• Sonuç bulunamadı

b) Delillerin Hukuka Uygun Olup Olmaması

4) Silahların Eşitliği Đlkesi

Silahların eşitliği ilkesi hakkaniyete uygun yargılamanın gereklerinden birisidir. Yapılan bir yargılamada, taraflar arasında, silahların eşitliğinin veya hakkaniyete uygun bir dengenin sağlanması gereklidir. Bu ilke, mahkeme önünde sahip olunan hak ve mükellefiyetler bakımından taraflar arasında bir eşitliğin bulunması ve bu dengenin yargılamanın her aşamasında korunması anlamına gelmektedir. Ceza yargılamasında, iddi aile müdafaa arasında haklarda eşitlik olması gerektiğini gösteren bu ilke, şüphelinin aleyhine bir hukuki durumun yaratılmamasını da kapsar. Ceza yargılaması hukuku açısından ele alındığında, silahların eşitliği ilkesi, Anglo-Amerikan hukukunda geçerli olan taraf muhakemesini yansıtan bir yapıya sahiptir. Bu sebeple de, Avrupa hukukuna alışkın olan hukukçuları tatmin etmemektedir251.

AĐHM’ ye göre, geniş kapsamlı bir kavram olan “hakkaniyet” in ilk ve en önemli gereği, uyuşmazlığın tarafları arasında “silahların eşitliği” ilkesinin geçerli olmasıdır. Başka bir deyişle, mahkeme önünde sahip olunan hak ve vecibeler açısından, uyuşmazlığın tarafları arasında tam bir eşitlik bulunmalı ve bu denge yargılama boyunca korunmalıdır. Zaten adil yargılanma hakkı da bunu gerektirir252. Silahların eşitliği prensibi, her iki tarafa da, uyuşmazlığın karşı tarafı karşısında, kendisini dezavantajlı duruma sokmayan şartlarda görüşlerini sunmak için makul bir takım imkânların verilmesi anlamına gelir253.

Silahların eşitliği kavramı ilk kez Neumeister kararında kullanılmış ve bu karardan sonra da Sözleşme’ nin 6. maddesinin 1. fıkrası kapsamında yer alan bir ilke olmuştur. Bu usuli eşitlik görülmekte olan davanın tarafları arasında hakkaniyete uygun bir denge olmasını gerektirir ve ceza yargılamasının dışındaki bir medeni hak

250 Saunders-U.K kararı, paragraf 69.

251 GÖLCÜKLÜ, Feyyaz: “Avrupa Đnsan Sözleşmesinde Adıl Yargılanma”, a.g.m, s. 218.

252 GÖLCÜKLÜ, Feyyaz; GÖZÜBÜYÜK, Şeref: a.g.e, s. 264.

253 Uluslar arası Af Örgütü: a.g.e, s. 172.

ve yükümlülük üzerindeki uyuşmazlıkla ilgili diğer davalarda da uygulanır.

Dolayısıyla bu ilke, hem medeni yargılama hem de idari yargılama usulünü de ilgilendirmektedir254.

Silahların eşitliği ilkesi, her somut olayda yeniden değerlendirilmektedir. Başka bir deyişle, muhakeme faaliyeti içindeki her bir işlem, davanın özelliğine göre silahların eşitliği ilkesi bakımından incelenmektedir. AĐHM’

ye göre, adil yargılanma açısından silahların eşitliği ilkesinin denetlenmesinde önemli olan husus, eşitlik araştırmasına konu olan işlemin yargılamadaki önemidir.

Mahkeme, silahların eşitliği ilkesine uyulup uyulmadığını araştırırken, somut olayda şikâyet konusu ‘eşitliğin’ yargılamayı gerçekten gayri adil kılıp kılmadığına bakmaktadır. (Kremzow/Avusturya Kararı, 21.09.1993, A 268- b, Paragraf 75) 255

Silahların eşitliği ilkesi Sözleşme’ nin 6. maddesinin 3. fıkrasının d bendinde yer alan ve sadece sanıklar için öngörülmüş olan “tanıkların dinlenmesinde hak eşitliği” kavramı ile de yakından ilişkilidir. 3. fıkranın d bendi, 1. fıkranın bir parçası olarak görülen silahların eşitliği ilkesinin bir uzantısıdır. Dolayısıyla Mahkeme 3. fıkranın d bendini yorumlarken, 1. fıkra ile birlikte değerlendirme yapmakta ve bilirkişileri de kapsar şekilde genişleterek muhtemelen tüm ispat araçlarını da kapsayabilecek şekilde yorum yapmaktadır256.

Silahların eşitliği ilkesinin ve savunma hakkının ana unsuru, sanığın tanık dinletme ve sorgulama hakkıdır ve bu hak pek çok uluslar arası belgede de yerini almıştır257. Ceza davaları açısından silahların eşitliği ilkesi, savunmanın iddia makamı ile eşit bir şekilde davasını hazırlama ve sunma konusunda makul olanaklara sahip olmasını güvence altına almaktadır258.

