• Sonuç bulunamadı

Türbe ve Yatır Ziyaretlerinin İşlevleri

BOLU VE DÜZCE TÜRBELERİ ETRAFINDAKİ İNANÇ, UYGULAMA VE PRATİKLER İLE TÜRBELERİN ADLANDIRILMASI ÜZERİNE BİR

3.1. Türbe ve Yatır Ziyaretlerinin İşlevleri

Halkın nazarında kutsal mekânların birçok işlevi bulunmaktadır. Bu işlevler arasında kutsal mekânların en önemlileri, ziyaretçilerin kutsalla iletişim kurmak istemesi ve buna bağlı olarak kutsal mekânın bu iletişime aracı olması, kişisel veya toplumsal sorunların çözülmesine yardımcı olması söylenebilir.

Anadolu’nun birçok bölgesinde olduğu gibi araştırma sahamızda da türbe ve yatır gibi kutsal mekânlara giden insanların ortak özellikleri incelendiğinde ziyaretçi profili genellikle maddi durumu orta veya kötü kesimden insanların geldikleri görülmüştür. Ziyarete gelen bu insanlar, bir sorununun çözülmesi için dua etmekte, adaklar adamaktadır. Türbe ve yatırlar, bireysel talepler (evlilik, doğum, sağlık, iş, başarı, kısmet, hastalık vb.) için ziyaret edildiği gibi toplumsal konularda da (kıtlık, susuzluk, savaş, salgın, hac, törensel kutlamalar, askerlik vb.) sorunların çözümüne kaynaklık etme işlevini sürdürmektedir.

Kutsal ziyaret mekânlarının toplumsal birlik ve beraberliği, sosyal dayanışma ve yardımlaşmayı sağlama, sosyal ilişkilerin kurulmasına zemin hazırlama ve daha da kuvvetlendirme, manevi değerlerin gelecek kuşaklara aktarılmasına ve korunmasına yardımcı

173

olma, toplumsal etiği ayakta tutma, toplum düzenini sağlama, psikolojik rahatlamayı ve iyileşmeyi hızlandırma işlevlerinin yanı sıra yöre ekonomisine ve turizmine katkıda bulunma işlevi de bulunmaktadır (Öz, 2005: 499). Bolu ve Düzce illerindeki türbe ve yatırlar ele alındığında bahsettiğimiz bu işlevlerin bazen bir kısmı bazen de hepsi kutsal mekânlarda görülmektedir. Hakkında sayıca fazla anlatma bulunan birçok velinin türbesinde bu işlevlerin hepsinin birden yer aldığını görmek mümkündür. Ancak mahalle arasında kalan, Semerkant ül Buhara Yatırı, Eskici Baba Yatırı vb., kutsal ziyaret yerlerinde sadece psikolojik rahatlama ve toplumsal bütünleşme işlevlerinin bulunduğunu ifade edebiliriz.

Bir kültür coğrafyası olan Bolu ve Düzce illerindeki kutsal ziyaret yerlerinin gerek bireysel gerek toplumsal olarak çeşitli işlevleri bulunmaktadır. Bölgelerdeki ziyaret yerlerinin işlevlerini, Bascom’un “Folklorun Dört İşlevi” (Bascom, 2010: 226) adlı çalışmasından hareketle tasnif ettik.

3.1.1. Eğlenme, Eğlendirme ve Hoş Vakit Geçirme İşlevi

Türbe ve yatır gibi kutsal ziyaret yerlerine gelen ziyaretçilerin temel amacı; kutsal olana karşı görevlerini yerine getirmek ve bunun karşılığında birtakım taleplerde bulunmaktır. Kutsal ziyaret yerleri aynı zamanda sosyal ilişkilerin oluşmasına aracı olan mekânların başında gelmektedir. İnsanlar bu mekânlarda yeni arkadaşlar edinmekte, dostluklar kurmakta, birbirlerinin dertlerini dinlemektedir. Her hafta veya her özel günde aynı yerde bulunan ziyaretçiler için türbeler artık bir kutsal mekân olmanın yanında keyifli vakit geçirmek için buluşulan bir mekâna dönüşmektedir. Özellikle havaların ısınmaya başlamasıyla birlikte türbe ve yatırların bahçelerinde veya etraflarındaki ormanlık alanlarda piknikler yapılmakta, çaylar içilmektedir. Türbe ziyareti sırasında tanışan insanlar birbirlerinden kız alıp verme, hastane ziyaretleri, bayram tebrikleri vb. görüşmeler de yapmaktadır.

