• Sonuç bulunamadı

A. İşletme

1. İşletmenin Türleri

İşletmeler değişik açılardan sınıflandırmaktadırlar. Sınıflandırmalarda ekonomik etkinlik, çalışma konusu, sermaye sahipliği, tabi olunan yasa, ekonomik birleşme şekli gibi ölçüler esas alınmaktadır.

Ekonomik etkinlik ölçüsü esas alındığında ürün üreten, hizmet üreten ve pazarlayan şirketler ayrımı yapılmaktadır. Sermaye sahipliği yani mülkiyet açısından değerlendirme yapıldığında işletmeler, özel, kamu, karma ve yabancı sermayeli olarak faaliyette bulunmaktadırlar. İşletmeler tabi olduğu mevzuata (hukuki yapılarına) göre değişebilmektedir. Ekonomik birleşme açısından centilmenlik anlaşması yapan, konsorsiyum yapan işletmeler, karteller, tröstler ve holding örnekleri verilebilir.

241 Müjdat ŞAKAR, İş Hukuku Uygulaması, Der Yayınları, İstanbul, 2006, s.64. 242 DOĞAN YENİSEY, a.g.e., s.34-35.

a. Ekonomik Etkinliklerine Göre İşletmeler

Ürün (mal) üreten işletmelerin bir kısmı dayanaklı ürün imal etmektedirler. Uzun süre kullanılan bu ürünlere beyaz eşya, bilgisayar, mobilya ve makine örnekleri verilebilir. Bir kısım işletmeler ise dayanaksız ürün imal ederler. Kısa sürede tüketilen dayanıksız ürünler gıda maddeleri, kırtasiye, alkol ve benzerleridir.243

Hizmet işletmeleri hizmet üretmek veya pazarlamak amacıyla faaliyette bulunan işletmelerdir. Genellikle kar amacıyla kurulurlar. İletişim, turizm (otel, motel, seyahat acentesi), lojistik (kara, deniz, hava ulaşım araçları), bankacılık, sigorta, borsa ve ticaret, gibi alanlarda faaliyette bulunmaktadırlar. Ayrıca danışmanlık hizmetleri (hukuk, finans), eğlence (tiyatro, sinema), eğitim ve öğretim hizmetleri hizmet üretimi ve pazarlamasını kapsamaktadır.244 Kar amacı gütmeden çalışan hizmet işletmeleri de mevcuttur. Genellikle dernek ve vakıf şeklinde kurularak tüzüklerinde belirlenen sosyal amaca uygun faaliyette bulunurlar.245

b. Mülkiyet Açısından İşletmeler

Mülkiyet açısından işletmeler özel kesime, kamu kesimine veya yabancı sermayeye ait olabilirler. Özel sektör tarafından kurulanlar daha çok kar elde etmeye yönelik olarak faaliyette bulunurlar. Zarar etme kaygısı onları ekonomik davranmaya, girişimciliğe teşvik eder.246

Kamu işletmeleri döner sermayeli, katma bütçeli, yerel yönetimlere ait olan ve kamu iktisadi teşebbüsleri olarak faaliyette bulunmaktadırlar. Döner sermayeli işletmeler devletin genel bütçesinden ayrılan sermaye ile kurulurlar. Tüzel kişilikleri yoktur. Türk silahlı kuvvetlerinin fabrikaları, Başbakanlık Basımevi, Sağlık Bakanlığının il ve ilçelerde bulunan hastaneleri böyledir. Katma bütçeli işletmeler katma bütçeli devlet dairelerine bağlı olarak faaliyette bulunurlar. Onların da tüzel kişilikleri bulunmaz. Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü, Orman Genel Müdürlüğü,

243 Mal ve hizmet üreten işletmelere örnek olarak bkz. İş Kanunu madde 111 gereği çıkartılan Sanayi Ticaret, Tarım ve Orman İşlerinden Sayılan İşlere İlişkin Yönetmelik. RG: 28.02.2004, 25387. 244

Rıdvan KARALAR, Genel İşletme, Editör: Güneş BERBEROĞLU, A.Ü. Açıköğretim Fakültesi Yayınları 704, 2005, s.30

245 Zeyyat SABUNCUOĞLU, Tuncer TOKOL, İşletme, Furkan Ofset, Bursa, 2005, s.69. 246

Petrol İşleri Genel Müdürlüğü örnekleridir. Yerel yönetim işletmeleri belediyelere, il özel idareleri ve köylere aittir. Elektrik, su, doğalgaz ve ulaşım hizmetleri verirler.247

