• Sonuç bulunamadı

b) Yapısal Sorunlar

A) DURUŞMALI YARGILANMA HAKKI

III- YARGILAMA HUKUKUNDA USULĐ GÜVENCE HAKKI

Usuli güvence hakları olarak da adlandırabileceğimiz adil yargılama içerisindeki özel hakları sırasıyla inceleyelim.

A) DURUŞMALI YARGILANMA HAKKI

Adil yargılanma hakkı, kural olarak kendisi hakkında suç isnadı bulunan kimsenin birinci derecede mahkemede yargılanması sırasında hazır bulunmasını ve dinlenilmesini icap eder.

324 Neumeister ve Avusturya kararı, paragraf 20-21.

1) Medeni Hak ve Uyuşmazlıklarla Đlgili Davalarda Duruşmada Hazır Bulunma Hakkı

Birtakım davalarda ve bazı durumlarda ilgili tarafın (davacı veya davalı) hazır bulunmaması davanın hakkaniyete uygun olarak dinlenmesi bakımından sıkıntı oluşturabilir. Ceza davası dışındaki davalarda da tarafın duruşmada hazır bulunması, adil yargılanma hakkının gerçekleşebilmesi için gerekli olabilir. Örneğin, tarafın kişisel özellikleri ve yaşama biçimi veya şahsi davranışları mahkemenin kararının oluşmasında doğrudan etkili olabilir325. Boşanma ve velayet davaları buna örnek olarak gösterilebilir.

Eğer tarafın kişisel özelliklerinin, yaşam biçiminin davaya ve karar etkisi yok ise, duruşma aşamasında davanın tarafı olan kişinin bir avukat tarafından temsil edilmesi yeterli olabilecektir. Basit alacak davaları, tapu ile ilgili davaları örnek olarak sayabiliriz. Bu davalarda tarafın bizzat duruşmaya katılması gerekmemektedir. Taraf vekille kendisini temsil ettirerek de hakkına ulaşabilir.

2) Suç Đsnadına Đlişkin Davalarda Duruşmada Hazır Bulunma Hakkı

Duruşmada hazır bulunma hakkı öncelikle, kendisine suç isnat edilen sanıklar için geçerli bir haktır.

Sanığın duruşmaya katılması birçok açıdan kendisine yarar sağlayacaktır. Sanık duruşmaya katılarak, gerektiğinde delil göstererek, avukatına tavsiyede bulunarak, davasını kendisi savunarak mahkemenin kararını etkileme şansını bulabilmektedir. Bilindiği üzere mülga 765 sayılı TCK’ nın 59. maddesi ve 5237 sayılı TCK’ nın 62. maddesinde takdiri indirim nedenleri düzenlenmiştir. Sanık duruşmaya katılmış ise hâkim, sanığın duruşmadaki davranışlarını lehine değerlendirerek cezasından 1/6 oranında indirim yapabilecektir.

5237 ve 5271 sayılı kanunların yürürlüğe girmesinden önce hukukumuzda ceza kararnamesi müessesesi bulunmaktaydı. Şartları var ise duruşma yapılmaksızın, bazı suçlarda evrak üzerinde sanık hakkında mahkûmiyet kararı

325 ĐNCEOĞLU, Sibel: a.g.e., s. 251.

verilebiliyordu. 5271 sayılı CMK’ nın yürürlüğe girmesinden sonra bu usul kaldırılmıştır.

CMK’ nın 193 maddesi aynen şöyledir: “Kanunun ayrık tuttuğu hâller saklı kalmak üzere, hazır bulunmayan sanık hakkında duruşma yapılmaz.

Gelmemesinin geçerli nedeni olmayan sanığın zorla getirilmesine karar verilir.”

Yine 194. maddede de duruşmada hazır bulunma hakkı ile ilgili düzenlemeler bulunmaktadır. Yeni yasal düzenlemelerle sanığın yokluğunda yargılama yapılması neredeyse imkânsız hale gelmiştir. Bu maddelerden de anlaşılacağı üzere mevzuatımız açısından sanığın duruşmada hazır bulunma hakkını sağlamaya yönelik bütün önlemlerin alınmış olduğunu söyleyebiliriz.