Kutsal ziyaret yerinde metfun hâlde bulunan zatın adına yapılan çeşitli hayırlar, şenlikler, festivaller insanların bir araya gelerek eğlenmesini ve güzel vakit geçirmesini sağlamaktadır. Araştırma sahamızda Tokad-î Hayrettin Türbesi (Bolu-Merkez), Ümmî Kemal Türbesi (Bolu-Merkez), Akşemseddin Türbesi (Göynük), Babahızır Türbesi (Mengen), Sarıkızlar Türbesi (Mengen), Şeyh-ül İmran Veli Türbesi (Mudurnu), Eskici Ahmet Dede Türbesi (Akçakoca), Konuralp Ahmet Bey Türbesi (Düzce-Merkez), Ali Baba Türbesi (Kaynaşlı) şenliklerin, festivallerin, pikniklerin yapıldığı kutsal ziyaret yerlerine örnek olarak gösterilebilir.

Yukarıda saydığımız türbelerde yapılan eğlencelerin temel amacı yöre halkını ve civar bölgelerden gelen halkı kaynaştırmak, insanlar arasında birlik ve beraberliği artırmak, yöre

174

halkını bir nebze de olsa günlük yaşamın sıkıntısından kurtararak onların hoş vakit geçirmesini sağlamak olarak yorumlanabilir. Bu durumda türbe ve yatırların kutsal ziyaret mekânları olmasının yanında eğlenme, eğlendirme, hoş vakit geçirme mekânları olduğu da söylenebilir. Dolayısıyla folklorun dört temel işlevine göre türbe ve yatırlar; eğlenme, eğlendirme hoş vakit geçirme işlevine sahiptir.

3.1.2. Değerlere, Toplum Kurallarına ve Törelere Destek Verme İşlevi

Kutsal ziyaret yerlerinin en önemli fonksiyonlarından biri de toplumsal birlik ve beraberliğe, sosyal yardımlaşmaya katkı sağlamaktır. Araştırma sahamızda ele aldığımız pek çok türbede yapılan toplu törenler ile yöre halkı birbirleriyle kaynaştığını belirtmektedir. Ayrıca başka bölgelerden gelen ziyaretçiler sayesinde yeni tanışmalar olmakta ve bunun sonucunda evlenmeler, yeni akrabalıklar ortaya çıkmaktadır. Küslerin barışması da yine ziyaretler esnasında görülmektedir.

Daha önceden türbeye gelip dilekte bulunanlar dileği gerçekleştikten sonra türbede kurbanlar kesmekte ve kesilen kurbanın etiyle yemekler yapılıp dağıtılmaktadır. İhtiyaç sahipleri de bu kurbandan paylarına düşeni almaktadır. Türbe ziyaretleri sırasında ziyaretçiler, fakirlere yardım etmekte, yörede bulunan ihtiyaç sahiplerine erzaklar almaktadır. Yapılan bu yardımlar sayesinde sosyal yardımlaşma ve dayanışma sağlanmaktadır.

Toplumsal birlik ve beraberliğin en güzel örnekleri; mevlitler, yağmur duası törenleri, kandil geceleri, bayramlar, şenlikler, Nevruz ve Hıdrellez zamanlarında ziyaret edilen kutsal mekânlarda görülmektedir.

Araştırma sahamızda hemen her türbede rastladığımız adaklar sonucunda ikram dağıtma, fakirleri giydirme geleneği sosyal yardımlaşma ve dayanışmanın en güzel örnekleri arasındadır. Bolu ve Düzce merkezlerinde yer alan türbelerde kandil günlerinde kandil simitlerinin dağıtılması yine sosyal dayanışmaya örnektir.

