• Sonuç bulunamadı

2.3. Türkiye’ de ki Suriyelilerin Durumu

2.3.1. Suriyelilerin Toplumsal Etkileri

Dünya üzerinde insanlık tarihi kadar eski olan ve sürekli çeşitli nedenlere bağlı olarak devam eden göç hareketleri, evrensel boyutta birçok soruna sebep olmaktadır. Bu sorunların başında ise, farklı kültürlere sahip kişilerin bir araya gelerek yaşaması daha da doğrusu yaşamaya çalışması ve aralarındaki farklılıklardan doğan iletişim engellerini aşmaya çalışırken yaşanan sıkıntılar gelmektedir (Tunç, 2015: 35). Göç eden kişiler birbirinden veya göç ettikleri yerde yaşayan kişilerden farklı kültür ve özelliklere sahip olabilmektedir. Bu noktada Castles ve Miller bu farklılıkları şu şekilde özetlemektedir: ‘Dinleri, dilleri, gelenekleri ve kültürlerinin yanı sıra fiziksel görünüşlerinde de farklılıklara sahiptirler. Genellikle geliri düşük olan toplulukların yaşadığı yerlerde ama ayrı yaşamaktadırlar ve belirli iş kollarında çalışmaktadırlar’ (akt. Göker ve Keskin, 2015: 234).

Göç eden kişilerin sahip oldukları genel geçer özellikleri ile Türkiye sınırları içerisinde yaşayan Suriyelilere bakıldığı zaman, tarihsel olarak ortak bir geçmiş, din ve coğrafi yakınlık haricinde yukarıda sayılan farklılıkların ön plana çıktığı görülmektedir (Göker ve Keskin, 2015: 234). Bu bağlamda Türkiye’de yaşayan Suriyeliler için olumlu etkilerden ziyade olumsuz yönde toplumsal etkileri olduğu söylenebilmektedir.

Türkiye’de yaşayan Suriyelilerin her ne kadar olumsuz yöndeki toplumsal etkileri ağırlıklı olsa da tamamen olumsuzluk durumu söz konusu olmamaktadır. Özellikle sosyal ve ekonomik hayata bakıldığı zaman Suriyelilerin olumlu etkilerini görebilmek mümkündür. Suriyeliler, ucuz ve yetenekli iş gücü sunması ile ekonomik hareketlilik getirirken aynı zamanda yaşadıkları bölgelerin ekonomisini de AFAD’ın yönlendirmesiyle yerelden hizmet tedariki ile canlandırırken Suriye’den Türkiye’ye sermayesini ve işini getirerek de ekonomiye katkıda bulunmaktadır. Türkiye sadece Suriyeli sivil halka değil aynı zamanda ekonomi için büyük yarar sağlayabilecek Suriyeli iş adamlarına da ev sahipliği yapmaktadır (Orhan, 2014: 16).

Türkiye, Suriyelilerin ülkeye göç etmesiyle birlikte ekonomik, siyasi ve toplumsal alanda en çok etkilenen ülkelerin içinde en çok göç almış ülke olarak ilk sırada yer almaktadır. Suriye’den göç eden kişilerin çoğunun sığınmak için

Türkiye’yi seçmesi ile birlikte ekonomi, kültür, siyaset, hukuk, eğitim, sağlık, güvenlik gibi toplumsal yapıların tamamında etkili olmuştur ve bunun sonucunda da Suriye’deki savaşın başlarında Suriyeliler savaştan ‘etkilenen’ durumundayken Türkiye içinde artık ‘etkileyen’ konumunu almıştır (akt. Tunç, 2015: 44).

Toplumların göç aldıktan sonraki davranış durumları değerlendirildiğinde, göç eden kişilerin toplum içindeki etkileri görülebilmektedir. Bu toplumsal etkiler genellikle kültürel mesafe koymakla başlayarak, yeni gelenlerin sosyal ve kamu hizmetlerinde aksamalara sebep verdiği düşüncesi, iş ve gelir kaybı endişesi, ekonomik kaygılar olarak devam etmektedir. Bunların yanı sıra topluma dışardan göç edip gelen kişilere karşı güvensizlik duyulmakta, suç ve hastalıkların kaynağı olarak görülmektedir. Tüm bu durum ve düşüncelerden hareketle de göç eden kişiler ile yerleşik olanlar arasında toplumsal uyum süreci zorlaşmaktadır (Türüt, 2015: 33). Bu sürecin bir diğer tarafını ise, dışardan gelen yabancıya karşı bilinmezlik kaynaklı savunmasızlık duygusunun gelişmesi ile birlikte, toplum ve kişilerde risk altında olma hissi uyandıran bir korku alanı oluşturmaktadır. Bu korku alanının temelini oluşturan sebep olarak da topluma dışardan dahil olan yabancıların, kendilerinden farklı kültüre ve toplumsal kökene sahip olmasından kaynaklandığı görüşüyle Giddens, bu durum karşısında her bir kişinin farklı rutin şekillerine bağlı olarak, kendine has olan varlıksal güvenlik çerçevesi geliştirmesine neden olduğunu söylemektedir (akt. Ünal, 2014: 78).

