• Sonuç bulunamadı

SUÇ VE CEZA

Belgede 9 TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI (sayfa 161-164)

Tarık Buğra, Küçük Ağa

SUÇ VE CEZA

Ezici bir yoksulluğun içerisinde kıvranan Rodion Romanoviç Raskolnikov, Rusya’nın St. Petersburg şehrinde hukuk eğitimi almakta olan başarılı bir öğrencidir. Ancak parasızlık yüzünden kirasını dahi ödeyemez. Bu nedenle eve girip çıkarken ev sahibi kadına görünmemeye çalışır. Yoksul olduğu için hem hayatını hem de öğrenimini devam ettirmekte oldukça zorlanan Raskolnikov, okulu bırakır. Geçimini sağlayabilmek için tefecilik yapan Alyona İvanovna’ya saatini rehin olarak bırakan Ras-kolnikov, bu kadından nefret etmektedir. Daracık odasında sefalet içerisinde yaşayan RasRas-kolnikov, annesinden bir mektup alır. Kız kardeşi Dunya’nın Lujin adında zengin bir adamla sırf annesinin ve kardeşinin geleceğini düşündüğü için evleneceğini öğrenir ve bu evlilik fikrine tamamen karşı çıkar. Dunya’yı mecbur ettiği için annesine kızgındır.

Raskolnikov, geçimini sağlamak için özel ders vermeyi düşünmektedir. Bunun için eski üniversi-te arkadaşı Razumihin’den yardım isüniversi-ter. Bir yandan da evdeki değerli eşyalarını almak için Alyona İvanovna’yı öldürmeyi planlamaktadır. Sürekli olarak iç dünyasında çatışmalar yaşayan Raskolni-kov, daha fazla dayanamayarak tefeci kadını öldürür. Tam bu sırada yaşlı kadının üvey kız kardeşi Lizaveta İvanovna beklenmedik bir şekilde içeri girer. Raskolnikov, tanık olduğu bu olaydan dolayı onu da öldürür ve evdeki birkaç değerli eşyayı alarak kimselere görünmeden oradan uzaklaşır. Evde yorgunluktan dolayı iki gün boyunca uykuya dalan Raskolnikov, uyandığında önce üzerindeki kanlı elbise parçalarını yırtıp sobaya atar; daha sonra çaldıklarını duvardaki deliğe saklar. Polisten kara-kola gelmesi için çağrı alan Raskolnikov, suçunun anlaşıldığını düşünür. Ancak kirayı ödemediğin-den dolayı ev sahibi tarafından şikâyet edildiğini anlar. Çaldığı eşyaları eve döner dönmez bir bahçe avlusundaki büyük bir taşın altına saklar. Ancak içi rahat değildir. Sürekli bir şeylerden ve birilerin-den kuşkulanmakta, sürekli tedirgin olmaktadır.

Aşağıdaki bölümde Raskolnikov’un yaşadığı bu sıkıntılı ruh hâli anlatılmaktadır.

(...)

Nastasya da çıkıp odada yalnız kalır kalmaz, hasta, üzerindeki yorganı fırlatıp attı ve hemen yataktan kalktı. İçini yakıp kavuran bir sabırsızlıkla beklemişti herkesin çıkıp gitmesini; bir an önce işe girişmek istiyordu. Ama yapacağı iş neydi? Az önce yataktayken aklında olan şeyi, sanki bile bileymiş gibi, kal-kar kalkmaz unutmuştu. “Tanrım! Bana bir tek şeyi söyle: Her şeyi biliyorlar mı, yoksa daha bilmiyorlar mı? Belki de her şeyi biliyorlar da yattığım sürece benimle alay etmek için bildiklerini gizliyorlar? Sonra birden odaya girecekler ve olup bitenleri ne zamandır bildiklerini söyleyiverecekler... Ne yapayım şimdi ben? Hay aksi! Daha demin aklımdaydı yapacağım şey, şimdi, sanki kasten unuttum!...“

Odanın ortasında dikiliyor ve acılı bir şaşkınlıkla çevresine bakınıyordu. Kapıya gitti, açıp dışarıyı dinledi. Ama yapacağı şey bu değildi. Birden duvar kâğıdının delik olduğu köşeye atıldı, elini delikten sokup yokladı, kâğıdı gözden geçirdi. Hayır, bu da değildi yapacağı. Sobaya gitti, kapağını açıp külleri karıştırmaya başladı; pantolon paçalarından kestiği ipliklerle, yırtık cep astarı attığı gibi öylece duruyordu; demek kimse sobaya bakmamıştı! Birden, Razumihin’in az önce sözünü ettiği çoraplarını hatırladı. Gerçekten de yorganın altındaydı çorapları; ama o günden beri her ikisi de öylesine kirlen-miş, eskimişti ki Zamyotov’un hiçbir şey fark edememesi son derece doğaldı.

“Zamyotov mu?.. Karakoldaki polis... Acaba niçin çağırmışlardı beni karakola? Çağrı kâğıdı nerede? Galiba olayları birbirine karıştırıyorum... Beni bugün çağırmadılar ki oraya... Hem giderken çoraplarımı gözden geçirmiştim ben... Şimdiyse... Şimdi hastayım... Hastaydım yani... İyi ama Zamyotov niçin gel-di buraya? Razumihin ne için getirgel-di acaba onu?”

Bitkin bir halde yatağına oturdu.

“Ne oluyor? Hâlâ sayıklıyor muyum, yoksa bütün bu olanlar gerçek mi? Galiba gerçek... Evet, hatırladım: Kaçmam gerek! Hemen, hemen kaçmam gerek! İyi ama... nereye? Elbiselerim nerede?

