi, Cenova kralının kızının yanında yeniden ortaya çıkmaktadır. Bunun dışında Halifenin çalınan mührü motifi de bulunmaktadır. En ilgi çekici yanı Alaaddin’in oğlunun adı Arslan’dır ve bu çocuk babasının adını uzun yıllar sonra öğrenmektedir. Bu masalda “Uçan Halı” motifi de görülmektedir.

Bu masaldan sonra Karadağ menkıbe türünde anlatmalara yer vermektedir. Burada ‘Gerçekçi Masallar’ diye tanımlanan masallar yer almaktadır. Büyü gibi olağanüstülükler yerine kahramanı yaşamış olan Abbasi Halifelerinin hayatları ile ilgili kısa anlatmalar verilmektedir.

Binbir Gece Masalları ile Anadolu Türk masallarında belirlenen ortak masallar bölümünde ‘Tembel Mehmet Keslan’ masalı da görülecektir. Masallar; motifler yönünden ortak olup, sadece bitiş kısmında farklılık göstermektedir.

Anadolu Türk halk hikâyeciliğinde geçen “Gül ile Ali Şir” adı ile benzerlik gösteren “Şad ile Karısı Zümrüt” masalı diğer çevirilerde “Ali Şar” olarak kendini göstermektedir. Ancak halk hikâyeleri kitaplarında yer alan “Gül ile Ali Şir” hikâyesi ile bir benzerlik taşımamaktadır.

Masalı incelediğimiz zaman, “Türk ili olan Horasan padişahı” adı geçmektedir. Çocuksuzluk motifi ve bu motifin de Anadolu Türk masallarında görüldüğü şekli ile çocuk doğduktan sonra bütün ülkede ziyafetler verilmesi, açların doyurulması görülmektedir.

Diğer masallarda da geçen çocuksuzluk motifinde, çocuğun doğduğu bile çocuk 15 yaşına gelinceye kadar duyurulmamaktadır.

Bu masalın Anadolu masalı ya da benzeri olduğunu, masalın konusundan ve masalın çeşitli motiflerinde kendini göstermesinden yola çıkarak tahmin etmekteyiz.

Şad’ın karısı Nasrani tarafında kaçırılır ve karısı bir fırsatını bulup Nasraninin elinden kurtulduğunda yolu bir ülkeye düşer. Bu ülkenin de meliki ölmüştür ve ‘ülkeye gelen ilk kişi o ülkenin meliki olur’, ifadesi yer almaktadır. Bu, motif de Anadolu Türk masallarında geçen ‘Padişah seçimi’ ile benzemektedir. Dikkat çeken diğer bir durum da ‘Şah’ seçimi değil ‘Melik’ seçiminin olmasıdır. Bu Karadağ’ın vermiş olduğu karar olabileceği gibi çevirdiği kaynakta geçen masal metnin de kaynaklanmış olabilir. Yine bu masal da “Helvacı Güzeli” masalında geçen kötülerin cezalandırılması motifi benzerlik göstermektedir.

Binbir Gece Masalları’na sonradan eklendiğini düşündüğümüz ve sadece Mısır yazmalarında olduğunu Batılı bilim adamlarından öğrendiğimiz, konusu ‘hırsızlık’ olan masallar eserde yer almaktadır. Bu masalların Binbir Gece Masalları’na eklenme sebepleri için, XIV ve XV. yüzyılda Mısır’ın içinde bulunduğu ekonomik şartların etkili olduğu edindiğimiz bilgiler arasındadır. Bu masalların

sayısı beştir ve hepsi art ardına anlatılmaktadır: ‘Mısır, Bulak, Kahire Valisi’ masalları ile ‘Aptal Sarraf’ ve ‘Tamahkâr Vali ile Kurnaz Hırsız’ masalları bu özelliği taşımaktadır. Bu masalların coğrafyası Mısır’dır.

