• Sonuç bulunamadı

Aşağıda önce kavram, sonra da türleri açıklanmıştır.

1. Kavram

Sorumluluk, TDK Büyük Türkçe Sözlüğünde, kişinin kendi davranışlarını veya kendi yetki alanına giren herhangi bir olayın sonuçlarını üstlenmesi, sorumluluk, mesuliyet olarak tanımlanmıştır.

Genel bir kavram olarak sorumluluğun öznesi, birey, örgüt ve devlet olmaktadır. Bireysel açıdan ele alındığında sorumluluk, kişinin görevle ilgili olarak üstlendiği yükümlülüktür.341 Bir diğer anlatımla, işle ilgili faaliyetleri başarma

yükümlülüğüdür.342 Belirli bir işin yapılmasını kabul etmekle birlikte, sorumluluk

üstlenilmiş olmaktadır.343 Dolayısıyla, sorumluluk bir kişinin üstlendiği görevlerle ilgili

hesap verme olgusudur.344 Kişinin kendi yetki alanına giren olayların ve işlemlerin sonuçlarını üstlenmesidir.

Bu üstlenme hukuki olabileceği gibi, vicdani de olabilir. Hukuki sorumluluk dışsal bir karakter taşıması nedeniyle, dışsal sorumluluk olarak da adlandırılmaktadır. Vicdani yaklaşım, sorumluluğu bir ahlak sorunu olarak ele almaktadır. Yani, sorumluluk ahlaki özellikler taşır. Kişinin eylemlerinde ahlaki değerlere bağlı kalması, sorumlu davranmak demektir.345 Sorumluluğun bu hali içsel

bir karakter taşıdığı için içsel sorumluluk olarak nitelenir.346

Değerlere bağlılık duygu ile de açıklamaktadır. Sorumluluk duygusu bir kişilik özelliği olarak ya da sonradan kazanılan bir beceri olarak değerlendirilebilir. Bu duygu bir takım görevleri yerine getirmek için gerekli bir beceri gibi düşünülse

341

CAN, GÜNEY, a.g.e., s.237.

342 İsmail EFİL, İşletmelerde Yönetim ve Organizasyon, Alfa Aktüel Yayınları, Bursa, 2007, s.301. 343

MUCUK, a.g.e., s.163.

344 ŞENOL, TEKİN, a.g.e., s. 84, 88. 345

BAYRAK, a.g.e. S. 81, 82.

de, aslında bireyin kendi becerilerini geliştirmesi, davranışlarının sonucunun (kendi ve çevresindeki insanlar üzerindeki etkilerinin) farkında olması ile ilgilidir. 347

Sorumluluğu daha gerçekçi bir tutumla farkında olma bilincine bağlayan yaklaşımlar da vardır. Farkında olma bilinci, akıl ve irade sahibi kişilerde bulunur. Sorumluluk üstlenebilme akıl, özgür irade ve yetki sahibi olma koşullarının bir arada olması halinde mümkündür. Akıl; doğru, yanlış, iyi, kötü gibi kavramlar arasındaki ayrımı yapan güç olarak tanımlanmaktadır. Akıl sahibi kişi, eylemlerinin sonuçlarını önceden tahmin edebilir. Önceden tahmin edebilme yetisi beraberinde kişinin sorumlu tutulmasının gerekçesini oluşturur. İrade ise seçenekler arasında tercih yapabilme yeteneğidir. İrade özgür olmalıdır. Özgür irade kişinin dış baskılardan, korku ve endişelerden uzak olarak karar verme ve uygulamaya geçme gücünü ifade eder348. Özgür iradeye sahip olmayan bireyin karar ve eylemleri ahlaki olmayabilir.

