• Sonuç bulunamadı

Ürdün: Orta Doğu'nun petrolsüz ülkesi olan Ürdün'ün incelemesine nüfus ve etnik

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

5. TÜRKİYE’NİN BÖLGE KOMŞULARININ SOSYOLOJİK İRDELENMESİ VE GOKAP’IN ÜLKELER ÜZERİNE ETKİSİ

5.5. Ürdün: Orta Doğu'nun petrolsüz ülkesi olan Ürdün'ün incelemesine nüfus ve etnik

yapısını araştırarak başlayacağız.

Tablo-5 (Ürdün’nün Demografik, Etnik ve Dini Yapısı)

Nüfus: 6.053.193 (2007 verileri), Nüfus artış Hızı: %2.2412 (2007 verileri)

Et

ni

k G

rupl

ar % Nüfus Sünni Şii Hıristiyan

Araplar % 98 5,932 milyon %92 %1 %6 Çerkez % 1.2 72.638 Türk % 0.7 42.372 Kürt Az sayıda --- Kaynak: (https://www.cia.gov/library/publications/the-world-factbook/geos/sy.html)

5.5.1. Nüfus Bilgileri ve Etnik yapı: Nüfus: 6,053,193 (Temmuz 2007 verileri)'dir. Nüfus

artış oranı: % 2.412 (2007 verileri)'dir. 90 Ülkede % 98 Arap, % 1.2 Çerkes, % 0.7 Türk, az sayıda da Kürt vardır. Arapların önemli bir kısmı Filistin asıllıdır. Nüfus ve Sosyal Hayat 5,153,378 nüfuslu Ürdün halkının % 62’si şehirlerde, % 35’i köylerde, % 3’ü göçebe olarak yaşar. Ürdünlülerin büyük çoğunluğu Arap’tır. Ürdün Nehrinin batı tarafına yerleşen İsraillilerden sonra, en büyük azınlık grubu 250.000 civarındaki Çerkez ve Çeçenlerdir. Bunlar 19. yüzyılda Rusya’nın Kafkasya’yı işgali üzerine Osmanlılar tarafından Ürdün’e yerleştirilen Kafkasyalılar olup, Ürdün’ün ekonomik ve sosyal hayatında önemli bir rol oynamaktadırlar. Diğer azınlık grupları Ürdün Nehrinin batısında yaşayan Asuriler ve Ermenilerdir. Ülkede ayrıca az sayıda Kürt, Türk, İranlı ve Yahûdi vardır. Etnik azınlıklar Ürdün halkına intibak etmiş olup, büyük çoğunluğu Arapça konuşmakta veya kendi dilinden başka Arapçayı da bilmektedir.91

5.5.2. Din: Sünni Müslümanlar %92, Hıristiyan %6 (çoğunluğu Grek Ortodoks, Katolik,

Suriye Ortodoks, Ermeni Ortodoks, Protestan), diğer %2 (Bahai (Şii), Yahûdi ve Dürzidir.) Ürdün halkının % 58’i okuma-yazma bilmektedir.92 (2001 verileri) Ancak parlamentoda hıristiyanlara % 10 oranında kontenjan tanınmaktadır.93

90https://www.cia.gov/library/publications/the-world-factbook/geos/jo.html , 24 Kasım 2007. 91http://www.vahdet.com.tr/ , 08 Ekim 2008.

92http://www.2023bilgitoplumu.com/detay.asp?id=431 , 28 Kasım 2007. 93http://www.davetci.com/d_ulke/isl_ulke_urdun.htm , 01 Eylül 2008

