• Sonuç bulunamadı

2. BÖLÜM

2.2 Yeni OluĢum Hareketi (Türk-Ġslam Ülkücüleri)’ne Göre

2.2.3 Doğru Yol Partisi-Sosyal Demokrat Halkçı Parti Koalisyonuna

Güvenoyu Verilmesi

Muhsin Yazıcıoğlu‟nun MÇP‟den istifa etmesinde sebep olarak gösterilen önemli olaylardan biri de DYP-Sosyaldemokrat Halkçı Parti (SHP) koalisyonuna verilen güvenoyu ve devamında da hükümete verilen destektir. Muhsin Yazıcıoğlu Temmuz 1992 yılında bir dergiye verdiği mülakatta “Hükümet ile MÇP arasındaki iliĢkinin tam bir teslimiyetçi görüntü vermesinin” partiden ayrılmalarında en önemli

sebep olarak gördüğünü belirtmekteydi223

.

Parti içerisinde fikir ayrılıklarının ortaya çıkmasına sebep veren oylama 30

Kasım 1991‟de yapıldı.224

Türkiye‟nin 49. Hükümeti olan DYP-SHP koalisyon hükümeti yapılan oylamada güvenoyu almıĢtır. Oylamaya 444 milletvekili katılırken 280 kabul, 164 ret oyu kullanılmıĢtır. Oylamada DYP-SHP milletvekillerinin dıĢında Alparslan TürkeĢ ve 14 milletvekili de kabul oyu kullanmıĢtır. MÇP kökenli milletvekillerinden Muhsin Yazıcıoğlu, Esat Bütün, ÖkkeĢ ġendiller ve Saffet TopaktaĢ‟ın katılmadığı oylamada ANAP, RP ve Demokratik Sol Parti (DSP)

milletvekilleri de ret oyu kullanmıĢtır225

.

DYP-SHP koalisyonuna güvenoyu verilmesi Muhsin Yazıcıoğlu ve arkadaĢlarını rahatsız etmiĢtir. Parti içerisinde Muhsin Yazıcıoğlu, ÖkkeĢ ġendiller ile beraber güvenoyu meselesine en fazla karĢı çıkan kiĢiydi. O dönem parti içerisinde bu konu tartıĢılmıĢtır. Parti içerisinde yapılan toplantı öncesinde güvenoyuna verilecek oyun rengini milletvekillerinin gazete demeçlerinden öğrenmesi ve bu konunun parti içerisinde tam olarak tartıĢılmaması Muhsin Yazıcıoğlu ve arkadaĢları tarafından eleĢtirilmiĢtir.

MHP içerisinde Türk-Ġslam ülkücüleri ile devletçi kesim arasındaki gerginlik seçim sonrasında kurulan DYP-SHP koalisyonuna güvenoyu verilip verilmemesi

223

Tacettin Ural, “Muhsin Yazıcıoğlu: Hükümet Protokolü Belli Olmadan Beyaz Oy Vereceğimiz

Açıklandı”, Yörünge Dergisi, S. 85,19-26 Temmuz 1992.

224

Sabah, Cumhuriyet, Milliyet, (1 Aralık 1991).

225

64

sırasında ilk defa bu kadar net su yüzüne çıkmıĢtır. Muhsin Yazıcıoğlu ve arkadaĢları koalisyona güvenoyu verilmemesini isteyerek, yapılan oylamaya katılmaması parti

içindeki arasındaki gerginliğin kamuoyu önünde belirginleĢmesine sebep olmuĢtur226

. Alparslan TürkeĢ, 1991 Milletvekilliği Genel Seçimleri‟yle meclise giren MÇP‟nin stratejisini, partiyi mecliste tutundurmak ve nemalandırmak üzerine bina etmiĢtir227

.

DYP-SHP Koalisyonuna destek verilmesi parti tabanında da ciddi rahatsızlıklar meydana getirmiĢti. Bu konuda Bingöl Ülkü Ocaklarına bağlı Ülkücüler “Bingöl Ülkücülerinden Açık Mektup” isimli bir bildiri yayımlayarak partinin bu tutumunu eleĢtirmiĢtir228

.