Karadağ’da diğer çevirilerden farklı olarak pek çok halifelerle ilgili kısa anlatmalar vardır. Bu anlatmalar, Karadağ’ın eserinde yaklaşık 50 masal olarak geçmektedir. Bu masallar kısa ve gece de en az iki tanesi art ardına anlatılmaktadır. Bu anlatmalar da Binbir Gece Masalları’nın masal külliyatını çok göstermektedir. Ancak masal özelliği taşımamaktadır. Ayrıca bu anlatıların büyük bir çoğunluğu da Batılı bilim adamları tarafından Binbir Gece Masalları’nın içine alınmamıştır.

Haccacı Zalim masallarının konusu devlet yönetimi ile ilgili olup Yurdatap’ta bulunmayan masal örneklerindendir.

Tıpkı Şehrazat gibi bilgili olan ‘Cariye Teved’ masalı Onaran’da ‘Bilgili Canayakın’ olarak geçmektedir. Yurdatap’ta olmayan bu masalın konusu her konuda bilgi sahibi olan bir kadındır.

Yine ölümle ilgili olarak içinde Azrail geçen dört masal anlatılmaktadır. Bu masallar Yurdatap ve Onaran’da bulunmamaktadır. Anlatılan bu masallarda padişahlar vardır ve halkına kötü davranmaktadırlar. Anlatılan masallarla yine devlet yönetimi ele alınmaktadır.

‘Hacca Giden Adamın Karısına Atılan İftira’ masalı yine Anadolu Türk masallarından ‘Helvacı Güzeli’ masalının benzeridir. Masalda kadına atılan iftira sonucu, kadının başına gelenler anlatılmaktadır. Bu konu üzerinde Karadağ ve Yurdatap’ta birden fazla masal bulunmaktadır.

Sadece Karadağ’da efsane türünde on anlatma bulunmaktadır. Hepsi de kısa olup art ardına anlatılmaktadır. Bu anlatmaların çoğu Anadolu’da halk arasında dinî özellikler taşıdığı için çeşitli şekillerde anlatılmaktadır. Ancak bu anlatmalar masal niteliği taşımamakta ve sadece Karadağ’da bulunmaktadır.

Karadağ’da bulunup da Yurdatap ve Onaran’da bulunmayan, Akkoyunlu’da bulunan ‘Tekrar Kavuşan Aile’ masalı, Anadolu’nun çeşitli bölgelerinde anlatılan ve ‘Gençlikte mi Kocalıkta mı’ masalı ile benzer motifler bulundurmaktadır.

Karadağ’da farklı bir şekilde anlatılan diğer bir masal, ‘Danyal ile Oğlu Hasip Kerameddin’ masalıdır ki bu masal Anadolu Türk masalları içinde ‘Yılanların Şahı

Şahmaran’ olarak anlatılmaktadır. Bu masal, Batılı bilim adamları tarafından da ele alınan masallardan birisidir.

Karadağ bu masalın giriş kısmında, “Kadim Yunan’da … Danyal adında bir âlim varmış.” sözü ile girmektedir. Yine bu masalın alt masalı olan ‘Horasan Padişahı’ Yurdatap ve Onaran’da bulunan ‘Canşah’ veya ‘Cihanşah’ masalı olarak da bilinen Anadolu Türk masallarında ‘Melikşah’ masalının benzer motiflerini taşımaktadır. Bu masalın motifleri Binbir Gece Masalları’nda en az dört yerde geçmektedir.

Bütün Binbir Gece Masalları çevirilerinde yer alan en bilinen masallardan birisi de ‘Sindbad” masallarıdır. Sindbad’ın yedi serüveni bulunmaktadır. Farklı ülkeleri gezer, başından çeşitli maceralar geçer ve hep evine, Bağdat’a döner. Bu masal üzerine birçok Batılı bilim adamı çalışma yapmıştır. Genelde Binbir Gece Masalları’yla ilgili sinema filmleri de bu masal üzerinedir.

Karadağ’da masalın içinde kısa bir anlatma şeklinde geçen bir olay Yurdatap ve Onaran’da masal olarak karşımıza çıkmaktadır. Yine aynı şekilde Karadağ’da uzun uzun anlatılan bir masal da diğer çevirilerde bir masalın içinde geçen kısa bir anlatma türünde bulunmaktadır. ‘Ömer’in Adaleti’ adlı menkıbeyi örnek olarak verebiliriz.