Dışarıdan göç alan ülkeler için bu durum karşısındaki en büyük risklerden biri ülkenin kapasitesini aşacak kadar fazla sayıda ülkeye gelen umutsuz ve politize olmuş gruplar olmaktadır (akt. Canyurt, 2015: 137). Bu durum Türkiye için de olası bir problem olmaktadır. Özellikle Ortadoğu’da hâkim olan sosyal, ekonomik ve siyasi odaklı dalgalanmalar, bölgeye coğrafi yakınlığı nedeniyle her ne kadar gerekli önlemler alınmaya çalışılsa da Türkiye’yi birçok şekilde etkileyerek güvenlik risklerini de beraberinde getirmektedir (Ağır ve Sezik, 2015: 115- 116).

Türkiye her ne kadar tarih boyunca çeşitli göçlere ev sahipliği yapması nedeniyle göçmen, mülteci ve sığınmacılara karşı yabancı olmasa da Suriye’den gelen göç akının tarih boyunca yaşanan diğer göçlerden farklı olarak, ilk kez Avrupa dışından gelen ve sayıları oldukça fazla olan bu kişilere, bir de açık kapı politikasının

izlenmesi ile birlikte oluşan ortam, Türkiye için beklenmedik bir durum yaratmıştır (Lortoğlu, 2017: 71).

Suriye’den göç ederek gelen kişilerin Türkiye’ye kabul edilmiş olması, gerçekleşmesi muhtemel olan birçok problemin kaynağı olarak değerlendirilmektedir. Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi (ORSAM), tarafından yürütülen araştırmalar neticesinde, Suriyelilerin Türkiye için önemli toplumsal etkilerinin olduğu saptanmıştır (akt. Şentürk Kara ve Yılmaz, 2015: 61). İlk olarak sosyal bir uyum sorunu ile karşılaşılmaktadır. Bu sosyal uyum sorunun başlıca nedenleri ise farklı kültürlere sahip olmak, farklı yaşam şekilleri ve konuşulan dilin farklı olması (Sayın,Usanmaz ve Aslangiri, 2016: 4) ile gelişen uyum sorunu, farklı etnik ve mezheplere sahip olmalarının ülkede kutuplaşmaya neden olabilecek durum oluşturması, demografik yapının değişme riski ile gelişen endişe, özellikle kamp dışında yaşayan ve sayıları oldukça fazla olan Suriyeliler için zorlu hayat şartlarına maruz kalmaları ve eğitim konusunda sıkıntı yaşamaları ile birlikte gelecekte oluşabilecek sosyal sorunlara zemin hazırlamaları, yerel halkın Suriyeli kadınlarla çoğunlukla ikinci evliliklerini yapmasıyla birlikte çok eşlilik ve boşanma durumlarıyla karşı karşıya kalınması ve çocuk işçi çalıştırmanın yaygınlaşması olarak sıralanmaktadır (akt. Şentürk Kara ve Yılmaz, 2015: 61).

Türkiye’de yaşamaya başlayan Suriyelilerin toplumsal etkilerinin yanı sıra siyasi açıdan etkileri de söz konusu olmuştur. Özellikle, Suriyelilere karşı tepkili olan toplumun büyük bir kısmı ile Suriyeliler arasında oluşabilecek çatışma riski ve toplumun kendini yeterince güvende hissetmemesi başlıca etkilerin arasında sayılmaktadır. Siyasi olarak tercih edilen görüşlerin etkisi ile bazı durumlarda Suriyelilere karşı ılımlı bir tutum sergilenirken bazen de tam tersi bir tutum söz konusu olabilmektedir. Bu bağlamda bir değerlendirme yapıldığında Suriyeliler konusunun Türkiye’de siyasi kutuplaşmaları körükleyen bir etken olduğunu söylemek mümkün olmaktadır (Türüt, 2015: 30).

Suriyelilerin Türkiye’ye gelmesiyle yaşanmaya başlayan toplumsal etkilerin büyük bir kısmı sınır illerinde kendini hissettirmiştir. İlk olarak çalışma hayatını etkileyen Suriyeliler, işçilerin aldıkları ücretlerde düşüşler yaşanmasına neden olmanın yanında, zaten iş bulmak konusunda sıkıntı yaşayan ve çoğunlukla

bulabildikleri işler de geçici işler olan bölge halkının tepkisini çekmiştir. Yapılan araştırmalarda Suriyelilerin Türkiye’de yaşamaya başlaması ile işçilere ödenen ücretlerin beş katına kadar azalma gösterdiği ve bu durumun işçiler için dezavantaj sağlarken işverenler için avantaj sağladığı görülmektedir (Orhan, 2014: 16).

Aslında geniş anlamda bakıldığında, Türkiye’de geçici koruma altında bulunan kişilere verilen çalışma izni ile bu kişilerin topluma yük olmadan yaşamlarını sürdürebilmeleri sağlanmaktadır.Fakat bu durumun toplum tarafından olumsuz karşılanan tarafları da olmaktadır. Özellikle de işsizlik oranının yüksek olduğu dönemlerde ve bölgelerde bu kişiler işsizliğin sebebi olarak gösterilebilmektedir (Kaya ve Yılmaz Eren, 2015: 60).