O dönem güvenoyu meselesinde yaĢananlar daha sonra her iki lider arasında söz düellosu Ģeklinde basına yansımıĢtır. Bu konuda ilk açıklamayı Muhsin Yazıcıoğlu yapmıĢtır. Muhsin Yazıcıoğlu vermiĢ olduğu mülakatta güvenoyu meselesini Ģöyle izah etmiĢtir:

… Güven oylamasından önce, hükümete güvenoyu verilmesi konusunda hiçbir tartıĢma yapılmadan, hiçbir konu görüĢülmeden, konu meclis grubumuza ve parti organlarına getirilmeden, Sayın Alparslan TürkeĢ Ġstanbul‟da Tercüman gazetesine “ MÇP‟nin hükümete güvenoyu vereceğine” iliĢkin bir beyanat verdi. Bu beyanatla ilgili olarak arkadaĢlarımız kendisiyle ferdi görüĢmeler yaptılar. Daha sonra da ben bir görüĢme yaptım. Hükümete güvenoyu verilmesi konusunda rahatsızlığımızın olduğunu dile getirdim. Konuyu genel baĢkana izah ettik, kendisi ile tartıĢtık ve grup toplantısı yapılmasını istedik. Grup toplantısında 19 kiĢinin 15‟i hükümetin güvenoyu verilmesi konusunda olumsuz tavır sergiledi. Yani bunların bir kısmı düĢündüklerini yüksek sesle söyledi, bir kısmı da susarak tavrını ortaya koydu. Yalnızca iki kiĢi hükümete güvenoyu verilmesi gerektiğini savunuyordu. Bir kiĢi de çekimserdi. Bu konuĢmalardaki genel temayül güven oylamasında ret oyu verilmesi yolundaydı. Bunun üzerine genel baĢkan “YanlıĢ karar da olsa beraber olacağız” diyerek kalktı ve gitti. TartıĢmayı da bu Ģekilde kapattı. Genel baĢkanın toplantıdan ayrılmasından sonra diğer arkadaĢlarla görüĢmeye devam ettik. Bu görüĢmelerde ise “Madem genel baĢkanın böyle bir demeci çıkmıĢtır. Dolayısıyla bunun üzerine tartıĢma yapılmamalıdır” Ģeklinde temel bir yaklaĢım ortaya çıktı. Hâlbuki bir fikir partisi olduğumuzu iddia ettiğimize göre hükümet programının okunması lazımdı. Koalisyon protokolü kamuoyuna açıklanmamıĢ, kimse de içinde ne olduğunu bilmiyordu. Ġçinde ne olduğunu bilmediğimiz kapalı zarfı aldık ve kabul ettik onayladık. Bu fikir partisi olduğunu iddia eden bir partinin yapmaması gereken bir durumdur. Biz icap ederse ülke menfaatleri için bir koalisyona destek verilebilir veya koalisyona girilebilir kanaatini göz ardı etmiyoruz. Bu konularda uzlaĢmaz bir tavır

226

TURAN, a. g. t. , s. 83-85.

227

BOR ve CAN, Devlet…, s. 25.

228

65

içinde değiliz. Ama içinde HEP‟ in de bulunduğu bir koalisyonun Güneydoğu ile ilgili ne düĢündüğünü, inançlarımızla ilgili ne kanaate sahip olduğunu bilmediğimiz bir hükümete güvenoyu verilmesini doğru bulmadık. Biz önce programı ile koalisyon protokolünün incelenmesi ve tartıĢılmasını savunduk. Buna göre de olumlu veya olumsuz bir tavrın sergilenmesinin doğru olacağını ifade ettik229.

Alparslan TürkeĢ, Muhsin Yazıcıoğlu‟nun bu iddialarına Ortadoğu gazetesinde Ģöyle cevap vermiĢtir:

…Bu ifadeler gerçeği yansıtmadığı gibi beyan sahibinin konuya iliĢkin anayasal düzenleme ve bu düzenlemeye dayalı olarak gerçekleĢtirilen hükümetin göreve baĢlaması ve güven oylaması ile ilgili TBMM'deki uygulamadan da bihaber olduğu gerçeğini ortaya çıkarıyor. Koalisyon hükümetinin Bakanlar Kurulu listesi 20.11.1991 günü TBMM'ye sunulmuĢ, 28.11.1991 günü program görüĢülmüĢ ve 30.11.1991 tarihinde de güven oylaması yapılmıĢtır. Güven oylamasına katılarak 'evet' oyu kullanan milletvekilleri arasında halen BBP'nin yönetiminde görevli Aksaray Milletvekili Ġsmet Gür ile Tokat Milletvekili Ahmet Özdemir de vardır. Meclis tutanaklarındaki tespite göre, Yazıcıoğlu Meclis'te hazır bulunmasına rağmen oylamaya katılmamıĢtır. Belirtilen anayasal-hukuki fiili durum ve uygulama karĢısında Muhsin Yazıcıoğlu'nun güven oylaması ile MHP lideri TürkeĢ'e iliĢkin iddia Beyanı‟nın hukukilik, gerçeklik ve ciddiyetle ilgisinin bulunmadığı açıktır230

.

Alparslan TürkeĢ'in açıklamaları Ortadoğu gazetesinde yayınlanmasından sonra BBP lideri Muhsin Yazıcıoğlu da Aksiyon dergisine verdiği demeçle Alparslan TürkeĢ'in cevaplarının kesinlikle gerçeği yansıtmadığını belirterek, konuyla ilgili görüĢlerini Ģöyle anlatmıĢtır:

… Hükümet programı 28.1l.1991'de okundu. Program Meclis kürsüsünden okunana dek gizliydi. Fakat TürkeĢ'in evet oyu vereceğini açıkladığı tarih 24.11.1991‟dir. TürkeĢ'in bu konudaki açıklaması bir gazetede yayınlanmıĢtır. Alparslan TürkeĢ, protokolü görmeden ve hükümet programını dinlemeden ve gurubumuzu bilgilendirmeden güvenoyu verileceğini ilan etmiĢtir.. Bakanlar Kurulu, TürkeĢ'in destek açıklamasından dört gün önce açıklandı. Daha sonra da anlaĢılacağı üzere o kabineden bölücü, zimmetçi, din düĢmanı ve mezhepçi gibi üyeler çıktı. Biz bütün bunları dikkate almadan güvenoyu verileceğinin açıklanmasına karĢı çıktık. Ayrıca, 'Hedefte neyi gerçekleĢtireceğine dair beyanını duymadan' demiĢtim. Biz bir fikir, hareketi olduğumuz için elbette hassas davranmak, ülkemizin menfaatini göz önünde tutmak mecburiyetinde olmalıydık. Programın okunmasından sonra müzakereye geçilmesi için iki gün süre veriliyor. Buradaki espri, partilerin programları kendi içlerinde tartıĢması ve müzakereye hazırlanmasıdır. Bu iĢleyiĢ o zamanki MÇP' de gerçekleĢmemiĢtir. Güvenoyu verileceği grup kararı olmadan ilan edilmiĢtir. Ret vererek parti gurubumla ters görüntü vermek istemedim. Evet diyerek de o günaha ortak olamazdım231.

229

“Muhsin Yazıcıoğlu Açıklıyor”, Yeni Hafta, S. 1, (3 Ağustos 1992).

230

Ortadoğu, (18 ġubat 1995).

231

Mücteba Enes, “Türkeş ile Yazıcıoğlu arasında söz düellosu”, Aksiyon Dergisi, S. 12, (25 ġubat 1995).

66

Süleyman Demirel Orta Asya‟ya düzenlediği gezide Alparslan TürkeĢ ile

beraber gitmiĢti232. Alparslan TürkeĢ ile Süleyman Demirel‟in bu yakınlaĢması o dönem

SHP‟de ciddi rahatsızlığa da sebep olmuĢtu233. Alparslan TürkeĢ‟in, bu yakınlaĢmadan

dolayı Süleyman Demirel‟e verilecek bir desteğin partisinin de yararına olacağını düĢünüyordu. Oylamada verilecek “Evet” oyunun partiye, davaya ve ülkücü harekete birçok kazanım sağlayacağını düĢünüyordu. Hükümete verilecek evet oyunun partiye nasıl bir yarar sağlayacağını o dönem Alparslan TürkeĢ‟ten dinleyen 19. Dönem MÇP Milletvekili Rıza Müftüoğlu, bu yararları Ģöyle açıklamıĢtır:

MHP davası halen sürüyordu. MHP dosyası Askeri Yargıtay‟dan Sivil Yargıtay‟a yeni intikal etmiĢti. Sivil Yargıtay dosya hakkında bir karar verecekti. Güvenoyunun bu davaya müspet bir etkisi olabilecekti. Güvenoyu devletin kapılarını bize açacak ve çok kısa süre içerisinde çeĢitli psikolojik tedirginliklerden kurtulacaktık. Yeni kurulan SHP-DYP hükümeti bürokraside her hükümetin yaptığı gibi değiĢiklikler yapacaktı. Güvenoyu sebebiyle ülkücü bürokratların %30‟nu bu değiĢikliklerden koruyabilsek bizim için önemli bir fayda teĢkil edecek, bu arkadaĢların mağduriyetlerini önlemiĢ olacaktık.Sert muhalefet ile teslimiyetçiliğin olmadığı, sadece bir güvenoyu desteği MHP‟yi muhalefet ile iktidar arasında ılımlı, değiĢik ve baĢka bir siyasi partinin olmadığı sadece MHP‟nin bulunduğu bir kulvara sokacaktı. Bu kulvarda tek baĢına siyaset yapmak ve halka hitap etmek hem daha kolay hem de kendimizi anlatmak ve oy almak açısından daha faydalıydı. Hâlbuki güvenoyu vermeyip muhalefete geçtiğimiz takdirde, ANAP, DSP ve 1991 seçimlerine birlikte girdiğimiz RP ile yan yana gelecektik. Muhalefette DSP‟yi bir kenara bırakırsak ANAP ile milletvekili sayısı açısından gerideydik. Biz grup bile kuramamıĢtık ve grup kuramayan siyasi partilerin meclisteki söz hakkı çok kısıtlı bulunuyordu. RP‟den de milletvekili sayısı bakımından gerideydik. Üstelik muhalefette mecburen RP ile bir rekabete girecektik. Bu bizi çok radikal bir noktaya getirebilirdi. Bu da “yeĢil kuĢak” projesi ile bizi radikal çizgiye çekmek isteyenlerin ekmeğine yağ sürmek demekti. O zaman en akıllı yol, ılımlı bir muhalefet örneği ile hareket etmek ve halkın dikkatini çekerek fikir ve görüĢlerimizi anlatmaktı234.

Alparslan TürkeĢ‟in hükümete güvenoyu vermek istemesinin bir gerekçesi de hükümetin Türk Dünyası ile iliĢkiler kurmaya baĢlamasıydı. Hatta o dönem Süleyman

Demirel Alparslan TürkeĢ ile Orta Asya‟ya geziye çıkmıĢ ve ilk adımı atmıĢtı. Hükümete

güvenoyu verilirse Orta Asya ile iliĢkilerin geliĢmesine katkısı olur düĢüncesi Alparslan TürkeĢ‟te hâkimdi. Muhsin Yazıcıoğlu ise bu sebebi de güvenoyu vermek için geçerli bir izah olarak görmemiĢtir. Çünkü kurulacak hükümette Orta Asya ile iliĢki kurabilecek tüm bakanlıklar SHP‟ye verilmiĢti. SHP‟li bakanlar içerisinde Orta

232 Türkiye, (27 Nisan 1992). 233 Milliyet, (22 Nisan 1992). 234MÜFTÜOĞLU, a. g. e. , s. 171.

67

Asya‟daki Türk Devletleri ile sosyal, kültürel bağlantıları kurabilecek bunun sevdasını

duyan kiĢilerin olmadığı düĢüncesindeydi235

.