Kamu İktisadi Teşebbüsleri (KİT), İktisadi Devlet Teşekkülü (İDT) ile Kamu İktisadi Kuruluşlarının (KİK) ortak adıdır.248 İDT; sermayesinin tamamı devlete ait,

iktisadi alanda ticari esaslara göre faaliyet göstermek üzere kurulan kamu iktisadi teşebbüsüdür. KİK; sermayesinin tamamı devlete ait olan ve tekel niteliğindeki mallar ile temel mal ve hizmet üretmek ve pazarlamak üzere kurulan kamu hizmeti niteliği ağır basan kamu İktisadi teşebbüsleridir. İlgili mevzuatta KİT bir üst kavram olarak tanımlanmıştır. Bunun altında yer alan İDT ticari esaslara göre faaliyet gösterirken KİK’lerde sosyal yön ağır basmaktadır.249 Halk Bankası, Emlak Bankası,

Türk Hava Yolları İDT’dir. T.C. Devlet Demir Yolları İşletmesi Genel Müdürlüğü, Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü, T.C. Posta ve Telgraf Teşkilatı Genel Müdürlüğü ise KİK olarak faaliyette bulunmaktadır. Bazı KİT’ler, Türkiye ve Ortadoğu Amme İdaresi Enstitüsü, Atatürk Orman Çiftliği, Maden Tetkik ve Arama Enstitüsü örneğinde olduğu gibi, özel kanunlarla kurulmuştur.

Kamu işletmelerinin kuruluş amaçları çeşitlidir. Bir kısmı özel sektörü teşvik için kurulur. Özel sektörün ihtiyacı olan hammadde ve ara malın sağlanması alt yapı yetersizliklerinin giderilmesi (yol, liman, enerji hatları) kamu işletmelerinin hedefleri arasındadır. Özel sektörde firmaların tekel kurma eğilimlerini önlemek için faaliyete geçebilirler (Toprak Mahsulleri Ofisi, Çaykur gibi). Bazı kamu işletmeleri ise topluma hizmet, kamu düzenini koruma amacıyla kurulurlar. Stratejik önemi bulunan konularda devletler KİT kurmayı tercih etmektedirler. Harp sanayi, nükleer enerji bunun tipik örnekleridir. Ayrıca, geri kalmış yörelerin kalkınması, istihdam sorununun hafifletilmesi ve toplumsal içerikli sorunların çözümü amacıyla birçok KİT tesis edilmiştir.250

247 Oktay ALPUGAN, Mete OKTAV, Hulisi DEMİR, Nurel ÜNER, İşletme Ekonomisi ve Yönetimi, Beta Basım, İstanbul, 1997, s.51-53.

248 440 Sayılı Kanunda, 468 Sayılı “Kamu İktisadi Teşebbüslerinin Türkiye Büyük Millet Meclisi’nce Denetlenmesinin Düzenlenmesi Hakkında Kanunda ve 1982 Anayasasında (Kamu İktisadi Teşebbüslerinin denetimi başlıklı 165. maddesinde) KİT deyimi kullanılmış olup “KİT”, sermayesinin yarısından fazlası doğrudan doğruya veya dolaylı olarak Devlete ait olan kamu kuruluşları olarak tanımlanmıştır. 1982 Anayasasından sonra yürürlüğe giren 2929 Sayılı “İktisadi Devlet Teşekkülleri ve Kamu İktisadi Kuruluşları Hakkında Kanun” 60 Sayılı KHK değiştirilerek kabul edilmiş ve 22.10.1983’te yürürlüğe girmiştir.18.6.1984 tarihinde ise 233 Sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında KHK yürürlüğe girmiştir.

249 Şeref GÖZÜBÜYÜK, Türkiye’nin Yönetim Yapısı, Turhan Kitabevi, Ankara, 2006, s.257-260. 250 SABUNCUOĞLU, TOKOL, a.g.e., s. 70-74.