Sorumlu olmak için sadece akıl ve irade yeterli değildir. Ayrıca, kişinin yetki sahibi olması gerekir. Yetki, başkalarının davranışlarını yönlendiren nitelikte kararlar verebilme gücüdür. Yani başkalarına iş yaptırabilme otoritesidir.349 Bir başka

deyişle, işlerin yaptırılması görevini üstlenmiş olanlara tanınan ayrıcalıklardır.350

Daha genel bir tanımla, bir örgütün çeşitli kademelerinde belirlenen amaçların gerçekleştirilmesi için belirli işleri yaptırma, denetleme, düzene koyma ve karar verme hakkıdır.351

Sorumluluğun bir unsuru olarak kabul görmesine rağmen yetki her zaman sorumluluk ile bağlantılı olmayabilir. Çünkü, üstlenilmiş bulunan yetkinin bir kısmını alt kademelere devretmek mümkündür. Ancak, devredilen (kısmı) yetki olup sorumluluk değildir.352

Yapılan açıklamalardan yola çıkılacak olursa sorumluluk; hür ve akıllı olan kimsenin kendisine tanınan yetki alanı içinde kalan karar ve davranışlarından doğan sonuçlara katlanması ve yaptırımlara konu olması şeklinde

347 Ece AKIN BAKANAY, “Çocuklarda Sorumluluk Bilincini Geliştirmek” Anne ve Trends Dergisi, Mayıs, 2007.

348

TORLAK, a.g.e., s.15 349 EFİL, a.g.e., s.40.

350 GÜNEY, a.g.e., s.36. Yetki, yöneticilerin amaçlar yönünden başkalarından destek almak ve onları yönlendirebilmek için ihtiyaç duyduğu bir olgudur şeklinde de tanımlanmaktadır. Tanım ve yetkiye ilişkin teoriler için bkz. Berberoğlu içinde, 139 vd.

351 Güç ve yetki farklı kavramlardır. Güç, başka birini etkileme kapasitesi iken; yetki, başka birine bir şeyi yaptırma hakkıdır. Bkz. EFİL, 299.

tanımlanabilir.353 Çünkü, farkında olma bilinci olmayan kişiler ortaya çıkan sonuçlardan sorumlu tutulamayacağı gibi, yetki sahibi olan bireyin de sorumluluktan kaçması mümkün değildir.

2. Sorumluluğun Türleri

Sorumluluk bireysel, sosyal ve örgütsel sorumluluk türlerine ayrılmaktadır. Bu kısımda sorımluluğun türleri açıklanmaktadır.

a. Bireysel Sorumluluk

Her kişinin bir birey olarak önce kendisine karşı yapması gerekenler eylemler vardır. Fertler bedeni, zihni, ruhi ve sosyal sağlıklarını korumak zorundadırlar. Kişiler sağlıklarını korumak için bedenlerine özen göstermek zorundadırlar. Zihinlerini geliştirmek için onu eğitmek, okumak ve kültür faaliyetlerini katılmak gerekliliği vardır. Ruh sağlığı kişinin psikolojik olarak kendisini sağlıklı tutmasıyla mümkündür. Sosyal sağlık ise, içinde bulunulan çevre ile olumlu iletişim halinde bulunmak anlamına gelir. Ferdin açıklanan bireysel sorumluluğu içsel (sübjektif) niteliklidir.

Kişilerin ayrıca dış (objektif) sorumlulukları da vardır. Her insan kendine karşı olduğu gibi içinde yaşadığı topluma karşı da sorumluluk üstlenir. Diğer insanlara karşı olan sorumluluk, onlara zarar vermeme anlamına gelir. Zarar vermemek bazen olumsuz bir davranışta bulunmamak, bazen de beklenen bir davranışı gerçekleştirmek ile mümkündür. İç ve dış sorumluluk hırsızlık ve komşuya zarar örneklerinde olduğu gibi, bir eylemde aynı anda bulunabilmektedir.354

Daha önce belirtidiği üzere, sorumluluğun kaynağı ahlak ya da hukuk olabilmektedir. Kaynağı ahlak olan sorumluluk, ağırlıklı olarak bireysel karakter gösterir. Bireyin, bireysel sorumluluğu, bulunduğu ortama uyum sağlaması, üzerine düşen görevleri yerine getirmesi ve kendine ait bir olayın başkaları üzerindeki etkilerinin sonuçlarını üstlenmesi, başkalarının haklarına saygı göstermesi ve kendi

353 İlve KARAİSMAİLOĞLU,“İşletmelerin Sosyal Sorumlulukları” (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi),

Haliç Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2006, s.7.