MÇP Milletvekili olan ve daha sonra istifa ederek BBP‟nin kurucuları arasında yer alan Saffet TopaktaĢ ise o dönem parti içerisinde yaĢananları Ģöyle anlatmıĢtır:

Ayrılığımızın en önemli sebebi olan güvenoyu oylaması sürecinde Devlet Bey bizimle toplantı yaptı. O toplantıya ben, ÖkkeĢ ġendiller, Esat Bütün ve Muhsin Yazıcıoğlu katıldı. O toplantıda Devlet Bey bize güvenoyunun partimize faydalarından, bazı bakanlıklarda arkadaĢlarımızın yerleĢtirileceğinden bu oylamanın bize çok faydası olacağından bahsetti. Bizde o toplantıda Ģayet evet oyu verirsek yalancı durumuna düĢeceğimizi belirttik. Çünkü tabandan oy isterken kullandığımız cümleler verdiğimiz sözler ile tam zıt bir hareket olacağını belirttik. Ertesi gün Alparslan TürkeĢ bizi çağırdı. Toplantıda güvenoyunu da konuĢalım dedik. TürkeĢ Bey o konu halledildi. Sadece ÖkkeĢ kaldı dedi ve konuyu konuĢmaya dahi açmadı. Meğersem akĢam Devlet Bey “Herkes ikna oldu. Bir tek ÖkkeĢ Bey ikna olmamıĢ” Ģeklinde bir rapor sunmuĢ kendisine. Güvenoyu günü ne yapalım diye konuĢtuk ve en son ret oyu vermeye karar verdik. Daha sonra bu karardan da vazgeçerek meclise girmedik ve bir arkadaĢımızın mekanına gittik. Orada yaklaĢık yirmiye yakın arkadaĢımız vardı. Bu olay sebebiyle bize selam dahi vermediler. O gün Devlet Bey: “Sizinle siyasi birlikteliğimiz artık bitmiĢtir” dedi236

.

MÇP içerisinde güven oylamasından sonra hükümetin icraatları ve politikaları konusunda da fikir ayrılıkları yaĢanmıĢtır. Güvenoyu alan DYP-SHP hükümetinin hazırladığı Bütçe‟nin oylaması sırasında yine fikir ayrılıkları ortaya çıkmıĢtır. Bütçe oylaması sırasında yaĢanan fikir ayrılıklarını Muhsin Yazıcıoğlu verdiği mülakatta Ģöyle açıklamıĢtır:

…Bütçe oylaması sırasında da MKYK‟ da görüĢmeye baĢladık. Bütçeye oy verme konusunda genel baĢkan kimseye söz hakkı vermeden müspet oy vermenin bizim için daha isabetli olacağını ve dört hedefin gerçekleĢeceğini belirtti. Bu konuyu görüĢebiliriz ama ben müspet oy verilmesini istiyorum. Oyumuz müspet olursa bütçeden yardım, Bürokrasideki kadroların muhafazası, seçim barajının düĢmesi ve muhtemel koalisyon ortaklığı hedeflerimizi gerçekleĢtirebiliriz dedi. Genel BaĢkandan sonra söz aldım ve bizim bunlara karĢı olmadığımızı ama peĢin bir teslimiyetçi politikadan rahatsız olduğumu belirttim. TartıĢmalar sonunda evet oyu verilmesi kararı alındı ve bizde evet oyu verdik. Daha sonra ise genel sekreterlik bir yıl hükümetin aleyhine konuĢulmaması konusunda bir yazıyı bizlere dağıttı237

.

PKK‟ya lojistik destek veren Çekiç Güç‟ün görev süresinin uzatılması da parti içerisinde fikir ayrılığının bir diğer sebebidir.

235

Gündüz, (19 ġubat 1995).

236

BBP 19. Dönem Milletvekili ve Kurucular Kurulu Üyesi Saffet TopaktaĢ ile 08.03.2015 tarihinde yapılan görüĢme.

237

68

1980-88 Irak-Ġran SavaĢı‟nın ilk yıllarında, Irak saldırılarına karĢı koyup üstünlüğü ele geçiren Ġran‟a karĢı Saddam‟ı desteklemeye baĢlayan ABD Irak‟ın bu savaĢın sona ermesinden sonra da bölgede maceralara giriĢebileceğini belli etmesine rağmen, bu devleti uyarmak yerine yatıĢtırma politikası izlemiĢtir. Buda Saddam rejiminin kendi giriĢimlerine ABD‟nin karĢı çıkmayacağını düĢünerek 2 Ağustos 1990‟da Kuveyt‟i iĢgal etmesi sonucunu doğurmuĢtur. 28 Ağustos‟ta Kuveyt‟i 19. ili olarak ilan eden Irak‟a yönelik olarak, 678 sayılı kararla 15 Ocak‟a kadar buradan