Özel ve kamu işletmeleri kıyaslandığında şu tespit yapılabilir. Özel işletmeler öncelikli olarak kar amacı güderler. Sadece sosyal hizmet alanında kurulanları (hastahaneler, çocuk ve yaşlı bakım evleri) toplumsal amaç taşırlar. Aynı durum yabancı sermayeli işletmeler için de söz konusudur. Kamu kesimi işletmeleri ise, ağırlıklı olarak toplumsal hizmet sunarlar. Ancak, kar amaçlı olanları da mevcuttur.

Yabancı sermayeli işletmeler genellikle çok uluslu karakter taşırlar. Devletlerarasında artan ekonomik ilişkiler sonucu kurulmuşlardır. Genellikle dev boyutta olan bu işletmeler hammadde temini, üretim ve pazarlama işlevlerini farklı ülkelerde gerçekleştirirler. Kurucuların bu türlü davranma nedeni değişik ülkelerdeki hammadde, malzeme, işçilik ve vergi gibi kolaylıklardan yararlanma isteğidir.251 Bu

tür işletmelerin ana işletmesi bir ülkede; hammadde temini, üretim ve satış üniteleri farklı ülkelerde kurulur. Çok uluslu işletmeler dünyadaki toplam üretimin yaklaşık yüzde yirmisini denetlemektedirler. İletişim teknolojisindeki gelişim, çok uluslu işletmeleri esnek ve hareketli hale getirmiştir. Daha çok ABD, Japon ve Alman kökenlidirler.252

Yapılan açıklamalardan sonra sosyal sorumlulukla ilgili olarak bir ön çıkarsama yapmak gerekmektedir. İşletmeleri toplumsal amaçlı ve kar amaçlı faaliyette bulunanlar olmak üzere iki sınıfa ayırmak mümkündür. Genel olarak kamu işletmeleri ve az sayıda olsa da bazı özel işletmeler diğerlerine göre toplumsal amaca sahiptirler. Bu toplumsal hizmet sorumluluğu onların varlık nedenleri içinde mevcuttur. Sahip olduklar toplumsal (sosyal) amaç ayrıca sosyal sorumluluk üstlenmelerini gerektirmemektedir denilebilir. Ancak, sosyal amaçlarına ilave olarak sosyal sorumluluk projeleri üstlenmeleri de mümkündür.

Kar amaçlı işletmelerin doğrudan doğruya toplumsal katkı hedefleri yoktur. Bu nedenle sosyal sorumluluk kavramının daha çok kar amacı taşıyan özel ve kamu işletmeleri için önem taşıması gerekmektedir. Yabancı sermayeli şirketler genellikle kar amaçlı olduklarından dolayı sosyal sorumluluk onlar için de ayrı bir önem taşımalıdır.

251

KÜÇÜK, a.g.e., s. 89.

c. Hukuki Yapılarına Göre İşletmeler

İşletmeler hukuki yapılarını tabi oldukları yasaya göre kazanırlar. İşletmeler Türk Medeni Kanunu (dernek, vakıf işletmeleri), Borçlar Kanunu (adi ortaklık), Türk Ticaret Kanunu (şahıs ve sermaye şirketleri), Kooperatif Kanunu (üretim, tüketim, yapı kooperatifleri) ve diğer yasalar (Yabancı Sermaye Kanunu, 440 Sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun) kapsamında faaliyette bulunmaktadırlar. Değinilen düzenlemelerden yola çıkarak şirketler kişi işletmeleri, sermaye işletmeleri ve kooperatifler şeklinde incelenmektedir.

Kişi işletmelerinin temel özelliği alacaklılara karşı olan sorumluluğun sınırsız olmasıdır. Çünkü, ortaklar sadece şirket sermayesi ile değil, kişisel mal varlıklarıyla da sorumlu olmaktadırlar. Kişi işletmeleri; tek kişi işletmesi, adi şirket, kollektif şirket ve komandit şirket türlerinden oluşmaktadır.253

Tek kişi işletmesi bir kişi tarafından kendi sermayesi, emeği ve bilgi birikimi ile kurulur ve faaliyette bulunur. Gelir ve zarar kurucuya aittir. Yapısı gereği bu tür işletmeler sınırlı imkanlarıyla büyümeye elverişli değillerdir. Çünkü büyüme tek kişinin bilgisi, sermayesi ve ömrü ile sınırlıdır. Bu nedenle aşağıda büyüklük ölçüsünde belirtildiği üzere cüce işletme olarak nitelenirler.254