354

davranışının sonuçlarına sahip çıkabilmesi olarak tanımlanmaktadır.355 Kaynağı

hukuk olduğunda ise, daha ziyade örgütsel niteliklidir. Bu durumda kişi, kendisini saran organizasyona (topluma ve işletmeye) karşı sorumludur. Bireyin örgütsel sorumluluğu, bulunduğu kurumda üstlendiği işleri yeteneğinin imkan verdiği ölçüde en iyi biçimde yapma zorunluluğudur.356

b. Sosyal Sorumluluk

Kişiler eylemlerinde yakın ve uzak çevresini gözettiklerinde yani, dışsal (objektif) sorumluluk üstlendiklerinde sosyalleşmeye başlamış olmaktadırlar. Bir kişi kendine ve aracına zarar vermeden araç kullandığında, bireysel olarak sorumlu davranmaktadır. Aracını başkalarına ve çevreye zarar vermeden kullanır ve randevu yerine de zamanında varırsa, sosyal olarak sorumlu davranmış olur. Kendi açlığı ve susuzluğunu gidermek bireysel, başkasını doyurmak sosyal sorumluluktur.

Aile içi terbiye, dini kurallar, gelenekler, örf ve adetler, nezaket (muaşeret) kuralları kişileri sosyal davranmaya zorlar. Bireysel sorumlulukları yeterli olan kişilerin sosyal davranış düzeyleri de yeterli olmaktadır. Ancak, bencil kişilerde sosyalleşme yeterli olmamakta, sosyalleşmiş kişilerde ise yeterli bireysel sorumluluk olmayabilmektedir.

Sosyal sorumluluk, sade bir fert olarak topluma karşı olduğu gibi, idari bir konumda bulunulduğunda görevden (görevsel sorumluluk) veya yönetici olmaktan (yönetsel sorumluluk) da doğabilmektedir. Görevsel sorumluluk, bireyin örgüt içerisinde bulunmasından kaynaklandığı için örgütsel sorumluluk olarak da adlandırılabilir. Bu kavram kişinin bir örgüt içinde kendisinin ve ayrıca astlarının yapmış olduğu işlerin sonuçlarını üstlenmesi olarak tanımlanabilir. Daha üst bir kavram olan yönetsel sorumluluk ise, çok sayıdaki insanın görev sorumluluklarının kontrol edilmesidir. Üst düzey yöneticiler görev alanlarına giren bireylerin davranışları ve faaliyetlerinden dolayı sorumludurlar. Bu sorumluluk paydaşlara kadar genişleyebilmektedir.

Görevsel ve yönetsel sorumluluğu içeren örgütsel sorumluluk aşağıdaki başlık altında ele alınmaktadır.

355

Demet GÜRÜZ, Emet GÜREL, Yönetim ve Organizasyon Bireyden Örgüte, Fikirden Eyleme, Nobel Yayın, Ankara 2006, s.145.

356

c. Örgütsel Sorumluluk

Bireylerin olduğu gibi, örgütlerin de sorumlulukları vardır. Örgütler içinde bulundukları topluma ve devlete karşı sorumludurlar. Fertlerde olduğu gibi, sorumluluk temeli hukuki ya da ahlaki (etik) olabilir. Örgütlerin hukuksal sorumluluğu işletmelerin tabi oldukları (örneğin ticari, çalışma hayatına, çevreye ilişkin) mevzuata uyma gerekliliğidir.

Örgütlerin ahlaki (toplumsal/etik) sorumluluğu ise, bir işletmenin topluma karşı sorumluluklarıdır. Ahlaki sorumluluk, yasalarda belirtilmeyen ancak, toplumun bir işletmeden beklediği davranış biçimleridir. Bir başka deyişle, örgütün topluma karşı sorumluğu, işletmenin toplum üzerinde olumlu etkilerini en üst düzeye çıkarmaya, olumsuz etkileri ise, en aza indirgemeye yöneliktir.

Şekil 7: Örgütsel Sorumluluğun Temeli (Ahlak ve Hukuk İlişkisi)

Ahlaki (bireysel) sorumluluk Hukuki (örgütsel) sorumluluk Ahlaki sorumluluk Hukuki sorumluluk AHLAK HUKUK Birey İşletme Toplum Devlet

Temeli hukuka ve ahlaka dayanan örgütsel sorumluluk, işletmelerin paydaşları sayısınca çeşitlilik gösterir. Bu nedenle, işletmeler ortaklarına, çalışanlarına, tüketicilere, çevreye ve devlete karşı yükümlülükler üstlenmektedirler.