• Sonuç bulunamadı

Suriyeli Göçmenlerin Yıllara ve Bölgelere Göre Demografik Dağılımı

5. SURİYE’DEN ZORUNLU GÖÇLER VE TÜRKMEN GÖÇÜNE İLİŞKİN

5.2. Suriye’den Türkiye’ye Göç Süreci

5.2.1. Suriyeli Göçmenlerin Yıllara ve Bölgelere Göre Demografik Dağılımı

UNCHR’nin raporuna göre 2012 yılının Ağustos ayında Türkiye’deki Suriyeli sayısı toplamda 80 bine ulaşmış ve Şekil 3.’de görüldüğü gibi Türkiye’nin farklı şehirlerine dağılım olmuştur. Yine UNCHR’nin resmi raporlarına göre; Türkiye’de bulunan Suriyeli sayısı 2012 yılının Aralık ayında kamplarda kalanların sayısı 147,107 kişi iken kamp dışında kalanlar ile toplamda 280 bin kişiye ulaşmıştır. 2012 yılında Şanlıurfa kamplarında kalan Suriyeli sayısı Aralık ayında 60,413 kişiyle ilk sırada yer alırken daha sonra 25,928 kişi ile Gaziantep ikinci sıradadır. Kamplardaki demografik yapıya bakıldığında, kamplardaki kişilerin yarısına yakını çocuklardan oluşmaktadır (Birleşmiş Milletler Mülteci Yüksek Komiserliği, 2016). Kamplardaki artışla orantılı olarak kamp dışındaki yerleşimler de artmış ve hem şehir sakinleri açısından hem de göçmenler açısından sorunlar ortaya çıkmaya başlamıştır.

2013 yılına gelindiğinde ise Suriye’den gelen göçmenlerin sayısı azalmak yerine giderek artmaya devam etmiştir. 2013 yılının verilerinde tahmini olarak toplamda Türkiye’de bulunan Suriyeli sayısı 700 bine ulaşmıştır. 2013 yılının Aralık ayında Suriyeli sayısının en fazla olduğu şehir 146 binden fazla göçmenin bulunduğu

Gaziantep olmuştur. Gaziantep’te bulunan Suriyeliler 112 binini kamp dışında kalanlar oluşturmaktadır. Gaziantep’ten sonra Şanlıurfa (135,422) ve Hatay(85,633) en çok Suriyeli nüfusunun bulunduğu şehirlerdir. Bu şehirlerde de yine kamp dışında kalanların sayısı kamplarda kalanlardan daha fazla olduğu verilerden anlaşılmaktadır. 2013 verilerinde Suriyeli göçmenlerin %70’den fazlasını kadınlar ve 18 yaş altı çocuklar oluşturmuştur. Kadın ve çocuk nüfusunun fazla olması barınma, sağlık ve eğitim gibi sorunların yaşanmasını da beraberinde getirmiştir (Birleşmiş Milletler Mülteci Yüksek Komiserliği, 2016).

Şekil 3: 2012 Yılı Ağustos Ayı Türkiye’deki Sığınmacı Dağılımı

Kaynak;http://data.unhcr.org/syrianrefugees/documents.php?page=2&view=grid

&Country%5B%5D=224

Türkiye, 2011 yılından itibaren Suriye’de şiddetini giderek arttıran olaylar nedeniyle

“açık kapı” politikası uygulamış ve gelen kişilere “geçici koruma” sağlamıştır. Esad rejiminin “Sunni Araplar”a yönelik baskılarından kaçanların Türkiye’ye sığınmasıyla başlayan bu süreç 2014 yılında IŞİD terör örgütü bölgede varlığını arttırması nedeniyle Suriye’den Türkmen, Kürt, Nüsayri, Ezidi gibi farklı etnik gruplarında Türkiye’ye sığınmasına neden olmuştur. Uluslararası koruma kanunu kapsamında ülkemize sığınan Suriyeli vatandaşların ihtiyaçları bu süreç içinde hem ulusal yardımlarla hem de uluslararası kuruluşların yardımlarıyla karşılanmaya çalışılmıştır. Suriye’den gelenlerin

ihtiyaçlarını karşılamak amaçlı ilk olarak Türkiye’de sınıra yakın on ilde yirmi beş geçici barınma merkezleri kurulmuştur. Bu merkezlerde sığınmacıların barınma, yeme içme, sağlık gibi temel ihtiyaçlarının yanında kamplarda kalma sürelerinin uzaması nedeniyle çocuklar için eğitim imkanları da sağlanmaya çalışılmıştır. Ev sahipliğinin uzun sürmesi nedeniyle Suriyelilere yönelik bu merkezlerde aynı zamanda meslek edindirme kursları da oluşturulmuştur (Birleşmiş Milletler Mülteci Yüksek Komiserliği, 2016).