Adi şirket, en az iki kişiden meydana gelir. Kişilerin sermaye ve emeklerini birleştirmeleri ile oluşur. Tüzel kişiliği olmayan bir ortaklık türüdür. Adi şirketler, sözlü ya da yazılı anlaşmalarla kurulmaktadırlar. Her ortağın payı anlaşmada belirlenir.255

Borçlar Kanunu tarafından düzenlenmiş bulunan bu şirket türünün formalitesi sade işleyişi kolaydır. Tek kişi tarafından kurulan işletmelerin sakıncalarını taşımaz. Çünkü, emek ve sermaye bakımından büyüme olanağına sahiptir. Söz konusu üstünlüklerine karşılık bazı sakıncalarından da söz etmek olasıdır. Örneğin, kişisel anlaşmazlıklar nedeniyle çok çabuk dağılabilir. Her ortak şirket borcundan dolayı şahsi mal varlığı ile de sorumlu olmaktadır.256

253

Edip ÖRÜCÜ, Modern İşletmecilik, Gazi Kitabevi, Ankara, 2005, s.23. 254 ALPUGAN, DEMİR, vd., a.g.e., s.62.

255 Reha POROY, Ünal TEKİNALP, Ersin ÇAMOĞLU, Ortaklıklar ve Kooperatif Hukuku, Beta Yayınevi, İstanbul, 1997, s.41., ALPUGAN, DEMİR, vd., a.g.e., s.63.

256 SABUNCUOĞLU, TOKOL, a.g.e., s.78-79.; Mustafa HACIKAMİLOĞLU, Uygulamalı İçtihatlı

Kollektif şirket, bir işletmeyi bir ticaret unvanı altında işletmek amacıyla gerçek kişiler tarafından kurulur. Bir adi şirket sözlü anlaşma ile de kurulabilirken kolektif şirketin yazılı bir sözleşme ile kurulabilmesi gerekir. Adi şirkette ticari işletme kurmak hedefi olmayabilir. Örneğin, piyango biletli alan iki kişi adi şirket ortağı sayılabilmektedir. Ancak, kolektif şirketlerde amaç bir ticari işletmeyi kurmak ve işletmek olması gerekir. Adi şirketlerde bir unvan gerekliği yokken kolektif şirketlerde işletmenin bir unvanı olmalıdır. Nihayet, adi şirketlerde ortaklar şirket sermayesi dışında şahsi mal varlıkları ile doğrudan sorumlu iken kollektif şirketlerde bir alacak nedeniyle önce şirketin sahip olduğu mal varlığına el konulur, alacağın karşılamayan kısmı için ortaklar dolaylı olarak sorumludurlar.257

Komandit şirket, iki ayrı modelin (ortakları sınırsız sorumlu olan ve olmayan şirketler) bir araya gelmesinden oluşan tüzel kişiliğe sahip şirketlerdir. Yazılı sözleşme ile kurulurlar. Ticari işletmeleri ve unvanları vardır. Örnek alındıkları model gereği iki tür ortak tipi bulunmaktadır. İlk grup ortaklar (en az biri) alacaklara karşı sınırsız olarak sorumludurlar (komandite). İkinci grup ise, işletmeye koymayı taahhüt ettikleri sermaye miktarı ile sorumludur (komanditer ortak). Şirket komandite ortaklar tarafından yönetilir.258

Komandit şirketler genellikle az sayıda ortak ve çok miktarda sermayeye gerek duyulduğunda kurulmaktadırlar. Mevcut hukuki yapıları ile kredi kurullarına güven verirler. Bu sebeple, adi ve kolektif şirketlere göre kredi alma şansları daha yüksektir.

Sermaye şirketleri sermaye ağırlıklı işletmelerdir. Kişi işletmeleri varlıklarını sermayeden ziyade kişilere borçludur. Ancak, sermaye şirketlerinde temel dayanak sermayedir. Çünkü, işletme ortaklığı herkese açık olup sermaye getiren herkes şirkete ortak olabilir, gerekli olduğunda payını başkasına devredebilir. Kişiler gider sermaye kalır.