5.5.3. Tarihi: Bugünkü Ürdün toprakları Hz. Ömer döneminde İslam devletine katıldı.

12. yüzyılda bir süre Haçlıların işgali altına girdi. 1187'de Haçlılardan kurtarıldıktan sonra sırasıyla Eyyubilerin, Fatımilerin ve Memlüklerin elinde kaldı. Memlüklerden sonra 1517'de Osmanlı Sultanı Yavuz Sultan Selim tarafından alınarak Osmanlı topraklarına katıldı. 1831- 1840 yılları arasında Mısır'da Osmanlıya başkaldıran Mehmed Ali Paşa'nın hâkimiyetine geçti. Bu ara dönem dışında Ürdün toprakları 1917 İngiliz işgaline kadar Osmanlıların elinde kaldı. İngilizlerin Filistin ve Ürdün topraklarını işgal etmesine, kendisine Arap yarımadasının krallığının verileceği vaadlerine kapılan Şerif Hüseyin de yardımcı oldu. İngilizler, 1921'de Şerif Hüseyin'in oğlu Şerif Abdullah'a Ürdün Nehri'nin doğu tarafındaki topraklarda yarı bağımsız bir emirlik kurdurdular. Bu emirlik İngiltere'nin kontrolü altındaydı. İngiltere 1946 Londra anlaşması gereğince Ürdün'ün bağımsızlığını tanıdı. İngilizlerin Ürdün üzerindeki çıkarlarını koruma görevini üstlenmiş olan Abdullah'a da Ürdün krallığı payesi verildi. Kral Abdullah, 1951'de yine İngilizler tarafından öldürtüldü. Yerine oğlu Talal geçti. Fakat daha sonra akli dengesi yerinde olmadığı gerekçesiyle Talal'dan, krallığı bırakması istendi. O da 1952'de makamını oğlu Hüseyin'e devretmek zorunda kaldı. Kral Hüseyin ülkede bir denge politikası uygulamaya çalıştı. Başlangıçta parlamenter sisteme dayalı bir krallık rejimi kurmak istedi. Fakat kendi yetkilerinden taviz vermek istemediğinden ilk seçimlerden sonra oluşturulan parlamentolar sembolik bir demokratik kurumdan ibaret kaldı. Kral 1967 Arap - İsrail savaşının hemen ardından parlamentoyu kapattı. Bu parlamento ancak 9 Ocak 1984'te bir araya gelebildi. Genel seçimler ise ancak 8 Kasım 1989'da yapılabildi. Ürdün kralını böyle bir seçim yapmaya da 18 Nisan 1989'da patlak veren olaylar zorladı. Ürdün yönetiminin Nisan 1989'da, IMF ve Dünya Bankası'nın istekleri doğrultusunda parasını % 50 oranında devalüe etmesi bir hafta süren geniş çaplı bir halk ayaklanmasına yol açtı. Kral halkını ancak bazı vaatlerle yatıştırabildi. Bu vaatlerin arasında serbest seçim yapılması da vardı. Bu doğrultuda 8 Kasım 1989'da gerçekleştirilen genel seçimlerde 80 kişilik parlamentoya, İslami hareketten 22'si Müslüman Kardeşler'den olmak üzere 33 kişi girebildi. İslami hareketin sonraki yıllarda daha da güçlenmesi üzerine yönetim seçim sistemini değiştirdi. 94

5.5.4. Dış problemleri: Ürdün, İsrail yönetiminin işgali altında bulunan topraklarla en

geniş sınıra sahip ve en çok sayıda Filistinliyi barındıran bir ülke olması itibariyle sürekli İsrail tehdidi altındadır. Ekonomik yönden dışa bağımlılığı bu tehdidi daha da etkili

kılmaktadır. Ürdün yönetimi Batı Şeria üzerinde herhangi bir hak iddia etmiyor ve İsrail'le barışı destekliyor. Ürdün'ün Körfez Savaşı'nda Irak'ın yanında yer alması karşı cephede yer alan Arap ülkeleri tarafından yalnız bırakılması sonucunu doğurdu. Ürdün'ü söz konusu savaşta Irak'ın yanında yer almaya biraz Amman yakınlarındaki Zerka'da bulunan petrol arıtma tesislerinde Irak'tan gelen ham petrol arıtması ve petrol ihtiyacını tamamen buradan karşılımasıdır. Ama Ürdün'ün Irak'ın yanında yer alması petrol kaynağının kesilmesini önleyemedi. Irak'a uygulanan uluslararası ambargo dolayısıyla bu ülkenin Ürdün'e petrol pompalaması önlendi. Ürdün Körfez Savaşı'ndaki tutumu yüzünden içine düştüğü yalnızlıktan kurtulabilmek için bazı dostluk operasyonlarında bulundu ve bu operasyonlar büyük ölçüde başarılı oldu. İsrail'in çıkarlarını koruyan ABD de Ürdün'ün bu konumundan yararlanarak onu İsrail'le şartsız barış yapmaya zorladı. Ürdün yönetimi ABD'nin baskısına boyun eğmek ve kendinden istenenleri kabul etmek suretiyle uluslararası platformda yalnızlığını kısmen giderdi. Ancak bu kez kendi halkını karşısına almak zorunda kaldı. Öte yandan bazı siyasi meseleler dolayısıyla Irak'la da arası açıldı.

5.5.5. İç problemleri: Ürdün'ün en önemli iç problemi Filistinli mülteciler sorunudur.

İsrail'in 1967 savaşında Filistin'in Batı Yaka bölgesini işgal etmesi üzerine bu bölgede yaşayan Filistinlilerin çoğu Ürdün'e iltica etmek zorunda kaldı. Bunların çoğu hala mülteci kamplarında yaşamaktadır. Bu kamplarda yaşayan mültecilerin çoğu da işsizdir. Ürdün, belki Ortadoğu Arap ülkeleri içinde vatandaşlarına en geniş özgürlükleri tanıyan bir ülkedir. Ama ülke yönetiminin dış politikada ABD ve İsrail çıkarlarını gözetme gereği duyması halkın tepkisine ve bir yönetim - halk uzlaşmazlığına yol açmaktadır.