3.1.3. Eğitim ve Kültürün Gelecek Kuşaklara Aktarılması İşlevi

Kutsal ziyaret yerlerinin en önemli işlevlerinden biri de kültürel mirastır. Ziyaretçiler, kutsal mekânları ziyaret ederken yanlarında gençler ve çocuklar da bulunmaktadır. Böylece ziyaret adabı hakkında bilgiler edinilmekte ve yapılan ritüellerin canlı olarak görülme şansı yakalanmaktadır. Çocuk yaşlarda görülen bu ritüeller zihinlerde kalmakta ve bu hatıralar gelecek kuşaklara anlatılarak geleneğin bilgisi gelecek nesillere aktarılmaktadır.

Kutsal ziyaret yerlerindeki aktarım sadece kutsal mekânla sınırlı değildir. Ziyaret öncesinde, ziyaret yapılacak kutsal mekâna bağlı olarak anlatılan menkıbeler, efsaneler, memoratlar da sözlü kültürün bir parçası olarak gelecek nesillere aktarılmaktadır. Araştırma

175

sahamızda yaptığımız mülakatlarda “Türbede gerçekleştirdiğiniz ritüeli kimden öğrendiniz? Türbe hakkında anlatılan menkıbeleri nereden/kimden öğrendiniz?” sorularına katılımcılar genellikle; “dedelerimden duyduğum kadarıyla”, “annem anlatırdı”, “babaannemlerin zamanında”, “ebem çocukken, babasından öğrenmiş” kalıpları ile başlayan cevaplar vermektedirler. Bu cevaplar bize açıkça kutsal mekân hakkında elde edilen bilgilerin önceki nesillerden öğrenildiğini ortaya koymaktadır. Mudurnu’da yaptığımız saha çalışmasında her yaştan insanın Karaaslan Veli’nin menkıbelerini, kerametlerini bildikleri gözlemlenmiştir. Aynı şekilde Mengen’deki Babahızır, Göynük’teki Akşemseddin ve Debbağ Dede, Dörtdivan’daki Himmet Dede menkıbeleri ve kerametleri her yaştan insanlarca bilinmekte ve anlatılmaktadır.

3.1.4. Kişisel ve Toplumsal Baskılardan Kurtulma İşlevi

Halk, hayatında gördüğü, yaşadığı birtakım sıkıntılarını çözmek için çeşitli kutsal mekânları ziyaret etmektedir. Kutsal mekâna gelen ziyaretçiler veli olduğuna inandıkları metfunu aracı kılarak Allah’tan yardım istemekte ve bunun için çeşitli ritüeller gerçekleştirmektedirler. Ziyaretçiler yaptıkları ritüellerden sonra dileklerinin kabul olunacağını düşünmekte ve bu durum ziyaretçilerin psikolojilerini olumlu olarak etkileyerek bir rahatlama duygusu ortaya çıkmaktadır.

Ziyaretçiler, kutsal mekânın verdiği manevi haz duygusu sayesinde iç ve dış huzursuzluklara karşı moral kazanmaktadırlar. Kazanılan bu huzur, kişiye psikolojik olarak içinde bulunduğu sıkıntıya karşı bir üstünlük vermektedir. Bu üstünlük ve rahatlama duygusu hasta olanların iyileşmesine, bekârların kısmet bulmasına, çocuk sahibi olamayanların çocuk sahibi olacaklarına dair bir inancı ortaya çıkarmaktadır. Kutsalla kurulan pozitif iletişim sayesinde bu inancın ortaya çıkmış olabileceği düşünülmektedir. Kutsal mekândaki pozitif iletişim bireysel olarak kullanıldığı gibi toplumsal olaylar için de kullanılmaktadır. Toplumu etkileyen susuzluk, savaş vb. olaylar sonucunda kutsal ziyaret yerleri toplu olarak ziyaret edilmekte ve sorunun bitmesi için dualar edilmektedir. Bu gibi uygulamalar da amaç kutsalın gücünden yararlanma ve sorunları kutsal olan sayesinde bertaraf etme olarak düşünülebilir.