Sermaye şirketleri; anonim şirket, limited şirket ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerden oluşur. Anonim şirketler en az beş ortak ve asgari bir sermaye ile kurulular. Sermaye paylara bölünmüş olup işletme borçlarından

257 ALPUGAN, DEMİR, vd., a.g.e., s.64.

dolayı ortaklar sadece koydukları sermaye ile sorumludurlar. Şirket ise tüm varlığı ile sorumludur.259 Anonim şirket, hisse senedi sahipleri arasından seçilen en az üç kişiden oluşan yönetim kurulu tarafından yönetilir. Yönetim kurulu profesyonel bir yöneticiyi müdür olarak atayabilir. Bu şirketler hisse senedi çıkarma yolu ile halka açılarak sermayelerini büyütebilmektedirler. Hisse senetlerinin yani ortaklık paylarının devri kolaydır. Söz konusu avantajlarına karşı kuruluş formaliteleri fazla ve yönetimi güçtür.260

Limited şirket, en az iki en fazla elli gerçek veya tüzel kişi tarafından asgari sermaye ile kurulurlar. Riskli işlerde ortakların sorumluluğunu sınırlamak için önerilen bir şirket modelidir. Sınırlı ortak sayısı ve hisse senedi çıkaramamaları açısından anonim şirketlerden farklıdırlar.261

En az 5 kişi ile kurulabilen sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketler, kişi işletmelerinden (kollektif) sermaye işletmelerine (anonim) geçiş için uygun bir modeldir. Bu şirketlerin komanditer ve komandite olmak üzere iki tür ortağı vardır. Komanditer ortaklar anonim şirket ortaklarına benzerler. Onlar şirketin çıkardığı hisse senedini satın alan kişilerdir. Şirkette yönetim sorumluluğu alamazlar. Şirketin en az bir ortağının komandite olması gerekir. Kolektif şirket ortaklarına benzeyen komandite ortaklar, şirketin yönetim sorumluluğunu üstlenirler.

Kooperatifler en az yedi ortakla kurulurlar. Gerçek kişiler yanında dernekler ve kamu tüzel kişileri de kurucu olabilmektedir. Kooperatiflerde ortaklar üyelerden oluşur. Üye olmak ve üyelikten ayrılmak serbesttir. Dayanışma amacıyla kurulurlar. Ancak özel işletmeler gibi yönetilirler. Dönem sonunda elde edilen kar ortaklara koydukları sermaye ile orantılı olarak (bir faiz geliri gibi) ödenir.262

Kooperatifler tüzel kişiliğe sahiptirler ancak, şirket değildirler. Kar amaçlı kurulan şirketlerden farkı, karşılıklı yardım ve dayanışma amaçlarına bağlı olarak kurulmalarıdır. Ekonomik bakımdan güçlü olmayan kişileri ortak bir amaç etrafında birleştirirler. Birçok türleri vardır. Üretim kooperatifleri, üyelerinin gereksinim

259

Serpil DÖM, Girişimcilik ve Küçük İşletme Yöneticiliği, Detay Yayıncılık, Ankara, 2008, s. 121,122.

260 POROY, TEKİNALP, ÇAMOĞLU, a.g.e., s.219., HACIKAMİLOĞLU, a.g.e., s.25.

261 Osman Nuri ÇEVİK, Limited Şirketler Hukuku ve Uygulaması, Yetkin Basımevi, Ankara, 2003, s.65.

duyduğu konularda üretim yapmak amacıyla kurulurlar. Tarım satış kooperatifleri, örneğin meyve sebze üreten çiftçilerin ürünlerini bir merkezde toplanarak pazarlanmasını sağlarlar. Tüketim kooperatifleri, ortaklarına ucuz fiyatla ve kaliteli gıda, ev eşyası gibi tüketim mallarını temin ederler. Yapı kooperatifleri, mali durumu konut satın almaya elvermeyen kişiler için ucuz ve kaliteli mesken yapılmasını sağlarlar.263

Yasal yapıları dikkate alındığında, işletmeler içinde özellikle kooperatifler toplumsal amaç gütmektedirler. Diğer işletme türleri, öncelikli olarak kar amacına sahiptirler. Bu nedenle, sosyal sorumluluk kavramının daha çok sermayesi uygun büyüklükte olan şahıs ve sermaye şirketleri için önem taşıdığı ifade edilebilir.

d. Ekonomik Birleşme Açısından İşletmeler

İşletmelerarası anlaşma ve birlikler başlığı altında da ele alınan ekonomik birleşmelerin yasal olan ve olmayan bazı türleri mevcuttur. Yasal olmayanlara örnek karteldır. Yasal olanlara ise holding ve konsorsiyum örnekleri verilebilir.