5.5.6. İslami Hareket: Ürdün'deki İslami cemaatler içerisinde en güçlü ve en yaygın

olanı Müslüman Kardeşler'dir. Müslüman Kardeşler'in dışında kalan İslami cemaatlerin ileri gelenleri arasında Hizbu't-Tahrir, Tebliğ Cemaati, selefiler ve çeşitli tasavvufi tarikatlar var. Hizbu't-Tahrir geçmişte bir süre Müslüman Kardeşler içinde kalmış ancak daha sonra kendine özgü birtakım fikirlerinden dolayı bu cemaatten ayrılmış olan Takiyyuddin en-Nebhani'nin kurmuş olduğu bir cemaat.

“Arap dünyasının her tarafında etkisini gösteren Selefilik hareketi Ürdün'de önemli oranda etkili. Selefiler sayıca çok olmasalar da düşünceler üzerinde etkililer. Ürdün'de selefilik akımının yayılmasında en çok bu hareketin liderlerinden olan Nasıruddin el- Albani'nin çalışmaları etkili oldu. Tasavvufi tarikatlar içinde en yaygın olanı Şazeliye tarikatı. Ürdün'deki İslami Hareket İslami bankacılık alanına da girmiş bulunuyor. Bu amaçla Ürdün İslam Bankası kuruldu.95

5.5.7. GOKAP’in Ürdün Değerlendirmesi: ABD müttefiği Ortadoğu Ülkesi.

Ürdün, ABD’nin bölgedeki en yakın müttefiki ve İsrail ile en iyi ilişkisi olan Arap devleti konumundadır. Ürdün ayrıca bölgede ABD’nin politik arayışları paralelinde bir tutum içerisindedir. Körfez Harbi sırasında ekonomik nedenlerden dolayı takındığı politik tutumdan kurtulmuş gözükmekte ve İsrail’in güvenlik politikasına hizmet etme yönünde girişimle göstermektedir. ABD tarafından aldığı yardımlarla ayakta duran ekonomisi, petrolsüz bir ülke olması nedeni ile tek kaynak olarak görülmektedir.

İran-İsrail çatışmasında İran tarafından hedef ülke olarak algılanması pek tabidir. Bunun yanında Şii Hilali tanımlaması yapan ülke olması nedeni ile Sünni çoğunluğu ile Şii İran’a karşı Sünni kartının oynanması gereğine inanmaktadır. Bu nedenle bölgede GOKAP hedeflerine hizmet etmeye devam edeceği değerlendirilmektedir.

“İran ve Ürdün’ün Orta Doğu güvenlik sistematiği ve yapılanması konusunda zıt kutuplarda yer almalarına sebebiyet vermektedir. İki ülke ilişkilerinin potansiyel gerginlik öğelerini barındırmasının yanı sıra, yakın zamandaki bazı olaylar Ürdün ve İran ilişkilerini fiili olarak gerginleştirmiştir. Yaser Arafat’ın ölümünün ardından Ürdün, Filistin-İsrail sorununda kalıcı bir çözüm arayışına girmiştir. Filistin sorunun geleceği ve nasıl çözüleceği konusu İran, Ürdün ve birçok Arap devleti arasındaki ilişkileri etkilemektedir. İran-Ürdün ilişkilerini etkileyen bir diğer faktör Irak konusudur. Ürdün, İran’ın Irak’ta istikrarsızlık faktörü ve Şiiliğe dayalı bir İslam devleti kurma arayışında olduğuna inanmaktadır. Ürdün ve birçok Arap devleti, İran'ın nükleer çalışmalarından rahatsızlık duymaktadır. “96

95http://alimingulleri.net/index.php?option=com_content&task=view&id=665&Itemid=143, 29 Kasım 2007. 96KESKİN Arif, http://www.asam.org.tr/tr/yazigoster.asp?ID=346&kat1=5&kat2=, 02 Aralık 2007, İran-Ürdün

“İki ülke ilişkilerini etkileyen başka bir neden de, İran’ın iç siyasal hayatında muhafazakarların güç kazanmaya başlamasıdır. 1997’den beri iktidarda bulunan Hatemi ve Reformcu bloğun başarısızlığının ardından Muhafazakar blok yükselişe geçmiştir. İran siyasi hayatında muhafazakar bloğun yükselişi, birçok Arap devleti gibi Ürdün için de endişe kaynağı olmuştur. 97

97KESKİN Arif, http://www.asam.org.tr/tr/yazigoster.asp?ID=346&kat1=5&kat2=, 02 Aralık 2007, İran-Ürdün

Outline

Benzer Belgeler