Suriyeliler Türkiye’de ilk olarak sadece sınır illerinde bulunurken, kısa bir zamanda ülkenin dört bir tarafına dağılmıştır ve haliyle de Türkiye genelinde Suriyelilerin etkilerinin görülmesi kaçınılmaz olmuştur (Türüt, 2015: 30). En büyük tepkiler, Suriyeli göçünden en çok etkilenen, genel olarak muhafazakarlığın yaygın olduğu sınır illerinden gelmiştir. Özellikle Hatay, Şanlıurfa ve Kilis’te, genç, yaşlı, bekar ya da evli olan Türk erkeklerinin Suriyeli kadınlarla evlenmesi toplumsal boyutta tepkilere neden olmuştur (Orhan ve Şenyücel Gündoğar, 2015: 16). Tüm tepkilere rağmen gerçekleştirilen evlilikler sonucu dünyaya gelen çocukların ise soy ve milliyetleri ile ilgili sorunlar olmakta, bu çocuklar için gerekli usül ve esaslar yerine getirilmediği müddetçe de Türk vatandaşlığına alınmamaktadır (Türüt, 2015: 29).

Sayıları sürekli olarak bir artış gösteren Suriyelilerin, sağlık bakımlarının yapılabilmesi için sağlık sigortalarının bulunmaması, sağlık kuruluşları ve çalışanlarının yetersiz kalması, yaşadıkları psikolojik stres gibi unsurların bir araya gelmesi Suriyelilerin etkilendiği sağlık alanındaki olumsuzluklardır. Bu durum Suriyelileri etkilediği kadar Türkiye halkı için de salgın hastalıklar gibi olumsuz birçok etkiye sebep olmaktadır (Akköz Çevik, 2016: 83).

Suriyelilerin Türkiye’ye giriş yapmasıyla birlikte ortaya çıkan toplumsal etkilerden biri de güvenlik konusu olmuştur. Gelen kişi sayısı oldukça fazla, geldikleri bölge de oldukça sorunlu olduğundan dolayı, yaşanan göç dalgası haliyle

birtakım sorunlara ve tepkilere neden olmaktadır. Özellikle kampların dışında yaşayan Suriyelilerin sayılarının belirsiz oluşu, nerede olduklarının bilinmemesi, yaptıkları işlerden habersiz olunuşu ve kimlerle irtibat kurduklarının bilinmemesi haklı olarak birçok tepkiyi beraberinde getiren oldukça önemli bir güvenlik sorunu yaratmaktadır (Demirel, 2014: 108). Ayrıca bir diğer sorun da dilencilik ve adi suçlarda görülen artış olmuştur. Kamp dışında yaşayan Suriyeliler toplumla doğrudan iç içedir ve bu da iletişim kurma zorunluluğu taşımaktadır. Bu bağlamda toplumdaki bu karşılaşmalar, dedikodular, kışkırtmalar, siyasal olaylar, sosyal ve ekonomik nedenli konuların sonucu olarak meydana gelen birçok gerilim kaçınılmaz olmaktadır (Deniz, Ekinci ve Hülür, 2016: 25).

Kamp dışında yaşayan Suriyeliler genellikle çok düşük kiralar karşılığında kenar mahallelerde, çoğu zaman birkaç aile bir arada, olumsuz şartlarda barınmaktadır. Yerel halk ise Suriyelilerin bu durumundan kazanç sağlamak adına evlerinin üzerine sağlıklı olmayan, düzensiz ve kaçak olan barınma yerleri yapmaktadır. Dolayısıyla bu durum çarpık yapılaşma/kentleşme, gecekondulaşmaya zemin hazırlamakta ve bu sorunu daha da derinleştirmektedir (Orhan ve Şenyücel Gündoğar, 2015: 16).

Suriye’den Türkiye’ye yaşanan göç dalgası, toplumsal bir iletişim gerektirmesi ve değişim içermesi açısından, sosyal ve siyasi alanda bir zemin problemine sebep olmaktadır. Yukarıda bahsedilen işsizlik, ekonomi, sağlık ve benzer birçok alanda etkileri ve de tepkileri beraberinde getiren Suriyeliler konusu, özellikle dil, kültür, sosyal ve siyasi uyumsuzluklar ile birlikte toplum içinde bir bütünleşememe durumunu ortaya çıkarmıştır (Sayın, Usanmaz ve Aslangiri, 2016: 4). Türkiye’ye yaşanan bu göç dalgası için başlarda kısa vadeli ve geçici olarak düşünülmesine rağmen her geçen gün kalıcı bir hal aldığı görülmektedir. Dolayısıyla hem göç eden hem de göçü kabul eden iki taraf içinde etkilenilen bir durum olması kaçınılmaz olmaktadır (akt. Tunç, 2015: 41).