• Sonuç bulunamadı

A. İşletme

2. İşletmenin Çevresi

İşletmelerin içinde bulunduğu ortam yakın çevre, genel çevre ve küresel çevre olarak üçe ayrılmaktadır. Yakın çevre kapsamına tüketiciler, mali kuruluşlar, tedarikçiler, sendikalar ve rakipler girmektedir. Genel çevre, teknolojik, sosyo- kültürel, politik, ekonomik ve doğal çevreden oluşur.283 Küresel çevre işletmelerin

faaliyette bulundukları ülkenin dışında kalan coğrafi alandaki çevresidir. Kapsamına ulusötesi rakipler, kültürel değerler, mali kuruluşlar girmektedir.

280

Halis Yunus ERSÖZ, Türkiye’de Kurumsal Sosyal Sorumluluk Anlayışının Gelişiminde Meslek ve Sivil Toplum Kuruluşları, İstanbul Ticaret Odası Yayınları, İstanbul, 2007, s.20.

281 Esma Ülkü KAYA, Muhammed DÜŞÜKCAN, “İhracatçı KOBİ’lerde Sosyal Sorumluluk Faaliyetlerine Katılım” e-Journal of New World Sciences Academy, 2009, Vol:4, No:1, s.4.

282 Küçük ve orta ölçekli bir işletme, çalışanlarına yönelik eğitim programları düzenleyebilir. Bkz. Faruk YAZAR, “KOBİ’ler ve Kurumsal Sosyal Sorumluluk Yaklaşımı” dosya Sosyal Politikalar, 12 Ocak 2009, s.144.147. http://www.musiad.org.tr/img/yayinlarraporlar/cerceve dergisi_49_23.pdf Erişim: 1.7.2009.

283

Ömer TORLAK, Pazarlama Ahlakı Sosyal Sorumluluklar Ekseninde Pazarlama Kararları ve Tüketici Davranışlarının Analizi, Beta Yayınevi, İstanbul, 2001, s.5.

Şekil 4: İşletme ve Çevre Şartları İŞLETME POLİTİK ÇEVRE SOSYAL ÇEVRE EKONOMİK ÇEVRE DOĞAL ÇEVRE YASAL ÇEVRE TEKNOLOJİK ÇEVRE

Kaynak: MÜFTÜOĞLU, a.g.e., 2005, s.

Teknolojik çevre üretim ve hizmet çabaları belirli tekniklere göre gerçekleştirilmektedir. Bu teknikler çalışılan alana göre değişmektedir. Örneğin imalat, haberleşme, taşıma, muhasebe teknikleri gibi. Faaliyet alanına ilişkin kullanılan teknikler birden fazla ise, işletmeci aralarında bir seçim yapmak zorundadır. Bu seçim işletmenin verimliliğini, karlılığını etkileyecektir. Seçim doğru yapıldığında işletme varlığını sürdürüp gelişebilecek; yanlış yapıldığında ise, diğerlerinden geri kalacak, hatta kapatılması gerekebilecektir.

Sözü edilen teknikler teknoloji olarak tanımlanabilir. İşletmelerin yapılarına uyan en uygun teknolojiyi uygulayabilmeleri için faaliyet alanlarına ilişkin yurt içi ve yurt dışı fuarlara ve sergilere katılmaları, yerli ve yabancı yayınları izlemeleri gerekir. Seçilen teknoloji işletmeyi etkilediği gibi, işletmelerde yeni üretim tekniklerinin kaynağı olabilirler. Bu durum, özellikle araştırma ve geliştirme (Ar-Ge) birimi olan büyük boy işletmeler için geçerlidir. Yenilik konusunda aktif olan şirketler piyasanın en başarılı işletmeleri olmaktadır.284

Sosyo-kültürel çevre, işletmenin bulunduğu coğrafi alanda yerleşik olan nüfusun ayrıca, mal ve hizmetleri tüketen kişilerin davranış biçimlerini ifade etmektedir. Kişilerin ait oldukları katman, dini inanışları, kültürel düzeyleri ürünlere olan talebi etkileyecektir. Örneğin, İslami bir coğrafyada domuz eti üretimi hoş karşılanmayacak ve ürünlerine talep olmayacaktır. Çevreye duyarlı olan bir ortamda bir taş ocağı işletmesi zorluklar yaşayacaktır.