çekilmesi için süre tanınmıĢtır238. Irak‟ın çekilmeye yanaĢmaması üzerine ABD

öncülüğündeki koalisyon güçleri 17 Ocak-24 ġubat hava harekâtı ve 24 ġubat-27 ġubat kara harekâtı Ģeklinde gerçekleĢtirilen Çöl Fırtınası Operasyonu sonunda Irak‟ın 687 sayılı kararı kabul etmesiyle savaĢı sona erdirmiĢlerdir. SavaĢ sonrası Irak‟a dönecek mülteciler için güvenli bölgenin oluĢturması için BM‟nin almıĢ olduğu 688 sayılı kararla “Çekiç Güç” oluĢturulmuĢtu. Bunun Silopi‟de konuĢlandırılacak olması Türkiye içinde bundan sonra hep sürecek tartıĢmalara neden olmasına rağmen, Irak halkına Bağdat tarafından yapılabilecek bir saldırıyı önleme amaçlı bu Çekiç Güç 6 aylık sürelerle sürekli uzatılmıĢtır. 1996 sonunda ismi “KeĢif Güç” olarak değiĢtirilen Çekiç

Güç, yine 6 aylık sürelerle bölgede varlığını 2003 yılına kadar devam ettirmiĢtir239

. Çekiç Güç meselesinde Muhsin Yazıcıoğlu MÇP yönetiminin tavrını eleĢtirmiĢtir. Muhsin Yazıcıoğlu, “Alparslan TürkeĢ milletvekillerine talimat verseydi bütün milletvekillerinin mecliste yapılan toplantılara tam kadro katılacağını” belirtmiĢtir. Ama Alparslan TürkeĢ‟in bu konuda milletvekillerine talimat vermemiĢtir. Muhsin Yazıcıoğlu bu sebeple Çekiç Güç oylamalarına bazı vekillerin katılıp hayır oyu verdiğini, diğer milletvekillerinin ise hükümetle ters düĢmemek için oylamaya

katılmadığını belirtmiĢtir240

.

Muhsin Yazıcıoğlu‟nun teĢkilatları etkilemesini engellemek için bu süreçte bazı tedbirler alınmıĢtır. MÇP yönetimi Gençlik, Kültür ve Sanat Ocakları aracılığı ile

238

Tayyar Arı, GeçmiĢten Günümüze Orta Doğu, Siyaset, SavaĢ ve Diplomasi, (Ġstanbul, Alfa yayınları, 2004) , s. 575.

239

Mehmet Öztürk, “I. Körfez SavaĢı‟ndan (1990- 91) - 11 Eylül Sürecine Abd‟nin Irak Politikası Ve Bunun Türk-Amerikan ĠliĢkilerine Etkileri”, Akademik BakıĢ Dergisi, S: 19, Ocak – ġubat – Mart – 2010,s. 4-7.

240

Mücteba Enes, “Türkeş ile Yazıcıoğlu arasında söz düellosu”, Aksiyon Dergisi, S. 12, (25 ġubat 1995).

69

“GözyaĢı Geceleri” organizasyonunu yasaklayan bir genelge yayınlamıĢtır. GözyaĢı geceleri gençlerin ocağa dolayısıyla partiye çekilmesi açısından son derece mühim olan bir programdı. Bu programlarda milliyetçilik Ġslam ile bütünleĢtiriliyordu. Bu gecelerde konuĢma yapan Muhsin Yazıcıoğlu‟nun dini söylemleri ve hükümet aleyhine

konuĢmaları MÇP yönetimini rahatsız ediyordu241

.

Bu dönemde Muhsin Yazıcıoğlu‟nu davet eden partinin il ve ilçe yönetimleri, Ocakların il ve ilçe yönetimleri merkeze çağrılıyor istifaları isteniyordu. Ġstifa etmeyen yönetimlerde feshediliyordu. Bu yaĢanan olaylar Muhsin Yazıcıoğlu‟nun “Biz istifa etmedik partiden koparıldık, bize karĢı parti içerisinde sistemli planlı çalıĢmalar yapıldı” sözünü söylemesine sebep olmuĢtur.