• Sonuç bulunamadı

Orta Doğu’da faaliyet göstermeden önce muhakkak ki ABD Osmanlı arşivlerinde yaptırdığı çalışmalardan faydalanmıştır. Osmanlı’da bu bölgede kalmak için çoğu zaman yüksek bedeller ödemiş hatta bu hususlar halk müziğinde (Yemen Türküsü) eşsiz yerleri alan türkülerde günümüzde de fark edilmektedir. Osmanlı bölgede kaldığı süreç içersinde bölge halkıyla aynı dini paylaşmalası ve Arap kavminin asabiyetini kaybetmiş olması nedeni ile İslamın savunuculuğunu yapan ve bir ptre çizerek 400 yıl bölgenin istikrarına katkıda bulunmuştur. Ancak gerileme dönem ile birlikte ekonomik ve teknolojik eksikliği telafi edecek undurlar bulamaması nedeni ile bölgeden birere birer çekilmek zorunda kalmıştır.

Günümüzde Amerika’da aynı kaderi yaşamamak için GOKAP’ı uygulamaya koymuştur. Amerika’nın Irak ve Afganistan ve ne de Orta Doğu çevresindeki diğer askeri operasyonları ekonomik anlamda kârlıdır. 207 Oda kendinden önceki süper güçler gibi tüm külfetlere rağmen bölgeyi kontrol etmek istemektedir. Bunda çokda haklıdır. Günümüz her ne kadar tek süper güç görünümünde isede tüm dünyanın da bildiği gibi çok kutupluluk kendini iyiden iyiye hissettirmektedir. Bu bağlamda diğer süper güç adaylarını kontrol etmek için bölgenin kaynaklarını kontrol etmesi zaruridir.

Ancak ABD’nin gözden kaçırdığı bir husus vardır. Bu coğrafyada halen tüm etnik grupların etnik mobilizasyonu az yada çok hareketlidir. Ayrıca bölgede demokrasi geleneğinin olmaması nedeni ile aşiret dayanışması her an bölgenin statükosunu değiştirmeye hazırdır. Moğolların istilasından sonra Türkler arasında erimesi, bölgede tutunamamak endişesi ile gelenlerin hiçte istemeden başvurdukları bir yöntemdi. Acaba ABD bölgeye girmiş ve tutunabilmişmidir? Bu sorunun cevabı Irak’ta ve Afganitan’da ortadadır. Knedinen önceki süper güç İngiltere’den dahi daha az bölge etnik yapısı hakkında bilgiye sahiptir. Her ne kadar Halil ZAD gibi adamlarını kullanarak bölge coğrafyasında hareket etmeye çalışsada tüm coğrafyayı bir resim olarak görebilecek tarihi geçmişten yoksundur.

GOKA projesini uygulamaya koyduğu 2003’ten beri görünen odur ki bölge bu projeyi daha fazla taşıyamayacaktır. Amerika bir şekilde Orta Doğu’da stratejik çıkarlarını karşılamaz

207 KOÇ Şanlı Bahadır, “İyi, Kötü ve Çirkin: Amerika’nın Orta Doğu Politikaları” Strateik Analiz, Ocak 2002, s.9-14

hale gelen ve antitezini üretmeye başlayan208 projesini rafa kaldırmak veya düzenlemek zorunda kalacaktır.

Amerika daha önce Avrupa’da uygulamaya koyduğu Marshall planı 209 ile başarı sağlamış olabilir ancak görünen o dur ki bölge ile ne dini, ne etnik, nede tarihsel bağlarının yoksunluğu GOKAP’i yeniden değerlendirmeye tutmasını gerektirmektedir. Bu coğrafya gelen herkezi barındırmamıştır. ABD gelirken ileri sürdüğü demokrasi söyleminden daha ilk başta uzaklaşmıştır. Bu hatalı Proje Bağdat’tan dönmek üzeredir.

Stratejik seviyede yaptığı hata bölgedeki müttefik olarak seçtiği etnik grupların nüfus ve coğrafi konumları itibarıyla uygun olmamasıdır. İsrail etnik mobilizasyonu yüksek bir topluluktur. Ancak bölgede kendi emelleri vardır ve ABD’nin planlarını bozmasına müsaade etmeyecektir. Diğer yandaş etnik grup olan Kürtler ise hızla şehirleşmektedir. İbni Haldun’un da belirtiği gibi şehir hayatı asabiyet duygusunu köreltmektedir. Bu kapsamda geriye kalan tek etnik grup Türkler’dir. Türkler ise kafasına çuval geçirildiği günden buyana gözleri açılmıştır. Sürekli olarak önünü görmeye ve geçmişten aldığı derslerle hareket etmeye çalışmaktadır.

Bunların farkında olan ABD GOKAP kapsamında bölgede devlet dışı güç merkezlerini kontrol etmeye çalışmaktadır.Bir zamanlar Tocqueville’in Amerika’da despotizme karşı geliştirdiği eylem planı niteliğindeki, halkın yerel meselelerinin çözümü sürecine aktif olarak katılmasını öngören düşüncesi210 gibi yerel STK’lar, Dernekler, kadınlar ve gençler bölge ulus devletlerinin yıkılması pahasına desteklenmektedir. Bölge halkının yönetime katılımını211 sağlamak ve böylelikle halkın yönetimler üzeründeki etkisini artırmak amaçlı çalışmaların sonucunun çokta ABD’nin istediği gibi olacağı beklenmemelidir. Kısa vadede bölge ülkelerini ve etnik gruplarını nötralize etsede uzun vade bunların bölge üzerinde oluşan dönüşümün ürünleri olacağı göz ardı edilmemelidir.