2014 yılında da göç almaya devam eden Türkiye yılın son aylarındaki verilere göre, Suriyeli göçmenlerin tahmini sayısı 1,350,000 kişiye ulaşmıştır. 1 milyonu aşkın göçmen nüfusunun yalnızca 220 bini kamplarda kalırken “geçici koruma” altındaki bu kişilerin, Güneydoğu sınırımızdaki 10 şehirde kalmayıp Türkiye’nin büyük bir bölümüne dağıldıkları görülmektedir. Gelen nüfus ile kampların kapasitesi düşünüldüğünde bu durum kaçınılmaz olmuştur (Birleşmiş Milletler Mülteci Yüksek Komiserliği, 2016).

2015 yılına geldiğimizde Türkiye’de bulunan Suriyeli sayısı 1 milyon daha artmıştır.

Biometrik kayıtlara göre, 2015 yılında Tükiye’de geçici koruma altındaki Suriyeli sayısı 2.503.5429’a ulaşmıştır. Bu durum Türkiye’de göçün daha da ciddi bir hal almasına neden olmuştur çünkü bu göçmnelerin büyük birçoğu düzensiz göçmen statüsünde ülkede bulunmaktaydılar. Türkiye’ye göç eden insan sayısında 2015 yılında bir önceki seneye göre %150’lik dramatik bir artış yaşanmıştır. Kayıt altına alınmadan, kayıt dışı yollarla Türkiye’ye girenlerin sayısının bu kadar artmış olması Türkiye için ciddi güvenlik, toplumsal, siyasal ve ekonomik problemler oluşturmuştur.

Türkiye, 2014 yılında 59 bine yakın düzensiz göçmene sahipken 2015 yılında bu sayı 150 bine yaklaşmıştır. Bunun bir nedeni de Türkiye’nin uygulamış olduğu “açık kapı”

politikasıdır. Türkiye bu dönemde sadece Suriye’den gelen düzensiz göç gruplarının göçlerine maruz kalmamıştır; Afganistan, Irak, Myanmar gibi ülkelerdende göç almıştır fakat 73.422 kişiyle Suriye ilk sıradadır. Bu düzensiz göçmenlerden 643.397’si yakalanmıştır. İnsan tacirlerinin vasıtasıyla Türkiye’ye kaçan bu göçmenler insanlık dışı muamelere maruz kalmıştır. Türkiye, bu dönemde insan kaçakçılarıyla ciddi bir mücadele vermiş ve 2015 yılında 4.471 göçmen kaçakçısı yakalanmıştır. Kaçak girenlerin dışında Türkiye, aynı zamanda yoğun bir şekilde “Uluslararası Koruma”

başvurusu da almıştır. Avrupa ve Feta üyesi ülkelere yapılan başvuru sıralamasında Türkiye 2015 yılında yedinci sırada yer almıştır. Sığınma taleplerinin 3.364’ü kabul edilmiştir. Bu taleplerin büyük bir bölümünü yine Suriyeli vatandaşların başvuruları oluşturmuştur (Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı Göç İdarsi Genel Müdürlüğü, 2016).

2015 yılında “geçici koruma” ile Türkiye’ye gelen göçmenlerin bir kısmı; Gaziantep, Şanlıurfa, Hatay, Kilis, Mardin, Kahramanmaraş, Adana, Adıyaman, Osmaniye, Malatya illerinde bulunan barınma merkezlerine yerleştirilmiştir. 2015 yılında saymış olduğumuz bu on barınma merkezinde bulunan toplam kişi sayısı 267.243 kişiye ulaşmıştır. Bu merkezlerde toplam 47.406 çadır ve bölme bulunurken 11.857 konteyner ile göçmenlerin barınmaları, gıda ve sağlık ihtiyaçları karşılanmaya çalışılmıştır (Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı Göç İdarsi Genel Müdürlüğü, 2016).

Son olarak 2016 yılının Ağustos ayı verilerine bakıldığında Türkiye’deki Suriyeli sığınmacı sayısı 2,730,485 kişiye ulaşmıştır. Bu verilere göre 2016 yılının Ağustos ayında Türkiye’de bulunan Suriyelilerin sadece %8’i kamplarda kalmaktadır. Beş yılı aşkın süredir Türkiye’de “geçici koruma” kapsamında bulunan Suriyelilerin 2016 yılında, Türkiye’nin bütün bölgelerine dağıldığı görülmüştür. Tablo 5.2.1.’de görüldüğü gibi geçici koruma kapsamındaki Suriyelilerin en yoğun olduğu şehir Şanlıurfa (394.995)’dır. Şanlıurfa’da bulunan Suriyeli nüfusuna en yakın il İstanbul (394.657) ikinci sırada yer almaktadır. Ardından sırasıyla Hatay, Gaziantep, Adana, Mersin Suriyeli göçmen nüfusunun en yoğun olduğu illerdir (Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğü, 2016).