Sanıklar açısından bir güvence olarak öngörülmüş olan Sözleşme’ nin 6. maddesinin 3. fıkrasının d bendi şöyledir: “Sanık iddia şahitlerini sorguya çekmek veya çektirmek, müdafaa şahitlerinin de iddia şahitleriyle aynı şartlar altında davet edilmesini ve dinlenmesinin sağlanmasını istemek haklarına sahiptir.” Bu hüküm sanığa iki hak sağlamaktadır. Bunlardan birincisi sanığın aleyhine olan tanıkları

254 ĐNCEOĞLU, Sibel: a.g.e, s. 212.

255 GÖLCÜKLÜ, Feyyaz; GÖZÜBÜYÜK, Şeref: a.g.e, s. 265.

256 GÖLCÜKLÜ, Feyyaz: “Avrupa Đnsan Hakları Sözleşmesinde Adil Yargılanma” , a.g.m, s. 227.

257 Medeni ve Siyasi Haklar Uluslar arası Sözleşmesi madde 14/3-e, Amerikan Sözleşmesi madde8/2-f, Uluslar arası Ceza Mahkemesi Kurucu Belgesi madde 67/1-e.

258 Uluslar arası Af Örgütü, a.g.e, s. 173.

çapraz sorgulama, başka bir deyişle iddia tanıklarını aleni duruşmada sanığın huzurunda çelişmeli bir biçimde sorgulama hakkı, ikincisi ise, kendi tanıklarının da iddia tanıkları ile eşit koşullar altında davet edilmesi ve dinlenmesi ve böylece silahların eşitliğinin sağlanması hakkıdır. Sözleşmenin bu hükmü hem son soruşturma hem de kanun yolları için geçerlidir259.

Gerek 3. fıkranın d bendi, gerekse 1. fıkra açısından, eşitlikle kastedilen sayısal eşitlik değil, nitelik eşitliğidir. Başka bir deyişle, yargılamanın bütünü göz önüne alınarak yargılamanın tez ve antitezin ileri sürülüp tartışılması bağlamında adil olup olmadığı, yani iddia ve savunma arasındaki dengenin korunup korunmadığı araştırılacaktır. Bu anlamda bir konunun ispat açısından savunma ve iddia makamlarının çağırdığı tanıklara eşit derecede ağırlık verilmemesi, eşit muamele edilmemesi silahların eşitliğini zedeleyebilmektedir260.

Uygulamada ne yazık ki silahların eşitliği ilkesine uymayan bir takım davranışlar görmekteyiz. Ceza yargılamasında nihai karar verilmeden önce, savcıların, hâkimlerle birlikte duruşma salonundan çıkarak aralarında görüşmeleri bu duruma güzel bir örnektir261. Kanaatimizce bu durum silahların eşitliği ilkesine aykırıdır. Çünkü Savcı, her ne kadar sanığın lehine olan delilleri de toplasa da, iddia makamını temsil etmektedir. Burada denge sanık aleyhine bozulmaktadır.

Gözler’ e göre de, “Askeri Yüksek Đdare Mahkemesi Kanunu’ nun 52.

maddesinin son fıkrası gereğince, idare tarafından gönderilen gizli belgelerin davacıya gösterilmemesi, silahların eşitliği ilkesinin ve dolayısıyla hakkaniyete uygun yargılanma hakkının tipik bir ihlalidir.” 262

AĐHM, silahların eşitliği ilkesiyle ilgili olarak Türkiye ile ilgili olan Göç/Türkiye kararında şu şekilde karar vermiştir:

“Temyiz aşamasında Başsavcının tebliğname içeriğinin dikkate alınıp, başvurucuya tebliğnameye karşı farklı bir görüş sunma olanağının sağlanmaması, 6.

maddenin ihlalidir.” 263

259 GÖLCÜKLÜ Feyyaz: “Avrupa Đnsan Hakları Divanı Đçtihadına….” , a.g.m, s. 4.

260 GÖLCÜKLÜ, Feyyaz: “Avrupa Đnsan Hakları Sözleşmesinde Adil Yargılanma” , a.g.m, s. 228.

261 DĐNÇ, Güney: “Savunma ve Hak Arama Sürecinde Silahların Eşitliği” , Đzmir Barosu Dergisi, Yıl 2004, Sayı 1, Ayrıca http://www.yargitay.gov.tr/aihm/guneydinc.html.

262 GÖZLER, Kemal: a.g.m, s. 10.

263 Đzmir Barosu Dergisi, Ocak 2001, Sayı 1, s. 107.

Anlatılanlardan şu sonuca varmak mümkündür: Sunulan delillerin kabul edilebilirliği ile ilgili olarak karar verme yetkisi öncelikle bir iç hukuk sorunudur ve toplanan delillerin ispat gücünü takdir de kural olarak, ulusal mahkemelerin yetkisindedir. Mahkemenin işlevi, ispat araçlarının sunuluş tarzı da dâhil olmak üzere, yargılamanın bütünü bakımından adil olup olmadığını araştırmaktır. Bu konu özellikle sanığın iddia kanıtlarını tartışıp çürütebilme olanağına sahip bulunup bulunmadığı (yargılamada vicahilik-çelişiklik ilkesi) ve gıyabi yargılama konularında büyük önem kazanmaktadır264.