Politik çevre, işletmelerin siyasi iktidarla olan ilişkilerini kapsamaktadır. Hükümetler işletmeleri ilgilendiren birçok hukuki ve idari işlemler yapmaktadırlar. Yatırım teşvikleri, vergi indirimleri, sigorta primi kolaylıkları başlıca örnekleridir. İhracat ve ithalat sınırlamaları, gümrük düzenlemeleri önceki örnekler gibi işletmeleri doğrudan etkileyen politik kararlardır. Ayrıca, tüketicilere ve çevreye yönelik olarak alınan kararlar işletmeleri dolaylı olarak etkilemektedir. 285

Ekonomik çevre işletmelerin içinde bulundukları ekonomik yapıyı ifade eder. Ülkenin piyasa tipi (tekel, serbest rekabet), ekonomik göstergeler (ithalat, ihracat, enflasyon …), ülkedeki yerli ve yabancı sermaye hareketleri, kişilerin tasarruf ve tüketim eğilimleri, milli gelir dağılımı işyerlerinin faaliyetlerini etkilemektedir. Diğer yandan, işyerlerinin ekonomik etkinlikleri de ekonomik çevreyi etkilemektedir.286

Doğal çevre işletmelerin içinde bulundukları coğrafya ile olan bağlantılarını anlatır. Bu bağlantı iki yönlüdür. İlk olarak, çevreden elde edilen hammadde üretimi sağlamaktadır. Gerekli hammadde doğada olduğu sürece, işletme varlığını sürdürebilecektir. Örneğin, bir taşkömürü işletmesi kaynakları tükeninceye kadar faaliyette bulunabilecektir. İkinci olarak, üretim süreci içinde ortaya çıkan atıklar ve ayrıca ürünün kendisi çevreyi olumsuz etkileyebilecektir. Zehirli sıvı ve gaz atıkları, özellikle içinde asbest bulunan ürünler, tabiata ve insanlara zarar verecektir.

Yasal çevre işletmeyi ve paydaşlarını saran mevzuatı ifade eder. İşletmeler kurulma kararı verildikleri andan itibaren yasal mevzuatla karşı karşıya kalırlar. Faaliyet konusu, kuruluş yeri seçimi, inşa edilen tesis ilgili mevzuat dikkate alınarak gerçekleştirilir. Kuruluş öncesinde olduğu gibi işletmelerin faaliyete geçmeden önce de ilgili makamlardan izin almaları gerekir. İşyeri faaliyete geçtiğinde işçi

285

ATAMAN, a.g.e., s.7-8.

çalıştırmakta ise, ayrıca çalışma mevzuatı da dikkate alınmaktadır. İşletme bir tüzel kişiliğe sahip ise, bu tüzel kişiliğin gerektirdiği ticaret hukuku hükümlerine uyma zorunluluğu bulunmaktadır. Ürün ve hizmetlerin onlara ilişkin kurallara uygun olarak tüketiciye sunulması gerekir.

İşyerleri sadece kurulma sırasında değil, faaliyette bulunurlarken de, çevreyi korumak zorundadırlar. Ayrıca, tüketiciler mevzuat ile en az çevre kadar koruma altına alınmışlardır. Şirketler faaliyetlerinde, sözü edilenlerin dışında, diğer paydaşları ve bağlantı yasal düzenlemeleri dikkate almak zorundadırlar. Rakip işletmeler bakımından haksız rekabet; devlet bakımından vergi ve sigorta mevzuatı bilinmesi ve uygulanması gereken düzenlemeler bütünüdür.

Sözkonusu işletmeye ve paydaşlarına ilişkin olarak dikkate alınması gerekli olan mevzuat alanyazında faaliyet alanını kısıtlama, faaliyetleri zorlaştırma olarak görülebilmektedir. Teşebbüs özgürlüğünü engelleyecek ve anlamsız bürokrasi oluşturan düzenlemelerin varlığı halinde sözü edilen görüş doğru sayılır. Ancak, düzenleyici kuralların olmadığı, faaliyetleri tamamen serbest bırakan bir işletmecilik anlayışı da, önce işletmeye sonra da paydaşlarına zarar verecektir. Bu nedenle, işletme ve toplum menfaatleri arasında denge kuran bir yaklaşımın tercih edilmesi uygun olacaktır.287