Türkiye, son durumda dünyanın ençok mülteci nüfusunu bulunduran ülkesi konumuna gelmiştir. Yine Göç İdaresi Müdürlüğü’nün verilerinde, Suriye’den göçün demografik özellikleri de belirlenmiştir. İki buçuk milyonu aşan Suriyeli göçmen nüfusunun 1.451.506’sını erkek, 1.275.474 kişisini kadın göçmenler oluşmaktadır. Bu verilere göre 2016 yılında Türkiye’de bulunan Suriyelilerin 1 milyondan fazlasını bebekler, çocuklar ve gençler oluşturmaktadır.

19-24 yaş aralığında yaklaşık 400 bin civarında yoğun bir nüfusu bulunmakta iken 24 yaş üstü kişi sayısı gittikçe azalmaktadır (Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğü, 2016). Bu durumda göçmenlerin büyük çoğunun yoğun

bakıma muhtaç, sağlık, iş, eğitim gibi temel ihtiyaçları karşılanması gereken yaş aralığındaki nüfusta yoğunlaştığı söylenebilir. Bu veriler yoğun göç yaşayan bir toplum için hem bugün hemde gelecekte uygulanacak ve uygulanması gereken politikalar için önem arz etmektedir. Çok farklı bir kültürden olmamasına rağmen gelen göçmenlerin bir çoğunun dil bilmemesi bu nedenle iletişim kuramaması özellikle küçük yaştaki çocukların bu sorun nedeni ile eğitimden uzaklaşması veya genç nüfusun iş gücüne katılamaması nedeniyle oluşabilecek kayıp nesilllerin önüne geçilmesi gerekmektedir.

Tablo 5.2.1. Geçici Koruma Kapsamındaki Suriyelilerin İllere Göre Dağılımı

Kaynak; http://www.goc.gov.tr/icerik6/gecici-koruma_363_378_4713_icerik

Türkiye’ye farklı yollarla gelen ve geçici koruma altına alınan göçmen nüfusunun hepsinin devlet eliyle kayıt altına alınamayıp, geçici barınma merkezlerinde barındırılamadıkları daha önceden de ifade edilmişti. T.C. Göç İdaresi Müdürlüğü’nün son kayıtlarına göre Türkiye’de bulunan geçici barınma merkezlerinde ve geçici barınma merkezlerinin dışında bulunan göçmen sayıları Grafik 5.2.1.’de gösterilmiştir.

Resmi kurumdan elde edilen bu verilerde görüldüğü gibi Türkiye’de geçici koruma ile

sınırlarımızdan giren Suriyelilerin iki buçuk milyona yakını geçici barınma merkezlerinin dışında yaşanmaktadır (Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğü, 2016). Bu durumun ortaya çıkmasında yaşanan göçün nüfus yoğunluğu en önemli nedenlerindendir, bunun dışında göçün planlı ve düzenli bir şekilde gerçekleşememesi, ani gelişen zorunlu göç Türkiye’ye sığınan birçok insanın ihtiyaçlarının karşılanmasında sorunlar yaşanmasına neden olmuştur.

Grafik 5.2.1. Geçici Barınma Merkezleri İçinde ve Dışında Kalan Suriyeliler

Kaynak; http://www.goc.gov.tr/icerik6/gecici-koruma_363_378_4713_icerik Suriye’den Türkiye’ye geçici koruma kapsamında gelen göçmenler için kurulan barınma merkezleri sınıra yakın illerde bulunmaktadır. Barınma merkezleri 2011 yılında alınan ilk göçlerle kurulmuş ve günümüzde de sığınmacıların barınma, yeme, içme, sağlık, temizlik hatta okul çağındaki çocuklar için eğitim hizmetleri, yetişkinler için meslek edindirme kursları gibi hizmetler sağlamaya devam etmektedir. Bu barınma merkezleri birçok sığınmacı için ilk durak olmuş geri dönüş imkanları kalmadığında ve bu merkezlerde kalma süreleri uzadığında sığınmacılar buralardan ayrılmaktadırlar. Bu nedenle bugün Türkiye’de bulunan Suriyelilerden yalnızca 250 bin civarında sığınmacı bu barınma merkezlerinde barınmaktadır.