Karteller aynı konuda çalışan işletmelerin rekabeti ortadan kaldırarak karlarını artırmak üzere üretim ve pazarlama konusunda anlaşmaları ile meydana gelen birliklerdir. Bu tür anlaşmalar genellikle gizli yapılır. Çünkü, devletler kartel anlaşmalarına izin vermezler. Söz konusu nedenle de, birlik kuran işletmeler ekonomik ve hukuki varlıklarını kaybetmezler.264

Kartel anlaşmaları geçici nitelik taşır. Tüketicilere ve rakiplerine karşı güçlü ve etkili olmak amacıyla kurulan kartellerin birçok türü mevcuttur. Mal arzını ayarlayarak fiyat tespiti yapan birliktelikler miktar karteli olarak adlandırılmaktadır. Benzer şekilde, fiyat rekabetini önlemek amacıyla kurulan birlikler ise, fiyat karteli sayılmaktadır. Üye işletmelerin ürünlerini tek elden satma amacıyla kurulanlar pazarlama kartelleridir. Eğer ürünün satıldığı pazar üyeler arasında paylaşılırsa pazarlama bölgesi kartelleri kurulmuş olmaktadır. Aynı hammaddeyi kullanan

263 Orhan Nurı ÇEVİK, Kooperatifler, Seçkin Yayınevi, Ankara, 2003, s.43. 264

Halil CAN, Semra GÜNEY, Genel İşletme, İlkeler, Kavramlar, Kurumlar, Arıkan Basım Yayım, Ankara, 2007, s.158.

işletmeler mal alımlarında rekabeti ortadan kaldırarak düşük fiyatla satın almak üzere satın alma kartelleri kurabilmektedirler.265

Tröst en az iki teşebbüsün, hukuki ve ekonomik bağımsızlıklarına son vererek, oluşturdukları birliktir. Kartellerde olduğunun aksine, sadece ayn işkolunda işletmeler tarafından değil, farklı iş kollarındaki işletmeler tarafından da kurulabilirler. Ayrıca, karteller bağımsız hukuki ve ekonomik varlıklarını korurken, tröstler korumaz.266

Tröstlerin yatırım ve oylama amaçlı olmak üzere iki türü vardır. Yatırım tröstlerinde bir ana işletme kişilerden sermaye toplayarak onu ülke içinden veya dışından menkul kıymet alımı için kullanır. Oylama tröstlerinde amaç aynı işkolunda bulunan işletmelerin yönetimlerini ele geçirmektir. Ana işletme, yönetimini ele geçirmek istediği işletmenin ortaklarına yüksek kazanç vaat ederek, oy hakkını bir vekâletname ile alır.267

Holdingler mevcut işletmelerin yönetimi ve denetimini ele geçirmek amacıyla kurulurlar. Herhangi bir mal veya hizmet üretmek amaçları yoktur. Holding bir ana şirket olup, yönetime yetecek kadar hisse senedini elinde bulundurduğu bağlı şirketleri yönetir. Bağlı şirketler genellikle farklı alanlarda faaliyette bulunurlar. Bazı holdingler hem yönetim hem denetim, bazıları ise sadece denetim görevini üstlenir. Varlık nedenleri bir şahsa veya şirkete ait işletmelerin kontrolü, denetlenmesi ve rasyonelleştirilmesidir. Holdinge dahil olan işletmeler ayrı tüzel kişiliklere sahip olup, üretim ve satış faaliyetlerinde bağımsızdırlar.268

Konsorsiyum (Konsern), işletmeler gerçekleştirilmesi kendi olanaklarını aşan bir siparişi veya projeyi üstlenmek üzere, iki veya daha fazla işletmenin geçici olarak bir araya gelmeleri ile olur. Bir araya gelen firmalar hukuki bağımsızlıklarını korurlar. Ortak bir amaç etrafında geçici bir süre için bir araya gelirler. Örneğin baraj, hidroelektrik santralı, boğaz köprüsü inşaat ihalelerinde durum böyledir. Amaca merkezi bir yönetim altında ulaşıldıktan sonra yani, projenin bitmesi ile konsernler son bulurlar. Alanyazında ayrıca kartel ve tröstleri andıran ancak kendisine ayrı

