• Sonuç bulunamadı

1.2 Siyasi Parti

1.2.2 Siyasi Partinin Kökenleri

Ġnsanların siyasetle iliĢkisi eski olmasına rağmen bugünkü anlamda siyasi partilerin toplum hayatında var olmaları daha çok yenidir. Siyasi partiler ilk olarak eski Yunan‟da görülmekle birlikte, günümüz anlamlarıyla 19. yüzyılın ortasına doğru ortaya

çıktığı bilinmektedir43

.

39

Gencay ġaylan, ÇağdaĢ Siyasal Sistemler, (TODAĠE Yayınları, Ankara, 1981), s. 5.

40

KAPANĠ, a. g. e. , s. 126.

41

Resmi Gazete, (24 Nisan 1983).

42

Suavi Tuncay, Parti Ġçi Demokrasi ve Türkiye, (Ankara, Gündoğan Yayınları, 2010), s. 27.

43

14

Siyasal parti kavramı uzun bir geçmiĢe sahiptir. Roma Ġmparatorluğu döneminde bu kavram, Senato tarafından kontrol edilen Ģeref payelerini, ücretleri ve terfileri tartıĢmak için asillerin (Optimates) ve halkın (Populares) bir araya gelmelerini

anlatmakta kullanılıyordu44

.

Duverger, siyasal partilerin doğuĢunu “parlamento içinde doğan partiler” ve

“parlamento dıĢında doğan partiler” Ģeklinde bir ayırıma tabi tutmuĢtur45. Bu ayrımdan

birincisi olan parlamento içinde doğan partiler, önce parlamento guruplarının ortaya çıkması, sonra seçim komitelerinin belirmesi ve nihayet bu iki unsurun arasında devamlı bir bağlantı kurulması ile oluĢmuĢtur. Ġkinci ayrım yani parlamento dıĢında doğan partiler ise, fikir kulüpleri, halk kulüpleri, gazeteler gibi gurup ve derneklerin desteği ile veya bu guruplar etrafında oluĢmuĢtur. Bunlar parlamentoda temsil edilme imkânına kavuĢamamıĢ sendikalar gibi sosyal güçler ve sınıflar tabanına

dayanmaktadır46

.

Tarihi bakımdan çağdaĢ nitelikteki ilk siyasi parti örgütlenmeleri, değiĢik ve kendine özgü koĢullarda ABD‟de gerçekleĢmiĢtir. Bu ülkede halen faaliyette bulunan iki büyük partinin ortaya çıkıĢları, Federal Anayasanın kabulü ile birlikte 18. yüzyılda gerçekleĢmiĢtir. 1787 tarihli Federal Anayasanın hazırlanıĢı sırasında oluĢan federalist

ve antifederalist gruplar iki siyasi partinin doğuĢuna da temel etken olmuĢtur47

.

Siyasi partiler batılı toplumlarda 19. yüzyılda meydana gelen bazı sosyo-politik geliĢmeler sonucunda ortaya çıkmıĢtır. Avrupa ülkelerinde tarihi geliĢim sürecinde geniĢ halk kitlelerinin oy hakkını elde etmesi, siyasi iktidarın kuruluĢunda söz hakkına sahip geniĢ bir seçmen topluluğunun ortaya çıkmasına sebep olmuĢtur. Dar ve kapalı bir yönetici elitin hegemonyasının sona ermesi sonucunu doğuran bu geliĢme siyasi partilerin doğuĢunda da en önemli faktör rolünü oynamıĢtır. Gerçek partiler ortaya çıkalı yüzyıl bile olmamıĢtır. 1850‟de dünyanın (Amerika dıĢında) hiçbir ülkesi kelimenin bu

44

Ali YaĢar Sarıbay, Siyasal Sosyoloji, (2. Baskı, Ġstanbul, Der Yayınları, 1994), s. 114.

45

KAPANĠ, a. g. e. , s. 162.

46

Maurice Duverger, Siyasal Partiler, Çev: Ergün Özbudun, (4. Baskı, Ankara, Bilgi Yayınları, 1993), s. 16.

47

Fevzi Demir, Siyasi Parti Sistemleri ve Türk Siyasi Partiler Kanunu, (Ġzmir, EGĠAD Yayınları, 1997), s. 5.

15

günkü anlamında siyasal partileri tanımıyordu. Buralarda fikir akımları, halk kulüpleri,

felsefi dernekler ve parlamento grupları vardı ama gerçek partiler yoktu48.