Toplum tarafından dışlanan, baskı altında bulunan insan, çözümü genellikle kutsalda aramıştır. Bu çözümü bazen Tanrı’ya ibadet ederek, bazen de Tanrı’nın sevdiği kullarda bulmuştur. Çocuk sahibi olamamak, evlenememek, üniversiteyi kazanamamak, sınavlarda başarısız olmak, amansız hastalıklara yakalanmak vb. durumlar toplum baskısını, toplum tarafından dışlanmayı oluşturmaktadır. İşte insanoğlu bu durumlarda kutsala sığınmıştır. Araştırma sahamızda türbelerin ziyaret edilme sebeplerinin altında yatan birçok neden kişinin

176

kendi iç baskısı ve ister istemez etrafından gördüğü dış baskılardır. Örnek verecek olursak; çocuk sahibi olmak isteyen birey her türlü tedaviyi almasına rağmen yine de çocuk sahibi olamamıştır. Ancak ailesinin ve çevresinin baskısıyla Babahızır Türbesini ziyarete gelmiştir. İşte buradaki amaç kişisel ve toplumsal baskılardan kurtulmaktır. Bunun gibi birçok örnek mevcuttur. Uzun zaman çocuğu olmayan veya doğan çocukları ölen aileler daha sonra tekrar evlat sahibi olduklarında evlatlarının uzun ömürlü olması amacıyla türbe ve yatırları ziyaret etmektedir.

Bascom’un çalışmasında ele aldığı folklorun dört işlevi, kutsal mekânlar için de geçerli olduğunu üzerine basa basa belirtmek gerekir. Folklorun dört işlevi dışında beşinci işlev olarak ekonomik işlevinden de bahsetmek gerekmektedir. Folklor ürünleri günümüzde bir kültür ekonomisi olarak da işlev görmektedir. UNESCO gibi kurumlar milletlerin folklor ürünlerini tanıtarak diğer milletlerin dikkatini buraya çekmektedir. Dolayısıyla ülkeye gelen ziyaretçi ekonomik olarak bölgeyi kalkındırmaktadır. İşte burada beşinci işlev olarak “Folklorun Ekonomik İşlevi” fikrini öne sürebiliriz.

Ülkemizde ulusal veya uluslararası arenada tanınmış kutsal ziyaret yerleri bulunmaktadır. Bu ziyaret yerleri dünyanın dört bir yanından ziyaretçileri çekmekte ve yerel ekonomiye katkı sağlamaktadır. Bu duruma verebileceğimiz en güzel örnek İstanbul’da bulunan Eyüp Sultan Türbesi ve Konya’da bulunan Mevlâna Türbesi’dir. Her iki türbede bulunan metfunlar dünyaca tanınmıştır. Her gün binlerce insan tarafından çeşitli amaçlar için ziyaret edilen türbeler, bölge esnafının kazancını, bölgenin tanınırlığını ve bölgenin turistik değerini oldukça artırmaktadır. Türbeyi ziyarete gelenler ziyaret yerini anlatan hediyelik, otantik eşyalar satın alarak hem bölge ekonomisini kalkındırmakta hem de götürdükleri bu hediyeler sayesinde bu türbelerin ününü daha da yaymaktadırlar.

Bolu merkezde bulunan Tokad-î Hayrettin Türbesi, Bolu’nun ilçelerinden ve farklı şehirlerden gelen binlerce insan tarafından ziyaret edilmektedir. Ziyaret alanının girişinde ve çıkışında bulunan stantlarda dinî motifli hediyelik eşyalar ve Bolu’ya özgü yöresel ürünler satılmaktadır. Bölge esnafının ziyaretçiler sayesinde kazançları artmaktadır. Bu durum folklorun ekonomik işlevine örnek olarak gösterilebilir.