“Bununla beraber, Orta Doğu’nun bu yoğun kültürel değişim sürecinden çok temel sosyal genlerinin sevkiyle orijinal ürünler çıkarmak suretiyle kendini yenileyeceği ve daha güçlü bir kültürel dinanizme kavuşacağı öngörülebilir. Değişim, kaynağı dışarıdan ve üstten aşağı yani

208 ERKMEN Serhat, “ABD’nin Orta Doğu’da Değişim İhtiyacının Nedenleri”, Stratejik Analiz, Mart 2003, s.21.

209 KULOĞLU Armağan, SALKAYA Fatma Elif, “Büyük Orta Doğu Projesi ve Türkiye” Stratejik Analiz, Nisan 2004, ss.24-25.

210 Lindholm,Charles, “İslami Orta Doğu”, Çev. Balkı Şafak, İmge Yayınevi, İstanbul 2004, ss. 446. 211 COOKE Bill ve KOTHARİ Umma (Ed.), “Katılım: Yeni Bir Zorbalık mı?”, Çev. Ahmet Çiğdem, Demokrasi Kitaplığı, İstanbul, 2002.

askeri ve siyasi olup, en belirgin tesirini kültürü değiştirmek şeklinde gösterebilecektir. Bununla beraber meydana gelen kültürel ürünler, değişimin kaynağı olan harici güçlerin kültürlerini değil, yine ve yeniden Orta Doğulu kültürleri anımsatacak, bunların bir yeni açılımı olacaktır. Kültürde otantikliğin küreselleşen dünyada artık orijinal kökenlerde değil, orijinal ürünlerde aranması gerektiği hesaba katılırsa, Orta Doğu için kültürel bir emilmeyi ve sönmeyi öngörmek güçtür. En nihayetinde bütün bu kapsamlı ve yoğun bölgesel değişim sürecinin kısa vadede küresel güçlere hizmet etse bile, uzun vadede Orta Doğulu toplumların sosyal bünyesini yine kendi kurumlarına hizmet etmek ve yine kendi sosyal ve kültürel değerlerini üretmek üzere besleyeceğini öngörmek mümkündür. Uzun vadede toplumsal gelişimin tabii seyri, kısa vadeli projelere baskın gelecektir. Çünkü en büyük proje toplumsal canlılığın bizzat kendisidir.”212

GOKAP’in geleceği:

Büyük bir gürültüyle başlayan GOKAP kendi içerisinde tutarlı olmasına karşı kullanıcının yetesizliğinden ve öngörüsüzlüğünden dolayı bitme noktasına gelmiştir. Geçenlerde Başbakanlık başdanışmanı olan Ahmet DAVUTOĞLU Le monde’e verdiği demeçte GOKAP’in bitiğini belirtmiştir. Bu aslında uzun süre kalp masajı yapılan fakat ölümü kesinleşen hasta için doktorun ölüm saatini ilan etmesinden başka bir şey değildir. “2003 sonrası Suriye rejiminin devrilmesi taleplerinin yerini politika değişikliği talepleri almıştır. Aralık 2008'de ABD Savunma Bakanı Gates de İran'da rejim değişikliği peşinde olmadıklarını, siyaset değişikliğinin yeterli olacağını söylemiştir. Demek ki ABD, hedeflerinden birer ikişer sapmaktadır. Bu da BOP çökmeden önce hedeflerinin çöktüğünü gösteriyor.”213

Eğer içini dolduran söylemlerin yarısı uygulanabilseydi bugün hale GOKAP uygulanabilir düzeyde olurdu. Ancak çıkaralara dayalı projelerin ömürleride uzun olmuyor. Ancak bugünlerde kendi içinde Obama çılgınlığına yaşayan ABD eninde sonunda bunun farkına varacaktır. Hatta göreve başlamadan önce Obama tarafından gayri resmi yollarla şer ekseni olarak görülen ülkelerle görüşmeler yapıldığı basına sızmaktadır. Bunlar ABD ‘nin uyanmakta olduğunun göstergesidir.

212Bkz. (2), a.g.e., s.88.

213http://www.timeturk.com/Mustafa-Ozcan-BOP-sahiden-coktu-mu-6952-yazisi.html, 22 Aralık 2008 tarihinde Ulaşılmıştır.

Bu bağlamda GOKAP’in bittiği ve rafa kaldırıldığı düşünülebilir ancak, tüm çevrelerinde kabul ettiği gibi ancak rafa kaldırılmış veya değişime uğramış olabilir. Yoksa Ortadoğu ve Kafkaslar yerinde duruduğu sürece, etnisite hareketlilikleri devam ettiği sürece bu coğrafyada değişim ile dönüşümün ister dıştan, ister içerden olsun bitmesi beklenmemelidir.

Bu coğrafyada bukadar çok etnik grup arasında yaşarken anlamlandırlmasada bölge kendi içinde bir paradoks barındırmaktadır. Her zaman güçlü olan kazanırın, bazende zamanı gelen kaybeder ile eşdeğer olduğu bir coğrafyadır. Osmanlı zamanı geldiğinde kaybetmiştir. İbni Haldun’un tarifi ile her devlet insan gibidir. Doğar, büyür ve ölür. ABD’nin içinde bulunduğu durum acaba by-pass ameliyatı sonrası durumudur bunu zaman gösterecektir.

Son olarak süreç devam etmektedir. Bölgede ki tüm etnik gruplara ilk ivme verilmiştir. GOKAP coğrafyasında yaşayan toplumlar uyandırılmış ve uyarılmıştır. Bu ilk hareket ancak Büyük İskender tarafından başlatılan değişim gibi yeni bir dönüşüm ile duracatır. Bu dönüşüm kimin yararına olacaktır. Onu hep beraber göreceğiz.

Outline

Benzer Belgeler