Kural bu olmakla birlikte, sanığın duruşmada hazır bulunması mutlak bir hak değildir. Örneğin, sanığın duruşmanın düzenini bozması veya kimliği gizli tutulan tanığın dinlenmesi ya da tanığın korkutulma kaygısı gibi özel şartlar bu haktan sapmayı gerektirebilir. Ancak, sanığın keyfi olarak duruşmada hazır bulunmasının engellenmesi, duruşmada hazır bulunabilmesi için uygun ortamın sağlanmaması Sözleşme’ nin 6. maddesinin ihlalini meydana getirmektedir.

CMK’ nın 195. maddesinde sanığın yokluğunda duruşma yapılabilecek haller sayılmıştır. Maddeye göre suç, yalnız veya birlikte adlî para cezasını veya müsadereyi gerektirmekte ise; sanık gelmese bile duruşma yapılabilir.

Bu gibi hâllerde sanığa gönderilecek davetiyede gelmese de duruşmanın yapılacağı yazılmalıdır.

3) Duruşmada Hazır Bulunma Hakkından Feragat

Davanın tarafı olan kişi hem ceza davalarında hem de medeni haklara ilişkin uyuşmazlıklarda, duruşmada hazır bulunma hakkından feragat edebilir. Bu feragat açıkça olabileceği gibi, tarafa etkili bir tebligat yapılmasına rağmen, davanın tarafının duruşmaya katılmaması ile zımni olarak da yapılabilir.

Bu konuyla ilgili olarak, CMK’nın “Sanığın duruşmadan bağışık tutulması” başlığını taşıyan 196. maddesinde “Mahkemece sorgusu yapılmış olan sanık veya bu hususta sanık tarafından yetkili kılındığı hâllerde müdafii isterse,

mahkeme sanığı duruşmada hazır bulunmaktan bağışık tutabilir.” hükmü yer almaktadır.

4) Duruşmada Hazır Bulunmayı Gerektirmeyen Durumlar

Duruşmada hazır bulunma hakkının kanun yolları aşamasında ilk derece yargılamasında olduğu kadar ciddi bir öneme sahip olmayabilir. Eğer kanun yolu aşamasında yalnızca hukukilik denetimi yapılıyorsa, duruşmada hazır bulunmama açısından Sözleşme’ nin 6. maddesine aykırılık oluşmamaktadır.

Üst mahkemedeki yargılama, davanın hukukilik denetiminin yanında maddi denetimi de kapsıyor ise, başvurucunun duruşmada hazır bulunma hakkı, olayların belirlenmesinin ve varılacak neticenin ilgili kişi için taşıdığı önem açısından gerekli olup olmadığına bağlıdır. Eğer kanun yolu aşaması, davanın hukukilik denetiminin yanı sıra maddi esasa girerek olaylar açısından da denetlenmesini içeriyorsa, başvurucunun duruşmada hazır bulunma hakkı, olayların belirlenmesi ve varılacak sonucun başvurucu için önemi açısından gerekli olup olmadığına bağlıdır326.

Türkiye açısından bu duruma bakacak olursak durum şöyledir. Đç hukukumuza göre ilk derece mahkemesinin kanun yolu (temyiz) incelemesini Yargıtay yapmaktadır. Ancak ülkemizde ilk derece mahkemelerinin kararlarını maddi açıdan da inceleyen Đstinaf Mahkemeleri bulunmadığından, temyiz mahkemesi olan Yargıtay sadece hukukilik denetimini yapması gerekirken, maddi açıdan da inceleme yapmaktadır. Đş yoğunluğu nedeniyle de kanun yolu yargılamasının birçoğunda sanık veya avukatı bulunmadan değerlendirme yapılmaktadır. Bu durum Sözleşme’ nin 6. maddesi açısından ihlal nedeni oluşturabilecektir.