‘Mervan oğlu Abdulmelik ile Hz. Süleyman Mührü’ masalında yer alan kayıp kentin masalı, Yurdatap ve Onaran’da ‘Tunç Kentin’ masalı olarak geçmektedir.

Yurdatap ve Karadağ’da ‘vezirler ile cariye’ konulu masallar, kahramanları değişmeden anlatılırken, Onaran’da bu masalların ‘vezirler ve cariye’ olmadan doğrudan tek masal olarak anlatıldığı görülmektedir.

Karadağ’da çevirinin ikinci ve üçüncü cilt kitaplarında Binbir Gece Masalları’nın çerçeve masal geleneği tek masal olarak kendini göstermektedir. Bu durum Onaran’da da görülmektedir.

Hint masal geleneği ya da Doğu masal anlatma geleneği diye de adlandırılan, Anadolu sahasında ‘Kırk Vezirler’ ve ‘Yedi Vezirler’ adı ile bilinen ve önceki bölümlerde haklarında bilgi verdiğimiz bu eserlerin Binbir Gece Masalları’ndaki yansımaları Karadağ’da iki, Yurdatap’da bir Onaran’da iki kez görülmektedir. Onaran’da görülen iki ayrı şekli kendi yerinde ayrıca konu edilecektir.

Hint masal geleneğinde, hükümdarların oğullarını eğitmek, onlara devlet yönetimi, adil olma, vb. konularda eğitim vermeyi amaçlayan birçok yazılı eser bulunmaktadır. Bu eserlerin başında da; Pançatantra, Beydaba’nın Kelile ve

Dimne’si, Valmiki’nin Ramayana’sı gelmektedir.

‘Kırk Vezirler’ ve ‘Yedi Vezirler’in Osmanlı Devleti padişahlarından II. Murat zamanında şehzadelerin okuması için sarayda bulunduğu daha önceki bölümlerde yer alan bilgiler arasındadır.

Bu eserler, vezirlerin ve cariyenin karşılıklı olarak kendilerini haklı çıkarmak amacıyla anlattıkları masallardan oluşmaktadır.

‘Birinci Vezirin ‘Papağan’ Masalı’, Tutînâme ile konu ve motif olarak benzerlik göstermektedir.

Toplam yedi vezirin şehzadeyi kurtarmak için anlattığı bu masallar; erkeklerin haklı, kadınların da kötü olduklarını, kadınların ülke yönetimine karıştırılmamasını anlatmaktadır. Her bir masal ayrı ayrı incelendiğinde daha önceden anlatılan masallarla hem konu hem de motifleri yönünden aynı oldukları görülecektir. Mesela ‘On Âmâ İhtiyar’ masalı ‘Hamal ile Üç Kız Kardeş’ çerçeve masalının bir alt masalı olarak daha önce de anlatılmıştır.

Cariyenin anlatmış olduğu ‘Sandık İçindeki Dost’ masalı da Anadolu Türk masallarındaki ‘Taraktaki Dost’ masalı ile konu ve motif yönünden benzerlik göstermektedir.

Yine ‘Horasan Padişahının Oğlu’ masalı Yurdatap’ta bulunan ‘Silahşör Prenses’ masalı gibi Anadolu Türk masal özelliği taşımaktadır.

Batılı bilim adamlarının üzerinde durduğu ve balıkların renginden dolayı çeşitli dinî kimlikler yükledikleri masalın adı ‘Cevder ve Kötü Kardeşleri’ masalı olup bütün çevirilerde ortak olan bir masaldır. Masalın olağanüstü olayları ve mitolojik özellikleri bulunmaktadır. Bu masalda öteki dünya diyebileceğimiz, başka âlemlere gitme motifi de bulunmaktadır. Farklı bir şekilde ‘seçilmiş insan olma’ motifi ele alınmaktadır.

Anadolu Türk masallarında da en küçük kardeş; iyi, doğru, cesur olmakla birlikte, daha önceden bir seçilmişlik olma özelliği bulunmamaktadır.

Ancak bu masalın Anadolu Türk masalları ile ortak olan yönü, üç kardeşin en