265 ALPUGAN, DEMİR, vd., a.g.e., s.73. 266

CAN, GÜNEY, a.g.e., s.162. 267 ALPUGAN, DEMİR, vd., a.g.e., s.73. 268 ALPUGAN, DEMİR, vd., a.g.e., s.71.

isimler verilen korner, havuz (pool), yüzük (ring), birleşme (füzyon) gibi işletme anlaşmalarından söz edilmektedir.269

e. Büyüklüklerine Göre İşletmeler

İşletmelerin büyüklüklerine göre ise cüce, küçük, orta, büyük ve dev işletmeler olarak sınıflandırılmaktadırlar. Bu ayırımda ölçü tek olmayıp işçi sayısı, sermaye, kullanılan hammadde, malzeme, enerji ve makine parkı, üretilen ve satılan mal miktarı esas alınmaktadır.270

Cüce işletme, bir kişinin çalıştığı işletmedir. İş hacmi dar olup, geliri çoğu kez bir aileyi ancak geçindirebilir. Toplumsal bir ihtiyacı karşıladıkları için ekonomik yaşamda kendilerine bir yer edinmişledir.271

Küçük işletmeler sınırlı bir alanda ve bir endüstri dalında baskın karakter taşımadan genellikle aile işletmesi olarak faaliyette bulunurlar. Örneğin, çiçekçiler, televizyon tamircileri, güzellik salonları, lokantalar bu niteliktedir.272 Küçük işletmelerin tanımı için farklı yaklaşımlar vardır. Alanyazında 1-5 arasında personel çalıştıran işyerleri küçük sayılırken, Devlet İstatistik Enstitüsü (yeni adı ile Türkiye İstatistik Kurumu=TÜİK) 1-9 ölçüsünü esas almaktadır. Küçük işletmeler az sermaye ile dinamik girişimlere ve piyasaya kolay uyuma olanak tanımaktadır.273 Ancak,

sınırlı sermaye ve işgücü nedeniyle orta ve büyük boy işletmelerin sahip olduğu avantajları bulunmamaktadır.274

Orta ölçekli işletme, 10-50 kişinin çalıştığı işyerlerini ifade eder. TÜİK ise, ölçü olarak 10-24 çalışanı esas almaktadır. Genellikle aile şirketleri ve limited şirketleri şeklinde kurulmakta olup, işveren ve personel bütünleşmesi nedeni ile çalışma barışının kolay kurulduğu işyerleridir. Fiyattan çok kaliteye ve tüketiciye yönelik olarak çalışırlar.275

269

ÖRÜCÜ, a.g.e., s.26-27.

270 Leyla ŞENOL, Vasfi Nadir TEKİN, İşletme Kavramlar, İlkeler, İşlevler, Seçkin Kitabevi, Ankara, 2007, s.51- 58.

271

CAN, GÜNEY, a.g.e., s.112. 272

Samuel C. CERTO, Stewart T. HUSTED, Max E. DOUGLAS, Robert J. HARTL, Busıness, Third Edition, C. Brown Publisher, London, 1990, s,129-130.

273

ÖRÜCÜ, a.g.e., s.18.

274 ŞENOL, TEKİN, a.g.e., 66. Alanyazında küçük işletmelere mikro; orta boy işletmelere küçük; büyük boy işletmelere orta boy diyen yaklaşımlar da vardır. Bkz. DÖM, a.g.e., s. 75, 76.

275 Küçük ve Orta Ölçekteki İşletmelerin tanımı ve ölçütleri için bkz. Rıfat IRAZ, “Küresel Rekabet Ortamında Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmelerin Ulusal Sosyo-Ekonomik Sisteme Katkıları

Büyük işletme, 50 kişinin üzerinde personel istihdam eden işyerleridir. Genellikle anonim şirket şeklinde kurulurlar. Sermayeleri hisse senetleri ile oluşan anonim şirketlerin sahipleri senetlerin kolaylıkla devredilebilmesi nedeniyle değişebilmektedir. Bu boyuttaki işletmeler nitelikli personel istihdam etmekte, modern işletme biliminin gereklerine göre faaliyette bulunmaktadırlar. Sahip olduğu avantajlar yanında tüketici isteklerine uyum zorluğu, talep daralması dönemlerinde mali krize girme gibi dezavantajları bulunmaktadır.276

Dev işletme ise, 2000 den fazla kişinin çalıştığı işyeri olarak kabul edilmektedir. Bu işletmelerin büyüklükleri sadece personel sayısından değil,