Ġngiltere‟de ise 17. ve 18. yüzyılda geliĢen temsili rejim sayesinde parlamento zaman içinde Monark‟ın yetkilerinden gittikçe daha fazla pay koparmıĢ ve sürecin sonunda da parlamentoya karĢı sorumlu hükümet anlayıĢı geliĢmiĢtir. Parlamento üyelerinin sınırlı bir seçmen kitlesi tarafından seçilmesine karĢılık, parlamentoya karĢı sorumlu hükümet üyesi bakanların, Monark tarafından atanması; bir yandan parlamenter sistemin oluĢmasını sağlarken, öte yandan siyasi parti örgütlenmelerine yol açan bir ortam oluĢturmuĢtur. 19. yüzyılda Avrupa‟da temsili ve sorumlu hükümet ilkesinin yerleĢmesi ve oy hakkının geliĢmesi siyasi partilerin doğusuna zemin

hazırlamıĢtır49

.

Türkiye‟de siyasi partilerin doğuĢuna bakacak olursak siyasi partiler ile alakalı ilk olarak Osmanlı Devleti‟ne bakılmalıdır. Osmanlı Ġmparatorluğu döneminde ilk siyasi amaçlı örgütler, ulusal bağımsızlık amacı ile azınlıklar tarafından kurulmuĢtur. MeĢrutiyetten önce, Türkler tarafından kurulan siyasi amaçlı örgütler, parlamentonun ve seçimlerin olmadığı bir ortamda, gizli olarak faaliyet göstermiĢlerdir. Ancak, bu dönemde siyasi amaçlı örgütlerin hiçbiri, modern anlamda bir parti olma özelliğini taĢımazlar. Çünkü 1876 Anayasası dernek kurma hürriyetini tanımamaktadır. Nitekim bu dönemde kurulan (1889) siyasi amaçlı ve parti niteliğindeki Osmanlı Ġttihat ve Terakki Cemiyeti ister istemez gizli çalıĢmak zorunda kalmıĢtır 1908 yılında II. MeĢrutiyetin ilanı ile birlikte, Kanun-u Esasi‟de yapılan 1909 değiĢiklikleri ile dernek kurma hürriyeti kabul edilmiĢtir. Aynı yıl çıkarılan Cemiyetler Kanunu, herhangi bir cemiyetin, kavim esasına dayanmaması ve gizli olmaması esaslarını getirmiĢtir.

1923-1946 döneminde baĢarısız parti denemeleri olduysa da tek parti sistemi egemendir. Siyasi hayatın tek partisi CHP, parlamentoda kurulan tipik bir kadro partisidir. Ulusal birliği sağlama ile sosyal ve ekonomik kalkınmayı gerçekleĢtirme isteğinin sonucu olan tek parti sisteminin kabulü, dünyada benzer özellikler taĢıyan ülkelerdeki uygulama ile de bir paralellik taĢımaktadır. 5 Haziran 1946 tarihinde yapılan

48

DUVERGER, a. g. e. , s. 15.

49

16

düzenleme ile cemiyet kurmada serbestlik esasına geçilmiĢ, ancak daha serbestlik esasına geçilmeden 18 Temmuz 1945‟te Milli Kalkınma Partisi, 7 Ocak 1946‟da da DP kurulmuĢtur. 1947 yılında TBMM içtüzüğünde yapılan değiĢiklikle de ilk kez siyasi partilerle ilgili kurallara yer verilmiĢtir. 27 Mayıs 1960 tarihinde Milli Birlik Komitesince meclis feshedilmiĢ ve siyasi parti faaliyetleri tatil edilmiĢtir. 12 Ocak 1961 tarihinde ise hükümet siyasi partilere tekrar faaliyete geçme izni vermiĢtir. 9 Temmuz 1961 günü yapılan halk oylamasıyla kabul edilen, 1961 Anayasasında siyasi partiler ilk kez yer almıĢtır. 13 Temmuz 1965 tarihinde çıkarılan Siyasi Partiler Kanunuyla da ülkemiz siyasi partileri özel bir kanunla düzenleyen ender ülkelerden biri olmuĢtur. Siyasi partilerin kapatıldığı 12 Eylül 1980 müdahalesine kadar çift meclisli parlamenter sistemin uygulandığı Türkiye‟de 1971 yılındaki muhtırayla parlamento ve siyasi sistem yara almakla birlikte, siyasi parti faaliyetleri durdurulmamıĢtır.

12 Eylül müdahalesi sonrası siyasi partiler kapatılmıĢ, 1982 Anayasası ile de partiler tekrar Anayasal statüye kavuĢturulmuĢtur. 24 Nisan 1983 tarih ve 2820 sayılı

Siyasi Partiler Kanunu siyasi partileri ayrıntılı bir kanuni düzenlemeye tabi tutmuĢtur50

. 1983 yılında çıkarılan kanunda, 1992 yılında yapılan değiĢiklikle, kapatılan siyasi partilerin devamı olma niteliği kaldırılırken, bunların isim ve amblemlerinin

kullanılması da serbest bırakılmıĢtır51

.