5. Ünite

Ayakkabılarım da yok! Kaldırmışlar! Saklamışlar! Anlıyorum! Ama paltom işte şurada, görmemişler! Çok şükür, paralar da masanın üzerinde! İşte senet de burada! Paraları alıp giderim, başka bir daire tutarım kendime, beni bulamazlar!.. İyi ama, ya adres bürosu?.. Bulurlar! Razumihin bulur! En iyisi tümden gitmek... Uzaklara... Amerika’ya... (...) Senedi de almalı... Orada işime yarayabilir. Başka ne al-sam acaba? Hasta olduğumu sanıyorlar benim! Kalkıp yürüyebildiğimden haberleri yok! Hah-hah-ha! Her şeyi bildiklerini gözlerinden anladım! Yalnız, şu merdivenlerden nasıl ineceğim? Ya aşağıya bir gözcü, bir polis diktilerse! (...)

(...) Yatıp üstüne yorganı çekti. Zaten dağınık, kopuk düşüncelerle dolu olan kafası tümden bulutlandı. Büyük bir zevkle başını yastığa bırakıp, yırtık paltosu yerine üzerine örtülmüş bulunan yumuşacık yorganına sarıldı, hafifçe iç çekip derin, sağlıklı bir uykuya daldı.

Odasına birinin girmesiyle uyandı; gözlerini açtı, Razumihin’i gördü. Razumihin kapıyı ardına kadar açmış, eşikte duruyordu: İçeri girip girmemekte kararsız gibiydi. Raskolnikov hızla yatağında doğruldu, bir şeyler hatırlamak istercesine Razumihin’e baktı.

— Demek uyumuyorsun? Öyleyse, giriyorum içeri! Merdivenlerden aşağı bağırdı: — Nastasya, paketi getirsene! Şimdi hesabını veririm!..

Raskolnikov ürkek bakışlarla çevresini süzerek: — Saat kaç? diye sordu.

— Esaslı uyudun, kardeş: akşam oldu, saat neredeyse altı olacak... Altı saatten fazla uyudun. — Aman Tanrım! Ne yapmışım ben?

(...)

Raskolnikov, düşünceye daldı. Bir düştü sanki bütün bu olup bitenler, tek başına hatırlayamıyor, soran gözlerle Razumihin’e bakıyordu.

Sürekli bu bunalım hâlinden usanan Raskolnikov, suçlulara has psikolojiyle; belki de yakalanmak, rahatlamak amacıyla cinayet işlediği eve geri döner. Evde tamir işleriyle uğraşan işçiler, yankesici olduğunu düşünerek onu dışarı atarlar. Eve dönüş yolunda bir kazaya şahit olan Raskolnikov, ya-ralanan Marmeladov’u evine kadar götürür ve orada Marmeladov’un kızı Sonya ile tanışır. Sürekli izlendiğini düşünen Raskolnikov, bu tedirginlikten kurtulmak için işlediği cinayeti Sonya’ya anla-tır. Nitekim kurnaz bir adam olan Komiser Porfiri Petroviç, cinayeti Raskolnikov’un işlediğinden şüphelenmektedir. Sonya, Raskolnikov’dan vicdanının huzur bulması için suçunu itiraf etmesini ister. Raskolnikov, Sonya’nın bu sözüne uyarak karakola gider ve yaşlı kadın ile kardeşini öldürdüğünü iti-raf eder. Raskolnikov, yedi yıl hapis cezasına çarptırılır ve cezasını çekmek üzere Sibirya’ya gönderi-lir. Sonya da onun peşi sıra Sibirya’ya giderek mahkûmların bulunduğu yakın bir yere yerleşir. Hem mahkûmlar hem de onların eşleri tarafından sevilen ve herkesin küçük Sonya diye hitap ettiği Sonya, hapisten çıkana kadar Raskolnikov’u bekleyecektir.

Dostoyevski, Suç ve Ceza, Çeviren: Mazlum Beyhan

Suç ve Ceza adlı metni Yaprak Dökümü ve Küçük Ağa adlı metinlerle tür, biçim, üslup ve içerik

açı-sından karşılaştırınız.

Dil Bilgisi

1.Küçük Ağa adlı metinden zamir türlerine örnekler bulunuz. Bulduğunuz zamirlerin metindeki

işlevlerini belirleyiniz.

YAZMA ÇALIŞMALARI

Etkinlik

a.Okuduğunuz bir romanın bir kesitini, bakış açısını ve anlatıcısını değiştirerek yeniden yazınız. b.Bakış açısı ve anlatıcı değişikliğinin içeriğe ve anlatıma etkisini değerlendiriniz.

Zamir Türü Örnekler Kişi zamiri İşaret zamiri Belgisiz zamir Soru zamiri Dönüşlülük zamiri

2.Yaprak Dökümü adlı metinde “Virgül, sıralı cümleleri birbirinden ayırmak için konur.” kuralına

uy-gun örnekler bulunuz.

3. “Küçük Ağa’nın siz oluşu.. yani.. nasıl söylemeli?..” cümlesinde günümüz yazım ve noktalama kural-larına uymayan kullanımları tespit ederek bu durumun nedenini açıklayınız.

4.“Aşağı sofa ile taşlık arasındaki camekân kaldırılmış, delik deşik duvarlar sarı yaldızlı bir kâğıt ile kap-lanmıştı.” cümlesindeki düzeltme işaretinin işlevini belirtiniz.

5. Ünite

SÖZLÜ İLETİŞİM ÇALIŞMALARI

a. Sözlü İletişim Tür ve Tekniklerini Tanıma

Belgede 9 TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI (sayfa 161-164)